Bugünkü iki mühim maç Dostluk turnuvası, çok kuvvetli bir muhtelit şekli bulmamıza Bugün başlayıp bayramın ikin- ci ve üçüncü günleri derim ede- cek olan (Dostluk kupası) maç- larma gidecek okuyucularımız- Şu halde üç gün içinde İstanbu- lun dört büyük takımının dört mühim maçını görmek fırsatını yakalamışız demektir. Bu dört maçın ayrı ayrı ve bir- birine kıyasen olan ehemmiyeti- nİ, bu dört maçta duyulacak zevk ve,heyecanı bir tarafa bırakma- dan bu maçlardan üçüncü bir istifade noktasını çıkaralım: Dört takımın kırk dört oyun- cusundan - tarafgirliğe ve klüp- cülüğe (o kapılmadan - yapılacak muhtellt çok kuvvetli ve hattâ ec nebi şehir takımlarile temsili maç- lar yapabilecek iyi bir İstanbul muhteliti olabilir. Şu halde bu turnuvada görece- yardım edebilir ğiniz dört maçta en iyi oynıyan, Böylelikle Akşam ve Akşamın okuyucuları elbirliğile, hem İs- tanbul muhtelitleri yapmakla mü- kellef olanlara, hem de bir gün kuvvetli bir ecnebi takım karşı sına dört klübün muhtelitini çı- karması muhtemel olan Bitok'a faydalı bir hizmette bulunmuş oluruz. Gerek bu anketin ve gerek ev- velce ilân ettiğimiz spor anketi- nin cevaplarını ve neticesini bay- ram ertesinden itibaren bu sütun- larda bulacaksınız. Futbol diktatörü Hugo Meisi öldü Yalnız Avusturya degil bütün dünyada bir otorite olan bu adamın ölümü futbol âlemi için bir kayıptır Okuyucularımız ve Türk $orcuları meşhur Hugs Meisli şahsan değilse bile çok iyi tanırlar. Avusturya fut- bolünün diktatörü ve tek seçicisi ol- duğu kadar Orta Avrupa futbolünün Nâzım ve Avrupa futbolünde bir otorite olan Meis, çarşamba.günü ök Hugo Melslin bu'ani ölümü öğle- den sonra bir şimşek süratile yayıl- mış ve bütün Viyanayi teessüre boğ- muştur. Çünkü bu adam-Avusturya futbolünün hakiki şefi idi. «Avustur- ya futbolünün Napolyonuş : Jâkabını bihakkin kazanmış ve meşhur «Hâ- Tika takım» mı meydana getirmiş olan Meislin ölümü yalnız Avusturyalılar rı ve Avusturya sporcularını değil, di- ğer memleketler sporcularını da müte- essir etmiştir. Hugo Meisi, çarşamba günü saba- hıda itiyadı veçhile federasyon bü- rösünde çalışmış ve saat ondan sonr& bazı ziyaretçileri kabul etmiştir. Saat on bir buçukta büroya giren bir ha- deme futbol diktatörünü, başı masa- sının üstüne düşmüş bir vaziyette Meislin ölümü Fransada haber alı- rınca bir gazete, Avusturya milli ta- I'mnın yani eski «Hârika takım» ın kalecisi olan Viyanalı Hidenle görüş müştür. Hiden, malâm olduğu üzere, şimdi Pariste Racingde oynamaktadır. Verilen havadis kaleciyi allak bul- lak etmiş, ne söyliyeceğini şaşırmış ve nihayet sapsarı kesilerek: — Doğru değil, doğru olmadığını söyleyiniz Allah aşkına. — Heyhat! Acı hakikat bu. Avus- turyanın futbol Napolyonu artık ara- mızda değildir. — Ben de dün ona bir mektup ya zıp bazı meseleler hakkında nasihat- lerini rica etmiştim. Meisi benim için çok şeydi, bir türlü inanamıyorum. Bu zâlim ziyadan sonra Hârika takı- mın bütün oyuncuları da benim gi- bi büyük bir acı duyacaklardır. DÜNYA FUTBOLÜNDE PRAG - BERLİN İSVİÇRE - ÇEKOSLOVAKYA Çekoslovakya milli takımı bugün Pragda bu senenin ilk maçını oyn yacaktır. Maç İsviçreye karşıdır. Çek takımı şu şekilde çıkacaktır: altı maçının umum hasılatı 138,000 Türk lirasına baliğ olmuştur. Hokey dünya şampiyonluğu Londra 20 (A.A) — Hockey dünya şampiyonluğu için yapılan maçların neticesi şudur: Polonya