gi N Çİ Z 0 yi A TR EE ŞAR rana meni RE EE AKŞAM “İngiltere kralının taç giyme resmi nasıl olacak ? 1200 senedenberi değişmiyen merasim Vestminster kilisesinde kimler bulunur) İngiltere kralı- nın taç giyme me- rasiminin o dün- | yanın en müessir : merasimi olduğu | söylenir. Bu söz | hakikatten (pek | te uzak değildir. İlk defa 732 sene- sinde tesid edilen İ bu merasim 1,200 | senedir hiç değiş- | meden devam edip gidiyor. © Banları bunu İ yalnız tantana ve debdebeden iba- ret (o farzederler. | Halbuki tantana ve debdebenin ar- kasında büyük bir ciddiyet o vardır. İngiltere kralı o | gün kendisini te- G 7 baasına (o hasre- deceğine oyemin eder, Bu merasim Vestminster oo ki- lisesinde o vükü- bulur. İngiliz ariş- tokrasisine men, sup asiizadeler al *renkli resmi elbi- #elerile orada bu- Yunurlar. Ellerinde, kral tacını giydikten sonra başlarına geçirecekleri taççık- lar vardır, Asilzadelerin zevceleri de eski zamandan kalma kostümlerile orada bulunurlar. Yalnız bu kostüm- lerin altından yeni ve son moda muhteşem elbislerin görülebilmesi için eski elbiselerin ön tarafları açık bırakılmıştır. Bu aristokratların arkasında dün- yanın yakın ve uzak köşesinden ge GAR La 4 AL un oi ini öy e Kral altıncı Core ve kraliçe Elizabet len misafirler vardır. Müyonlarca li- ra kiymetinde cimaslar takınmış olan Hind ve diğer Şark devletleri- nin prensleri, her milleti, her din ve dili temsili eden krallar ve sefirler, devlet reisleri... Vestminster kilisesinin iki cetphe- sindeki pencerelerden giren güneşin ışıkları bunların rengârenk kostüm- leri, Üniformaları üzerinde akislar yapar. Bunların arkasında siyah elbisele- “484 mermi ve meemi sivstat salonlari ri, “takma saçlarıile her biri bir va- kar âbidesi sayılan hâkimler bulu- nur. Gayri ihtiyari insan tarihin na- sil yapıldığını gözle gördüğüne kani olur. Bütün bu halk sükün için- dedir, Üzerinde kral ve kraliçenin isim. lerinin ilk harfleri yazılı mavi renk- te bir halı Kilisenin zeminini süsler. Kilisenin duvarları, binlerce halı me- raklısının, o merasifnde kullanılmak üzere memnuniyetle verdiği hahlarla süslüdür. Davetliler gelip yerlerine oturduk- tarı sonra kilisede müthiş bir sükün başlar ki mörasimden sonra bazi kadınların itiraflarına göre bü sü- kün sinirlere © kadar dökunurmuş ki bir çokları bağırmaktan kendile- rini güçlükle Muhafaza rolş, Bunun için kilisedeki büyük ark ilk notu çalar çalmaz gayri ihtiyari davetliler arasında bir umumi ha- rTeket olurmuş. 'Elerinde hükümdârn ni tasıyan ve bunlam mihrabın et- rafına koy K olan Vestminster mektebindeki genç çocuklardan se- çilmiş bir grup ilerler, Tü orta zamanlardan beri bu ço- cuklar kralın hususi müsaadesi ile merasimde büyük birrol oynarlar. Genç, taze, ince ve şen Sesleri; Vivat! Vivat Rex! Yaşasın! Yaşasın kral! Diye davetlilere kralın kiliseye gir- miş olduğunu haber verir. Büyük an gelmiştir. Asırdide merasim başlamak üzeredir. Kral ve ilerlerken alâmetleri- kraliçe mihraba doğru önlerinden Vestminster kilisesinin opapasları (gitmektedir. Bunlardan