21 Şubat 1937 ie. SİYASİ İCMAL — —— Balkan antantı konseyinin içtima Atinada toplanan Balkan anlaşması konferansının. bütün Avrupayı alâka- dar eden başlıca neticesi ahiren İngi- #sre ile İtalya arasında Akdenizin va- #iyeti üzerinde yapılan anlaşmanın resmi tebliğde bildirdiği veçhile su- reti mahsusada takdir edilmiş olması ve üç kıtanın sahilleri bulunan bu ; havzada sulhün ve istikrarin muhafa-| zası için mühim bir âmil teşkil etli. | ğine hüküm verilmiş bulunmasıdır. İngiltere, secri tedbirlerin tatbiki esnasında İtalyanın muhtemel bir te- cavüzüne karşı kendisi ile paktlar ak- deden Balkan anlaşması zümresinin üç âzası, yani Türkiye, Yugoslavya ve Yunanistanı Akdenizin mukadderatı- m tayin için İtalya ile yaptığı müzake- relerde datma göz önünde bulundur- muş ve mizakerenin cereyanından kendilerini haberdar etmişti. Anlaşmada Akdenizin mevcut vazi- yeti tasdik edildiği zaman tamamile bu havza dahilinde bulunup bulunma” | dığı şüpheli bulunan Yugoslavya hu- dutlarımın mahfuziyeti dahi ayrıca tasrih edilerek Yugoslavya devleti her suretle temin edilmişti. Bu suretle Balkan devletlerinin vaziyetlerini lâyi- kile nazarı itibara alan İngiliz - İtal- yan Akdeniz anlaşması Atinadaki top- ! lantıda Balkan yârim adasının emni- ARTTIRMA — Yok mu iste» yen.. — Yok mu daha fazla veren! — 481 dolar. — Haydi gidiyor, & 481 dolara veris yorum.. — 482 dolar.. ğ — 485... 485... Yok mu daha fa Nev Yorkta yö pıldı. Salon hıncahınç dolu. Bütün sa- natkârlar, kadınlı erkekli oradalar... Arttırmağa çıkarılıp satılan nedir biliyor musunuz? Sinema yıldızı Cincer Rogerin bir 485 dolar veren Cinceri öpüyor. Bunu yapan kim? Komik Harold Loyd! Gari Kuperden üç dolar fazla veriyor ve arttırma üstünde kalıyor. Ya Cincer neye öpücüğünü satıyor? Sinemadan kazandığı serveti artır mak için mi?. Hayır. Amerikada | seyelân felâketine uğrayan biçarelere yardım için... * cularımızdan özür dileriz.) yet ve sulhil için kuvvetli bir zman olarak karşılanmıştır. Balkan anlaşmasının bir âzası bu- lunan Türkiyenin Milâno mülâkalı münasebetile İtalyanın Akdenize ve Balkanlara ait fikir ve telâkkilerini yakından öğrenmiş olması şüphesiz Atinadaki kararlar üzerinde mühim te- sirler yapmıştır. Atina toplantısının diğer mühim bir kararı da Yugoslavya ile Bulgaris- tan arasında akdolunan ebedi dost- luk misakının " Balkan mdlletleri ara- sında dostane işbirliğini temin yolun- da yeni bir mühim adım olarak kar- şılanmış olmasına aittir. Bu misak Balkanların haricinde ve dahilinde türlü türlü tefsirlere uğramıştı. Bunu Balkan anlaşmasının inhilâline alâ- met sayanlar bile görülmüştü. Fakat Atinadaki kararlar bu misakın anlaş- mayı takviye eden bir hadise oldu- ğuna şüphe btrakınamışlır. Alina top- lantısm Balkanların umumi emniyet ve istikrarını bir kat daha sağlamlaş- tırmıştır. Feyzullah Kazan İBir tâshih ve itizar — Dünkü «Siya- «i İcmal» in son satırını teşkil eden eka- bul etmemiştir» cümlesi ile muharririnin imzam sahife o bağlanırken dikkatsizlik eseri olarak yerine konmamıştır. Okuyu- HEM BİRİNCİ HEM SONUNCU Kanadada Çamlar köyündeki mek- tepte okuyan Leo Kan, mektebin hem birincisi hem de sonuncusudur. Nasıl olur demeyiniz, basbayağı oluyor, çün- kü mektebin tek talebesidir. Leo Kannin tahsili köye senede iki bin franga mal oluyormuş. 'Köy ihtiyar heyeti geçenlerde top- landılar ve bu vaziyeti incelediler, eğer gelecek sene de Leo tek talebe kalırsa mektebi kapatmağa karar verdiler. İŞE YARAR TAKVİM #Takvim elbette işe yarar, fakat Ame- rikada öyle bir takvim yapıldı ki da- ha bir çok işlere yarıyor. Bu takvi- ————— cins, içinde buvar sigara kâğıtları, sinek ve sivrisinek kâğıtları, karbon kâğıtları ve fütre kâ- Şıtları var. Takvimi alanlar hem günlerini unutmuyorlar hem de kopardıkları kâğıtlar işlerine yarıyor. PETRARKA ŞEREFİNE Şair Petrarka 1$37 de Volküze yerleş- ti ve Voklüz çeşmesine dair siirler yazdı. Bu 600 üncü yılı kutlamak üzere Petrarkayı seven Fransızlarla İtalyan- lar büyük bir tören hazırlıyorlar. Bu büyük edebi bir bayram olacaktır. Petrarka müzesile Sorg kayalıklarında merasim yapılacaktır. Voklüz çeşme- sinin suyu bu kayalıklardan gelir. Nasıl ayırd ediyor ? Salamonun kıa Rebeka, banker İsa-| kın ikiz oğulların- dan. biriyle nişan- | landı. İkizler öl damla | su gibi Dirbirlerin- | ne benziyorlardı. Boyları ayni, saç- ları. ayni, gözleri- nin rengi, seslerinin ahengi ayni idi. | Her zamah bir örnek elbise “yiyiyor-”| lardı. Bir gün Rebekaya sordular; — Birbirinden nasıl ayırd ediyor- sun? Rebeka gülümsedi; : — Benim nişanlının eli bin ra parası var... mmm nama amam Sipahi ocağı yeni idare heyeti (o |Bayan Nadirenin para ve altınlarını dün seçildi Sipahi ocağının yıllık kongresi dün saat 18de toplanmış ve heyeti ida- re intihap edilmiştir. Reisliğe avukat B. Asım Sorgun, âzalıklara da B. Fikret Atlı, Dr. İhsan Şükrü Aksel, Hâmid, Nuri Türkkan, Hamdi Başar, doktor “Tevfik All Çınar, Tokat mebusu Süreyya, İbia- him Ziya ve Aziz seçilmişlerdir. BroddokJo Lonise ile karşılaşıyor. Chicago 20 (A.A)— 22 haziranda Chicagoda bütün sikletler dünya şam- piyonluğunu 15 ravundda kazanmak için baksör Jim Braddoek ile Yoe Co- vis arasında bir konturat imza edil- miştir. Bu maç için Braddock, 500,000 dolar ve Youis de hasılatın yüzde 17,5 unu alacaktır, ÜN kr alanların muhakemeleri Aksarayda Nadire adında bir ka: | dını evinde buğlıyarak püra ve altın- larını zorla alıp kaçınaktan suçlu bak- kal Mehmed, İsmsil “ve Necatinin mevkufen, Necalinin nişanlisi Mü- zeyyenin de gayri mevkuf olarak ağır ceza mahkemesinde muhakemlerine devam edilmiştir. Dünkü celsede şahit olarak Ömer ve Yahya adlarında iki polis dinlen. miştir. Bunlar da suçluları nasıl yakaladıklarını ve hepsinin suçlarını itiraf ettiklerini anlamışlardır. Suçluların osabıkalarının o tesbiti hakkında yazılan tezkereye bir cevap gelmediğinden bunun tekidine -ka- “rar verilerek muhikeme başka güne bırakılmıştır. HAMSİ KERİZ AKŞAM Koskadaki kanlı hadise tahkikatı Arif, aleyhinde söz sarfe- dilmesine tahammül edememiş Dünkü nüshünizda yazdığımız Koskadaki kanlı hadise hakkında za» bıta tahkikatı devam etmektedir. Hadisenin faili Arif, sorguya çekil- miş olup, yaralı tersaneli Cemale de Cerrahpaşa hastanesinde ameli- yat yaıplmıştır. Yapılan