13 Mart 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

13 Mart 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ona Bağları bu mevsimde nasıl budamalı ve nerelere dikkat etmeli? Bağlarda buda- ma; asmalârda faz- la sayılan kısıme ların hazfedilme- sine budama deriz. Budama, evvelâ; zamana yöre, kış veya yaz budamam namile ikiye taksim edilebilir. Kış budaması, asmalarda yaprakların düşmesinden itibaren yapılan budama- dır. Yaprsklarm inkişafile, asmanın ye- gil olduğu müddetçe (o yapılan Obuda- da yaz veya yeşil budama namını veririz. mart içinde yapılması zaruridir; nesg fazla faaliyete geçeceği için, daha geç yapılması doğru değildir. Don tehlikesi olmıyan mahallerde ise, sonbaharda, bağları budamak kabildir. Şayet, bağları ilkbahrda - martta - bu- damak zarureti varsa, o takdirde son- baharda yapraklar düştükten sonra bağ- larda kış ayıklamam yapmak faydalıdır. Bunun için kütük üzerinde bulunan lü- zumsuz ve tamamile kesilmesi icab eden filizler diplerinden kesilir ve yalnız ilk- baharda budanacak kuvvetli dallar bi- rakılır kö, onlar da bu ayda budanabilir- ler. Kış ayıklamasının en mühim faydası, toprak işlerine mâni olacak dalların or- tadan kaldınlması, ayni zamanda, ilkba- harda kütük üzerinde fazla yaralar açıl- ay ve. zamandan kazanılmış olması- er, Özüm salkımları bir senelik dallar üzerindeki gözlerin inkişafı ile hasıl olan filizlerde teşekkül eder, Budanacak dal- lar da geçen senenin filizleridir. Asma kütüğünün yaşlı kısımları üze- rinde çıkan ve (obur) ismini verdiğimiz. filizler, ekseriyetle, üzüm vermediklerin- den, bunlar tamamile diplerinden kesi- Tebilirler. We yalnız kütüğün sekline ve ihtiyacma göre, bazı ahvalde bunlardan istifade edilebilir, Budama için ayıklamada bırakılacak dallar, orta küvvette, iyi teşekkül etmiş pişkin olan ayni evsafta bir senelik dal- lardır. Kütük fazla o yükselmemesi için bu dallardan altta olanlar budamaya tâ- bi tutulmamalıdır. Kütük üzerinden uzaklaştırılması icab eden dallar diple- rinden kesilirler; geriye kalan o dallar, kütüğün şekline, genç veya yaşlı olması ne, üzümün cinsine göre dalın dibinde bulunan ve iyi teşekkül etmiyen ve kör göz ismi verilen göz hesap edilmemek şartile: ya kısa 2 - 3 göz üzerinden, veya uzun 4 - 5 göz üzerinden filizler tesbit edilerek gözün biraz - yukarısından ve gözün aksi istikametinden meyilli bir şe- kilde budanırlar. Bu ameliyat ya keskin biz budama makasile veya bir çekme ile budanır. Yalnız her sene budanan dal Tordan geride kalan ufak parçasile kü- töğün yaşlı kısmı her sene bir miktar uzar, resmimizde görüldüğü gibi bir kı- Tefrika: No. 47 Elektriği yaktım. Biraz okuyabil- sem! İmkânsız, elime aldığım gazete, kitap gayriihtiyari düşüyor. Bütün gayretlerime rağmen yine onları dü- şünüyorum. Çamlıcada buluşmaları- nı, birbirlerinden nasıl hoşlandıkları- nı çekinerek, tatlı kelimelerle söyle diklerini hayalimde canlandırıyorum, © anda kaibim beyhude bir kıskanç- hkla yanıyor, bütün benliğim bu ses- 8iz odada harab oluyor. Ayağa kalkıp aynaya bakıyorum: — Süzi sen misin? Ne iğrenç bir baş... Elbette Emel senden daha çok güzel, elbette Necdet onu tercih et- mekte haklıdır. Çekmemi açıyorum, içinde kordelâ- larla bağlanmış daste deste