“ Almany ada nüfusu arttır- mak için alınan tedbirler — sm Evlenenlere devlet yardım ediyor. On senede dört çocuk doğuranlara oturdukları nümune evleri bedava veriliyor, vergileri indiriliyor Almanya, nüfusunu daha ziyade ar- tırmak için şiddetli bir mücadeleye girişmiştir. Altmış beş milyon nüfu- sun bugün Alman topraklarına sığ- madığını iddia eden Almanlar, buna rağmen dünyadeki siyasi ve ekono- mik nüfuzlarını kuvvetlendirmek için daha fazla nüfusa ihtiyaçları olduğu- nu saklamıyorlar, Almanların bu hususta tatbik et- tikleri metodlar şayanı dikkat olduğu için aşağıda hülâsa ediyoruz: Almanyada bir çift evlendi mi, devlet tarafından âzami yardıni görür. Son- ra bunlara Hitlerin meşhur kitabı «Mein Kapi» hediye olarak © verilir. Bu kitabi okuyan herkes vatana en büyük vazifesinin mümkün olduğu kadar çocuk yetiştirmek olduğunu öğrenir. Alman hükümeti dört çocuklu ba baların vergilerinden yüzde yetmiş beş nisbetinde tenzilât yapıyor. Beşinci çocuk, babaya bir madalya ka- zandırıyor, Altı çocuk sahibi olan bah- tiyar ise vergilerden tamamile muaf tutuluyor. Bugün Almanyayı ziyaret eden seyyahlar her köşe başında şu #iişleri görürler: -— Kazanç vergisini adedi ile ölayin! — Kirayı fazla çocukla ödeyin! — Fazla çocuk size daha iyi bir iş temin edecektir. , Kirayi fazla çocukla ödeyin! Kirayı fazla çocukla ödemenin na- sıl mümkün olacağı suali aklınıza ge- lebilir. Evlenenlere yeni nümune €v- leri veriliyor. Bunlar beş para kira vermiyecekler, bu evler on senede mül- kiyetlerine geçecektir. Fakat bazı şart- ları yerine getirmeleri lâzımdır. Ev- Mliklerinin ilk beş senesi zarfında iki çocuk sahibi olmaları lâzımdır. Bu şartı yerine getirmedikleri takdirde beşinci sene nihayetinde evden çıka- rılırlar. İkinci beş sene zarfında daha iki çocuk yapmak lâzımdır. On senede dört çocuk olmadığı takdirde evden yine çıkarılırlar. Bir boşanma karşısında ev'yine el- lerinden alınır. Devlete göre, boşan- ms için sebep yoktur. Çünkü bu nü- mune evlerine yerleştirilen çiftler, en uygun insanlar arasından seçilmiş ideal çiftlerdir. Buna bilhassa dikkat edilmektedir. Esasen bunu mürakabe vazifesi Ziraat vekâletine verilmiş ol- duğundan Ziraat vekâleti edindiği tecrübeler sayesinde yanılmaktan kur- tulur. Evlenecek olan çiftlerin ailele- ri hakkında tedkikat yapar, bunların en uzak ecdadının kuvvei hayatiyesi- ni gözden geçirir ve eri. ona göre verir. Çok çocuklu babalara iyi işler verilir fazla çocuk Yapılan tedkikler sayesinde görül- | müştür ki çok çocuklu aile babaları ekseriyetle | işsizlerdir. Hattâ bu işsizlik illeti çocuklarına sirayet etmektedir. Bunun üzerine hü- kümet (fabrikalarda “bir (oted- kikat daha yaptırmış ve iyi paralı | mevkileri işgal eden bekârların bu mevkilerden le limen edi rika sahipleri maliyet flatlerinin art- | » Çün- | tığından şikâyete başlamışlardır. kü bu mevkilere getirilen çok çocuklu. işçilerin bu işleri göremedikleri ve yer- lerine eski işçiler tekrar ayrıca anga- | je etmeğe mecbur oldukları sabit ol- muştur, Bunun üzerine devlet daha siki bir mücadeleye girişmiştir. Maksad, sağlam, iyi sıhhatli, akıllı