Doktor bayan Suad Yılmaz... Tb Silimi Avrupada yapmış, Avrupa hık lerinde uzun seneler doktor- <tmiş bir bayan, ğlundaki Oo musyönehsnesine İyorum. Bütün tanıdığım çehreler... yedaplık etmek için doktora gelmiş- iş İşte bayan Nezihe Muhiddin. Çalındı. Eski Şehir meclisi aza da Amerikalıların içki ile müca- dizesi için Vaşingtona çağır- bayan Safiye Hüseyin... a Pöktor Suad Yılmaz bir gençlik bah- iyor, diyor ki; “7 Ne yazık... Bizim kadınlarımız, yana geldikleri zaman Avrupalı-* Yazlar yaşındaki kadınlarına dönü- ha On sekizinde, yirmişinde Yran olacak kadar güzel kızlarımız yazma gelinciye kadar ihtiyarlayı- Yorlar. Evli kadınlarımıza bakıyo- Miz Kocalarına karşı neşesiz, evle karşı neşesiz, hayatlarına karşı iy ve heyecansız. Derin bir me- li içindeler. Balbuki bir Avrupalı kadın bu buh- İni günlerde sadece bir iyi kocaya ni b olmağı dünyanın en büyük se- Mei en büyük saadeti addeder. Biz- her nedense bir yuvaya sahib ol- © İYİ bir kocaya malik olmak aza- derecede mesud olmak için kâd sebep addedilmiyor.. halbuki bu Yüksek sandettir. Avrupada mik Yonlarcn kız . hera de güzel ve olduk- ye Paralı kızlar - kocasız ve yuvasız En en üm. içinde yaşıyorlar. ek onlariçinen bü Büyedir. EN Sonra emin olunuz. Dünyanın en i mmel kocaları, en dürüst erkek- #ri bizim Türk erkekleridir. O dere- ine dürüst ve iyi koca olacak kabi- Yetledirler ki flört ettikleri ve sev- fikleri kızlarla derhal evlenmek ister- *r, evlenme teklif ederler, Dünya- tun pek çok yerinde böyle erkeğe ras- Selemezsiniz Erkek sevse bile evlen- si kendisi için büyük bir fedakâr- tasavvur eder. a, vk erkeği gibi bir kocaya malik bi kadınlarımız için ne büyük P ötadettir. Halbuki bir çokları bunu kâfi bir Bahdet. sebebi addetmedikleri için ev- Vendikter, sonra neşelerini kaybedi- anl vücutlerini ihmal ediyorlar, ten yorgun eve gelen köcalarına Kin kapris yapıyorlar. Daima bir biz . kocalarile aralarında dostluk bile kalmıyor, Sonra doktorlarımıza, operatörleri- Mize de mühim bir vszife düşüyor. Bsteti cörrahile, estetik tıbla üğrüş- » ne yazık ki bunu çok ilimal edi- Estetik tedavi kadınlar için ol- düğü kadar erkekler için de lâzımdır. yitetik tedavisini kuran meşhur Delin yanında uzun müddet çalış- tim, Asistandım. Buraya pek çok er- Kekler de gelirlerdi. Bir gün seksen Yaşında bir diplomat geldi. Çenesi al- tindaki, ikinci çenesini eritmek isti- Yor. Sordum? — Neden bu ikinci çeneden kurtul- istiyorsunuz? Güldü: -— Mesleğimde daha ziyade muvaf- fak olmak için... Yakışıklı, güzel bir e hayatta daha, ziyade muvaffak Yaşlı Fransız diplomatının yer- “en göğe kadar hakkı vardı. Niçin baş yere çirkin olalım? — Evlenmek için en müsald yaş 2 bir — 26 ile 30 arası... — Ailenin saadeti için çocuk 1&- YA mudır? a — Elzemdir... — Ailenin saadetinin tamamlan- as için kaç çocuk lâzımdır? —— Normal bir aile için üç çocuk... a bir