klâsik sevgi mektupları bulacak değilim, Ki- saca buluşmaları yazan daha doğru su emreden bir iki kartpostal duru- yor. Zavallı Süz! Bütün hayatın bağladığın o büyük sevgiyi isbat et- mek için elinde en küçük br delil bile yok. Bu tozlu kâğıt parçalarını bıraktı ğım zaman ellerim bir sevki tahil ile #igara paketine uzanıyor. Şezlonga KIRILAN BEBEKLER Ev bahçelerinde, turfanda patates nasıl yetiştirilir ? Patatesler; diğer köklü sebzelerden daha mugaddidirler. Bunları ev bahçe- lerinde turfanda olarak (yetiştirip taze olarak sarfetmek kabildir. Taze turfanda patatesin etli yemeği, püresi, salata ve köftesi cidden çok ne- fis olur.. Ev bahçelerinde yetiştirilecek pata- teslerin en makbul cinsleri, etlerinin sarı, beyaz, kırmızı olanlarıdır. e Bunlardan, eti sarı renkte olan Malta veya Marsilya cinsi çok nefistir. Maamafih memleketi- mizin Adapazarı, Ödemişin sebzelik pa- tatesleri de çok makbuldür. Patatesler; çok soğuk olmıyan, ratıb iklimden hoşlanırlar. Bunun için Kars- deniz iklimi patates yetiştirmeğe elveriş- lidir. Patatesin sevdiği toprak: Hafif, kum- sal, meyilli Alivyon topraklardır. İyi işlenmiş, o gübrelenmiş yumuşak topraklarda patatesler iyi teşekkül eder. Patates ekilecek toprağa, bin metre mu- rabbama, iki bin kilo kadar çiflik veya hayvan gübresile beraber gene ay ik. tar toprağa 30 kilo Fok Fosforit - Süper Fosfat - 30 kilo kibritiyeti posta - Sulfat dö potas gübresi vermek çok faydalıdır. Patates ekilecek toprek derin sürüle- rek veya bellenerek iyice hazırlanması icab eder. Patatesleri üç suretle üretmek kabildir. Tohumlarile, gözlü kabuklarile, yum- rulariledir. Sebze bahçelerinde tohumla- rile patates yetiştirilmez. o Yumtularile Yumrularile üretmede, dikilecek yumru- lar ne pek küçük ve ne de pek büyük olmamalıdır. Küçük elma cesametinde olan yumrular dikilmeğe elverişlidir. Bü yük olan yumrular ikişer parçaya bölü- merek dikilirler ve uzunlamasına patates. Ziraat sahifemiz Okuyucularımız her hafta bu sım budama da hazledilir, üzerinden budanır. Geçen sene budanmış A dalından B, C gibi iki filiz çıkmıştır. Bu vaziyette budanan eski dal, şimdi D noktasından tamamile kesilir ve B filizi iki göz üze- rinden kısa olarak budanır. Resmimiz kısa budanmış bir dalı göstermektedir. Çavuş, penbe çavuş, İskenderiye mis- keti, çekiyleksiz - gibi üzümler, uzun yani 4 - $ göz üzerinden, nurunigâr, yapıncak ilâh.. gibi üzümler de 2 - 3 göz üzerinden kısa budanır. Resmimizde siyah kalın çizgi ile gös- terilmiş olan noktalar kesilecek kısımlar rı, noktalarla işaret edilmiş kısımlar da sürecek dalları gösterir. dalda iki göz Nakleden : Zeyneb İdil yatıp bir tanesini yakarak gözlermi kapıyorum. Bu anda yalnız bir şey zihnimi meşgul ediyor, onlara yaza- cağım tebrik kartı. Her şeye rağmen 'Emeli mesul tutamıyorum, Necdeti sev- diğimi anlamamış değildi, fakat şim- di bilmiyormuş gibi davranması en doğru hareket. Kendime güldürme- mek için, her kelimeyi tarlarak, cüm- leleri sıralıyarak küçük şabeserimi hazırlamağa çalışıyorum. Ne budala bir kızım yarabbi!... Uzun cümlele- re, klâsik kelimelere rie hacet, onlara en dokunacak olan şey lâkaydim, açık bir kalble yazacağım basit biriki te- menni. Bu buluşum âsabımı biraz ya- tıştırıyor. Sigaramın