YY ŞE YA Yy KY “ahi Türkofis'in hayırlı bir teşebbüsü İç ticaretimizi çoğaltac iyi bir usul bulundu Bütün Belediyeler ve Ticaret Odaları kendi sahalarındaki malları ilân edecekler, müşteriler kolaylıkla ve ehven şeraitle sipariş verebilecek Milli mallarımızın sürümüne yardım için gazetemiz bu sahada ücretsiz ilân kabul ediyor Türkofis, memleket içindeki ticareti e eyni pek hayırlı bir te- gebbüse girişmiştir: Türkiyenin birçok yerlerinde hepi- mizin seve seve kullanacağımız birçok mallar istihsal olunmaktadır, yahut olunabilir. Fakat nerede ne çeşid mal çıktığını bilmemek, yahut bunları ucuzca getirmenin nasıl olacağını ta- yin edememek yüzünden ekserisini kullanamıyoruz. Neticede hem müslah.. sil malını icabı derecede satamiyor, hem de biz o nimetlerden mahrum kalıyoruz. Halbuki bilinse ve ehven te- min edilse sürüm olacak ve iç ticaret artacaktır. Bunun için, tüccarlar, belediyeler ve ticaret odaları, nerelerde hangi çe- gid sürüme elverişli, tavsiyeye lâyık milli istihsal oluyorsa, bunları Anka- ra, İstanbul, İzmir gibi kalabalık mer- kezlerimizden başlıyarak, bütün istih- Jâk muhitlerine yaymağa davet olunu- yorlar. Bir iki ilân nümunesi Meselâ, şu tarzda bir ilânla, halkın dikkatini celbetmek niçin mümkün olmasın: GAZİANTEP FISTIĞI Doğrudan doğruya Ankara Ticaret Odası Türk malı servisi elile evinize takriben 10 gün içinde teslim edilmek Üzere, beş kiloluk taze birinci nevi Şam fıstığı: 100 kuruş, ikinci nevi: 75 kuruştur. Ankara Ticaret odası Türk mah ser- »isine bu parayı yatırıp sipariş vere- bilirsiniz. Bu şekli İngilizler, Amerikalılar, 'Belçikalılar, belediye veya ticaret oda- ları yolile değil, kendi müracaatleri Üzerine gazetelere koydukları ilânlar yolile tecrübe etmişler ve büyük mu- Yafakıyet elde etmişlerdir. Meselâ: Doğrudan doğruya fabrikadan veya fabrika fiatine ....... milessesesine şu tadar kuruşa sipariş verebilirsiniz. Yahut: «Kap» ta ...... ticarethanesi, Lon- yatırılacak #ki sterlin mukabili, veri- lecek adrese ... sandık kalitesin- den elmayı en geç .... tarihinde tes- lim eder. Ambalâj meselesi “Türkofis, ambalâj meselesi hakkın- da da şu yolda bir mütalâa ileri sürü- yer: Memleketimizde ambalâj, müstehlik ve ihracatçının hesaba kattığı belli başlı maddelerdendir. Ambalâj malze- mesinin muntazaman iadesi ve mü- kerreren kullanlması da temin eğile- Milir. Meselâ bazı Fransız vilâyetlerin- de bu anlattığımız usuller dahilinde Üzüm tedarik etmek istiyen evlere her gün bir sepet veya bir sandık gelir, ve bir gün evvelki sepet veya sandıkiar teslim alınarak müteakip irsalât a müstahsile gönderilir. Ucuzluğa çarelerden biri budur! Bu tatbikat, müstahsil ile müstehli- ki doğrudan doğruya temasa getirerek hayat pahalılığına karşı ciddi bir mü- cadele hamlesi ehemmiyetini de ala- bilir. Belediye reisleri ve ticaret oda- ları bazı istihlâk merkezlerinin arzet- tiği iştira kudret ve istihlâk kabiliyet- lerinden kendi mıntakalarını da müs- tefld etmiş muntazam ve daimi tica- retle kendi mahsullerini aratmağa yol bulmuş olurlar. Bu tatbikatın her mevsimde, her mahsulât, mamulât, elişleri 1h.. üze- rinde tatbik edileceğini ilâve temek zalddir. Gazetemiz bu teşebbüse hizmet emelindedir 'Türkofis'in bu hayırlı