aile için de 6 - 7 çocuk iş- ter, | — İdenl çiftin hayatı nasl yeçme- “e Evlilikte saadet reçefesi ünyanın en mükemmel kocası: Türk erkeği... Bu buhranlı günlerde bir kocaya malik olmak saadettir Doktor Suad Yılmaz lidir? Kaynana ile beraber mi otur- malı?.. — Katiyyen... Kaynana ile yaşı- yanlara şaşarım. Karı ile kocanın kavgalarına, kaprislerine, hususiyef- lerine üçüncü bir şahıs katiyyen vâ- kıf olmamalıdır. Anneler ne kadar iyi | olursa olsun gene oğullarını, kızlarını kıskanırlar, — İdeal koca olabilecek erkekte en büyük meziyet olarak ne ararsınız? Güzellik mi? Kazanç mı? -— Güzellik mi? Erkek için böyle şey mevzuu bahsolamaz. Erkekte fizik güzelliği arıyan ancak koket, kokot ruhlu kadınlardır. Erkekte ara- nacak şey dejenere olmağın, vücudün- de bir illet bulunmasın.. yani bacak- ları filan çarpık olmasın. Buna mukabil aradığımız şey mert- lik, katiyyen yalan söylememek ve karakterdir. Zaten karakter sahibi bir erkeğin güzel görünmemesine im kân yoktur. Sonra erkeğin mütehak- kim olması güzel bir şeydir. Lâkin bu tahakküm iptidai hir şekilde olmamalı- dır. Erkek yüksekliği, fikirlerile, ma- nevi kuyvetile eşine hâkim olmalıdır, Böyle bir tahakküme her kadın can ve gönülden razıdır. Kadın kendisinden yüksek olduğu- nu anladığı, yüksekliğini hissettiği erkeğin tahakkümüne seve seve gi- rer.. — Ailenin saadeti için nerede yâşa- mak lâzımdır? Köyde mi? Sehirde mi?.. — Evvelâ ilk güzel günleri seviş- mek için en müsaid olan dekorun içinde... Bir İki sene böyle geçmeli- dir, Çünkü bu bir iki sene içinde karı ile koca biribirlerine çok bağlanırlar. Bu bağın kuvvetli olmasına da etra- fındaki dekorun güzelliği çok hizmet eder, Ondan sonra şehire dönülebilir. — Ailenin saadeti için en lüzumlu şey nedir? — Kadının neşesi.. halbuki ben bu- nun bizde çok eksik olduğunu görü- yorum. MA bakıyorsunuz, 20, 30 genç araya toplanmış, Mükemmel eğlenilebilecek bir toplan- tı.. lâkin ne gezer. ne dans eden var, ne şarkı söyliyen. herkeste bir me- lankoli., oturuyor... Niçin? Ben bunu biraz refahin az- lığında buluyorum. Birüz da hayatı- muzda müziğin azlığında... Hakika- ten hayatımızda müzik çok az.. rad- yodan başka şöyle dikkat ediniz, gü- zel bir müzik dinliyecek yerimiz yok- tur. Halbuki rayisiki, su, ekmek, hava, ateş gibi insana en lüzumlu şeylerden biridir. — H. F. Es aki facia Lavrence Tibbet az kalsın deliriyordu Operad Ner-Yorkta Metropoliten operada bir operanın provaları yapılırken meş- hur Bariton Tibbettin arkadaşı Ster- jiniyi hanjerle kazaen vurarak öldür- düğünü telgraf havadisi olarak yazmış- tık, Fransız gazetleri Nev-York operasın- da cereyan eden bu facia hakkında şu tafsilâtı veriyorlar: Ner-York operasında Cavaileria Rus- ticana operasından bir düello sahnesi Prova edilirken sanatinin heyecanına kapılan “Tibbett elindeki bıçakla, ken» disine aşkta rakip rolünü oynuyan ar- kadaşı Sterjiniyi göğsünden yaralamış- tır. Sterjini hançer darbesini yeryemez, yere yuvarlanmış, beyaz gömleğinin or- tasından kan akmağa başlamıştır. Tibbett elindeki hançeri kana bu- lanmış görünce, derhal arkadaşının Ü- zerine eğilmiş, orkestra durmuş, yapır. lan muayene yeticesinde, hançerin Sterijininin göğsünü hafiçe sıyırdığı görülmüştür. İlk heyecan zail olur olmaz, Sterjini arkadaşile beraber, eserin provasına d&- vam etmiş, fakat beş sanat sonra ölmüş- tür. Meşhur Bariton Tibbett, arkadaşı» Dın ölüm haberini alınca, teessüründen üdeta delirecek bir hale gelmiştir. Sahne arkadaşları kendisini teselli- ye uğraşırlarken, Nev-York gazeteleri, ikinci tabılar çıkarmışlar ve Sterjini- nin prova esnasında yediği hafif han- çer darbesinden değil, kalb durmasın- dan öldüğü morgta yapılan otopsi ne- ticesinde meydana çıktığını haber ver- mişlerdir, Gazetelerin vaktinde verdikleri bu haber, meşhur muganniyi, teessürtn- den çıldırmaktan kurtarmıştır. Iki gazeteci arasında düello İk defa olarak bir kör şahitlik etti Bundan dört gün evvel Parişte iki gazeteci arasında bir düello vuku bul- muş ve iki rakipten birinin yaralan- masile neticelenmiştir. Muharrir ve gâ- zeteci Serj Veber, çalıştığı gazetenin idare müdürü Mişelson tarafından kendisini tahkir edilmiş addettiğ ci- hetle, iki şahidini bü zatın nezdine gön- dererek ya kendisine tarziye verilmesi» ni ve yahud aradaki ihtilâfın silâhla halledilmesini istemiştir. Mişelson tarziye vermek istemediği cihetle, o da şahidlerini tayin etmiştir. Mişelsonun şahidleri arasında, barbi umumi esnasında gözleri tamamile kör olmuş olan M. Skapini vardı. Kör olan bir adamın düelloda şahidik edip etmiyeceği uzun uzadıya müna- kaşalara sebebiyet vermiş, neticede şâ- hidlik edebileceğine karar verilmiştir. Düello, Pariş civarında ücra bir köş- kün bahçesinde kılıç ile yapılmıştır. Düello neticesinde Mişelson kolundan yaralanmıştır. İki rakip, barışmadan ayrılmışlardır. Davis kupası maçları Londra 3 (A.A) — 1937 Davis kupa- 81 tenis müsabakaları için tesbit edilen birinci devre fikstürüne göre,bu ilk devrede, Belçika Macaristanla, İsviçre İrlanda ile, İtalya Monako ile cenubi Afrika Hollanda ile, Çin yeni Zelanda ile, Almanya Avusturya İle, İsveç Yu- nanistanla, Yugoslavya Romanya ile, Polonya Çekoslovakya ile, Fransa Nor- veçle, Amerika Birleşik devletleri Ja- ponya ile ve Meksika Avustralya ile karşılaşacaktır. Lehistanda kar Varşova 3 (A.A.) — Polonya sokak- Kemalpaşa hapishanesinde bir vaka İzmir 2 (Akşam) — Kemalpaşa ha- bir vaka olmuştur. Katil- den on beş yıl hapse mahküm oğlu Mehmed Ali, mevkuf Denizlili Ralrmiyi çakı ile yanağından yarala- mıştır. Yaralı, İzmir memleket hasta- nesine getirilmiştir, I Sald paşayı taklid ederek resmi evrak İ üzerine «Mehmed Said» imzasını at- mağa başlamıştı! Yaradılışı ve gördü- «İttihad ve Terakki »nin son devirlerinde suikasdlar ve entrikalar Cemiyet nasıl battı? Teceddüd fırkası niçin doğdu, nasıl dağıldı? Tetrika No, 6 Yazan: Mustafa Ragıb Said Halim paşa, Almanya ile itifak etmişti, fakat harbe girmek için Rusyanın tecavüzünü bekliyordu. İşin zevahirine göre Said Halim pâ* |. şa, bu tarzda düşünüp hüküm ver- mekte biraz haklı idi: Çünkü prens, Mahmut Şevkst paşanın katlile mem- leketin ve «İttihad ve Terakki» nin en buhranlı zamanlarında kabine riya- setine çıkarılmış, Edirnenin istirda- dında, Balkan devletlerile yapılan sulh müzakeresinde, harbı umumiye girişte hep mevkiini muhafaza etmiş- ti. Öyle ya, böyle nazik devrelerde sa- daret mevkii gibi devletin en mühim bir mevkiinde kıymeti, iktidarı olmı- yan biri tutunabilir miydi? Böyle bir zaruret olmasa, «İttihad ve Terakki» erkânı içinde sadrazam olacak başka birini bulamazlar mıydı? Nitekim, küçük Sald paşa gibi tecrübeli bir ve- zirin de iktidar ve vukufundan müs“ tağni kalamıyan «İttihad ve Terakki> son zamanlara kadar bu zata bel boğ- lamış, onu sadavete, Ayen reisliğine getirmişti. SADRAZAMA GÖRE DEVLET ADAMININ VASIFLARI Şimdi de kendisi Said paşadan boş kalan yeri dolduruyordu. Hatta Said Halim paşa, bu düşüncesinde o kadar ileriye gitmişti ki Sadrazam olduktan sonra, senelerdenberi kullandığı «Sa» id Halime imzasını terketmiş, küçük Riyaset ettiği - hükümet ve «İttihad ve Terakki» erkânı tarafından gururu okşanmak suretile istenilen yola sevkedilen sadrazam Said Halim paşa vaziyeti ve şahsiyeti, bu. vuretle sta- tükoyu muhafaza, ediyvıdut. Bundan başka,.bu zatın sadaret mevkiinde bırgkılmsaı, bilhassa Ta- . lt bey için; dala mühim bir sebep- ten ileri gellyordu:, Efkâr umumiye- de büyük akisleş,yapan mühim bazı meselelere meselâ Harbı Umumiye girmek gihi: hâdiselerde, memleket idare ve siyasetinde verilen mühim kararlar gibi, işişrde dahiliye nazırı, doğrudan doğruya gözükmeği doğru bulmuyordu, Bu gibi işlerin komiteci- lik ve İhtilâleilik gibi vasıflardan uzak Sald Halim paşa,. tarafından tasvib edildiğini göstermek muvafık görü- Tüyordu. CESARET GÖSTERMEK İSTEMİŞ, FAKAT... Bununla beraber, Said Halim paşa yalnız kendisine , gösterilen hürmet Ye gururu okşanmak şuretile idare edilmiyordu. Mısırlı sağlraşam, resmi lideri bu- lunduğu fırkadamı ve riyaset ettiği hükümet erkânı, içinde bilhassa Ta- lât beyle Enver, paşadan son derece çekiniyordu.. Sald Halim paşa gibi zengin, müreffeh * hayat geçiren bir prens, mazileri ibtilâlcilik ve komite- cilikle geçen kimselere söz geçirmek şöyle dursun, onların verdikleri emre mutlak surette. itaat etmeğe mecbur olduğunu takdir ediyordu. Çünkü o, bü ittihadcı liderletden akla gelmiye- cek tazyiklerle “karşılaşacağına emin- âi. Nitekim bir hâdisede, tarihin ve istik- balin şiddetli ve korkunç-muahaze ve akıbetlerinden: çok korkan Sald Ha- lim paşa, Talât.beyle “Enver paşaya karşı tecellüd ve gesaret göstermeğe kalkışmış, faka$ kırk sekiz saat için- de hareketlndenerücu etmiş ve kabi- nesindeki bü en aülfuzlu iki arkadaşı» nın tehdikileri karşısında itaate mec- bur olmuştu. Said Halim paşayı tehdid edecek kadar mühim olan bu hâdise neydi? Mısırlı prensin karakterini bu bakım- dan da canlandıpmak ve yakın tari himizin çok dikkate değer bir nokta- sını aydınlattırmak için - en mevsuk menbalardan #eysik ettiğim - bu hâ- diseyi buraya kaydetmeden gecemiye- ceğim. SAİD HALİM, PASA, BOMBARDI. MANDAN HABERDAR DEĞİL! Umumi Harbe girmemize sebep teş- kil eden Alman amirali Suşonun ku- mandası altındaki Osmanlı filosunun ğü terbiye itibarile çok nazik ve kibar olan Sald Halim paşanın bu temiz maneviyetine gururu da inzimam edin- ce muhitinin entrikalarına, hakkın- da samimi olarak ne düşündüklerine bir türlü akal erdiremiyordu! Halbuki bundan boş ve asılsız bif şey olamazdı: o<İttihad ve Terakkis hele Talât bey, Said Halim paşanın şahsiyetinde hiç bir kiymet bulmu- yorlardı: Devlet siyasetini idare et- mek meziyetini; biraz tarihten dem vurmak, biraz «hukuku düvela karış- tırmış olmak, hels ecnebi lisanlarını bilerek teşrifat ve merasim kaideleri- ne riayet etmek gibi şeylerden ibaret sanan Said Halim paşa, «İttihad ve Terakkiş gibi bütün feraatı her türlü hareketi yeni bir heyecan ve ibtilâl safhasına yol açan bir teşekkülün, hükümeti başında bulunacak bir kı- ratta değildi. Bu bakımdan, varlığı nın faydası ve «İttihad ve Terakki için lüzumu da yoktu. SAİD HALİM PAŞANIN SADARETİ NİÇİN MUHAFAZA EDİLİYORDU? © halde neden sadaret gibi mühim bir mevlide getirilmişti? ve neden hâ- 1â kabinenin başında muhafaza edili- yordu? Said Halim paşanın meziyetlerini, Şahsiyet ve mazisini yakından bilen- lerden bazıları için bir muamma olan bu mesele basitti: «İttihad ve Terak- kiz nin ileri gelenleri, yani meşruti- yet inkılâbını temin edenler ve sene- lerce süren bu :htilâl hareketleri ba- şında bulunanlar, hükümet reisliği hususunda henüz tamamile uyuşa- mamışlardı. Daha doğrusu, cemiyetin en kuvvetli iki mühim uzvu, Talât beyle Enver paşanın aralarındaki «n- Jaşamamazlık, günden güne artıyor, şiddetli bik ihtiras ateşi içinde hüküm sürüyordu. Vaziyetin istikrar bulabilmesi için bu nokta üzevinde ya anlaşmaları, yahut ikisinden birinin cemiyet ve hükümet idaresine, ortaksız, rakibsiz tamamile hâkim olması lâzımdı. Fa- kat, gerek Talât bey, gerek enver pa- şa için - kendi hesaplarına - şiddetle arzu edilen böyle bir vaziyet henüz tahakkuk etmemişti. Şu halde, cemiyet entrikaları hari- cinde kalan ve. kendne tâbi - bir zümreye dayanması Jâzımgelmiyen Said Halim paşa gibi, Talât beyle En- bombariinan ttiğinden ver paşa arasında, nevima bitaraf bir ai " adamı, sadaret mevkiinde bulundur. | sadrazam haberdar değildi. mak zaruri idi. Said Halim paşanın (Arkası var)