mavi dumanları» na bakarak gülümsüyorum. Saat kaç? Gece yarısı oldu mu?... Sofada, ateşli bir nabız gibi durma dan işliyen saatin iki defa vurduğunu işittim. Uyuyabilmek için tekrar yal- tım, elektriği söndürdüm, fakat bey- hudesBirdenbire dışarda, açılıp kapa- nan kapı gıcırtılan, telâşla koşan ayak sesleri duydum. Annem kendin- den geçmiş bir halde babama: — «Koş, onu yalnız bırakma; diye leri kesmek, bölmek lâzımdır. Kesilen patatesleri hemen dikmek doğru değil- dir. Bunları 3 - 4 sast güneşte, havaya bırakmalı ki kesilen kısımlarda bir ka- btk hasıl olsun, ve toprakta çürümesin.. Sebze bahçelerine dikilecek patates” leri vaktinden evvel turfanda olarak ye- tiştirmek o maksadile o yumruları evvelâ çimlendirip ondan sonra dikmek lâzım- dır. Bu usul yalnız ufak bahçelerde tat- bik olunan bir usuldür. Böyle çimlendi- rildikten sonra ekilen patatesler 25 « 30 gün evvel mahsul verirler. Patatesleri çimlendirmek için: Pata- tesleri tahta kasalara yanyana koymalı, sralamalı ve havadır, ziyasız bir bodru- ma kasaları koymalı ve bir müddet ora- da bırakmalı, bunlar orada yirmi beş gün zarfında çimlenip yeşil, yeşil filizler basıl ederler. Bu zamanda donlar da di- sanda geçmiş bulunur ve böylece çim- öl mrular tarlasına ocaklar yapa- ler. İklimimizde patatesler, şubat, mart. tan itibaren mayıs nihayetine kadar di- kilirler. Çimlendirmeden, patatesleri bu ayda çukur usulile tarlasına dikmek ka- bildir, Çukurlar arasındaki mesafe 40-50 santim olursa kâfidir. Açılacak çukurla- rın bir istikamette olmasına dikkat et- mek lâzımdır. Çukur ocaklar içerisine birer avuç çürümüş gübre koyarak top- rakla karışınlması faydalıdır. Her oca- ğa, pek küçük olursa iki patates, orta ce- samette olursa bir patates konur. Ve 7 - 8 santim gömülür, toprakla örtülür. Patatesin çimlendirilmiş kssmı çukurun yukarı tarafıma gelmeli. Şeyet ortasın- dap, uzunlamasına kesilmiş ise kesilen kisim alt tarafa gelmek üzere dikilir. Kumsal topraklarda yumru patatesler on beş santim kadar gömülebilir.. Patateslerin tımar: On santim havaf bir kısım almış olan patatesler, filizleri zedelemeden sathi olarak çapalanır ve biraz da boğaz verilir. Bundan sonra ikinci bir çapa ve boğuz doldurulur. Bu esmada bir de boka su verilirse çok fuy- dalıdır. Çiçek açmağa başlayınca öçün- cü bir çapa ve boğaz doldurulur bir de bol su verilebilir, - Bilhassa kurak za- maplarda - toprak yüzüne çıkan havaf kısımlar kurumağa o başlayınca hasada buşlanır, Patatesler ocaklardan çıkarılır. larken katiyyen zedelenmemesi İâzım- dır: Topraktan — çıkarılan (patateslerin 1 - 2 gün kadar bahçede güneşin kare sında kalması Jâzimdır. Aksi takdirde içeriye alınca bozulur, tekrar çimlenir- bağırıyordu. Bir saniyede yataktan fırlayıp ka- pımı açtım. Annem sırtında gecelik, saçı başı karmakarışık, şaşkın, şa$- kın sofada koşuyordu. Bileklerinden yakalayıp: /— Ne aluyor? diye sordum. — Süheylâ biraz hastalandı da... Sen niçin uyandın? Haydi git yat. Israr edince annem anlatmağa baş- ladı. Biraz evvel Süheylânın odasın- da işık görüp merak etmiş, kapısını açlığı zaman onu aynasının önünde saç maşasile saçlarını düzeltirken bulmuş. Yüksek sesle: — «Artık bu komediden usandım, ona gitmek âstiyorum. Daha ne ka- dar mâni olacaksınız?