Fransaya 7-1, İngiltere Romanyaya 11-0 ve Kanada İsveçe 9-0 galip gelmişlerdir. /Pestilini çıkarayım! Amerikalı boksör başka A çare görmiyor Orta sıklet boks şampiyonluğu için, şampiyonluk ünvanını beş senedir mu- hafaza eden Fransız Marsel Til ile Kanadalı boksör Lu Bruyar ikinci defa olarak çarpıştılar. İlk çarpışma geçen sene olmuştu. Lu Bruyar Fran- sız boksörünü mideye vurduğu bir yumruk ile nakavut etmiş, fakat ha- kemler, mideden aşağı, gayri nizami bir yumruk vurduğunu söyliyerek Ka- için şunları söylemişti: — Lu Bruyar maçı nakavt ile ka- zandı. Vurduğu yumruk gayri niza- mi değildi. > Fransız boks federasyonu doktoru 'Taubmann'a göre yumruğun yeri Marsel Til ile Lu Bruyar bugün gene karşılaştılar, Geçen maçta de- dikodu uyandıran ayni yumrukla Lu Bruyar, Fransız boksörünü gene nak- avt etti, Fakat gene diskalifiye edil- di. Gene ayni haksızlık yapıldı. Lu Bruyar altıncı ravundda, Marsel 'Tilin midesine bir yumruk vurdu. Fransiz yere yuvarlandı. Orta hakemi saymağa başladı. «On!» dedikten son- ra Fransızın nakavt olduğunu bik dirdi. Fakat yan hakemleri, yumru- gun mideye değil, daha aşağı vuruldu- ğunu iddia ettiler. Üç reyden ikisi kendilerinde olduğu için Lu Bruyarı diskalifiye ettiler, Şimdi, Kanadalı boksör diyor ki: — Anlaşılıyor ki Marsel Til ring üzerinde dövüp kazanmak ihtimali yoktur. Çünkü onu müdafaa eden- ler, dövülmesi imkânı olmıyan kuv- vetlerdir. (Yani hakemler) bu itibar- laben bir tekilfte bulunuyorum. Mar- sel Til ile beni, bir odaya kapasınlar. İçeriye hakem, falan istemez. Bu oda: dan ilk dışarı çıkabilecek olan adam, maçın galibi olsun. Ve Lu Bruyar mânidar bir surette SARAY ve BABIÂLİNİN İÇ YÜZÜ Yazan: SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM — Tercüme iktibas hakkımahfuzdur. Tetrika No. 835 bdülhamidi öldürecekler, bankaları uçuracaklar, 200 yerde 21 Şubat 1937 klüpleri, birden yangın çıkaracaklardı 1895 Eylülüinde büyük bir teşebbüs- te bulunmağa karar verdiler. Bu ayın 23 ünde sefaretlere şu mealde bir be- yannaâme tevzi eylediler; (İstanbul Ermenileri yakında mü- salemetperverane bir nümayiş yapma» ğe karar vermişlerdir. Ermeni vilâyet- lerinde yapılacak ıslahata dair olan taleblerini bildireceklerdir. Bu nüma- yişte hiç bir taarruz fikri yoktur. Po- Mslerin, müsellâh kuvvetin müdahale si teessüf edilecek neticeler hasıl el bilir. Bunun mwsuliyetini şimdiden reddederiz.) Tertip komitesi Eylülün otuzunda Ermeniler Kum- kapı kilisesinde toplanmışlardı. Sa- sonlu dört kadın patrik İzmirliyanın huzuruna geldi. İçlerinden biri cema- atin çektiği ıztırapları acı bir lisan ile tasvirden sonra patriği ecnebi sefaret- lerin . müdahalesini istemeğe davet etti. Avrupa sükütunda devam ederse biz de ölmeği nasıl bildiğimizi göste- receğzil Cümlesile sözünü bitirdi. Yanında- ki Sasonlu kadınlardan biri de: — Millet, hürriyet veya ölüm isti- yor! diye bağırdı. Patrik sabır tavsiyesile beraber kendisinin vazifesini sonuna kadar yapacağını vaadetti ve çekildi. Cemaat: — Sason!.. Sasonl.. Nidalarile hereket etti, (Erzurum Ermeni dağlarından $05- ler yükseldi.) Mealindeki Ermeni hürriyet şarkı- sını teganni ederek Babiâliye doğru yollandı. Sadrazama Ermeni metali- bini ve gördükleri mezalime karşı pro- testolarını havi bir muhtıra götürü- yoklardı. (1) Zaptiye nezareti yaveri binbaşı Servet beyin kumandası altın- daki jandarmalar nümayişçilere