biri gayetle güzel bir is- tavroz taşımaktadır. Bu İstavrozu Yedinci Edvardın taç giyme merasi- minde Habeşistanı temsil eden Ras Makonen hediye etmişti. Papaslardan gonra imparatorluğa .dahii bütün hükümetlerin bayraklarmı taşıyan papaslar gelir. İmparatorluk bayra- ğını son iki taç giyme merasiminden beri Dük Velington taşır. Bu hak ona ecdadı meşhür Napolyon fatihi İlk Velington Dükünün şerefine ve- rilmiştir. Kral Tesmi elbisesi olan al elbise. lerini giymiştir. Başında «Cap of Maintenance, çenilen takke vardır. Hakikatte bu takke asırlardan kal madır Ve kralın başına koyacağı asırdide tacın içidir. > Merasim kralın tanıtilması İle kaşlar. Bü, taç giyme merasiminin en eski ve en tantanalı tarafıdır. Bir çok yüksek zevatın refakatinde Ken- terböri bağpapazı ilerler, kral tahta doğru bir adim atar. Herkes tarafın- dan işitilecek bir sesle Paşpnpas ba- gırır: İz Efendiler öize kral Jorju tak- dim ediyorum, Bu diyarın şüphe kaldırmıyan hükümdarı, Bugün bu- reya onâ arzı hürmet etmiye gelen sizler bunu kabı ediyor musunuz? Herkes: «Krala arzı hürmet etme- yi kabul ediyoruz diye cevap verir. Hep bir ağızdan; — Allah kral Jorju hi - sin, diye bağırırlar, pe Bunun üzerine Orgun üzerinde bu- lunan borazancılar borazanlarını öt- türürler. Kral tahta oturur, Kraliçe yan ndaki tahtta mevkiini alır. Dua edilir, Sonra diğer bir mühim merasime başlarıır. Bu kralın yemin etmesidir. Kenterböri papasının uzat- tığı incili kral öper. Bundan sonra kral tahttan kalkarak mihrabın önüne gelir. Bâşpapas elini mukağ- des yağa batırır ve mukaddes Yu- hun krala Kuvvet vermesi için dua eder. Bu esnada kilisenin koro he- yeti : Veni, Creator Spiritus (gel ruhu mukaddes) diye (teganni etmek. tedir. Kralın göğsü, başı, elleri mukad- edebilirler- | e e e HFKİM ÖĞÜTLERİ 1 Mayıs 1937 Iştahasızlık İştiha, sıhhatin en büyük alâmet- lerinden biridir denirse hiç te yi bir söz söylenmiş olmaz zannederim, Yalnız şeker hastalığı olanlarda ve işmanlarda görüler. çok yemek ah, bir hastalık Onun haricinde uykusu ve neşesi verinde ve barsakları mun- tazam işliyen bir insanın biç şüpbe- siz, Üçüncü bir sıhhat alâmeti olan iştahı da düzgündür. Buna mukabil iştahsızlık bir çok hastalıkların habercisi olduğu gibi, hastalıkların odevamınca da görüle- bilir bir arızadır. Bazan da başlı ba- şina ehemmiyetli bir arıza teşkil eder Ye tedaviye oldukça ofâannüd eder, Bütün ateşli hastalıklarda istahsız- lik vardır, Gribin iştahsizlıği günler- alâmetidir. ce devam eder, Veremlilerde iştah bozulur, iştahı olm remliyi te- davi etmek büsbütün külleşir. Çok yediren şeker hastalığı ilerleyip vücudde asidoz dediğimiz bamızi te semmüm başlayınca, evvelce pek çek yiyen şekerli hasta, artık bir şey yi yemez olur. Bunâ muksbii tifodan Kalkanların iştah yneşhurdur. Bütün hastalık intidadınca oyiyemiyen ve #azla eriyen basta, mekahüte dahil olunca â a bir obur kesilir. Yorgunluk, fazla sigara içmek, ha- vasız, şsiz yerde yaşamak veya çok çalışmak iştahı bozar; Hattâ pek devamlı ve tedaviye ük