14 Nisan 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9

14 Nisan 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

14 Nisan 1937 Amerika sinemaları çok muhteşemdir Filimden başka varyete numaraları ve konserler verilir , bir program 3,9 - 4 saat sürer Nevyork < (Hususi * muhabirimiz- den) a ve ne suretle itunlar dolusu Amerika si- yazılar yazı hakkında Ben nemalürın, Amerikada sinema muhteşemdir. İhtişam noktasından tiyatrolar pek geride kalırlar. yorkun en muhteşem salonunun Met repolitan oper olduğunu zânne- denler çoktur, Halbuki Metrepolitan operası bir çok sinemaların yanında pek sönük k Amerikada en muhteşem salon Ra- din Citydeki sine ve müzik hol sa- lonudur. Radio Citynin dünyanm en yüksek binası olduğunu işitmişsiniz- dir. Bu binanın bir katı sinema ve müzik hol olarak kullanılıyor. Sinema perdesinin yanında muazzam bir sah- E sahnede 50 - 60 kişi veryete numaraları yapar. nemiala mış ka muhte 70 - 80 kişilik bir orkestra konserler verir. Nihayet b a haft en gü zel filimleri gösterilir Varyele numaraları ve filimler her hafta değişi, ıya giden bir seyir- ci en güzel filmi görür, çok güzel nu- maralar seyreder ve mükemmel bir konser dinler. Fakat bunların hepsi- nin fevkinde büyük bir ihtişam karşı- sında h r. Salon çok güzel süslenmiştir anı seyredilmesine doyulmıyacak kadar * mükemmeldir. Her tarafta renk renk ışıklar göz çarpar. Her oturulan sandalyenin ar- kasında, yani sizin önünüzde düğme- sine basınca yanan — yalnız yere doğru ışık veren hafif bir elektrik Yâmbası vardır. Bu lâmbayı yakarak prograirı takib etmek kabildir, Radio Cityde sine ma binasının içi ra içilmez. Fakat balkonlarda içilebi- Wir. Dünyanın en büyük sinema binası olan Radio Citydeki salondan başka Nevyorkun diğer sinemaları da çok muhteşemdir. Büyük filim kumpan- yalarının kendi filimlerini gösterdik- leri birer sinemaları vardır. Amerika- da nüfusa nisbetle her şehirde sine- | malar bize nazaran pek çoktur, Me- | başladıktan sonra fasılasız selâ nüfusu 150 bin olan Springtield- de (20) den fazla sinema vardır ve bunlar İstanbul sinemalarından çok daha kalabalık olur. Amerikanın her yerinde her sinemada program he- men hemen 3 - 3,5 saatten aşağı de- ildir ve umumiyetle filim bir kere devam | eder. Radio Cityde bir program üç bu- | çuk dört sâat kadar sürer. Burası sa- bah on birde açılır, program gece ye” rışına kadar fasılasız devam eder. Âdi günlerde buranın her yeri bizim paramızla 75, bayram günlerinde ve gecelerinde 125 kuruştur, Binemaların alt salonlarında cığa- Yetmiş iki milletin acaib bir şekil- de karışmasile meydana gelen Ameri- kalıların ekseriyetle zevkleri basit ve iptidaldir. Çok kere onların kahka- balarla güldükleri sahneler karşısın- da onların gülmelerinden başka gülü- necek bir şey bulamazsınız. Meselâ: Geçenlerde Nevyorkta Raxi isminde birinci derecedeki sinemalardan biri- ne gitmiştim, Dünyanın hiç bir yeri- ne yakışmıyacak kadar bayağı buldu- gum bir sahne seyretlim: Şubertten Bizeye kadar dünyanın en yüksek in- sanlarından olan bütün dâhi kompo- Villiy Fritseh bir dansözle evlendi Viliy, karısı ve şahidi Lilian Harvey Sinema gâzetelerinin verdikleri ha- berlere bakılırsa Alman artisti Villy Fritseh, Dinah Grace adında dan- sözle evlenmiştir. Nikâhları üç hafta evvel Berlinde kıyılmış, yeni evliler bal ayı seyahatine çıkmışlardır. Nikâhta Villiy namına şahit olarak Lilian Harvey . bulunmuştur. Hatır. lardadır ki Lililan uzun müddet Viliy Fritseh ile birlikte" filim çevirmişti, O zaman ikisi ideal bir çift addedili- yordu. Hattâ seviştikleri ve evlene- İ cekleri de şayi olmuştu. Bunların doğru olmadığı şimdi kati surette an- laşılmıştar, Nevyorkta Radio City zitörler acaib kılıklarla burada teşhir edilip alay edildi. Halk kahkahadan kırıldı. Sonra Birleşik Amerika milli marşını yapan insan - ki ismini mu- hakkak bilemediğiniz gibi hiç bir şey olmadığı içinde bilmenize lüzum