> Diyormuş. Annemi görür görmez boynuna atıls mış ve: — «Anneciğim deli oluyorum gali- bals diye ağlayıp bağırmağa başlan miş, ve neticede müthiş bir kriz gele Tek bayılmış. Zavallı annem bütün bunları ba- na anlatırken s66siz sessiz ağlıyordu. Zayıf yüzü bu dakikadaki kadar mer- hamet hislerimi hiç bir zaman coş- turamadığı halde göz yaşlarımı onun- kilere okarıştıramadım. Biraz sonra “babam da yanımıza geldi, onun da yü- sü sapsarı İdi, — «Kloral tesirini gösterdi, şimdi uyuyor, Yarın doktor Süleymana te- TAVUKÇULUK: Vaktinden evvel civciv çıkarmak için, hindileri cebri bir şekilde nasıl kuluçka yapmalıdır? Hindiler, — tabi bir kuluçka maki- nesi vazifesini gö- - rebilirler, zira, hin- “ diler gayet iyi kuluçkacı, sadık valideler- dir. Her dişi hindi, muayyen bir miktar yu- murta yumurtlar yumurtlamaz, herhalde kuluçka olurlar, Hindiler, kuluçka olmağa başlıyacağı zaman insanlardan Kaçar, folluklardaki yumurtalar üzerine otururler ve bir da- bu da kalkmazlar. Böyle yumurtaya oturmak devresine kızgınlık zamanı der- ler ki, tam altmış gün devam eder. İşte, bindilerin kuluçkaya olan arzu ve kız- gınlık meylinden istilnde ederek bilüla- ula, tavuk yumurtalarile, üç, hatâ bazı ahvalde, dört beş defa altlarına tavuk yumurtası koyarak, civciv çıkartmak ka- bildir. Bunun içindir ki; bir çok meraklı ama- törler, bazı çiflik sahipleri tavuk yerine hindileri kuluçkaya — yatırtmağı tercih ederler. Çok miktarda civciv çıkarmak ve ku- luçka makinesi bulunmıyan veya istime- li müşkül olan yerlerde bindiler ayni vazifeyi pek âlâ görebilirler. Hindilerin kuluçka olmasmı bekleme- ğe de hacet yoktur. Tabit bi kulaçka mekinesi gibi istenilen mevsimde, arzu edilen bir zamanda, hindileri cebri bir şe- kilde kuluçka yapmak kabildir. Bunun için bir çok usuller varsa da, şayanı tat- bik olanlar şunlardır: | — Kuluçkaya yatırılacak bir iki ya- sındaki dişi hindilerin . göğüslerindeki tüylerin bir kısmını koparmak, çıplak kalan kısma | murgan sürüp oyalanacak olursa, göğüsleri yanar ve bunu hisseden hindiler hemen folluklara giderek yatar. lar, ? — Kuluçkaya oturtulması arzu edi- Ten hindileri, bir kaç gün evvel kızdıncı yemler, meselâ: Keten, kenevir, yulaf kırması vecilip bir kaç yumurta üzerine zorla oturtup iki üç gün kapal olarak bı- rakmalı, iki üç gün sonra hindiler kuluçka olurlar ve bir daha kalkmazlar da bitta- bi, bu müddet zarfında hindiyi kaldır. mamak, gezdirmemek lâzimdir. Hindiyi resmimizde görüldüğü gibi, içinde kalkamıyacak, hareket edemiyecek bir şekilde üzerine ağırlık koyarak, bir sepet altına o kapamalı, yalnız başının dışarıya çıkacağı kadar bir delik bırak- malı ki, oradan, su içsin ve yem yiyebil sin. Bu tarzda üç dört gün sonra hindi- ler cebri bir şekilde kuluçka olurlar. Kuluçka olduktan sonra, orta boyda bir hindinin altına 14 - 15 hindi yumur- tası, 20 - 25 tavuk yumurtası koymak kabildir ve her bir hindi 55 - 60 civciv idare ederek, bakabilir. Binaenaleyh al- t bindi, bu şekilde, cebri kuluçkaya ay- lefon edeceğim: dedi. Doktor Süleyman: — Mühim bir şey değil, fazla asa- MEYVACILIK; ——— Meyva ağaçları bangi mevsimde dikilmelidir? Myeva ağaçları, umumiyetle, yaprak- larını döktükten sonra, yeni yaprakların çıkmasına