müz dadaki kabine buhranı dünya | iin. mukadderatı ile yâkından m er bulunduğundan bütün. dün- | Meğer ndan ehemmiyetle takip olu- dey, Buhran Sovyetlere karşı fevka- dı harp hazırlığı yapmak istiyen or- önay ütediği gayet büyük tahsisata d Patronları ile sermayedarlara erdil leri k ği parlâmentoda gös- ul et ve hücumdan ile- map. Hirota kabinesi ve bahu- ekg YE Nazırı M. Baba ordunun di- ia tasvip etmediklerinden isti- ig lerdi Menta Yet karşısında ordu parlâ- arad bn feshedilmesini tetemişti. İm- Meral €ski Harbiye nazırı mütekald ge- © map U Daki'yi yeni kabineyi teşkile me- . Fakat bu 2at kendisine bir etmişti e a? bulamadığından kabi- On bu işten vaz vt edemiyerek bu iş Ardiye nazırının faal Hsteye dahil Mİ erk olması ve namzedi umu- Püttermeyı e VİYE vaşıfasile ordunun Pal böy lâzımdır, Faal hiç bir gene- Onğu le bir vazifeyi kabul etmemiş ve He Dir namzed göstermemiştir. Ne- Mağ İpmarator bütün. ordunun. iti- ettiği eski Harbiye nazırı ve Man- irijenir ve dahili Mogolistanın. fai- I Hayaşt'ye yeni kabinenin zırına gösterdiğinden yeni kabinenin teşkiline imkân hasıl olmuştur. garip macera Sinemaya gitmek üzere Fakat meselenin diğer safhası henüz |evden çıkmış, 3 gün 3 gece halledümemiştir. Ordu parlâmentonun Jeshini istemişti, Çünkü mevcud par- lâmentodaki partiler ordunun istediği Jevkalâde harp tahsisatını vermeğe yü- naşmamıştı. Bundan sonra da yanaşa- cağı beklenmiyor: Partâmentonun fes- hi asker! bir diktatörlüğe yol açacağı düşüncesi is yalnız partiler deği mem- leketin diğer makam ve mahfelleri ta- rafından da tervic edilmiyordu. Lâkin ahiren ordu parlâmentonun. feshi mevcud nizam ve intizam: bo2- mağa vesile kati olarak temin etmiş bulunduğundan fesh hak- kında evvelce gösterilen endişeler gim- di bir derece eail olmuş bulunuyor. Ordu yalnız teslihatını ve techizatı- nı fevkalâde arttıracak tahsisat ve memleketin biltün menabiinin bir harp vukuunda bir elden idaresini temin €- decek kanunlar istyor. Üçüncü bir di- leği de ordunun bel kemiği olan köy- lülerin. iktisadi vaziyetinin hakiki su- rette düzelmesidir. Japonyadaki son buhranda harp taraftarı ordunun sö- zü üstün olması Çinde büyük endişe- ler uyandırır. Şüphesiz Sovyetler şim- di daha ziyade müteyakkız hareket ede- ceklerdir. Kızılordunun mevcudu üç teki fn ko —2ifesini vermiştir. Ordu bu 28- kabinesinde çalışacak Harbiye na- A A) Yük tarihini açınız, insanların bü- Biri âkınlarını, insanların tabiatle ve i mk lerle nasıl savaştıklarını okuya- ea Kahramanlar göreceksiniz. BA” Yavaş yavaş Afrikanın göbeği- soku anın meçhul semtlerine kadar a du. Bugün de kutupların bilin- şa sahalarını fethetmeğe uğraşı- ip Sakat yeryüzünü istilâ eden yalnız yük r. Hayvanların da bü- e vardır, viğ fare büyük bir fatihtir. Fare- Vi a şimal Çinmiş. Oradan etti, distana indi ve dünyayı feth- ei de fareler Volgâyı geçtiler, 23 se- ra Prusyayı istilâ ettiler. 