yok - garib bir hâkmiyetle yükseldi. O Kozmopolit halk kütlesi düğmesine basılmış bir oyuncak gibi heyecanlan- dı ve onu alkışladı. Amerikada hemen hemen her sinemada bizim memleke- tin ancak kenar mahalle sinemaların | da duyabileceğiniz. dilimlerin alkış- | landığını görürsünüz. Sinema haberleri Gary Cooper'in son çevirdiği | filmde sevimli yıldız Frances Dee'ye | şiddeti bir tokat aşk eĞmesi lâzım | geliyordu. Artist bir türlü şiddetli tokat atamadığından filmin senaryo- suhda mühim de lüzum görülmüştür. tadilâtta Gary tokât atacak yerde güzel yıl dzı kucaklıyarak kaçırmaktadır. Moris Şövalye yeniden Müzik hol artistliğine başlamıştır. Fakat bu yaz yeni bir film çevirecektir. Marlene Dietrichin son çevirdi- ği Allahın bahçesi filmi gösterilmiş ve rağbet. görmüştür. Bu filimde baş erkek rolünü Charles Boyer yapıyor. 4 Altı sydanberi filim çevirmiyen Fransız artisti Paulette Dubost yeni- den çalışmağa başlamıştır. VECİZELER Nerede hareket orada bereket HEKİM ÖĞÜTLERİ Kanserden nasıl korunmalı ? Her sene aramızdan binlerce vatan- daşı, sevdiğimiz ve hürmet ettiğimiz bir çok kimseleri alıp götüren bu menhus hastalık hakkında, şimdiye kadar müteaddid hekimler tarafın- dan neşriyat yapıldı. Nitekim ben de dört beş sene evvel bu sütunlarda kanserin nasıl bir hastalık olduğu ne suretle teşhis edildiğini ve teda için mevcut vasıtalarla, bu derde k Şi yapılacak mücadelenin nelerden ibaret olduğunu anlatmıştım. (*) Fakat bu zali ve amansız hasta- Jık için ne söylense ve ne kadar yazıl- sa azdır. Hususile tıb cemiyetlerinde ve gündelik gazetelerde en çok kanse- rin sebepleri ve bulaşıcı olup olma- dığı münakaşa edildi. Fakat kanser- den ne şekilde korunmak kabil olaca- barla bugünkü makalemde, herkesi daha çok alâkadar eden ve daha pra- tik neticeler veren bu mevzudan, ya- nİ (Kanserden korunma) meselesin- den bahsedeceğim. Asıl mevzua girişmeden evvel, $iz- lere kanserin ne müthiş ve ne kor- kunç bir âfet olduğunu, bazı rakkam- lar zikretmek suretile anlatmak isti- yorum: Almanyanın resmi istatistiklerini gözden geçirecek olursak, senede 75,000 kişinin kanserden öldüğünü görürüz. Münih şehrinde, bir senelik ölüm vakalarının başında kanser gel- mektedir. İşte size bir senelik bir is- totistik zikredeyim: Uzvi kalb hast, lıklarından 880, b felcinden iy damar kireçlenme ve sertleşmesin- den 691, dimağ felcinden 578, tüber- külozdan 531, serden ise 1381 kişi ölmüştür. İngilterede, gene resmi istatistikle- Te göre, kanserden ölenlerin sayısı s0- nede 150,000 i geçiyor. Birleşik Ame- rika hükümetlerinde senede 100,000, Fransada 40,000, İtalyada 30,000 kim- se kanserden ölüyor. Bütün Avrupada senevi kanser vefiyatı yarım milyo- nu geçmektedi, En çok ölü sebeb olan kanser midedekidir. kim erkek ve kadın- daki bütün kanser ölümünün “6 401 mide kanserindendir. Bundan sonra kadın tenasül uzuvları gelir ki, bu da umum vefiyatın “e 30 unu teşkil et- İ mektedir. Sonra karaciğer kanseri ge- İ dir ($ 9), barsaklarınki (96 6), ka- İ dın meme kanserlerinin (9e 5) radde- sindedir, Umumiyet itibarile diyebilirim ki, kanser erkeklerden ziyade kadınları öldürmektedir. Zira kadın zürriyet aletlerinde kariser sık sık husule gel- mektedir, : Bir hastalıktan ne tarzda korun- mak kabli olduğunu bilmek için, o hastalığın * sebeplerini iyi tanımak gerektir. Meselâ tifoyu yapan Ebertih basilleridir. Bundan korunmak için, bu basillerden yapılmış aşi İle, şu he- pinizin bili tifo aşısı İle aşılanmak kâfidir. Halbuki kanserin doğrüdan doğruya hangi sebebden ileri geldiği- ne mikrobu bulunup bulunmadığına ve bulaşıcı olup olmadığına bugün tamamile vâkıf değiliz. Onun için kanserden ne suretle korunmak icap ettiğini kati olarak bilmiyoruz. Eli- mizde, bizi kansere karşı koruyan müessir bir vasıta yoktur. Bununla beraber kanserin hüsulü- nü kolaylaştıran bazı ahval ve şeraiti tanıyoruz. İşte bu zararlı şartları or- tadan kaldırmak veya