yolu kapamak isteyince Ermeni talebeden biri milletin sadrazama bir arzuhal takdim eylemesine ne hakla müma- neat eylediğini kumandandan sordu. Servet bey buna hakaretle ve kılıcını çekerek cevap verdi. Bu genç te Ser- vet beyi bir roveiver kurşunile yere serdi, Babıâli, Divanyolu tarafları ka- rıştı. Nihayet nümeyişçiler Babâli civarından dağıtıldı. Fakat gene Kum- kapı kilisesinde toplanıp kapandılar. Zaptiye nazırı Nâzım paşa İzmirliya- nı ziyaretle bunların da dağıtılması- ni istedi. Patrik sadrazamın kendile- re işaret etmek istiyoruz. Patrik İz- mirliyan istifa ve nefyedildi. Fakat mesele bununla kapanmadı. Kanıyan bir yara gibi devamı etti. Ermenilere karşı duyduğu sevgi ile giriştiği bu meşgale onu o derece yor- muş idi ki nihayet sıhhatini kaybet- miş, bu hal ölümünü tacll eylemiş- ti (2) Gladston Ermeni vekayii karşısın- da steş püskürüyordu. 1896 da bu Mister Krosleye gönderdiği bir mek- tupta şöyle diyordu. (Ermeni kıtallerinden baştan sonu- na kadar mesul olan müslümanlar değil, «Katil; (3) olduğu tesbit edil- miştir. Bu kıtalin vüsatine, vahşetine Yakın tarihlerde misal yoktur. (4) Avrupa konseri denilen gey sefil ve .İ yüzler karartıcı bir ucubedir, Bazı hü- Ermeni komitelerine büyük yardımlar eden Mançesterli Crosley kümetler (Katili) himaye ediyorlar. İstanbulda sefaretler bulundurulması bile haddi zatında bu (Katili) ve onun cürümlerini himayeyi tazammun eder. Bazı devletler de bu işte yalnız kuv- vet istimalinin müfid olabileceği fik- rindedirler. Bu da eblehane bir siyasl hâtadır. Çoktanberi tatbiki icab eden tazyik usulü şimdi bile tatbik edilecek olur- sa bu vakte kadar gördüklerimizi göl- gede bırakacak yeni bir kıtal silsile- sinin önüne geçilebilecektir.) (5) Fakat Ermenistanın ve Ermenile- rin bu kudretli dostu da iktidar mev- kiine gelince siyasi icablara göre ha- reketi zaruri görerek sık, sık bahset- tiği bu tazyikleri istediği gibi yapama- mışlı. 1894 Sason vakasından on se ne kadar geçmişti, 1904 kânumusünisinden itibaren Muş ve Sason taraflarında asayiş ge- ne büsbütün muhtel olmuştu. Çıkan şayinlar Ermenileri de, Kürt- leri de, hükümeti de tehyic ediyordu. Hükümet Ermeni fedailerinin ta- arruzlarına karşı koymak üzere ora- larda asker kuvveti toplamış, Rusya- dan gelen ihtilâlci Ermenilerle kuv- vetlenen bu Ermeni fedaileri ve Er- meni ihtilâl federasyonuna mensup çeteler ile asker müfrezeleri arasında 1904 nisanında müsademeler olmuş, Bitlis valisi de bir kaç bin kişi ile bu taraflara gelmişti, 8on vakasında da 7771 Ermeni mak- tul düştüğünü bildirmişlerdi! Yedi bin demiyorlardı! Yedi yüzü, yetmişi ve biri ile tam 7771 maktul! Bu kadar tam olarak tayin edilen bu miktara elbette Amerikâ ve İngil- tere huristiyanları inanırlar ve mer- hamete gelirlerdi! Müsademeler esnasında on ikisi sırf “Ermeni, on üçü muhtelit yirmi beş köy yanmıştı. Bu haberler Ermeni kaynakların- dan A âksedince İngiliz par- da mebus eski bir nezaret müsteşarı profesör James Bryce tara- fından İngiliz kabinesine bir sual, de Pressensö tarafından hükümetten bir istizah vaki olmuştu. (Arkası var) (1) 1895 senesi eykülünün otuzu tarihi taşıyan bu uzun muhtıra İngiliz mavi ki- tabında neşrolunmuştur. (2) Album of Armenia, (3) Büyük harfle başlıyan bu kelime Giladston lisanında (Abdülhamid) de- mektir, (4) Gladston İrlanda işlerini unütü- yor, (5) Album of Armenia.