1732 de, Penn dan gelen vapurlar İngilte- tün a, te getirdi. O tarihten sonra bü- laa, Pa fare istilâsına uğradı. de fareler Amerikaya akına baş- Yengi da Ohlo'da ancak kara sıçan ka y YA Sene zarfında bütün Ameri- taa nadaya kadar gümüşi farelerin Re n& uğradı. niz * yerde gümüşi fareler kara sıçan- B Tâslıyor ve onları imha ediyordu. ağ Bene kara sıçanlar vardır, fakat Yaşar anlar ancak tavan aralarında bendi Buna mukabil kanalizasyonlar, inişi gr, mutfaklar, bodrumlar gü- 19 arenin vatanı oldu. di; de Vestefali gazetesi şöyle yaz- wi Milyonca fare geçen 16 kânunu: € şehir civarından Steyer nehrini bir, K geçti. Fareler durmadan ve Ye dokunmadan gittiler > ta yanlar, fareler kadar büyük birer Dünyayı fethe milyona çıkarılması da bunu gösteri- yor. den hayvanlar tehliken bir çokluk gösterdiler: İlk defa Ayustralyaya 1 mayıs 1783 de beş tavşan getirildi. Birkaç sene tavşanlar normal bir ş€- kilde ürediler Fakat birdenbire gördü- ler ki, bütün Avustralyâyı yabani tav şanlar istilâ etmiş. Avustralya tavşan cennetidir. Orada tavşan düşmanı: Tilki, atmaca yok- tur. 1914 den 1925 e kadar, Avustralya hükümeti tavşanlarla mücadele etti. 158 milyon canlı tavşan' 720 milyon tavşan derisi ihraç etti. Bir bu kadar da öldürüldü, fakat gene sayıları azalma» dıl... Bir de, daha küçük boy fatihler var- dır: Filoksera gibi: Filoksera evvelâ 1850 de şimali Ame i rika bağlarında keşfedildi. 1865 de Amerika, çubuklarile beraber bu hayvan İ Fransaya girdi. On beş sene zarfında, Fransz bağlarının beşte biri filokse- ra istilâsına uğradı ve çürüdü, 1874 de Almanya Filokserayı tanıdı. Bereket versin Almanya ikliminde bu | haşerat üreyemiyordu, devlet de çabuk İ tedbir aldı. Filoksera mücadelesi mili mücadele hâline kondu. Fenni çarelere baş vurulup bu haşere imha edildi, Bu- İ na rağmen hâlâ filoksera tehlikeli bir m, değillerdir amma, Avustralyada | düşmandır. Bir Şocuk arkadaşının taşla | Karaya oturan Rumen vapuru başını yardı Sşilköyde Nişan ve Adnan adların- iş 2 ÜÇ yaşlarında iki çocuk sokak- rlarken kavga etmişlerdir. Kav- Yarı Adnan taşla Nişanı başından ağır Yaşamış. Vakaya zabıta el koymuş, 1 Nişan hastaneye kaldırılmıştır. Duştir yakalanarak tahkikata başlan- Bir kadın merdivenden inerken düşerek yaralandı tan köyünde Yeldeğirmeninde otü- dün *catinin karısı 22 yaşınd: Meliha dr, “İN merdiveninden inerken aya- Yarak düşmüştür. Meliha birçok Yari lerinden yaralandığı gibi altı aylık it, olduğundan ağır hasatalan- | 56. Yaralı kadın baygın bir halde | Mir ie kurtarılıyor Geçenki fırtımalarda Karadeniz bo- İ gazı civarında karaya oturan Karmen Silva vapurunun kazanına hücum eden sular gemi kurtarma şirketi tarafın- Gan başaltılmış ve dalgıçlarla bazı de- “likler de kapatılmıştır. Geminin işletil- mesine çalışılmaktadır. Mısır, devletlere yeni bir nota verdi Kahire 3 (A.A.) — Misir hükümeti, lan devletler mümessillerine yeni bir nota tevdi etmiştir. Bu nota, muhtelif mahkemelerin intikali rejimine müta- alliktir, Notada bilhassa konsolosluk mah- kemelerinin hukuki, ticari ve cezai sa- lâhiyetlerinin muhtelif mahkemelere devredilmesi teklif ve Mısırın bu mah- Kâmil hastanesine kaldırılmış-! .kemeler için yeni bir ceza kanunu neş- İ redeceği ilâve olunmaktadır. l | İ kapitülâsyonlardan İstifade etmekte o- bâşka bir evide