teşebbüsüne, gazetemiz yardım etmeği istediği için, belediye ve ticaret odalarının yukarr- da bahsettiğimiz şekilde ve bahsetti- ğimiz mevzular dahilinde göndereceği ilânları ücretsiz olarak bir husus! sü- tunda dercedecektir. ğ Not: —— Bugünkü Başmakalemiz, bu mevzu üze- Hnedir, Türkofis Temmuz bülteninde de bu pratik düşüncelere dair tafstlât vardır. Belediye esaslı bir timizlik mücadelesine girişiyor (Baş tarafı 1 inci sahifede) Şükrü, Basın kurumu merkezinde bir buçuk saat kadar kalmıştır. B. Şükrü gazetecilere hülâsaten de- miştir ki; «— İstanbul vali ve belediye reis- Miğini vekâleten Ifa ediyorum. Burada bulunduğum müddet zarfında gazete- lerle birlikte çalışmak, onların yar dımlarından istifade etmek isterim. Bana bu yardımı diriğ etmezseniz işimi çok kolaylaştırmış olursunuz.» Gazeteciler her hususta ellerinden gelen yardımda bulunmağa hazır ol- duklarını söylemişlerdir. Bundan son- ra şehrin ği meselesi mevzuu- bahs edilmiştir. Vali ve belediye re- is vekilinin bu işle sıkı bir surette alâ- kader olduğu anlaşılmaktadır. Kendisi şehrin muhtelif yerlerini gezerek te- mizlik işinin hakkile başarılmasına dikkat etmektedir. Evvelki günkü nüshamızda Kum- kapı sahillerinin pisliğine dair bir ya- zı ve birkaç resim vardı. Vali ve bele- diye reis vekili bizzat giderek tedki- kat yapmış ve yazdıklarımızın doğru olduğunu görmüştür. Bunun üzerine kati emirler vermiştir. Vali ve belediye rels vekili geceleyin “hâle gitmiş. burasını da temizlik ba- kımından tedkik etmiştir. B, Şükrü ıslahına lüzum gördü kında lâzım gelen talimatı vermiştir. Temizlik mücadelesi * © Anlaşıldgına göre belediye esasli bir temizlik mücadelesine girişmek üzeredir. Şimdiye kadar merkezde ev- rak üzerinde meşgul olan temizlik iş- leri müdür ve müfettişleri şehri gez6- rek mücadelenin muvaffakıyetle ne- tcelenmesini temin için çalışacaklar- dir. İstanbulun temizliğini belediyenin yalnız başına temin etmesi imkânsız- dır. Bugünkü bütçe ve vesalt buna im- kân bırakmamaktadır. Şehrin temiz olmasını istiyorsak biz, şehrin halkı da temizliğe dikkat etmeliyiz, Halbüs ki en büyük caddelerde sokağa süp- rüntü, portakal, karpuz kabuğu atan- lar, yerlere tükürenler vardır. Biz bir- çok defalar bundan şikâyet etmişiz- . Kanunlarımızda bu gibi hareketler. de bulunanlar için ağır cezalar var- dir. Fakat her nedense şimdiye Ka- dar bu cezalar tatbik edilmemiştir. Bu yüzden birçok kimseler sokakları pislemeği Adet edinmişlerdir, Belediye şimdi buna karşı şiddetli mücadeleye girişecektir. Yere tükü- ren, süprüntü atan beş lira ceza vere- ak is Iç pazardan Ancak, iç piyasada alışveriş seviye- sinin yükselmesi için, bir tarafta, hal- kın muhtaç veya İstekli olduğu eşya- nın yapılması ve yetiştirilmesi, öte ta- rafta satın almak istiyen müşteriler bulurması yetmez. İstihsal ve istihlâk sahaları biribirlerine meçhul kaldıkça hiç bir netice elde edilemez. Satıcı ile alıcı biribirlerini tanımalıdır Bizde eksik olan işte bu teşkilâttır. Çoğumuz, henüz memleketin nerele- rinde neler yapıldığını, neler yetiştiğini bilmez. Bilse de, işitse de satın alma- ya imkân yok gibidir, çünkü bir müş- teri, gördüğü, işittiği, beğendiği bir şeyi -bahusus şahsf için az miktarda olursa- satın