em lg Galatasaray lisesinin geniş bahçesini dolduran erler “Ne zamandanberi mi askerim? Dod- duğumdanberi, doğduğumdanberi....,| “Bu talimler birşey mi? Siz bizi hücuma kalktığımız zaman bir görmelisiniz...,, Galatasaray lisesi talebesi bu sene kamp hayatını, geçen senelerde ol- ektebin geniş en bu sene bütün |! ılundukları | vermişler. en Galatasar nan mekte- yın önüne ge bin bahçesinin yığın dolu olduğunu gö! küçük kapıdan içeri gireceğimiz si- rada omuzunda silâhile karşımıza çi- kan bir nöbetçi; — Yasak! Dedi. Biz, gazeteci olduğumuzu, Galatasa, rı askerlik dersi alır- ken görüp yazı yazacağımızı söyledik ve bir hayli de dil döktükse de nöbet- çinin ağzından: Yasak! Kelimesinden başka bir söz işitmek mümkün olmuyordu. Nihayet «Bir ha- cetimiz var, kamp komutanlarını mu- | hakkak görmek lâzım» dedik ve arka- | mızda bir postabaşı olduğu halde güç- Tükle içeriye girebildik. Endaht hazırlığı Galatasaraylılar tallmde ldiler, man- ga manga ayrılmışlar, yine kendile- rinden birer onbaşının kumandası altında, sağa söla dönüyorlar, nişân vasiyeti alıyorlar, nişangâh tanzim ediyorlar, diz çöküyorlar, yere Yyatı- yorlar, ve hücuma kalkıyorlardı. | Kamp komutanı kurmay binbaşı B. | Halis meşguldü. Yarsubey Niyazi ve Cemal çalışmalara nezaret ediyorlar, emirler veriyorlardı, Nişan talimi Galatasaraylıların hepsi eski tabi- rile birer nefer olmuştu. Onları bu va- diyette görmeğe alışmamış olanlar için biribirlerinden ayırmak çok güç- leşmişti, Çünkü yeknesak nefer kıya- feti içinde hepsi biribirlerine benzi- yorlardı. Hepsi, herhangi bir 'Türk aş- keri idi. Yüzleri kırmızılaşmış, gözleri parlıyordu. Hattâ senelerdenberi okudukları mektebin bahçesinde oldukları halde mektep sınıfları bile kaybolmuştu. Komutanlar sen hangi sınıftansın di- ye değil, sen hangi bölüktensin.diye soruyor ve komutanın karşısında esas vaziyeti alarak birdenbire toplanan yağız çehreli bir er yüksek ve canlı bir sesle: — İkinci bölüktenim komutanım! diye cevap veriyordu. Şimdi Galatasarayın birçok sınıfla rı yerine üç bölük kaim olmuştu. Her talebe bu bölüklerden birinin eri idi. Galatasaraylılar kamp esnasında öğleden sonraki talimlerini mektebin bahçesinde yapıyorlar. Öğleden evvel komutanlarının idaresinde araziye çıkmaktadırlar, Öğleden evvelki ta- Yimler Okmeydanında yapılıyor. Bu- rada araziye uyma, araziden istifâde ve dağınık nizam usulleri ve askerli- ğin diğer bahislerini er ince teferrüa- tına kadar öğreniyorlar. Galatasaray kampında iki saat ka- dar kaldık. Bu müddet zarfında hiç durmüdan talim yapıldı, fakat hiç kimse de yorgunluk alâmeti “görül- müyordu, bütün talebeler sonsuğ'bir gayretle kendilerini, esasen hiç yabafı- cısı olmadıkları, askerliğe vermişler- di. Bir aralık bir talebeye sordum: — Ne zamandanberi askersiniz?. 4 Ben bu sualimle kampa ne zaman başladıklarını anlamak istiyordum, fa. kat aldığım cevap şu oldu: — Doğduğumdan beri!. Bir başkasına askerlik hayatının nasıl geçtiğini soruyorum. — Siz bizi, sabahleyin gelin de Ok- meydanında, arazi üzerinde görün, as- kerlik çok tatlı birşey. Mektebin için- Kampta nişan talimi Jen onbaşısı sanki senelerce askerlik | etmiş eski bir müharib gibi: | istirahata geçti, Galatasaray lisesinin geniş bahçe- sinde talimler bütün hararetile devam ediyordu. Bir aralık yarsubay Niya- zinin her taraftan kolaylıkla duyulan sesi yükseldi: de âdeta canımız sıkılıyor. Bizi hü- | Şaş cuma kalktığımız 'zaman görmelisi- niz> Bir başka Galatasaraylı genç asker- de şöyle anlatıyor — Kamp 7 temmuzda bitecek. Fakat keşki daha uzun olsa. Gündüz akşa- ma kadar talim yaptıktan sonra yo- rulacağımız yerde büsbütün canlanı- yoruz. Talimler ve nizami dersler bit- tlkten sonra tam bir eğlence hayatı başlıyor. Talebelerden mükemmel bir caz takımı teşkil ettik. İçimizde bir <Tenor> bile var. Dokuz buçuğa kadar eğlence, masal ve harp hikâyeleri an- latarak vakit geçiriyoruz. Dokuzbuçukta'yat borusu çaldı mi kimse yatmağa tarattar görünmüyor, fakat askerlikte tam bir disiplin hâ- kimdir. Caz susuyor, hikâyeler kesili- yor ve herkes sabahleyin erken kalk- mak için uyumuya çalışıyor.» Mangalar arasında dolaşıyorum. Onbaşılar mangalarına sert kuman- dalar veriyorlar: — Hazır ol! — Rahatl — On dakika istirahat edin arka- daşlar! Bunun üzerine Galatasaraylı genç askerlerin gür sesi bahçenin doldurdu: — Sağol. Ve derhal tüfekler. çatıldı, herkes bahçenin gölgeli köşelerine çekilerek