vatandaşlar olacak çocuklar yetiştirmektir. Bunun için de sıhhatli ve ırkan temizolan çiftlerin evlenmesine dikkat etmek Tâzımdır. YE bu hususta birçok çıkarılarak yerlerine çök | m babaların ikâmesini emret- j Mükemmel anneler olmağa müstaid olan bu kadınların. evlenmemesi ile devlet muhakkak bir zıyaa uğramış bulunuyor. Bunun üzerine bu kadın- ları çalışmaktan vazgeçirmek için ça» relere tevessül edilmiştir. Bunlar bi- rer birer celbedilerek evlenmeleri lâ- zım geldiği, her birinin evli bir erke- gin yerini işgal ettiği ve birkaç çocu- ğun gıdasız kalmasına sebebiyet ver- diği ve bunun vatana ihanet telâkki edilebileceği söylenmiştir. Iki tarafa ihbarname Ertesi sabah yazıhanesine veya mu- a¥ehanesine giden kadın kapısına yapıştırılan matbu bir kâğıd üzerinde şunları okuyor: «İşinizi terkedin, vazifeniz evdedir. Elinize tencere ve süpürgeyi alm, beşik sallamasını öğrenin. Hiç durma- dan evlenin!..> Buna itaat etmiyenler pek nahoş sürprizler ile karşılaşacaklarını bil- diklerinden derhal kendilerine lâyık bir koca aramağa koyuluyorlar. Saniyen bekâr erkeklere de birer ih- barname gönderiliyor: 1 — Sıhhatiniz yerinde ise evlenme» niz lâzımdır. 2 — Temiz Alman kanına malik bir zevce bulmalısınız. 3 — Vaktinizi hoş geçirmek için de- ği, hayatınızın sonuna kadar size sadık kalacak ve çocuklarınıza İyi bir ana olacak bir eş seçiniz. 4 — Allah ve tabiatin verdiği kadar çocuk sahibi olmağa gayret edin. Artık bekâr erkek için en iyi çare, evlenmektir, Maamafih öyle bildiğiniz. gibi herkes evlenemez. Alman ırkını temizleme bürosu, evlenmeğe ehil o- lanlar evrakı, diye bir evrak çıkarmış- tır. Bunu tedarik edenler ancak evle- nebilirler. Bu, mühim bir meseledir. Çünkü bu evrakta yazılı suallere müs- bet cevab vermek lâzımdır: 1 — Kaç aylıkken konuşmağa ve yürümeğe başladınız? 2 — Hangi mekleple okudunuz? Ne meslektesiniz? Şimdiye kadar cü- Tüm işlediniz mi? 3 — Damarlarınızda yabancı kanı yar mı? 4 — Saç ve gözlerinizin rengi? 5 — Göğüs ve kafanızın genişliği? 6 — Tipiniz, adalenizin vaziyeti? Bu suallere verilen cevaplar tedkik ediliyor, ondan sonra evlenme izini çıkıyor. Bu verilen cevaplara göre ide- al çiftlere yukarıda işaret ettiğimiz veçbile bedava meskenler temin edili- yor. Bir nesil sonraki Almanların bedeni ve zibni kabiliyetinin çok yükseleceği iddia ediliyor. Balıkesir Halkevinde resim sergisi açıldı Balıkesir — Halkevinde müstakil ressamlar tarafından büyük bir resim sergisi açılmıştır. Bu sergide çok güzel tablolar teşhir olunmaktadır. 3600, altı aylığı 1900, üç aylığı 1000 kuruştur. 8 İmsak Güney Öğis İkindi Akşam Yatı R.OTİR GİB GAR BAS 1200 12 Ve 233" 4,40 12'0 1607 İSİN ALİS AKŞAM Okuyucularımız >< —— Bize ne bildiriyor? «Saadet zinciri» ve bir okuyucumuzun dikkate değer mütaleaları Takriben 20 gün evvel kızım 40 de- Tece ateşle ağır hasta yattığı bir gün- de Adanadan bir mektup aldım. İm- zasız olan bu mektup bir saadet zinci- ri mektubu idi. Ve ben de ayni mek- tubu 9 kişiye yazarsam omes'ut ola- cağım, aksi takdirde kızımın öleceği bildiriliyordu. Halbuki ben, böyle düş- kün ruhlu adamlarm kıymetsiz