almak için günlerce uğra- şamaz. Malı ve satıldığı yeri bilmesi, kolaylıkla satın alması veya ısmarla- yabilmesi lâzımdır. Memnuniyetle öğreniyoruz ki, İkti- sad Vekâleti (Türkofis) bü yolda çok faydalı bir teşebbüse önayak oluyor; Ticaret odaları veya Belediyeler, ken- di dairelerindeki mamulât ve mahsu- İltı her tarafta ilân edecekler, müşte- riden -perakende- doğrudan doğruya sipariş kabul edeceklerdir. Bu suretle, hem memleketin nerelerinde neler ol- duğunu bilecekler, bem de bunları ko- layca satın alabileceklerdir. Bu basit kolaylığın çok mühim ilk neticesi ola- rak evvelâ iç piyasada alışveriş seviye- si yükselerek istihsal artacak, ikinci mühim netice olarak multavassıtlar or- tadan kalkacak ve bayat ucuzlıyacak- tır. Ticaret odalarının ve Belediyelerin bu meseleyi ehemmiyetle göz önüne getirerek İktisad Vekâletinin tavsiye ettiği gibi çalışmalarını tavsiye ede- riz. Memleket iktisadiyatı için hayat meselesidir. Necmeddin Sadak Ne araplar memnun. ne yahudirer! (Baş tarafı 1 inci sahifede) «Rapor büyük bir sukutu hayal tev- did edecektir. Filistin radyosunun hiçbir zaman bu kadar çok dinleyici- si olmamıştı. Yüzbinlerce dinleyici arasında hayatlarında ilk defa ola- rak ratiyo dinleyen Arap köylüleri de bulunmakta idi» Kudüs 8 (A.A.) — Kraliyet tahkik komisyonu raporunun neşri arefesin- de Filistin müli Yahudi meclisi halkı sükünete davet etmiştir. Plânın tatbikine imkân yokmuş Kudüs 8 (A.A) — Röyler bildiriyor: Yüksek Arap komitesinin nüfuzlu aza-| sından Ami bey Abdulhadi, Röyter ajansına şu beyanatta bulunmuştur: «Filistinin taksimi plânının tatbiki- ne imkân yoktur. Tâ ki İngiltere kuv- vete müracaat etsin. Mesele ekonomik bir mesele değil, şeref meselesidir. Hay» fa'yı, Safadı ve Tiberiayı herhangi bir para mukabilinde arzumuzla terket- miyeceğiz.» Ziraat vekâleti merkez ve taşra teşkilâtı Ankara 8 (Telefonla) — Ziraat ve- | kâleti merkez ve taşra teşkilâtında ya- pilacak değişiklikler hakkındaki Ka- nunun tatbikat mevkiine çıkarılması etrafındaki çalışmalar bitmek üzere- dir. Kanunun ağustos ayından itiba- ren tatbik sahasına konulacağı maktadır. Mevlüdu şerif kıraatı İ. Yakacıkta ölen kıymetli babam ayakkabı ve lâstik tüccarlarından HULUSİ NET (Hafız Hulusi) ruhuna #ttihaf olunmak üzere 11 temmuz 1937 tarihine müsadif pazar günü öğle namazını müteakip Beyazıd ca- mii şerifinde mevlüdu nebevi kıraat olunacağından gerek akraba ve dost- larının ve gerek arzu eden ihvanı di- nin teşriflerini rica ederim. > Oğlu N Hilmi Net Şükriye Net namaza —enanu m naam a ceğini anlarsa şüphe yoktur ki bu fe. na İtiyaddan vazgeçer. Dün Basın kurumu merkezinde va Hi ve belediye rels vekili B. Şükrü ile gazeteciler arasında yapılan samimi konuşma gazetecilere büyük ümidler vermiştir. B. Şükrünün giriştiği işte muvaffak olmasını büyük bir hülüsla temenni ederiz. mek ln ie üne Bb aym ilet | Batan İtalyan vapuru tifade çareleri Canakkaledeki çarpışma ' davasına başlandı Haciz hakkında İspanyol gemisinin vekilleri mühlet Istediler, Kazaya dair muhakemeye devam edildi Haziranın yirmi beşinci gecesi sa- baha karşı İstanbuldan Akdenize git- mekte olan İtalyan bandıralı Kapo Pino vapuru Çanakkalede Nara bur- nu önünden geçerken Akdenizden Karadenize gelmekte olan İspanyol bandıralı Magellanes vapurile karşı- laşmış ve Magellanes vapuru, Kapo Pino vapuruna çarparak batırmıştı. Dün İstanbul İkinci ticaret mahke- mesinde bu kazanın muhakemesine başlanmıştır. Kaza esnasında İspanyol vapuru da baş tarafından yaralanmış ve İstan- bula gelmişti. Kazayı müteakib ba- tan İtalyan vapurunun İstanbuldaki acentesi derhal aid olduğu makamla ra müracastle İspanyol vapuruna ih- tiyati haciz konularak yoluna de- vamdan menedilmesini İstemiş ve işe vazıyed eden ikinci ticaret mahkeme- si tahkikat yaparak İspanyol gemisi- ne muvakkaten haciz koymuştu. Bunun üzerine İspanyol gemisinin acentesi ve İspanya sefareti işe el koymuşlar ve vapurun haczine itiraz etmişlerdir. İki tarafın iddiası Dün ikinci ticaret mahkemesinde evvelâ bu haciz meselesi işine bakıl- mıştır. İspanyol gemisinin vekilleri ikinci ticaret mahkemesine uzun bir Jâyıha vererek Magellanes vapurunun resmen İspanya hükümetine aid bir gemi olduğunu, içindeki tayfaların askerlik yasında ve silâhlı bulunduk- larını, binaenaleyh bunun bir ticaret gemisi sayılamıyacağını ve bu yüzden beynelmilel âhkâma nazaran gemiye haciz vazedilemiyeceği gibi kaza, Türk sularında olmasına rağmen Türk ti- caret mahkemesinin bu davaya bak- mak sâlâhiyetini halz olmadığını ileri sürmüşler ve haczin kaldırılmasını 1$- temişlerdir. Buna karşı İlalyan acentesinin ve- killeri cevab vererek karşı tarafın id- dialarını kabul etmemişler ve Ma- gellanes vapurunun bir ticaret gemisi olduğunu, gemi İspanya hükümetine aid olmayıp Transatlantika şirketinin gemisi bulunduğunu ve Rusya ile İs- panya arasında ticaret eşyası taşımak- | ta olduğunu söylemişler, «Eğer bu, askeri bir gemi olsaydı Montrö muka- velesi mucibince Çanakkale boğazın- dan geçebilmek için, gelmesinden kırk sekiz saat evvel Türkiye hükümetine müracaat ederek müsaade alması lâzım gelirdi. Bunların hiçbirisi olmamış- tır, binaenaleyh gemi bir şirkete aid ticaret gemisi olduğu cihetle kazanın muhakemesi İstanbul Ticaret mahke- mesinin salâhiyeti dahilindedir» de- mişlerdir. Diğer taraftan haczin Kaldırılabil- mesi için de Magellanes gemisinin is- tenilen nakdi kefaleti göstermesi icab €dceğini, aksi takdirde haczin devam edeceğini iddia etmişlerdir. Bu iddia karşısında İspanyol gemisinin vekille- Tİ cevaplarını hazırlamak üzere müh- let istemişler ve muhakeme başka gü- ne birakılmıştar. Batan geminin kaptanının anlattıkları Bundan sonra kazanın muhakeme- sine geçilmiş ve kaza esnasında batan Kapo Pino adındaki İtalyan gemisinin ikinci kaptanı Franklen dinlenmiştir. Kaptan Franklen tercüman vasıtasile ve İtalyan usulü üzere, vicdanım, na- musum ve Allaha karşı taahhüdüm Üzerine doğru söyliyeceğime yemin e- derim, diye yemin ettikten sonra, 34 yaşında olduğunu, İtalyada Metr So- rento'da oturduğunu, 12 senedenberi muhtelif gemilerde ve iki senedenberi Kapo Pino vapurunda ikinci kaptanlık yaptığını söylemiş ve kazayı şöyle an- latmıştır: — Gemimiz 4983 tonluktur. Seya- hat esnasında gemide tahminen 4155 ton yük vardı. Bunları Romanya, Bul garistan ve İstanbuldan alınıştık. İs- tanbuldan Napoliye gitmek üzere ha- reket etmiştik. Gece sabaha karşı ge- minin birinci kaptanı kaptan köprü- ER