20 Künunusani 1937 AKŞAM Hazin bir aşk macerası Kraliçe Viktorya ile Rusya veliahdi ilk görüşte biribirlerini sevmişlerdi Fafat siyasi sebebler yüzünden iki genç arasında "tere kraliçesi Viktorya, ile muaşakası İ da kraliçe Viktorya tarafından kabul £ do'som derece: zeki idi. Müstakbel Rus “ evlenmiye imkân bulunamadı Kraliçe Viktoryanın gençlik resmi ı * 1839 senesinde. Rusya veliahdi Grandük Aleksandrın e mabeyincisi olan Yureviçin torunu, bir Fransız gazetesinde Rusya veliahdinin İngil- hakkında büyük babasının hatıra defterine istinaden şayanı dikkat bir makale yazmıştır. Bu makalenin en mühim taraflarını nakil ve tercüme ediyoruz: 1839 senesinin-ilkbaharında Rusya v&liahdi Grandük (Aleksandr, baba- #anın- emrile: Avrupada, seyahate çık- mış; ““İngiltereyi de ziyaret etmişti; Grandük uzun boylu, koyu mavi göz- lü genç bir erkek güzeli idi; İngilizce ve fransızcayı mükemmelen konuşu- yordu. Mükemmelen ata biniyor, av partilerine çıkıyordu. oVelbasıl her- hangi bir kadını celb ve cezbedecek vasıfları haiz bulunuyordu. KRALİÇE VİKTORYA İLE TANIŞMA Genç Grândük, İngiltere sarayın- edildi. Kraliçe Viktorya ancak yirmi yaşına. basmıştı. Hem çok güzel hem çan Londrada bir ay kaldı. Büyük büham, Grandükün mahrem esrarı idi, Kraliçe Viktorya, hatıra defterin- | de Grandük ilk mülâkatına ait inti- balarım şöyle yazıyor: 4 Mayıs 1839 Cumartesi «Saat bir buçukta kabinemde Grün- dükü kabul ettim. Grandükü yanıma Lord Pâlmerston “getirmişti. Grandü- kün maiyetinde Prens Orlof bulunu- yordu. Hepsi de sevimli ve tatlı adam- lar. Grandükü çok sevdim. O kadar şen ve tabildir ki.» Bu ilk mülâkat, Grandükle kraliçe Viktorya arasında birdenbire karşı- hklı bir temayül uyandırdı. İki gün sonra kraliçe ile Grandük bir at ge- zintisinde yeniden Karşılaştılar, Kra- Mçe bu tesadüften eski dostu ve na- zır Lord Melbuma Grandük te ma- beyincisi büyük babam Yureviçe bah- settiler. Büyük babamın hâtıra defterin- den bu mülâkata ait şu satırları nak- lediyorum: "1. Mayıs 1839 «Çareviç “kraliçe Viktorya ile bera- ber yaptığı bir gezintiden bana şevk | ve hararetle babselti. Grandükün sıh- bati yerindedir. Sefaret kuryesinden | bilistifade imparatora raporumu gön- derdim.» İki gün sonra sarayda verilen balo- da, büyük babam, iki gencin biribi- rine karşılıklı temayüllerini görünce hafif bir endişe hissetmeğe ve böyle bir meylin siyasi neticelerini düşün- meğe başladı. Büyük babamın hatı- ra defterinden şu satırlar, vaziyeti tes» bite kâfidir. HATIRA DEFTERİNDEN İKİ PARÇA «Yarın yani 9 mayıs gecesi, saray- da büyük bir balo verilecek çarın oğ- Tu, bana hep kraliçeden-bahsedip du- Tuyor. Kraliçe, çarın - oğlunda derin bir intiba uyandırmış. Kraliçe o ke- dar genç, o kadar - güzel ve sevimli kl...» Gene büyük babam, hatıra defte- rinde bu meseleyi kurcalıyor ve di- yordu ki; «— Dün sarayda büyük bir balo verildi, Çarın oğlu, sık sık kraliçe ile dans etti, Kraliçenin yanında bulun- duğu zaman