kadar, dikilebilirler. Bu, bir kaidei umumiyedir. Fakat, ağaçları dik. mede, bu umumi kaide ile beraber, ik- lim ve toprak vaziyetinin de gözönünde bulundurulması lâzımdır. Çünkü, muh- telif iklimlerde ağaç dikilmesi, ilk veya sonbahara göre değiştiği gibi, fidanların dikildiği zamanda toprağın da tavınde olması lâzımdır. Hele, meml;ketimiz gibi, yazı çok ku- rak geçen yer erlerde, hattâ çok defalar teşrinlerin sonuna doğru bile, toprak iyi bir halde tavında bulunmaz; onun için, bilhassa İstanbul havalisinde ağaç dik- mek için toprağın omüsaid bulunduğu zaman, umumiyetle, şubat ve mart ay. lardır. Könunlarda toprak çok defa tavında olmadığı gibi, bizzat toprak ta, bu ay- larda çok soğuktur. Fazla ew tutan top- raklarda ağaçları daha erken dikmek te kabildir. Şu izahata göre, ağaçları; sonbahar- da ve en iyisi ilkbaharda, bu mevsimde, dikmek muvafıktır. Yalnız, her iki mevsimde de ağaçların dikilmesini rüzgürsz, fırtınasız, yağışsız günlere tesadül ettirmelidir. Dikilen ağaçların da katiyyen sallan- mıyacak bir şekilde ve evvelce izah et- tğimiz tarzda dikilmeleri tâzımdır. AKŞAM'ın Ziraat mütehassısı karilerimizin suallerine cevap verecek (AKŞAM) ın öiraat mütehassıs her nevi giraat bahislerine dair sorulacak suallere cevap verme- ğe hazırdır. Gönderilecek mek- tupların üzerine (Ziraat muhar- riri için) kelimelerinin ilâvesi 14- zımdar. ni zamanda yatırılırsa, yirmi bir gün sonra tekriben 140-150 civciv çıkartıl- maş olur. Çıkan civcivler üç hindiye taksim edi- lebilir ve bundan sonra diğer iki hindi- i tekrar kuluçkaya yatırmak kabildir. bu şekilde hindilerle vasi mikyasta civciv yetiştirmek, söylediğimiz usuller- le kabildir. Yani şu hesaba göre altı hin- di ile, senede, üç yüz tavuk civcivi çı- kartmak mümkündür. Şayet, hindilere, kendi yumurtalarını koyarak hindi palazı yetiştirmek isteni- liyorsa söylediğimiz wewller bunda da kabili tatbiktir. Yalnız, her bindinin al. bna tavuk oyumurtasında olduğu gibi 20 - 25 değil, ancak 14 - 15 hindi yu- müurtası koyarak hindi palazı çıkarılabi- lir, Gerek palazların ve gerek civcivle- zin ne suretle klare ve muhafaza edile. ceklerini diğer bir yazımızla izah edece. ğiz. Büheylâ ığımdan- beri bana karşı şimdiye kadar göster- mediği bir samimiyet, bir yakınlık gösteriyor. Bana danışmadan hiç bir karar vermiyor, dertlerini, nasihat şekline sokarak saatlerce dizlerimin dibinde anlatıyor. İstanbuldan uzak- Jaşmak fikrini de ben kabul ettirdim, Zevallının evvelâ gözleri doldu: — Bundan sonra artık bir şey umur rumda değil, dedi. Sonra uzun uzun düşünüp «beni nereye götürecekleri» ni söylesene!» diye ilâve etti: — İsviçreye. — Verem sanatoryomuna mı? * — Yok canım, yorulan insanların dinlenmek için gittikleri hususi bir küy evine, mi? — Evet, esasen babam da birlikte gelecek. Yalnız babam gelse bir şey değil, Doktor Süleymanın şiddetli tembihles rine rağmen Adnan sevgili kansını bir dakika için olsun gözden kaybete miyeceğini söyliyerek üç vâgon ge” riden bizi takip etmeye güçlükle razı olmuş. Orada da her nerede olursa olsun yatıp kalkacakmış. Yumruklar rını sıkarak: «İcap ederse Süheylâcı- ğımı ömrümün sonuna kadar bekli- yeceğim» diyormuş. Yüksek vicdanlı Adnan! (Arkası var) |

Bu sayıdan diğer sayfalar: