Şubat 1997 smmm AKŞAM “Fy” gidi Sahaflar çarşısı hey.. Eski kitap meraklıları, iki bin, üç bin liraya satılan kitaplar Akşam oldu mu evvelâ zarif sakalı ile Recaizade Ekrem arkasından maarif nazırı Münif, Ali Emiri, Faik Reşad Veled Çelebi, Macar müste: Günden güne sönen Sahaflar çar- şısına doğru ilerledik. Yanımdaki ih- tiyar dostum: — Hey gidi Sahaflar çarşısı hey... Bu çarşının devri ikbalini sen bir bil- seydin.. şimdi seni Sahaflar çarşısının en eskisi ile meşhur kitapçısı bay Rıza ile tanıştıracağım. O sana anlatsın... Ahmed Rasim eserlerinde Sahaflar çarşısının meşhur siması bay Rıza- dan çok bahsetmiştir. Bay Rizayı birçok yazma ve kıy- metli kitaplar arasında kaybolmuş bulduk. Sevimli hoş sohbet bir zat... Bsbası Türkiyede kitapçılığı bir mes- lek haline koyan, gene Ahmed Rasi- min çok sık bahsettiği meşhur kitap- çı Nasrullah... 60 sene Sahaflar çar- şısında kitapçılık etmiş.. onun babasi tanzimattan beri kitapçılık eden, meş- hur Âli paşanın kitapcısı hacı Rıza... Yani bay Rıza, soy sop kitapçı... 40 seneye yakın bir zaman Sahaf Jar çarşısında kitapçılık eden bay Rı- za anlatmağa başladı: — Sahaflar çarşısı bir zamanlar üdebanın, şüaranın, zamanın en mg» ruf çehrelerinin birbirlerile buluştuk- ları bir yerdi. Ahmed Rasimi ben daha Darüşşa- fakaya giderken tanırdım. O zaman» dan gelir, babamın dükkânından Ki tap alırdı. Akşam üstü olmaz mı?.. Zamanın üdebası, şührası bizim dükküna top- lanırdı. Evvelâ biçimli zarif sakalı il8 Recaizade Ekrem gelirdi. Arkasından maarif nazırı Münif paşa.. sonra All Emiri efendi, Faik Reşad, sön zaman- larda Veled Çelebi... Evliya çelebiyi tercüme eden Macar müsteşriki Ka raçon... Hep toplanırlar... Gayet az ışıklı bir idare kandilinin ziyasında ne münakaşalar başlardı, ne münaka- şalar... Ne sanat ve edebiyat müna» kaşaları,. Hattâ bu münakaşalar bazan o de- rece uzardı ki, akşam ezani okunur, ezanla beraber flar. çarşısının ka- Sahaflar çarşısında Kitap meraklısı çocuk Bir gün Sahaflar çarşısında çocuk denecek derecede küçük bir genç pey- da oldu. Dehşetli kitap tiryakisi.. her dükkândan nadide kitapları sorar. Hepimiz ona hayret ederiz. Öyle ki- taplar sorar ki o eserleri ancak saçlı, sakallı yaşlı başlı mütefekkirler arar, Merak ettik. Bu gencin ismi Fuad- dı. Köprülüzade Fuad... Daha. o zamandan, Vefa mektebine giderken her akşam çarşıdan geçer elindeki, avcundakini kitaba “verirdi, Hâlâ da öyledir ya... Eski kitap me- raklılarından, kitap tiryakilerinden kala kala Köprülüzade Fuad kaldı. Köprülü bu caddeye avuç avuç para dökmüştür, O aradığı bir kitabı bula” mazsa, alamazsa muhakkak hasta plur.. Kitap meraklılarından bir Köprülü Eski Sahaflar çarşım ve buranın kaldı dedim.. Sahaflarda toplanıp i- mi, edebi, içtimat münakaşalar yapan Recaizade grubundan da bir Veled Çer; lebi kaldı, Çok yaşasın... O zamanlar — Başka Sahaflar caddesinin meş- hur ziyaretçileri?.. Meselâ, Ahmed Ra- sim.. — Canım.. Ahmed Rasim bu anlat- tığım devirlerde daha pek gençti.. on- lar sonradan gelmeğe başladı. bakı- nız unutuyordum, Çarşının en mühim. ziyaretçilerinden biri de muallim Na- ci idi, Yakasına kadar düğmeli ala- turka ceketi sırtında, Aziziye fesi fle çarşıya gelir, tanıdığı meşhur kitap» çıları bir bir dolaşırdı. Ahmed Mithat elendi de gelirdi. Lâkin Ahmed Mithat merhum çok meşguldü. Onun bütün emeli hemen bir yere flişsin cızır cizir yazsın... Kendisinin Sirkecide, şimdiki Kon- ya lokantasının yerinde bir-sucu dük- kânı vardı. Karakulak suyu onun de- Bil mi?. O dükkânın arka tarafına bir masa koydurtmuştu. Burada habire yazar, yazar, yazardı, Sami paşazade Sezal çok uğrardı. şriki Karaçon gelirlerdi. Abdülhak Hâmid arasıra