MY SMM YA M.T MON sünde, ben de yanındaki odada vardi ya nöbetinde bulunuyotduk. Saat s€" kiz sıralarında Nara burnundan May“ dösu hedef tutarak ileriliyorduk. Sa! ğı takib ediyorduk. O sırada Nara bur“ nunu dönerken fki buçuk mil kadar mesafeden İspanyol gemisi karşımıza çiktı. Biz bunun İspanyol gemisi oldu“ ğunu farkedemedik. O da kendi sağır ni takib ederek Karadenize doğru ge liyordu. Nara burnu yakınında İspans yol gemisi kendi takib ettiği sahil tas rafına açılarak dönmesi lâzım gelirs ken iki düdük çalarak bizim tarafa ge* çeceğini bildirdi. Bu vaziyette bizim, sola doğru dönmemiz icab ediyordu. Halbuki biz sola doğru gitmek abe çarpışmak muhakkaktı. Bu vaziyet karşısında biz de düdük çalarak gemimizi sağa aldığımızı ve , kendisinin de açılmasını işaret ettik.' Fakat onlar cevab vermediler ve gemi hızını kesmeden bize doğru gelerek beş, altı metre kadar yaklaştı. Artık tehlike, önüne geçilemiyecek bir ha“ le girmişti. e Karşımızdaki gemi, doğruca bizim geminin ortasına çar- pacak şekilde geliyordu. Başka türlü kurtuluş imkâzunı bulamıyınca der- hal üç düdük çalarak gemiyi tornistani ettiğimizi ve onların da tomistan yap- malarını işaret ettik, Onlar bunada cevab vermediler ve yollarına devam ettiler. Gemimizi tornistan etmek sa- yesinde biraz geriye doğru alarak di- ğer geminin tam ortadan çarpip bizi birdenbire batırmasını önlemiş olduk, İspanyol gemisi yoluna devamla bizim geminin soldan baş tarafına bindirdi. Artık bizim gemi yaralanmış ve derhal Sağ tarafa doğru batmağa başlamıştı, Hemen gemiyi sahile çevirerek kard” ya oturttuk. İspanyol vapuru da bizi bu vaziyette bırakp yoluna devam etti, Kaptan bunları anlatırken Çanak- kale boğazı haritasını da açarak mah- keme reisi B. İsmail Hakkı Tur ile âza 'B. Abdurrahman Fahri Ağaoğlu ve bü» yan Beyhan Nil'e barita üzerinde işa- retlerle vaziyeti izah etmiştir. Bundan sonra İtalyan vapurunun dümencisi Fevelli Sahator dinlenmiş- tir. Dümenci, yirmi beş yaşında oldu- ğunu, Sardinyada oturduğunu, 9 sene» denberi gemicilik yaplığını, 7 aydan- beri de Kapo Pino vapurunda dümenci olduğunu söyledikten sonra, o da ha» diseyi ikinci kaplanın anlattığı şekik de izah etmiş ve: - Kaza esnasında dümen başında bulunuyordum. İspanyol vapuru ile aramızda iki mil kadar mesafe kaldğı sırada bizim kaptan gemiyi 6 derece sağa çevirmemi emretti. Ben gemiyi sağa aldım, Biraz sonra da çarpışma oldu. Bizim vapur yaralandıktan son- ra sahile doğru çevirdik ve gemi kara- ya oturuncaya kadar ben de dümen başında vazife yaptım.. demiştir. Ge- minin kaptanile diğer tayfaların din- lenmesi için muhakeme başka güne bırakılmıştır. Elim bir zıya İzmir vilâyeti na» fia müdürü mühen- dis Ahmed Turhan 31 yaşında ve sevdi- fi mesleğinin ifası | sırasında attan düş“ mek suretile zedele, nen dimağında ha © sıl olan bir ur neti- » cesinde bugün gö lerini hayata yun m b | msi 0/1/9İ günü saat on beşte hasta“ mesinden kaldırılarak Teşvikiye cami , inde ikindi namazı kılındıktan sonra Feriköy mezarlığına nakledilecektir. Kendisini sevenlere en derin teessür lerle bu elim haberi bildiririz. AİLESİ HALK OPERETİ Kadıköy Hale bahçesinde Bu akşam ESKİ HAMAM ESKİ TAS Operet 3 perde 10/1/937 Ma Ni. Bebek Belediy