ve batıl teşviklerine uyarsan asıl o zâ- man manen süküt ederek binnetice saadetimi kaybedeceğimi pekâlâ müd- rikdim. Bu mektup bütün karaktersizlerin, bütün mütereddilerin yaptığı gibi im- zasız olduğu için maatteessüf yazana icabeden cevsbı vermek imkânını bu- lamadım; çöp sepetine attım. Aradan 20 gün geçti, Bugün, kü- çük kızım bedenen ve ben de ruhen ve « manen sapasağlamız ve mesudüz. Dün Aydından ilişik olarak süh- 18 Mayıs 1937 Enver Paşanın ölümü Tefrika No 5 Ağabekof bir müddet sonra Rusyadan kaçtı ve sefalet içind mahvolup gitti Louis Fischerin eserinde Enver pâ- şaya dair olan tafsilât ta bundan iba- rettir. Krist ile Fiscberin yazdıkları biribirini pek o kadar tutmuyor. Yal- nız Balcuan civarındaki müsademeye dâir Kristte fazla tafsilât vardır. Fiseher ise o noktayı pek muhtasar geçiyor. Bir de müsademenin vukua geldiği mahallin ismi uymuyor, Krist, eserin- de Denoy civarında bir kışlaktan bahs- ediyor. Sonra Enver paşanın Denova yakım olan Aksuda öldüğünü yazıyor. Halbuki Fischer Efganistan hududu- wa vakın olan Balcuanı müsademe mahalli olarak zikrediyor, Fakat, bu mübayenetlerin o kadar ehemmiyeti olmayabilir, Çünkü hari- taya bakılacak olursa bütün o mev- kilerin biribirine pek o kadar uzak ol- görülür, Her hâlde facia Et y hududuna "yakin olan 6 o mahallerden. şi cereyan Sik duğüum mektubu aldım. Görüyorsür' |“ nuz Ki, yine bir hasta, yine düşkün ruhlu bir adam kendi ruhi zâfım etra- fa yaymakla meşgul. Bu hâdise beni, bu defa, memleket namına düşündürdü. Dünya tarihi- nin kaydetmediği büyük bir inklâb geçiriyoruz. Bu inkilâbı yaratan en Büyük adamla ayni havayı koklamak bahtiyarlı nail olan nesle, bizlere düşen vazifeler vardır. Bu vazife dokuz sevdiğimiz arkadaşı ” çocuğunun ölümile tehdid ederek on- ları ruhen ve manen düşkünlüğe sevketmek değil; bilâkis bu gibi saç- malara inanarak otumup dokuz arka- daşını zehirlemeğe çahşan birkaç has- tayı hep beraber irşad etmektir. Bu mektubumu aynen yazın ve im- zasız mektuplarla batıl ve süfli dü- şünceleri yayarak saadet arayan has- talara ilân edin ki asıl sandet; kültü- rü az vatandaşları ellerinden tutup yükseltmekte, elele v8 hep. beraber daha yükseklere çıkmağa gayret et- mektedir. Bu mektubumu aynen yazın ve 18 milyon vatandaşıma ilân edin ki bu gibi ruh düşkünlerinden mektup alır- Jarsa onu yırtıp atsınlar ve kendileri- ne tesadüf ederlerse ellerinden tutup kaldırsınlar, Saygılarımı sunarım. D. D. Yolları muhasebe kalem âmiri Adli Akıncı HAŞİYE: Bir arkadaş bana bu işin bir memlekette post pulu satışını arttırmak için icad olunduğunu söy- ledi. Belki kabildir. Fakat ben; vatan- daşların ruh seviyesini alçaltarak va- ridatını yükseltmek gibi sakim bir yo- la sapmaktan Türkiye posta idaresini katiyetle tenzih ederim. Bunu tasaö- sur bile abestir. Ok uzun yazdığı mütaleğlar tamamile ir. .Bizim tarafi muzdan hiç bir şey ilâvesine lüzum görmiyerek aldığımız mektubu aynen neşretmekle iktifa ediyoruz, Beşkoz vapur iskelesi hakkında (Beykozlu) imzasile bize mektup gönderen bir okuyucu, Beykoz iskele- sinde insan ve hayvan naklinin ayni yerden yapılması