gelirdi. Ahmed Rasim daha sonraları Sa- haflar çarşısının cn esaslı ziyaretçi- 1 en eski kitapçısı Bay Rıza lerinden olmuştu. Biraz keyif gelir, O tükenmez neşesile Sahaflar çarşısı: na can verirdi. Mahmud Sadık da çok gelirdi. Bir zamanlar muallim Nacinin ya- kasına kadar düğmeli ceketi o zams- nın gençleri arasnda moda olmuştu. Heygidi yakası kapalı ceket hey.. «Lu- gatı Naci» nin baş tarafında muallim Nacinin resmi vardır ya... İşte ken- dişi Sahaflar çarşısına sık sık geldi- ği zaman da aynen öyle idi, Bazan dalıyorum.. Sahaflar çarşısı- nın günden güne yıldızının sönüşüne, can çekişişine bakıyorum da sanki şu köşeden muallim Naci çıkıverecek, şu- radan Ahmed Mithat efendi geçecek, kapi açılarak şakacı tavrile: — Rıza ben geldim. diye Ahmed Rasim geliverecek sanıyorum.. acaba bir zamanlar Babıâlinin ismi mi ge- çerdi? Bahıâll o zaman yalnız mekteb kitapları satılan bir yerdi. bütün ede- biyat, ilim, içtimaiyat kitapları bura- da satılırdı. Ahmed Vefik paşanın kitapları — Eski devrin en büyük kitap me- raklısı kimdi? — Ahmed Vefik paşa merhum te- taplarının çoğu satılmıştı. Mütareke zamanında kitaplarının bir kısmı kal- mış. Onlar da terbin edilmiş. Biz sa. tan aldık. Beşer tonluk iki bir gün hiç unutmam Sahaflar çarşı- sına hafiyeler doldu... Abdülhamidin samanı, bütün dükkânları girdiler: — «Kütübü memnua arıyoruz. Efendimizin aleyhine yazılmış kitap- lar varmış. diyerek Hâmldin, Kemal beyin bir çok eserlerini alıp gittiler. O zamandan sönra Sahaflar çarşısın- da «Kütübü memnuâs aramak bir (l- let haline girdi, — Bugün İstanbulda, kitap piya- sasında çok nadir ve kıymetli kitap- (Devamı 8 inci sahifede) UE niçin doğdu, TTelrika No. 26, «İttihad ve Terakki » nin son devirlerinde suikasdlar ve entrikalar Cemiyet nasıl battı? Teceddüd fırkası nasıl dağıldı? Yazan: Müstafa Ragıb Şehreminini istifaya mecbur etmek Için yapılan propagandalar - Endaht mahalleri etrafındaki dedikodular Bu kanun, ayni zamanda İstanbu- Tun ve hattâ Anadolunun, halkın ia- ihtiyacı tamamile temin edilmiş ola- caktı. AHMED RIZA BEYİN ŞİDDETLİ TENKİDLERİ ÜZERİNE. Ancak şurası da dikkate şayandır ki bu kanunlardan biri Meelisi Âyan da müzakere edildiği zaman harbin bidayetindenberi hükümetin her tür- 1ü siyaset ve icraatına şiddetle muha- lefet eden «İttihad ve Terakki; nin ilk müsssis ve lideri azadan Ahmed Rıza bey, Kara Kemal beyin kurduğu teşekküllerin halk lehine hiç te fay- dalı olmıyan faaliyetlerinden şikâyet etmiş ve bilhassa şehirde ekmek ve salr erzak dağılma tarz ve şekiile- rini şiddetle tenkid etmişti Âyan meclisi, Ahmed Rıza beyin bu tenkid- lerini yerinde bulmuş ve kanunu çi“ karırken şöyle bir temenni kararım da kabul etmişti: <Mübayaa olunan zehair ve hava- yicin şehremaneti tarafından müet- men bir heyeti mes'ule marifetile aha- liye sureti Adilede tevzii esbabının İs» tikmali temennisinin hükümete teb- liğb Meclisi Ayan gibi, Osmanlı parlâ- mantosunun bir cüzü tarafından <İt- tihad ve Terakki» nam ve hesabına © zamana kadar iaşe işlerinin mes'ul olmıyan bir heyet tarafından idare edilmesindeki hâtaların bu suretle tasmimine teşebbüs edilmesi de Kara Kemal beyin nam ve hesabına fena bir netice'idi: Artık yalnız şehremini değil, bizzat kanuna eklenmiş bir ka- Tarla Âyan meclisi de resmen Kara Kemal beyle arkadaşlarınm faşe ve iktisat siyasetini şiddetle tahtie edi- Yordu. KARA KEMALİN DEĞİRMENLERİNE EU KOYACAKTI Canbulat bey, bu kanuni ve resmi müzaheretleri temin ettikten sonra bir taraftan ciheti askeriyenin nakle- deceği zahireyi mahallinde satın al mak üzere Anadoluya memurlar gön- dermiş, diğer taraftan da yeni bir ka- nun daha çıkartmağı muvaffak ok muştu. 