1932 senesinde olduğu gibi bu yaz Bim ve Çin orduları iki arada a harp olmadığı halde çür- haa r. Beş sene evvel Şanghayda, N > Çinde taarruza uğrıyan Ja- pal şam korumak bahanesile ka- telleri vc olunan Japon askeri kuy- diğ Du havaliyi muhafaza eden on Mi Çin kolordusu ile tam mâ- in harbetmişlerdi. eticede Çin kuvvetleri büyük 20- Vermiş ve gerilemişlerdi. Merkezi Yaninda bulunan Çin cumhuriyet Ükmeti, Japonya gibi bahri ve as- Dir devlet ile sonu belli ol- ğ Yaza Gİ Şimali Çinde sağişi muha- iğ çe YİrMİ dokuzuncu Çin kolor- harp Yaz mevsimi münasebetile büyük han e ketraları için yapılmış bulu LA ordusu kıtaları ile doğru- önder, e temas eylediğinden. mü- , ix © v6 Multarebeler olmuşlur. y2oNYa, Mançuriyi ve dahili Mo- #imazi mi anpL ve işgal ettikten sonra | Son Japon - Çin çarpışmaları hajaza eden Japon askeri kuvvetlerini hem takviye etmiş, hem de muhlelif sebeplerle şimali Çindeki sevkulceyş cihetinden mühim olan bütün demir- yollarını ve mühim moktaları askeri işgal ve muhafaza altına almıştı. Japon ve Çin kuvvetleri kışlalarda | bulundukları zaman yekdiğeri ile pek temas etmiyorlardı. Fakat harp mâ nevraları münasebelile Japon ordusu bütün memleketi işgal eylemesi üze- rine iki tarafın tem mücehhez kuv- vetleri çarpışmışlardır. Çin cumhuriyet hükümetinin bu- günkü vaziyeti, eski haline benzemez. Müstakil bir hükümet olarak yüz mil yondan fazla nilfusu bulunan cenubi Çine hâkim Kanton idaresi yıkılmış ve | Yu yerler merkezi Nankinde bulunan Çin cumhuriyet hükümeti eline düş- müştür. Çinin garbındaki komünist kurvetleri ise Japonların ileri hareke- #ine mani olmak için şimale çekilmiş- lerdir. Çin cumhuriyet hükümeti kendint kuvvetli hissetmekle beraber yine Japonya ile kendi başına harbet- mekten sakınmaktadır. Bipgenaleyh, son muharebelerin neticesi olarak Çin hükümetinin şimali Çindeki nüfuz ve iu ni zaten konlrolü altında bu- | hâkimiyeti bilsbütün zaafa uğrıya- ha, rabilmek için Pekirdeki sefaret- | caktır. neyi VE buraya giden yolları mu- | Feyzullah Kazan mea e eee ri lemek Y Artık kimsenin saçı dökülmiyecek Bir doktor kati ilâcını buldum diyor Bir başta 160,000 fel saç varmış etmiş, hepsinin de başlarında saç bit- miş... Doktora göre, insan vücudü esasen tüylü olduğundan kaivisi denilen baş saçsızlığı diye bir hastalık kalmama- layımiş. Doktorun bir de istatistiği var. Bu istatistiğe göre bir kadının başmda 25.000 ilâ 160.000 saç teli mevcuttur. Bir erkeğin yüzünde de 25.000 sakal teli vardır. Doktor Cueto bir şey daha hesapla. | muş. Diyor ki; — Her gün erkeklerin tıraş ettikleri Sakal kıllarını uç uca koyarsanız 7 Devayı buldum! diyor. 120.000 kilometre Uzunluğunda bir Daktor Cuctonun iddiasına güre | telolur. İİİ citiği 500 saçmzdan £15 ini işi | | Şen istatistik güzel pey doğrusu! Şeytani koğmak için Japon zabıtası faaliyette a lü, Tibette, garip bir tören yapı- | © Japonyada bin bir türlü klüp var. > kovalamaca... dır, Bunların çoğu halkın safiyetin- pa slk, mabed meydanında toplanır. | den istifade edip para kazanmak, da #skerler de kovalamacaya | ha doğrusu para dolandırmak için ku- gla ederler Papazlardan biri, yor. | rulmuştur. v ateş eder, , derin, rahat nefes alır ve bir eğlence devam eder, hana i Bunun için dı beşer kişilik ye n e Yaptlar. Her ekip bir hafta kürün bay YERİ edecek. İlk söz alacak olan Meselâ son zamanlarda «İntiharı kolaylaştırmak klübüs zabıta tarafın» dan seddedildi. Müessisleri hapse atı dı. Bugünlerde d6 «Hakka tapanlar klübü» zabıta tarafından basıldı. Bu klüpte kâğıtların üstüne bir ta- kım hayvan isimleri yazılı Herhangi bir şikâyeti olan klübe geli- yor, reise derdini söylüyor, reis bu der- din falan hayvanım ruhundan ileri geldiğini bildiriyor, adam o hayvanın ismi yazılı olan kâğıdı alıp dua ediyor, sonra kâğıdı satın alıyormuş... Meselâ birl evinin aktığını söylüyor, Klüp reisi diyor ki: 550 kurbağa ruhu sana musallat... Balinanın ruhunu satın al, bu derd- den kurtulursun, evinin damı akmaz, Adam, üstünde «Balina> yazılı kâr fadı, avuç dolusu para verip salın aliyor. Bir kadın geliyor, bel ağrısından şi- küyet ediyor. Klüp reisi: — Sana diyor, bin kada? tavşan ru- hu musallat. tayın ruhunu satın al, bel ağrısından kurtulursun. Kadın, üstünde «Tazı» yazılı kâğıdı salan alıyor. > Bugün bu klüp müessisleri hapis- te, bakalım sıvışabilmek için kendieri kimin ruhunu satın alacaklari.. Ithalâtın serbestisi rejiminin tatbiki Yeni rejimin tatbiki artık bir gün meselesi sayılabilir Umumi ithalât serbestisi sisteminin tatbikine geçilmeden önce yapılmak- ta olan son tedkiklerde bitirilmek ü- zeredir. Yeni sistemin tatbiki artık bir gün meselesi addedilebilir, Şimdiki halde piyasa bir intizar devresi geçirmekte, tatbikata başlan masını büyük bir alâka ile beklemek tedir. Yeni sistemin bu mevsimde tat- bikine geçilmesi sonbahar için bir âddedilmektedir. gayri tabii bir hayat pahalılığı mev- cud değildir. Fakat gümrük kapıla- yının hemen her türlü yabancı emti- aya açılması tabii olarak bir bolluk meydana gelmesine sebep olacak, geşidler çoğalacak, rekabet sahası &enişilyecek ve nihayet hayat ucuz- luğuna doğru daha geniş bir adım alılmış bulunacaktır. Malımızı alanın malını almak pren- sibi karşısında, yeni sistemin tatbiki- DS geçilmesi bu sene İhracat mevsi- minin daha çok hararetli geçmesine de sebep olacaktır. Piyasada umumi bir ferahlık sezi- liyor. Hükümetin her hususta aldığı tedbirler sayesinde tacirler müsnid şartlarla korkusuz iş yapabiliyorlar. Alınan İktisadi tedbirlerden bir çok- larının bizde tatbikine geçildikten bir kaç sene sonra gerek Balkan dev- letlerinde ve gerek büyük Avrupa dev- letlerinde de aynen tatbik edildiği görülmektedir. Birkaç gün evvel Fran- sa hükümetinin gümrük tarife kanu- nunu ârzu ettiği zaman tadil selâhi- Yirmi kuruşa barbunya, kefal balığı yiyebilir miyiz? Geçenler- de balıkçılık müşaviri B. İsmali bunun pekâlâ kabil alabileceğini — söytüyor- du. Bu fikir balıkçılar arasında büyük bir alâka uyandırmıştır. Ucuz balık meselesi etrafımda birçok baıkçılarla görüştük. Elde ettiğimiz fikirleri şu suretle hülâsa edebiliriz: Başta Balıkçılar cemiyeti reisi B. Ahmed olduğu halde mevcud balık istihsal tarzının değişmesini istiyen bir grup vardır. Bu grupun iddiası şudur; Türkiyede balık yiyenler pek azdır. Balık, yalnız İstanbulda istihlik edi- lir, bu itibarla sarfiyat sahası pek dar- dır.Böyle olduğuna göre, fazla tutu- ian balıkları ne yapacağız? Fazla pa- Jamut ve torik balığı tutulduğu 2a- mun, «para etmiyor» diye denize dö- küyoruz. Eğer diğer nevi balıkları da bu kadar bol tutacak olursak, onları da denize dökmekten baska çare bu- Jamıyacağız. O hnlde ne diye açık de- nizlere çıkarak vapur dolusu balık tu- talım?.. Bu fikre muhalif bir grup daha var- dır. Bu grupun başında, Ali Tandoğan bulunmaktadır. Bu grupun fikirlerini de şu suretle ortaya koyabiliriz; Balık iki türlüdür. Biri endüstri balığıdır. Meselâ: Torik, palamut, or- kinos bu nevi balıklardandır, Bu ba- yetini aldığı malümdur, Fransa hükümetince henüz alın- a, Glee İn ted lee eeetimiz. ce çok daha düşünülmüş ve 1879 numaralı kanuna müzeyyel 2294 numaralı kanunla 20 haziran 933 de memleket iktisadi ihtiyaçlarının gös- tereceği müstacel lüzum üzerine İc. ra vekilleri heyetine, meri tarifede- ki gümrük resimlerinde tadilât yapıl- masına salahiyet verilmiştir. Bu tedbirlerimizin büyük devletler kemmeliyetine gösterilecek misaller- den birini teşkil edebilir, Çiroz avlarken Direk kırılınca Avadisin belkemiği kırıldı, Halilin de kafası yarıldı Evvelki gece saat on buçukta Kar- tal Maltepesinde balıkçı Avadis, Agop reisin kayığına binerek çiroz avlamak üzere denize açılmıştır. Açıkta Avadis, etrafı görmek üzere kayığın direğine tırmanmıştır. Tam tepeye çıktığı sırada direk birdenbire kırılmış ve Avadis direkle beraber ka» yığın İçine düşmüştür. Bu düşme neticesinde Avadisin bel- kemikleri parçalanmıştır. Kırılan di- rek parçası da kayıkta kürek çekmek- te olan tayfa Halilin kafasına çarpar rak ağır surette yaralamıştır. Yaralı balıkçılar hastaneye kaldırılmışlardır. Şehir plânının avan projesi Şehircilik mütehassısı B, Proste'in şehir plânı etrafındaki mesaisini ilerletmek üzere busene yaz tatili yapmıyarak çalışacağını yazmıştık. Alâkadar makamat, İstanbulun biran evvel imarına filen başlanması için mütehassısın faaliyetile yakın B. Proste imar piânının esasli hat- larını tebarüz ettirmek üzere herşey- den evvel avan projenin ikmali lâzım- İktisat Vekili bugün Ankaraya gidiyor Bir kaç gündenberi şehrimizde tedkikat yapan iktisad vekili B. Ce- Jâl Bayar bugün Ankaraya dönecek- tir. Sanayi umum müdürü B. Reşad da vekil ile beraber gidecektir, —— yor. Halbuki bu balık pek yağlı oldu- Zu için yenilmesi pek ağırdır. Dünyanın her tarafında bu nevi ba- lıklar konserve halinde sarfedilir, To- rik, palamut, orkinos gibi balıklar en- düstri baliklarıdır. Hattâ bizde bile, torik, palamut gibi balıklar doğrudan doğruya yenilmez. Torik lâkerda hali- ne geldiği zaman daha ziyade kiymet- lenir, İşte bu balığı kıymetlendirmek ve yenilir bir hate getirmek için, oyun üzerinde bir muamele yapmağa mec- buruz. Bu da Jâkerda yapmak, konser- 20 kuruşa barbunya çok alâka uyandırdı İyi ve ucuz balık yemek için ne yapmak lâzımdır ? | ve yapmak yollarile olabilir. İtalyanın | Türkiyeden aldığı torik balıkları ton balığı haline getirili, da Ameri » Bizde de ton balığı yapaca! ri kurulacak olursa, palamut balıklarını denize dök- meğe hiçbir sebep kalmıyacaktır. Bazı balıkçılarm «Fazla balık tutul- duğu zaman, para etmiyor.. sarfiyat yoktur» diye yaptıkları iddia pek ye- rinde değildir. Yirmi kuruşa barbun- ya, ön kuruşa kefal satılacak olursa kim yemez? İstanbulda öyle balıklar vardır ki, yüzünü ancak pek mahdud bir zümre görebilir: Meselâ Dil balığı- hi bilenler pek azdır. Çünkü pek az tutulur. Kilosu iki yüz kuruştan aşa- ğı düşmez. Pisi balığı da aşağı yukarı pek nadir tutulan balıktır. Bunun da fiati pahalıdır. Acaba bu balıklar su- larımızda az ini tutulyor da bu kadar pahah satılıyor? en mühim nokta bü- Tasıdır. Bu nevi balıklar derin sulgrda bu- lunur. Bunun için de dip balıkçılığı usullerini tatbik etmek lâzımdır. O zaman kilosu 200 kuruştan satılan dil balıklarını bol bol yiyebileceğiz. Bu fikre şöyle itiraz edenler olabi- lir; «Marmara denizi, açik deniz balık- çılığına müsmld değildir. Her önüne gelen bol miktarda balık