gösteren bir ii lık doğurabilir. Kansızlık, asabiyet, üzüntü, tees sür ve ruhi bozukluklar iştahı keser ve tam bir iştahsizlik mevdana getire- bilir. İspirtolu içkiler, ilk zamanlarda İş- tahı açar gibi bir tesir uyandırır; fa- kat devamlı ve fazlaca kullanılması, midede yapacağı tahriş (müzmin mi- de nezlesi) ve karaciğer üzerindeki tesir sebebile, başlangıçtaki aldatıcı iştahı tam iştahsızlığa müncer oldu- gu görülür. Kabız çekenlerde ve çalışma tarzı daima oturmağı icab edenlerde, yek- nasak bir hayat yaşıyanlarda, zama» nımı kapalı yerlerde geçirenlerde ve uzunca müddet bir nevi gıda ile İ tagaddi mecburiyetinde olanlarda da iştahsızlık meydana çıkar ve ciddi bir tedaviyi isilzam eder. Müzmin sitmanın ve bunun tewlid ettiği kansızlığın, böbrek ve kuracı- ğer hastalıklarının ve aletümum kan- serin, husüsile mide kanserinin pek ehemmiyetli ve wuannit iştahsızlığı yardır Yemek vakitleri haricinde çukulata veya kuru yemişlerle pis boğazlık eden çocuklarda da iştahsızlık görülür. Daha küçük Yaşlarda görülen ve iç bir şey yemiyor) endi- şesile üzen çocuk iştahsızlıkları var- dir. Bunların bir çoğu çocuğun kitsiz ve gayri muntazâm yemesi veya lüzumundan fazla gıda alması nelik cesi de olabilir. Bunun için hiç bir şey yemiyor diyecek yerde, neşvünema- devrinde olan büyük ve küçük çocuk- ların yaş, bünye ve mevsime göre al- maları iâzımgelen gıdanın öğünleri- ni, kemmiyet ve keyfiyetini, mütehas- sıs hekimlere müracaatle tayin ettir- mek, ebeveynin takib etmesi Jâzımge- len en muvaafık bir yol olur. Görülüyor ki işlihasızlık, ya gayri muntazam bir hayattan doğuyor vö- ya sinsi, mühim bir hastalığın böş- i lanğıç İşareti bulunuyor. İntizamsız İ ve sıhhatsiz bir hayatın doğurduğu iştahsızlık da, uzviyetin ihtiyacı olan gıdayı alamamayı intac eder, Bu iti- barla da başta verem olmak üzere mühlik bir takım hâstalıkların uyan- masına meydan verir. Bunun için, iş- tahsızlık sebeblerinin vakit geçirme- den araştırılarak ortadan kuldırılmâ” $ı, ve tedaviye başlangıçla ehenmi- yet veril: i hayati bir mesele olâraK telâkki edilmelidir, Zayıflamak veya zayıf kalmak kays gusile yemek yemiyenlerde ve buna alışanlarda zamanla imuannid bir İş- tahsızlık yerleşir ve sahıs bü açlık id- manından vazgeçmeğe çülışsa da çok müşkülâta uğrar. Onun için zayıfla” ma kürlerini her nevi gıdaya teşmil ederek fena bir iştahsızlık meydana getirmekten kaçınmalıdır. Bunu an- cak hekim tavsiyesi ve nezareti atm” da ve bir metod dahilinde tatbik et- melidir. Buraya Kadar sebeplerini anlattı- Zımız iştahsızlığı bertaraf etmek için sebebini aramak ve ortadan kaldır- mak, tedavinin esasını teşkil eder, Yaşayış tarzı yaluna konur, erken yar tip erken kalkılır, yemekler çeşitli ve iştah âçıcı bir şekle sokulur, muay yen saatlerde yenidir, fazla su ve faz- la sulu şeyler içmekten kaçınılırsa, tedavi için ilk adım atılmış olur. Açık havada yorulmadan dolaşmak, Mik bönyolar veya hakim tavsi göre soğuk'suya batınış bir tüdibent- le vücude yapılacak friksiyonlâr hüd da hâle göre hele asabilerd si cakça duşu müteakıb çarçabuk ve Kısacık soğuk su püskürtmeleri çok faydalı gelir. Yorgun kansız ve lenfatik olanlar deniz kenarlarına, asübiler yüksek- MiğI bin metreyi geçmemek üzere dağ» lik yerlere hara tebdillerine gönderi- Jir, Ruhi teşevvüşden mütevellit istah- | sızlıklarda ve alelümum < asabilerde telkin” tedavisi ve havadar sıhhi bir müessesede hastanın bir disiplin al- tında, hatta icab ederse Ailesinden uzak bulundurulması, tedavide ehem» miyetli bir yer alır. İstahı açmak için, esasları asid klo- ridrik ve pepsinden veya eski şarap içinde acı nebatların küüli hulâsalar rından ibaret olan bir takım müstah- yar ilâçlar alınır. Koza yine bu tertib- de yapılmıs tıbbi limonatalar ve ne batların kabuk ve köklerinden hekim- likte kullanılan bir çok müessir ae Mâçlar, gliserofosfatlı malt hulâsaları, kınakınalı ilâçlar ve şaraplar pek işe yarar, Arsenik biihassa cild altından şırınga edilmek suretile pek çok fay- da verir. İştahsız çocuklarda sebeb, dahili if- rTaz guddeleri bozukluğundan doğu- yorsa, bilhassa boynun önünde bulu- nan guddeyi derekiye dediğimiz be- zin eksikliğinden ileri geliyorsa, buna aynca hususi tedavi tatbik edilir. Şeker hastalığında o kullandığımız ensulin, zayıfları şişmanlatmak hu- susunda işimize yarıyor. Hele muan- nit iştahasızlığı bertaraf etmek için çak iyi bir ilâçtir. Yemeklerden evvel deri altına, doktorun tayin edeceği miktarda şiringa edilmesi, diğer bü- tün ilâçlara cevab vermiyen istahsız- dığı daha ilk haftadan itibaren orta- dan kaldırıyor. Operatör Dr. İffet Naim Onur Ekalliyet mektepleri bütçelerinin birer suretini Maarife verecekler Mâarif vekâleti tarafından dün yeni bir emir gelmiştir. Bu emre göre bü- tün ekalliyet mektepleri mutlaka bir bütçe yapacaklar, mekteplerinin va“ ridat menbalarile, masraf mıktarları- nı ve sarf mahallerini gösterecek- lerdir. Bülçenin -birer süreli maarif müdürlüğüne verilecektir. Maarif müfettişleri sık sık mektepleri teftiş edecekler, bütçe harici hareket eden mektepler derhal kapatılacaktır. tr ün vE AMY la des yağ ile yağlanır ve kral tahta cturur. Bunun üzerine krallık ve ipmara- torluk kudretinin timsali olan muh“ telif zinetler takdim edilir. İlk ev- velâ meşhur mahmuüzlar takdim edi- Bir. Devlet kılıcının takdimi ikinci ola» rak gelir. Bu kılıcı kral alır ve St. Edvardın ibadetgâhına götürüp bi takır. Oradan âl kadife kilif içinde altın işlemeli küçük bir kiliç alır Kral bununla kuşatılır. Bundan sonra bakiki devlet kılı- Canı taşıyan Lord kiliseye 100 İngi- . diz teberrü ederek kılıcı tekrar alır. Bundan sonra krala taç giydirme zw manı gelmiştir. Başpapas: , — Allah sizi bir zafer ve adalet tacı ile taçlandırsın. İyi bir imans malik olan siz ebedi zaferin tacins malik olasınız! : Bundan sonra devlet ricali ari hürmete gelirler. Bundan sönra kral tabtıma oturur, kraliçenin taç giyme merasimini seyreder o Kraliçe tal” tana oturmak için kralın tahtının y#* nından geçerken diz çöker, Sonr# tahtına oturur. Kral ve kraliçeye ta$ giydirme merasimi nihayet bulur. i