kalmış sö ae ici 3 Zabıta ve müddeluumilik garip bir Yaka tahkikatına el koymuştur. Vaka etrafında şu malümâtı aldık. Beyoğ- Junda Tünel civarında oturan 14 yr- şında Dürnev adında bir kız bundan on dört gün evvel öğleden sonra sine- maya gitmek üzere den müsa- ade alarak evden çıkmış ve bir dahâ dönmemiştir. Annesi o akşam, ertesi ve daha ertesi gün ve geceler kızını ara- muşsa da izini bulamamıştır. Bu vaziyet karşısında kadıncağız po- lise müracaat ederek hâdiseyi anlatmış! ve kızının bulunmasını istemiştir. Yapılan ilk tahkikat ve araştırmalar neticesinde Dürnevin üç gün evvel o ci- varda Fatma adında bir kadınla berar ber gezdiği haber alınmış ve dün zabi- ta Fatmanın gene o civarda bulunan” evinde bir araştırma yapmıştır. Bu â- raştırmada Dürnev bu evde arka taraf- ta bir odada kendinden geçmiş ve pe- rişan bir halde bulunmuştur. Derhal karakola götürülerek İfadesi alnan Dürnevin anlattıklarına nazaran şöyle garip bir macera geçirmiştir. Dürney o gün sinemaya gitmek üzö- Te evden çıkmış ve yolda giderken €6- Ki tanıdıklarından Fatma önüne çıka- rak nereye gittiğini sormuştur. Dür- nev sinemaya gittiğini söyleyince Fat- ma: — Aman benim kızlarım da sinema” ya gidecekler, Haydi bize gidelim de kız- larımla beraber sinemaya gidiniz. Demiş ve Dürnevi alıp evine götür- müştür. Dürnev evde bir odaya girdiği zaman ortada, büyük bir sofra kurulmuş ve Fatmanın kızlarile daha birkaç kişinin içki içerek gramofon çalıp eğlenmek- te olduklarını görmüştür. Kendi iddi- asına nazaran Dürnev evvelâ bunların aralarına girmek İstememişse de israr ! etmişler ve nihayet o da eğlenti sofra- sına iştirak etmiştir, Biraz sonra bir- Kaç delikanlı da gelmiş, hep beraber eğ- lentiye dalmışlardır. Böylelikle Dür- nev bu evde üç gün, üç gece kalmıştır. Genç kıza niçin oradan çıkıp evine git- mediği, üç gün kaldığı sorulunca: — Ben çikmak istedim. Fakat tehdid ettiler, Korkumdan orâda kaldım. Bir- kaç defa pencereğen seslenmek istedim amma gene korktuğum için buna de cesaret edemedim. Demiştir. Hâdise müddetumumiliğe bildirilmiş, Dürnev adliye doktorluğu” na gönderilerek muayene ettirilmiştir. Zabıta bu genç kızın kaldığı ev sahi- bini ve beraber bulunanları yakalıya- Tak tahkikata başlamıştır. Bir çocuk mangala düşerek yandı Sultanahmedde Ayasofya civarmda oturan Muharremin - küçük çocuğu Uğur evvelki sabah evde mangala dü- şerek vücudünün birçok yerleri yan- mıştır. Tehlikeli surette yaralanan kü- çük Uğur derhal Beyoğlu çocuk has- tanesine kaldırılmışsa da dün gece has- tanede ölmüştür. Hüdise müddeitumumiliğe bildirilmiş, adliye doktoru Enver Karan hastaneye giderek çocuğun cesedini muayene et miştir. Müddelumumilik ve zabıta bu feci yanma vakası etrafında tahkikat yapıyor. Elini makineye kaptırdı, eli bileğinden koptu Mahmudpaşa civarında bir bakır imalâthanesi sahibi Mustafa dün ima- lâthanede çalışırken sağ elini makine- ye kaptırmıştır. Çarklar arasında Mus- tafanın eli bileğinden kopmuştur. Mus- tafa baygın bir halde hastaneye kal- dırılmış, kazada kimsenin ilişiği olma» dığı anlaşılmıştır. ingilterede niyabet kanunu