için müsald bir ze- min hazırlandığı, buraya araba va- purunun yanaştırılacağını bildiriyor ve insan ve hayvanın geçip bineceği yerin ayrı ayrı olması lâzımgelen bu zamanda her iki iskelenin birleştiril. mesini pek mânasız buluyor. Araba, insan iskelelerinin ayrılmasını temen- ni ederek Beykozda iskeleden geçen hayvanların burasını kirlettiklerini ilâve ediyor. Okuyucumuz bu mektubunda ta- mamile haklıdır, Şirketi Hayriye, Boğazın imarına teşebbüs ettiği böy- 1e bir zamanda yolcularını rahatsız e decek bu gibi vaziyetlere nihayet ver- melidir. Beykozda bir araba vapuru iskelesi yapılması zaruri ise, okuyu- cumuzun dediği gibi, bu İskele, her- halde yolcuların geçtikleri yerden baş- ka bir yerde ve müstakil olarak inşa © DEnziydde biribirine vk iki sim daha var ki o da Enver paşaya karşı hareket edön Rus kümandânlarının isimleridir. Kristin kitabında Dunof- tan bahsedildiği halde Fischer ceneral Kokurini ziktediyor. Bu uygunsuzluğun da doğrultul- ması güç olmasa gerektir, İhtimal ki ceneral Kokurin Enver paşayı ilk bü- yük muharebede mağlüp eden ku- mandan, Dürof ise Agabekolun yap- tığı hazırlıklar üzerine Enver paşaya karşı sevkedilen ve &ni bir surette Enver paşarın karargâlunı basan sü- vari fırkasının kumandanıydı. Faket, görek Kristin seyahatname- sinden, gerekse Fischerin kitabından kati surelle çıkan bir netice varki o da Enver paşayı elde etmek için giz- Diden gizliye çalışılmış olduğudur. Böyle olmasaydı Enver paşa ile Bu- haralı hanların ve şeyhlerin-öyle âni bir hücuma maruz kalmaları müm- kün olamazdı. Başla Enver paşa ol- mak üzer bütün reisler bir araya gel- meden evvel onların, sulh ve sükü- net içinde yaşanan bir memleketten olmadıklarını bilerek, vasi mikyasta emniyet irtibatı almış olacakların kabul etmek lâzımdır. Onun için, memleketi çetelerden < temizlemek maksadile mıntaka mıntakâ dolaşan Kızıl ordu müfrzelerinden biri, asi reisleri halka şeklinde oturarak hasbihal ederken bir tesadüf eseri 0- larak değil, evvelinden hazırlanmış tertibat sayesinde muhasara altına alarak müsademeye mecbur etmiş ol- sa gerektir. Bu hazırlık ise, Krist tarafından id- dia edildiği gibi, GP U.ya mensup olan Agabekof tarafından yapılmış olabilir, Enver paşanın Agabekof ta- rafından öldürülmesi meselesine ge- dince bunun doğruluğuna hükmetti- rTecek noktalar eksik değidir. sik kalan tarafını bilâhare Dunof ta- mamlıyor. Sonra, Krist kitabında diyor ki: «Şarki Buhara taraflarında dolaşır- ken Enverin ölümü hakkında dan ağıza dolaşan efsaneleri nihayet aydınlatmağa ve hakikati tesbit et- meğe muvaffak oldum, Enverin katledildiği mahalle yakin resim ilâve ediyor. Krisi bu resim hak- kında diyor ki: «Denovdan sonra Şu, yüksek uçu- rTumlardan geçerek gider, Bu yol üze- rinde giderken Enver paşanın katle- dildiği Aksu mevkiinde öğle istiraha- ti yaptım, Küçük bir stepe benziyen ovanın ortasında, kârvanların takib gitiği yolun sol tarafında.» küçük bir, ormanlık var. Bu ormanlığın önün- de, facianın son perdesinin oynan- dığı kuyu bulunuyor. Umumi harb- de ismi en çok geçen kumandanlar- dan birinin o mıntakada ölüme ka- vuştuğuna