soruşturmalara nazaran; vakanın iç yüzü şöyledir: Eski arabacılar kâhyası Arif, arka- daşlarından isminde biri tara- fından bir ihğar karşısında okal- mıştır, Hasanın Arife söylediğine göre, her ikisinin de müşterek arkadaşları bu- lunan Hakkı, Arif hakkında fena fikirler beslemektedir. Bu söz her ne kadar Hasanın kavli mücerredinde kalmakta ise de €sa- sen pek fazla asabi olan Arifi çile- den çıkarmağa kâfi gelmiş ve evvel- ki gece Hakkının olurmukta olduğu Koskada bir kahvenin önüne gelerek Hakkıyı dışarı çıkarmıştır. Hakkı ile beraber Cemal ismindeki arkadaşı da çıkmış, beraberce konu- şa Konuşa bir sokağa sapmışlardır. Burada Arif, Hakkıya, kendisi hak- kında niçin fena fikir beslemekte ol- duğunu sormuş, Hakkı da böyle bir lâkırdı sarfedilmediğin! esasen böyle bir şöyin mevzuu bahsolamıyacağını beyân etmiştir. Bu sırada Cemal işe karışmış ve Arife: — Farzedelim Ki Hakkı senin eley- hinde lâkırdı söylemiş, bundan ne çıkar, demiştir. Zaten bütün hırsı ayaklanmış olan Arif bu Sözlerle çileden çıkmış ve ta- şıdığı büyük bir sustalı çakıyı Ce- malin kasığına ve karnına bir kaç de- fa saplamıştır. Cemal, bir söz bile söylemeye muk- tedir olamadan yıkılıp kalmış, hemen Gerim hastanesine kaldırılmış- YE aamğaği merkezince yakalan- mış, ayrıca Hakkı ve Hasanın da ma- reel müracat edilmiştir. Tah- kikat derinleştirilmektedir. Adis - Ababada (Baş tarafı inci sahifede) Addis - Ababa sokaklarından birin- de mareşal Grazianinin Habeşler ta- rafından atılan bombalarla hafif su- rette yaralandığı hakkındaki haber, birkaç satırla öğleyin çıkan gazetele- rin sahifelerinin alt kısmında neşre- dilmiştir. Bu haber, İtalyanları hayrete dü- şürmüştür. Çünkü Ras Destanın ku- mandası altında isyan eden ufak, bir kısım yerliden maada bütün Ha- beşlerin İtalyan rejimine alışmış ol- dukları zaanedilmkte idi. Mutaar- rızların bombalarla nasil ölup ta maareşale yaklaşabi'dikleri merak edil- mektedir, General Liottanın yaraları ağırdır. Bu akşam Nöbetçi eczaneler Şişli; Halâskârgazi caddesinde Halk, Taksim: Nizameddin, Tar- labaşında Nihad, Beyoğlu: Kan- zuk, Dairede Güneş, Galata: Top- çular caddesinde Sporidis, Kasım- paşa: Müeyyit, Hasköy: o Aseo, Eminönü: Salih Necati, “Heybeli. ada: Tömatis, Büyükada: Mer- kez, Fatih Şehzadebaşında Asaf, Karegümrük: Ali Kemal, Bakır- köy: Merkez, Sarıyer: Nuri, Ta- rabya, Yeniköy, -Emirgön, Rum&- lihisarındaki eczaneler, Aksaray: Cerrahpaşada Şeref, - Beşiktaş: Nail, Hasköy: o Söğütlüçeşmede Hulüsi Osman, İskele cüddesinde Saadet, Üsküdar: İttihad, Fener: Balatta Hüsameddin, o Beyazıt: Asadoryan, Küçükpazar: Necati, Samatya: Çula, Alemdar: Ankara caddesinde Eşref Neşet, Şehremi- ni: Topkapıda Nazım, İstanbul piyasasını alâkadar eden mühim bir hadise vukubulmuştur. Sabık Osmanlı devleti duyunu umu- miye meclisi tarafından buayın 12 sinde Pariste münteşir bazi gazetelere gönderilen bir beyannameden anladı- ğımıza göre 933 tarihli ve yüzde 7 bu- Çuk faizli Türk borcu tahvillerinin önümüzdeki mayıs taksitinin hangi | cins akçe ile terbiys olunacağı hakkın- da Türkiye hükümeti ile mezkür mec- lis arasında noktai nazar ihtilâfı zu hur etmiştir. Duyunu umumiye meclisi, mukave- lenin bahşettiği hakkı hıyara istinaden önümüzdeki taksitin dolarla tediyesi- ni tensib ettiğini, halbuki hükümeti- mizin dolar esası üzerine tediyat ic- rasını «mucibi münakaşa» gördüğünü bildirmektedir. Meselenin evveliyatıni bilmemekle beraber bu hususta bazı mütehassıslarımızın reyinden - karile- rimizi haberdar etmeği münasip gö- rüyoruz. İHTİLÂFIN ESASI NEDİR? İhtilâfın esası şudur: Devlet bundan evvelki kuponun frangın yeni paritesi üzerinden tediye ettiği gibi: bundan sonrakilerini de ayni parite üzerinden tediye etmek istiyor. Halbuki-meclis frangın eski yani -1928 paritesini el- de etmek üzere dolarla tediyat yapıl- masında ısrar ediyor. Fransa devleti tarafından 1936 teşrinievvelinden beri İrank için yeni bir parite kabul edil- diği, bilumum. beynelmilel tediyat bu yen! esas üzerine yapıldığı, hâttâ biz- zat Fransız rantları da yeni frankla tediye olunduğu bir sırada hükümeti- mizin kendi borçlarını &yni cins frank- la ödemek istemesi pek haklı görük mektedir. Unutulmamalıdır ki dünyanın! maliyesini ellerinde tutan en mühim üç devlet, (İngiltere, Amerika, Fransa) ve onların para hususunda peykleri birer birer altın esasından ayrılmış- lardır. İTİRAZIMIZ ÇOK HAKLI İçinde bulunduğumuz economü di- rigeğ dünyasında para artık muayyen ve sabit bir altın sikletini ifade etmemek: tedir. Para, cemiyetin elde ettiği mah- sulât ve mamulâtı üzerine bir istihlâk bonosu veya bir havalereme rolünü ifa etmekten başka bir şey yapmıyor. Bu itibarle, mahsulât ve mamulâtı paraya değil, parayı mahsulât ve ma- mulâta tabi tutmak lâzımgeldiği için- dir ki zaman zaman paraya yeni bir kıymet biçmek zarureti hasıl oluyor. İşte böyle bir saikin tesiriledir ki Fran- sa hükümeti 1936 teşrinieyvelinde frangın kıymetini düşürdü. Fakat bir taraflan parasını umumi fint seviyo- sine göre düzeltirken diğer taraftan, borçlularından, eski parite üzerin- den tediyat icrasını islemesi, bu borç- luların aleyhine haksız olarak yüzde otuz nisbetinde bir dumping yapması demektir ki buna karşı yalnız Türki- yenin değil, Fransaya medyun olan di-! ğer devletlerin de itiraz eylemeleri pek tabiidir. Ecnebi islikrazatının meskükât ka- nunundan istisnası hakkındaki mad- dei kanuniye projesi elân meclisi âyan- dan çıkmamıştır. Fakat çıksa de, umumi kanaat, bunun beynelmilel münasebata tesiri olamıyacağı merko- zindedir. İsveç temyiz mahkemesinin geçen 31 kânunusani tarihinde buna mümasil bir hadisede Verdiği karar çok şayanı dikkattir. Mezkür mahkeme İsveç hükümetinin 1924 senesinde do- lar olarak akdeylediği istikraz muka- velesinde mevcu? altın şartını keen- lemyekün addetmiştir. FRANSANIN MALİ VAZİYETİ Fransada mali vaziyet vahimleşir gibi görünüyor. Son zamanlara Kadar Paris borsasında yüzde 6 buçukla pa- ra bulunurken bu defaki llkidasyonda ancak yüzde 8 ile sermaye tedarik edilebilmiştir. Frangın yeniden yüzde 6 buçuk nisbetinde bir sukuta tabi tu- tulacağından endişe ile bahsediliyor. Amerikada altını steriliser etmek siyasetinden beklenilen faide temin Hafta zarfında gerek Paris ve gerek ; Türk