Londra $ (A.A.) — Niyabet kanunu, Avam kamarasında ikinci okunmasını müteakip i reye karşı 305 reyle kabul edilmiştir. M. Simon, bu kanun hakkın» da yapılan müzakereler esnasında bu kanunun istikbalde bir hükümdarın ker hangi mahiyette bir ehtiyetsizliği yüzünden ortaya çıkacak bütün mes€- lelerin halline medar olacağını söyle- miştir, irdiği| . a na an nk hal Ankara ri yi Eski ve yeni memurin kanunu arasındakifarklar Yeni projenin hazırlanmasını icap ettiren başlıca sebepler nelerdir? Ankara (Hususi muhabirimizden) - Yeni memurin kanunu projesinin ih- tiva ettiği esaslardan umumi bir su- vette bahsetmiştim. Bu esaslardan bir kısmı halen meri olan memurin kanunundan iktibas edilmiş, bir kıs- mı da senelerdenberi yapılan tecrf- beler gözönünde tutularak yeniden vazolunmuştur, Bu yâzımda bu yeni hükümleri ve bu hükümlerin istinad ettiği mucib sebepleri tebarüz öttirmeğe çalışacar ğım. Daha evvel şurasını kaydetmek icab eder ki; bugünkü memurin ka- nununun, büyük bir itina ile hazır lanmış Olmasına rağmen, ihtiyacı karşılamadığı meriyet mevkline ko- nulduğu tarihten pek azsonra hissedii- meğe başlanmış ve bilhassa tatbikat- ta doğurduğu zorluklar ve mahzur- lar gün geçtikçe artarak tadilini bir garuret haline getirmişti. Bununla beraber kanunun tadilinde fstical gösterilmemiş, bilâkis büyük bir te enni ve ftina ile hareket edilmiştir. Fiihakika yeni projeyi hazırlamak Üzere teşkil edilen muhtelit encümen 932 senesinde başladığı çalışmalarını ancak 937 senesinde bitirmiştir. İşte aşağıda yeni esaslarından bahseğece- gimiz memurlar kanun projesi bu kadar çetin bir çalışma mahsulüdür. MEMURUN TARİFİ Yeni projenin birinci maddesinde memur şöyle tarif edilmektedir: «Bu kanuna göre; devletin âmme hizmeti kadrosuna dahil daimi bir vaziteye Ücretli veya maaşlı olarak salâhiyetli makamca tayin edilmiş olanlara memur denilmekteğir.» Bugünkü memurin kanununun, memuru tarif eden vasıfları arasın- da <umumi ve hususi bütçelerden maaş almak» kaydi mevcuttur, ” Bu kayıd, tatbikatta devletin umu- mi bütçesinden verilen ayni paranın «ücret kelimesi fle ifade edilmesi yo- Iı ile kendilerinde kanuni şartlar aranmak icab edenlerin, bu şartlar» dan istima edilmesi gibi karışık ve mahzurlu halde meydan vermiştir. Bu mahzuru ortadan. kaldirmiş ol mak içindir ki, encümen hazırladığı maddeye «maaş» keydinden sonra bir de ücret kelimesi ilâve etmiştir. Gene bu; «umumi ve hususi muha- sebe bütçelerinden maaş almak» kay- di, belediyelerin kanun hükümlerine tabi futulmasına mâni teşkli ediyor- du. Halbuki hususi muhasebelerle belediyeler; ayni âmme hizmetini gördükleri gibi, ayni mahiyetteki hu- sus bütçelerle idare olunmaktadır- lar. Bu bakımlardan aralarında hiç bir fark tasavvur olunamaz. Muhtelit entümen bunu nazarı dik, kate alarak hazırladığı maddeye bu kaydi koymamış, bu suretle beledi- yelerle hususi muhasebeler arasında bir müsavat temin ettiği gibi, hususi idarelere kendi hususi kanunları ile idare olunabilmek imkânlarını temin etmiştir. ÜCRETLİ MEMURLAR Projenin ikinci maddesinde maaşlı ve ücretli memurlar arasında vazife ve mesuliyet noktasından hiç bir fark olmadığı kayid ve ücretli me- murlarin maaşlı memurlara verilen hakların hangilerinden istifade ede- miyecekleri tasrih edilmektedir. Bu- na göre, ücretli memurlar sıhhi ve diğer sebeplerle tahvillerini istiyemi- yecekleri gibi senelik ve hastalık izin- lerinden mahrum olacaklar ve azille. ri halinde mazuliyet maaşı alamıya- caklardır. Bundan başka staj için ec- peci memleketlere de gönderilemi- yeceklerdir. Projenin üçüncü maddesi bugün- kü memurin kanununun 3inel maddesinin bir derece tersii sure tile hazırlanmıştır. Bu tmadde şöy- «Askeri ve adli memurlar hususi kanunlarına ve emniyet memurları, polis teşkilât kanunu hükümlerine ta» bidir. Divanı muhasebat ve şürayi devlet kanunlarının intihap, tayin ve inmbat hakkındaki hususi hükümle” ri mahfuzdur» Belediyelerin ve husus! idareleriğ bazı hizmetlerinde kullamlacak mw murları tayin etmek salâhiyeti umit» * mi idarelere aittir. Umumi idarenlsi kat buna mukabili tecrübe müddeti- nin hltamından evvel ehliyeteizliği görülenlerin hizmetlerine nihayet vö- rilmesi ve ehliyeti görülüp te memur Tuğa kabul edilenlerin namsedlikte hizmetinden sayılması encümende Elk vafık görülmüş ve projeye buna dalş hükümler konmuştur. ! edilmesi mecburiyeti, yeni projenin kabul ettiği yeni esaslardandır. , Bugünkü memurin kanununun terfide kıdemi esas fttihaz etmiş bur lunduğu hakkında yanlıs bir fikie telâkkisi vardır. Halbuki kıdemin reutlak bir hak olarak kabulü asla düşünülmemiştir. Bununla beraber kıdemi ve kıdemin vermiş olduğu bi hakkı hiç tanımamak ta bir haksız ık olur, Bu sebepledir ki; encümen terfi kısmında ehliyet le kıdemi bir- leştirerek ikisini birden göz önünde bulundurmuştur: , «Madde 18 — Terfi içinher de recede en az üç sene bilfiil hizmet etmiş olmak ve terfi edilecek memür- luğun vazifesini yapmağa ehil oldu- ğu salâhiyetli makamlarca tasdik edilmiş bulunmak şarttır. Ehliyetsiz. ler arasında kıdemi fazla ve kıdemde müsavi olanlar arasında ehliyeti yük- sek olan tercih olunur» Bugünkü memurin kanununun, memurları inzibat noktasından ma TUZ kalacakları cezaları gösteren mağ» desinde şu esaslı iki değişiklik yapıl mıştır: 1 — Sınıf indirmek namile yenibir ceza ihdas olunmuştur. 2 — Evvelce mevcut iken bilâhare kaldırılan azil cezası yeniden ihdas olunmuştur. Sını! indirme cezası memurun ma» aşça bir derece indirilmesinden iba- rettir, z Azil cezası da ememurun iki ay- dan bir seneye kadar hizmetten uzak- laştırılmasıdır. İkiden fazla azil ce zası gören memur hakkında, mazuli- yet müddeti ne kadar olursa olsun tekaüd kanununun on üçüncü mad- desi hükmü tatbik olunur» Gene bugünkü kanunda vekâlet emrine alınmak tam bir ceza mahi- yetinde telâkki edilmekledir. Halbu- ki vekâlet emrine alınmak, gerek si- yas! ve gerek idari mülâhazaların do- gurduğu bir neficelir ki; kendisinin kusuru olkuyan bir memura, bunu bir ceza şeklinde tatbik etmek doğru ve haklı bir muamele sayılamaz. Bunun içindir ki encümen; lâyi- haya; vekâlet emrine alınanın, me murluk hukukuna hiç bir suretle te- sir edemiysceğine dalr müstakil bir. madde eklemiştir, #