18 nisan tarihli bu kanuna göre belediyeler muayyen ve müna- sib bir ücretle değirmenlere vazıyed edecekler, havayici zaruriyeye azami fiat koyabilecekler; bu azami fintler- den fazlasına mal satmak istiyenler- den para cezası alacaklardır. Bu son kanun ile, Kara Kemal be- yin idaresinde bulunan değirmenler- de doğrudan doğruya şehremanetinin. eline geçiyordu. Bütün bu kanunlar ve tedbirlerle şehrin iaşe ve havayici zaruriyesine vazıyed eden Canbulat bey ile Kara Kemal bey arasında şiddetli bir mü- cadele ve rekabet kapısı açılacağı, haktâ «İttihad ve Terakkı> camiasını içinden çürütecek yeni ve telilikeli bir Idare eğilmesi gibi tasavvurlar, doğru- dan doğruya İstanbulun fakir taba» kasına yeni bir geçinme sahası temin etmek, bu suretle Kara Kemal beyin istinad ettiği esnaf cemiyetlerine mu- kabil, halkın bir kısmını şehremane- tinin idaresine bağlamaktı, | 44770. Şi VEE CANBULAT BEY, BİR İHTİLÂL HAREKETİ HAZIRLIYORMUŞ.. Canbulat beyin muarızları vaziyeti bu şekilde mütulen ediyorlar, hattâ daha ileri giderek şöyle. bir iddiada bulunuyorlardı: — Şehremini, hükümete kabul et- trmek İstediği nizamname İle-şehrin iase ve sair havayici zaruriyesini te min etmekten ziyade; açmak istediği imalâthaneler ve saire teşebbüslerle kendi emir ve idaresine tâbi bir züm- Te vücude getirmek ve harbin bidaye- tindenberi «İttihad ve erakki» nin ta- hakkuk ettirmek istediği o sİntibakı iktisadb yi baltalıyarak <Sineyi ce- miyettes ki tesanüdü bozmak istiyor! Canbulatın mazisi, seciyesi malüm- dur. O, şimdiye kadar hiç kimse İle geçinememiştir. Daima baş olmak, münferiden hareket etmek sevdasın- dadır. Hattâ şehremini muavini Bekir beyi de hiç kimseye danışmaksızın azletmesi ve yapılan müracaati haka. retle reddetmesi buna delit değil mi- dir? Şehremini öyle bir siyaset takib ediyor ki yeni teşkil edeceği teşekkül ve müessesslerle büyük bir kudret sahibi olacak ve ileride bu kudreti bir ihtilâl unsuru olarak bizzat cemiye- tin aleyhine istimal edecektir!» FAKAT TALÂT BEYLE ARKADAŞ LARI İNANMIYORLARDI.. Kara Kemal beyin mahafiline men- sup, daha doğrusu Canbulat beyin aldığı yeni salâhiyetler üzerine men- İaatleri bozulan bazı kimseler bu pro- pagandayı yapıyorlardı. Eski devir. den kalma bir jurnalcıhk zihniyetile. tertip edilen bu propagandaya bitter bi aklı başında olan «İttihad ve 'Te- rakki> erkânı, bilhassa başta Talât Gerek haiz bulunduğu resmi sıfat la, gerek «İttihad ve Terakkiz nin fili reisi olmak hasebile herkesten daha geniş bir salâhiyetle vaziyete müda» hale edebilecek olan Talât bey, Can bulat beyin hırçın, asabi. tablatini yakından bilmekle beraber, bu eski de bulunan (Merkezi umumi) ye kar- şı menfi bir cephe alacağını katiyyen kabul etmiyordu. Talât beyle diğer cemiyet liderlerinin bu kanaatte bu- lunmaları, bu propagandayı bir iki gün içinde hükümsüz bıraktı. ŞEHREMİNİ, (ENDAHT MAHALLERİ) Nİ NİÇİN AÇIYORMUŞ? Fakat Canbulat beyin şehirde (en- daht mahalleri) açmak üzere iaşe İş- leri derecesinde istical o göstermeğe başlaması işi biraz değiştirdi: Kendi tesis ettiği iktismdi sahalarda başlıca müârız ve rakibi olan şehremini İle o zamana kadar doğrudan doğruya karşılaşmıyan Kara Kemal bey, Can- bulat beyin bu (endaht mahalleri) tesisine büyük bir-ehemmiyet verme- tertib ettiği - yukarıda kaydettiğim - propagandaya bu sefer yeni bir şekit vermeğe çalışiyordu. «İttihad ve Terakkiş nin İstanbul mümessili, şehremininin biran evvel bu (endaht mahalleriy ni açmak su- retile çok kanlı ve tehlikeli bir mace- raya girişeceğini, (Merkezi umumi) yi ve hükümeti devirecek bir ihtflâT ha- reketinin - hükümetin resmi 'müsan- desi alınmak suretile - hazırlandığını ileriye sürmeğe başladı. (Arkası var)