bunlardan $a- kınmakla, kanserin meydana gelme- si imkânım azaltmış, binaenaleyh kanserden korunmuş oluruz. Bu za- rarlı şartlar nelerdir? Onları gözden geçirelim: 1 — Ensice ve uzuvlarımızın müz- min bir iltihaba tutulması, veya müz- ntin bir surette tahrişe uğraması, kan- serin husulünde büyük Tol oynar. Me- selâ midenin iç zarını tahriş eden ba- harlı yemekler yemek, çok sıcak ye- mek, yemekleri iyice çiğnemeden alel- âcele yemek, midede evvelâ iltihap ve yaralar yapar. Bu iltihap ve karhalar uzun müddet iyi olmadan kalırsa, bir (*) Akşamın 4 ilkkânun 1932 ve 12 sonkünun 1933 nüshalarına müraaaat. ! gün bu uzuvda Kanserin başla görürüz. lerde mide ve e; fazla tütün k rda ağız ve dil kanserine, hu- susile pipo istimal edenlerde, pipe- nun alt dudağa senelerce yaptığ temadi tazyik neticesi dudak kai rine raslıyoruz. Halbuki Kadınlarda dudak kanseri pek müstesna olarak görülür. Buna mukabil kadınlarda en çok rahim ve meme kanserlerine şa- hid oluyoruz. Bu uzuvlarda mevcut basit iltihaplar, müzmin bir şekilde uzun müddet deyam ettiği takdirde, kanserin husulüne sebep olur, Bazı sanat erbabında muayyen bir takım kanserlere tesadüf ediyoruz. Meselâ: Taşçılarda, kömürcülerde, maden amelesinde akciğer kanseri müşahede edilmektedir. Bunun sebe- bi, bu şahısların mütemadiyen tenef- füs ettikleri toz, kömür ve maden zer- ratile (akciğerlerini o mütemadiyen tahriş etmeleridir. Kendisini iyi sakınmıyan röntgen mütehassıslarında, ve bunların ya dımcılarında, şuaalın yaptığı müte- madi tesir neticesi el ve yüz kanseric- rine şahid oluyoruz. Hattâ güneşin bile şiddetli ve kızgın şualarına uzun müddet maruz kalmış bir şahısta, me- selâ ihtiyar gemicilerde, cilt kanseri buluyoruz. Kanser çarpma veya vurma cesi, vücudün darbeye maruz kalı yerinde, keza bedenimizin sathında bulunan kapanmaış eski yaralarda, veya iyi olmuş yara ve cerihalardan kalma nedbeler üzerinde, sivilce ve si- gillerde, hattâ benlerde husule ge lebilir 2 — Kanserin husulünde rol oyni- yan ikinci grup sebeplerin - başında, | bünyevi istidat gelir. Normal insan kanı seromunda, kanser hücrelerinin çoğalmasına kaşı koyan hususi bir kudret, bir «Sehutzkrafts yani mü- dafaa kuvveti mevcut olduğu tesbit olunmuştur. Bu kuvvet bilhassa ço- cuklarda ve gençlerde çok, ihtiyarla- dıkça azalmakladır. Bu itibarla biz kanseri en'ziyade 49-60 yaş arası gü- rTüyoruz. 3 — Kanserin meydana gelmesinde tegaddi tarzının da az çok rolü var» dır, Meselâ iyi ve bol yemek yiyen, ve hususile çok et yiyen İngilizlerde, kan- ser daha fazla görülüyor, Buna mu- kabil az yemek yiyen ve nebati gıda” ları'tercih eden Japonlarda kanşer daha az huşule geliyor. Hususile gı- Gaları büsbütün nebati olan bazı Afri- ka milletlerinde kanser nadir müşa- hede ediliyor. Memleketimize gelince: Halkımızın ve hususile köylümüzün çoğu eti az ve sebze ile diğer nebati gıdaları, me- selâ ekmeği bol yediğinden, bizde kan- ser garb milletlerine nisbetle daha az- dır. ... Her sene kanserden ölenlerin yük- sek yekünu, bize bu müthiş âfetten korunmanın ne kadar mühim oldu- gunu isbat etmektedir. Binaenaleyh yukarıda birer birer saydığım kanse- rin meydana gelmesini kolaylaştıran şerait ve tali sebepleri göz önünde bulundurur, ve bunlardan içtinap e- derseniz, vücudünüzü kansere karşı epiyce korumuş olursunuz. Şayet mi- denizde inatçı bir hazımsızlık ve bu- lantı hissediyor, memenizde bir sert- lik duyuyor, ve rahmınızdan âdet ha- ricinde kanama görüyor, ve vücutça zayıfıyorsanız ve yaşınız da Otuzu Ortaköy Şifa Yurdu sahip ve başhekimi Dr. 4, Asım Onur Ankarada her dilden kitap, ga” zete, mecmua ve kırtasiyeyi uewz olarak AKBA müesseselerinde bu- labilirsiniz. Her dilde kitap, mec- iş i kabul edilir. İstanbul gazeteleri için ilân kabul, abone kaydedilir. Undervodd yazı ve he- sap makinelerinin Ankara acentesi, Parker dolma kalemlerinin Ankara satış yeridir. Telefon: 3377,

Bu sayıdan diğer sayfalar: