28 8 Kününusani 1887. M8 J “Sokağının yarısı Belçikada, yarısı AEŞAM' Sahife 11 Hollandada olan bir şehir te'tâbidir. Sokakta yürürken İ" kâldırımdan öteki kaldırıma geçil- H Zaman bir hudud aşılmış, bir hü. toprağından başka bir hü- n toprağına geçilmiş olur. Bir lerin ön kapısı bir hükümetin, kapısı başka bir hükümetin top- Açılır. ran - Belçika hududunda bu bir kaç şehir vardır. Bunların geçende bahsetmiştik. Bügün de Belçika ile Hollanda hudu- Şa ramndaki bir şehrin garib yazi ON BARURE ARIT BER tw Hollanda toprağı Üzerinde bulunuyor. Bu sebeple oyun- cuların oyun icabı olarak kâh Holan- da, kâh Belçika topraklarına geçtik- leri görülmektedir. Fakat bu hudud tecavüzü yüzünden kendilerinden pasaport ve saire arandığı yoktur. Maamafih gündelik hayatlarında Baarle ahalisi, bu vaziyetten şikâ- yetçi değillerdir. Yalnız kavga ettik- leri zaman komşuların hududu geç- memeyi biribirine ihtar ettikleri sk sık duyulur. PARA HESAPLARI Baarlıların bu vaziyetinden yalnız iki kısmın belediye reisleri müşteki- dirler, Meselâ Belçika frangının kıymeti indirildiği zaman dükkân ve meyha- ne sahipleri ne kadar para alacakla- rına şaşınp kalmışlardır. Maliyeciler için bir Belçika frangının ne kadar fiorin ettiğini hesap etmek güç değil- dir, Fakat bir bakkala veya bir mey- haneciye bir florin uzatıldığı vakit bunun Belçika parasi ile ne kadar edeceğini hesaplamak pek güçtü. Be- Mediye relsleri fintleri ik! paranın kıy- “metini tesbitte pek güçlük çekmiş- lerdi. $ Fakat belediye reislerinin şikâyeti- ni aucib olan bal yalnız bu değildi. Hollandalı belediye çavuşu ancak şeh- rin Hollandaya ait kısmında Hollanda kenununu tatbik edebiliyor. 'Takib ettiği şahıs hududun öbür tarafina ayak bastı mı takipten vazgeçmek mecburiyetinde! KARISINI DÖVEN KOCA Geçenlerde gayet garib bir vake ol muştur. Belçikalı bir koca şehrin Hollandaya alt kısımında Hollandak karısını iyice dövmüştür. Ködın polis çağınnca koca sokağa çıkmış, soka- ğın Belçikaya ait kısmına geçerek tevkife gelen polislere dil çıkarmıştır. Kadın bu hale büsbütün kızmış, bu sefer Belçika polisine müracaat et- miştir. Fakat başka bir memlekette İşlenen bir cürüm için Belçika poli- sini mücrümü tevkife salâhiyeti yoktur, Kanun ancak katil veya hur- sozlık gibi bir cürüm işliyenlerin mem- leketteri ihracina Müsaade ediyor. Kadıncağız ne yapsın? Davadan vaz- geçer gibi görünmüş, kocasına yal- varmiş. Bir iki' gün sonra adamı eve getirebilmiş. Ancak o zaman polisi çağırarak dayak atan kocasım tut- turmuş. * Fakat bu sefer de kanun, Belçika Yanın Belçika kanununa göre muame- le görmesini istemektedir. Boşanma sebepleri arasında Belçika kanunun: da bu meseleye taallük eden bir mad- de yoktur. Gel de pirincin taşını ayık- Ja... DÜDÜĞÜ DİNLEMİYENLER! Fakat mesele bununla bitmemek- tedir, Asıl nakliye vasıtaları kazala: rında bir çok garib vakalar olmakta» alk bu vaziyetten şikâyetçi değildir Bütün zorlukları polis,belediye çekiyor dır, Meselâ yolun Hollandaya ait kıs- mından giden bir otomobil dönemeç noktasında Belçika kısmından geçen bir otomobile kazaen çarptı mı derhal Hollanda kısmına savuşmaktadır. Belçika (o polisinin 'çaldığı düdük ile durmağa mecbur değildir. Hollan- da topraklarında ise Hollanda kanu- nuna tâbidir. Bir çok vakalarda suç- luların bu sayede kurtulduğu görül müştür. Bu yüzden çıkan karışık da- valardan bıkıp usanan Bâarle hâkim- leri senenin hiç olmazsa bir kaç ayi- ni sanaloryomlarda geçirerek dinlen- mek meeburiyetindedirler. EN ÇOK TATİL YAPANLAR | Maamafih hiç zannetmeyin ki Baar-| le halkı yaziyetlemiden şikâyetçidir- ler, katiyyen. Çünkü bunlar dünya- da ençok tatil yapan kimselerdir. 'Belçikanın bir bayramı oldu mu bü- tün şehirde dairoler kapanmakta, Hollandanın bayramı oldu mu gene faaliyet tatil edilmektedir. Çünkü yarı halk bayram yaparken yarısını çalıştırmak şimdiye kadar mümkün | olmamıştır. Bu: nn bir kaç sene ev- | vel Belçika milli bayramı esnasında | Baarlın Hollandaya sit kısmında ta- til yapılmıyacağı ilân edilmişti. Fa- kat herkes şehrin Belçika tarafına geçince mecburen işler tatil edildi. BARİ MEKTUPLARI: Sonları ağa, bey, paşa ile biten sokaklar Muhterem gazelenizin geçen günkü nüshasında bir havadis vardı (Belediyede toplanan bir komisyon Ağa, Bey, Paşa ilh... gibi isimli sokak- | lara yeni adlar koyacakmış..) i Ben sekiz on senedenberi Göztepede | oturuyorum. Buranın iki mühim s0- İ kağı var: İ 1— Tütüncü Mehmet Efendi mahal- lesi, 2 — Nadirağa veya Tarikbey soks- ik. Eski yerlilerden sordum. Birincisi Göztepe camisini yaptırmış diye büyük bir mahalleye bu zatın ismini vermiş- ler. Fakat ikinci sokağa neden ve ne gi- bi bir yararlığa binaen ( Nadirağa veya Tarıkbey sokağı) denildiğini kimse be- na izah edemedi, Yeni isimler konurken bu iki soka- ğada birer münasip ad bulunması hu- susunda alâkadarlarının nazarı dikkat- lerinin celbini muhterem Akşamdan beklerim. Selâmi' İzzet TİYATRO | melide Osmanlı devletinir | eni EÇ Göztepeden B, Mehmed Ali yazıyor: | KONUŞMALARI Her kitapçıda bulunur. Fiati: 50 kuruştur. a a SARAY ve BABIÂLİNİN İÇ YÜZÜ Yazan: SÖLEYMAN KÂNİ İRTEM — Telrika No. 821 Tercüme iktibas hakkımahfuzdur. Hüseyin Hilmi paşanın bir sözü: “Ben bir güllâbiyim, delileri biribirini parça- lamaktan korumağa çabalıyorum, Makedonyada Bulgarların, Rumla- rım, Ulahların haröketlerine ölkkat etmek, Sırp ruhani reisleri bulunmı- yan yerlere Sırp pâpazları ikame ey- lemek, Sırplık iddiasmda bulunanla rın nüfüs tezkerelerine - hüviyet cüz- danlarına - Sirp kaydini ilâve ettir- mek, Bulgar komitelerinin Sırplara taaddileri hakkında oyaygaralar ko- parmak, müsaid noktalarda Sırp ko- mitelerince Bulgar komiteleri gibi he reket olunmak, Rusya ile İtalyaya Makedonyada OAvusturya faaliyeti hakkında haberler isal etmek bu si- ralarda Sırpların takip ettikleri Ma- kedonya programının esaslı noktala- nidi, Romanyadan yapılan tahrikler üze- rine Makedonya Rumları arasında Eee ay istemiyen ve iptida Bul- garlara meyyal bulunan Makedonya 'Ulahları şinidi milli mevcudiyetlerini muhafazaya ve İnkişaflarına Bulgar- ları da Rumlar kadar muhalif görü- yorlardı, Romanyada muhafazakâr kabine iş başında iken teşkil edilen bir (Rumen komitesi) için Sofya mer- kez ittihaz olunmuştu. Bu komite ta- rafından biri Görlce etrafında, diğeri Epir içinde faaliyette bulunmak üz?- re iki Ulah çetesi teşkil olunmuştu. Biraz sonra Makedonyada da bir ko- mite merkezi ihdas edilmişti. İptida Bulgarlarla tevhidi mesai eden bu çeteler sonra Bulgarlarla bo- zuştular ve onlardan ayrıldılar, Ro- manyaâa liberal bir kabine iktidar mevkiine geçince bu yolda ihtilâlkâ- rana hareketler için komiteler teşki- inden ve idamesinden vazgeçti, çete leri feshetti Türk muhibliğini şiar edinen Ro- manya siyaseti Makedonyaya mektep müfettişleri gönder Bu yolda en ziyade çalışan evvelce ismi geçen Apostol Margariti olmuş- tur. Margariti Elenizmin birinci düş- manı idi. Ulahlar arasında Elenizm #ikirlerini tamamile yıkmak için ted- risatı ulahça yapılan bir çok Ulah mektepleri açtırdı; Romanya hükü- metinin nakden yardımını diriğ et- mediği bu mekteplerde türkçe ve fran- azeâ dahi öğretiliyordu Bu zamâna k lerle beslenmiş olar Eb şel. büsler sonucunda Bulgarlar gibi iki kısma ayrıldılar: 'Tam bir Rumenlik fikri taşıyanlar ile grekliğe meyilleri ni muhafaza edenler. Fakat böylece büyük bir kısmı gözlerini şimaie, Ro- manyaya. çeviren Ulahlerın hepsi Ru- | bâkasım ekzarh- olama- Rum patrikharesi Bulgâr | lğının teşekkülüne mâni mıştı; Üsküpte Sırp milletinden bir | metropolit vekilinin bulunmasını da zaruri kabul etmişti. Ulahlarda pat- rTikhaneden bü yolda bir müsaade İs- tiyorlardı; bu taleblerini hükümete i karşı dahi irad ediyorlardı. | Fakat Ulahların Bulgarlar ve Sırp- | lar gibi hâmisi bir Rus sefareti yoktu. i | ! Bunun için patrikhane Ulahların Rum kiliselerinden başka kiliseleri olması- na muhalefette dayanabiliyordu. Nüfusça azlıkları Ulahların bu mü- vaffakıyetsizliklerinde başlıca âmlldi. | Fakat onlar ne yapıp yaparak padi- | şahtan kiliselerde kendi dillerinde | dua edebilmek üzere bir irade kopar- dılar, Ulahların böyle müstakil bir ki- ise teşkili arzuları Rum çetelerinin Makedonyadaki Ulahlar üzerine ta- addilerini son dereceye vardırıyordu. Rumenler buna başka suretle bir mukabele tertib ettiler, Makedonya- da bir şey yapamayınca Romanyada- ki Rumlara sataşmağa başladılar, Makedonya - Ulahlara her tecavüzü Romanyada Yunan tebaası aleyhine bir nümayiş, bir Yunanluun Ro- manyadan ihracı suretile Yunan ti- caretine bir darbeyi intac ediyordu. Hele bir defa nümayiş esnasında Ru- menlerin bir Yunan bayrağını vertıp çiğnemeleri Romanya ve Yu arasında siyasi mühasel tanı icab ettirdi. Romariy tan ile ticaret (mushedesi Yunanlılar Romanyada işler rak hicret etmek mecburiy dar. O kadar sene Fenerli Rumlar tara- fından idare edilmiş olun Romanya- da şiddetli bir antielenizm uyandı. (1) Yunanlılarla ' Bulgarlar arasındaki nddiyet bu yolda Mhüdiselerin daha kanlı bir surâtts şarki” Rumelids de tekerrürünü intac ediyordu: Varmada, Filibe ile eltaririda bu zıddiyet mu- katele şeklini âliyordu. Rum köyleri yakılıyor, Yufisih müller yağma edi- Myordu. Sofyada büyük bir miting Yunan- hlar aleyhindeki duyguların tercü- manı öldu. Yunan mektepleri kapan- dı. Bulgar tebaası olmıyan” peskopas- ların memuriyetleri tanınmaz oldu. Bulgar tebaasından olwuyan Rumlar tasarruf hakkiidan mahrum barakıl- âı. Rum tüccar boykota uğradı. Şarki Rumeliden bir çok Yunanlı- Jar hicret şmecburiyetinde - kaldılar. Bu aylarda Makedonyada hangi un- surun faik olduğuna dair her taraf kendisine müsait . istatistikler tertib ederken mavzerler, bombalar işliyor- du; muhalifler öldürülüyor, köyler ya- kılıyor, muhtelif cemastlere mensup komiteciler biribirine, hepsi Türklere saldırıyordu. Büyük Bulgaristan, büyük Sırbis- tan, büyük Yunanistan emellerine her sene yüzleröe, binlerce feda ediliyor- du. 1902 nisanmidin 1908 temmuzuna kadar Makedonya kışın hafiflemek, n şiddetlenmek üzere şu manza- Kan ve ateş! Bu hal i paşaya bir gün; — Ben bir güllabiyim! Delileri biri- korumağa ça- anistan terin ink. Makedonyadaki bu kaynaşma cc- nebi devletleri işlere daha kuvvetli müdahaklerde obulunmağa sevkedi- yordu. Abdülhamid ise hâlâ eski usulünde devam ediyor, «cnel her yeni müdahale adımına ksuşı evvelâ mur- kayemet, sonra ve teslimiyet gösteriyordu, 1903 kani» senesinde birçok Bulgar- lar Bulgaristena iltica eylemişlerdi, Sırp ihtimaline karşı askeri hazırık- larla meşgul! Bulgaristan bu mülteci- lerle lüzumü gibi uğraşamıyordu. Or- dusunda altı yüzden ziyade Makedon- yah zabit bulunan Bulg üzerinde o Üahişidat ajan sivilinin haremi sında bir Rus cemiyelinin ianelerini bu mültecilere tevzi etmek üzere Cu- maibalâya yakın bir yerde bulunan meşhur (Rilo) mamastırına kadar zahmet ihtiyarmden çekinmemişti, Rusyanın Japonya *le meşgul ol- ması Bülgaristan prensi Ferdinan- dın metbuu İle bir harbo tutuşmak hususunda cüretini kırıyordu. Abdülhamid 1897 de Yunanistan ile olduğu gibi Bulgaristan ile muhare- bede de kazanmak ihtimali olsa bile böyle bir teblikeli is: girişmeği göze alacak istiğadda değildi. İki tarafça da bir itilâf akti tercih edildi. Bulgar ricalinden Naçeviçin İstan- bulda yaptığı müzakereler sonucun- da tahşid edilen askerlerin terhisi, Makedonya mültecilerinin affile mem. leketlerine avdeti, Bulgaristanın ko- mite ve çeteler teşskkülüne mümane- ati esasları dahilinde bir itilâf yapıl« dı. (8 nisan 1904) 1904 yazı nisbi bir sükün içinde geç- ti. Fakat Makedonya ihtilâl günlerin- den daha fena sayılabilecek bir duru- ma girdi (Arkası var) e ei (1) Rene Pinon: L'Europe et PFmpire i