işaret eden ne bir taş, ne de bir levha var> Krist, Rus ermenilerinden olup bir Aralık Romanyada yaşıyan ve İstan- buldan de gelip geçtiği rivayet edilen Agabekofun akibeti hakkinda şu ma- Jümatı veriyor: «Ben Agabekofu tanıdığım zaman o Denovda pazar yerinin en zengin tüccarlarmdan * biriydi. Agabekofu bulduktan sonra onunla Enver paşa bahsini açmak zor olmadı, ben gelişi güzel o meseleyi sorunca O gelişi gü- zel anlatıverdi. Bir kaç sene sonra Agabekof da “ kendisini bekliyen akıbetten kurtula- 'madi. Siyasi sebeplerden dolayı Rus- *yadan kaçmağa mecbur oldu ve sefa- «let iğinde süründükten sonra mahvo» Tup gitti Bir akşam harem dâiresi- nin kapısı çalındı, gizli bir misafir geldi Enver paşanın ölümü hakkında iki Muhtelif menbaın verdiği malümatı yazdık. z Şimdi debu hadiselerin cereyan etti- gi yerlerden geçen ve oralarda birçok kimselerle görüşen bir zâtın verdiği malümatı neşrediyoruz; Mütarekeyi mütcakib Baküda Aga- mağlı oğlu Samed ağanın riyaseli ve sonra maarif komiseri olan Mustafa Kiiefin idaresi altında bir Şark kon- gresi akdedilmişti, Kongrede bir kaç hatib Enver paşanın şahsiyeti aley- hinde söz söylemek istemişti, Bunun üzerine Dağıstanlılar kamalara sanl- dıklarından kongre kapatılmış, Enver paşa Moskovaya gönderilmişti, Moskova, Enver paşanın nüfuz ve kuvvetinden ictinab etmekle beraber Hindistanın şimalinde onu bu kuv- vetle harekete getirmek yollarından istifade eylemek çarelerini düşünmüş ve bu emel ile kendisini 'Türkistana göndermişti. Fakat ayni zamanda, Türkistan çetesine kendisini sıkı bir Surette takib etmesi emrini vermeği de unutmamıştı. Taşkend çekası, bu işe, bilâhare bu çekada mühim mevki kazanan, Kazan tatarlarından (Ayid Velin) i, ve bunun muavini olmak üzerede, 'Başkurdestanlı (Mehmedof) u ta yin etmişti. Enver paşa tamamile aldığı emir dairesinde hareket azim ve kararile Buharaya muvasalet,. eylemişti. Bu- raya geldikten sonra esaretten gele- rek kedsine iltica eden Türk zabitle- ni vermişti. Bu. zabitler, eski Taşkend« de, şirodiki halde Kâşgarda veyahut da Hindistanda bulunması muhte- mel olan, şehy (Esen Şahabeddin) in tekkesinde toplanmışlardı. Bunların oturdukları odayı sonraları bizzat kendim görmüş ve orada ben de mi- safir kalmıştım. Bu oda, tekkenin se Jâmlık dairesindeki kapısından içeri- ye girildiği zaman, küçük bir avluya nazır büyük ve geniş bir oda idi. Son- raları burası misâ'ir odası haline kon» muştu. Burada Şahabeddin efendi ile beraber günlerce pilâv yemiş ve cay, işmiştim. Uzun bir kış gecesi bay Şahabeddin Enver paşanın Macer ni şu suretle anlatmıştı. ii «Enver paşanın Moskovanin Yardis mile ve Türk halklarından bir kuvvet teşkilile harekete geçmek için buraya geleceği havadisi yerli halk arasmda şayi olur olmaz, umumi bir memnüs niyet hasıl olmuştu. Bu sıralarda “(Fergane) cihetlerinde çete halinde Sovyetlere karşı harb eden (Basmaş tılar arasında bu haber, daha büyük bir şevk, bir ümid uyandırmıştı. Fere ganeliler, bir türlü Sovyet idaresine boyun eğmek istemiyorlar, başsız ole dukları halde, gece gündüz harb ete mekten fariğ olmuyorlardı. y (Arkası var)