tutacak olur- sa balık yataklarında balık kalmıya- caktır.» Bu fikrin doğru olan tarafları vardır. Fakat bunun da usul dairesin- de yapılması icab eder, Her şeyden ev- vel, balık yatakları hakkında fenni usullerle araştırmalar yapmak, ve bunların yerlerini tayin etmek şarttır, Bütün bunlar yapıldıktan sonra han» gi mevsimlerde, hangi muntakalarda balık tutulacağı bir nizama bağlana- bilir ve bu suretle Marmaranın derin sularındaki en lezzetli balıkları ucuz ucuz yiyebileceğiz. O zaman dalyan sahipleri, bu istih- sal usulünden belki zarar görecekler- dir, Fakat dalyan sahipleri zarar gö- recek diye, İstanbul halkı, barbunya balığını 100 kuruşa mi yiyecek? i H.A Kuşlara uçma öğretilecek! İngilterede kafes içindeki bütün kuşların azad edilmesi düşünülüyor İngilizler hayvanları çok severler, İngiliz kanunları, hayvanlara eziyet edenleri ağır cezalara çarplırır, Hay- van kıymeti İngilterede okadar ta- ammüm etmiştir ki bazı Londra ga- getelerinde, hayvanlara mahsus bir sütun vardır. İngiliz okuyucuları hay- vanât bahçesindeki filân aslanın diş- lerinden olduğunu, falan, kaplanın sıhhat ve afiyetle üç yavru doğurduğunu hep gazetelerden öğre- Hayvanlara gösterilen bu alâka ve muhabbetten kuşlar da mahrum kal- mazlar. Hattâ bir aralık kanarya, pa- pağan gibi kuşlarm kafeslerinden azad edilmeleri düşünülmüş, fakat bunların serbest kaldıkları takdirde harici şartlara uyamıyacakları ve te- lef olacakları düşünülerek bundan vazgeçilmiştir. Zaten yapılan birkaç azad tecrübe- si menfi neticeler vermişlerdir. Kates- lerinden salıverilen kanaryaların uçar madıkları, yerlerde süründükleri, ke- dilerin ve bu neviden diğer yırtıcı hay- vanların, hattâ serçelerin bile teca- vüzlerine uğradıkları görülmüştür. Maamafih bu ilk tecrübelerin mu- vaflakıyetsizliği inkisarı mucib olma» muştır. İngilterede Miss Braddisk na- mında bir kadın, kafeslerde yaşama Ea alışmış kuşlara uçmağı öğrelmek için Farmda bir mektep açmıştır. Kafes kuşlarına mahsus olarak a- çılan bu uçuş meklebi, üç kısımdan mürekkeptir. Bu kısımlarda, kuşların hoşuna gidecek her şey, çiçebler, ağaç- lar, çimenler, su kaynakları, yuvalar ve saire vardır, ? birinci kısmı, sahipleri tar rafından azad edilmek İstenen yerli İngiliz kuşlarına mahsustur, Bu k- a doğan kuşlara, üçüncüsü de sırf papağan- lara mahsustur. l İngilterede yaşıyan kuşlar her hak de hallerinden şikâyetçi değillerdir. Onlara ciddi bir alâka gösterilir, adama akıllı bakılır, bilhassa sıcak memle- ketler kuşlarının bulundukları yer- ler, soğuklan müteessir olmamaları için ısıtılır, Kuş mektebinde bir hastane, bir da baytar vardır. Hasta kuşlar, bu has- taneye yatırılırlar, baytar kendilerini muayene ve tedavi eder. Miss Brağ- disk'in açtığı Kuş uçuş mektebine rağbet pek fazladır. Tozkoparan caddesi Caddenin asfalt olarak inşası için taş kırılıyor Belediye, Perapalasın arkasına tesa- düf eden ve öleden beri pis bir halda olduğu için (Tozkoparan) ismini a- lan yolu asfalt olarak inşa etmeğe ka“ rar vermişti. Perapelesın arkasından Aşıklar mezarlığına kadar uzanan sa- hada üç aydan beri beton istinad du- varları yapılıyordu. bu inşaat bitmiş- tir, Şimdi yolun asfalt olarak inşası için taş kırılmağa başlamıştır. Bu- nun için asfalta çevrilecek yolun her iki tarafı kapatılmış ve büradan ve- saiti nakliyenin geçmesi menedilmiş- tir. Taş kırma âmeliyesi bittikten sone ra asfalt dökülmeğe başlanacaktır. Bu inşaat, iki aya kadar tamamlanacak- tir , ZE