borcu tahvillerinin mayıs taksiti hangi para ile ödenecek ? - Kambiyo borsasında vsziyet edilemediği ve diğer taraftan Ameri- kaya ecnebi sermayesi akını devam ete tiği için ecnebiler namına bankalarda mevcut nakit ve esham üzerinden bir vergi tahsil edilmesi düşünülüyor. '... İSTANBUL BORSASINDA VAZİYET Yukarıda izah ettiğimiz esbabın te- siri ile olacak, İstanbul menkul kıy- metler ve kambiyo borsasında bir ne- şesizlik havası esmektedir. Gerek ser- mayedarlar gerek profesyoneller yüz- de 7 buçuk faizli Türk borcu tahvil lerinin önümüzdeki mayıs kuponu ne cins akçe İle verileceğini bilmedikleri için mütereddid davranıyorlar. Fiatler umumiyetle tedenniye meyyaldir. Pa- risten de esasen kapanış (lati aşağı geldi (280 tank) Cumartesi akşamı kapanış fiatleri şunlardır: Birinci seri 2105 lira İkinci >» 2020 > Üçüncü > 20,10 » Anadolu grupu üzerinde devamlı muameleler yapıldı, fakat netice İti- barile fiatlerde geçen haftaya naza- ran bir tebeddül vukubulmadı, zaten bu kâğıtlarda artık ne büyük bir te- reffü, ne de büyük bir tenezzül bekle- nilemez. Çünkü Ergani ve Sıvns - Er- zurum istikraz kâğıtları İle mübadele fiatleri mukaddema tespit edilmiştir. Son muameleler şu fiatlerde yapıldı: Hisse senedleri 2460 lira Tahvilât 3920 >» Mümessil senedat 4225 » Geçen teşrinievveldenberi tedahül- de kalan Anadolu kâğıtları kuponları- nın bayramı müteakip tediye oluns ması bekleniyor. Merkez bankası geçen haftadanberi bir buçuk lira tereffü ile 97,50 lirada kaldı. Ergani ve Sıvas gibi dahili istikraz kâğıtlarımızda bir tebeddül yoktur. Endüstriyel kâğıtlarımızda da, As- lan çimento müstesna (14,50 lira) he- men hiç muamele yapılmadı. BORSA HARİCİ MUAMELÂT "Türk altını 1035 kuruşta geçen haf- taki fiatni muhafaza etmektedir Mısıp Kredi fonsiye flatleri şunlardır: 1903 tertibi 101 lira 1911 tertibi 91,50 lira Halkevlerinin kıymet ve ehemmiyeti (Baş tarafı 1 inci sahifede) habe ve konferanslarile yapmakta, dırlar. Fakat eğer Atatürk kendile- rine ve bütün millete Halkevleri gibi toplayıcı, birleştirici ve tanıştırcı bir müesseseyi kurarak çalışmalarına em- piyet etmeseydi bugünkü şartlar içe» risinde fertlerin tesirleri çk mahdut kalır, ve “gayeye vusul müddeti çok uzamış olurdu. Halkevlerinin kültür, sosya) ve eko- nomik bakımlardan az zamanda yap- tıkları tenvir, irşat hizmetlerini an- lamak için bu kitaptaki yazılar ve rTükamlar sağlamca şahittir. Hal kevleri vatandaşların o medeni, bedif irfan ve zevk ihtiyaçlarını tatmin edo- cek bir müessesedir. Her yurddaş orada bildiğini öğretir, ve bilmediğini öğrenir. Her Türk münevveri bilgisini isti- dadından ziyade bu milletin onu ye- tiştirmek için sarfettiği emeğe borç- Yudur, Hiç bir. makam, hiç bir me- muriyet, hiç bir eser bu borcu tam olarak ödeyemez. Her münevver Türk için, mevki ve hayatını temin eden ve millete borç- tu olduğu bilgisini en asil ve dürüst tesviye çaresi, hattâ vatanseverlik ve insanlığın da İcabı, bildiğini, hiç bir suretle bilmemekten mesul olmıyan yurddaşlarına öğretmektir. Halkevleri kendileri ve onlar için açılmıştır. Dahiliye vekili ve C, H. P, Genel Sekreteri Şükrü Kaya