kendisini çok mesud his“ sediyor, kraliçe de Çareviçin refaka- tinden çok memnun... Velhasıl yek- diğerine lâyık bir çift teşkil ediyorlar. Grandük dalgın ve düşünceli görü- nüyor, KRALİÇE VİKTORYANIN NOTLARI Kraliçe Viktorya 0 balonun intiba- larmı hatıra defterinde şöyle yaz- mış: 10 Mayıs 1839 Cuma Gece saat onda bermutad salona girdim. Grandük, prensler ve pren- sesler beni karşıladılar. Ayağa kal- kinda dans başladı. İlk dansı Gran- dükle yaptım. Grandük benim yanım- da oturuyordu. Balodan pek mem- nun ve kalbim müsterih olarak ayrıl- dım» Kraliçe Viklorya kalben müsterih olduğundan bahsederken, Grandük ne içinden çıkılmaz bir sergüzeşte atıldığını anlamıştı, Üç gün bir şey söylemeden, düşündü, durdu. İşte bu buhranın başlangıcıdır. GRANDÜK İTİRAF EDİYOR Mabeyinci Yureviç vaziyeti 12 Ma- yıs tarihile hatıra defterinde şöyle not etmişti: «— Çann oğlu yanımdan çık- t. Yüzü çok solgundü. Krali- çeyi sevdiğini bana itiraf etti, krali- çenin de kendisini sevdiğinden emin olduğunu ilâve etti. Bu itiraf beni alt- üst ediyor. Zira kendisinin ne kadar hassas olduğu. malüm.. düşünmek için bana bir mühjet. vermesini rica et- tim.» Ve bu'aşk buhmanının. eriegi günü gene halıra defterine şu şalırları #â- ve etti; “ *-— Bu akşam Grandük, yanında kalmaklığımı bâna emretti. Uzun müddet o kımıldanmaksızın yerinde oturdu. Grandük, kendinden geçmiş- ti. Uzun bir süküttan sonra Şu vahim itiraflarda bulundu: «— Kraliçeyi seviyorum. Onun da İ beni sevdiğinden eminim. Senden biç birşey saklamam. Hayatımda ilk sevdiğim kadına raslıyordum, bun- dan da-bahtiyarım. Bundan uzun uzadıya bahsetti, Çok müteessirdim. Grandüke, bu İz- divacn imkânsız bulunduğunu ve bunun için tac ve taht hokkından fe- ragat etmesi lâzım geldiğini, vicdanı- i nım da böyle bir şeye razı olmıyacağı- nı söyledim. Çarın oğlu bu noktada benimle ayni fikirde idi. Yanımdan ayrıldığı - zaman pek müteessir ve muztaripti, Çok müşkül bir vaziyet- teyim. Bu hâdiseleri imparatora bil- direyim mi? “İmparatorun hiddetli müthiş olacak.» GRANDÜK MÜŞKÜL VAZİYETTE Yurevie daha ertesi gün defterine Grandiük Aleksandr Şu notları yazıyordu: «— Grandükün vaziyeti bende de- rin endişeler “uyandırıyor. Günden güne daha sevdalı görünüyor. Çok bedbahttır. Vaviyetin feci olduğunu itiraf etmek lâzımdır, >>» Grandük, kraliçe ile övlenmek isi terse, bir rmivafakat cevabı - alaca ğından emindir Hareketimiz günü 30 mayısta tesbit edilmiştir. Gran dük, ikametini uzatmak istediğinden bana basetti; Mesuliyetim çok büyük- tür. Grandük, bu-müşkül' vaziyetin- de kendisirie antak beriim yardım ede- bileceğimden bahsetti.» KRALİÇE VİKTORYA DA ÂŞIK Büyük babanı; iki âşıkın gözetilme- sini temin için kraliçe Viktoryanın maiyetine meseleyi çıtlatmağa lüzum gördü. Bundan Ga hatıra defterinde şöyle bahsediyor: «Bugün La Baron L. ile uzun bir mülâkatta < bulundum. “Kraliçenin mahremi esrârı odu”. La Baron krali- çenin Grandüke tutkun ve'ilk sevdi- ği erkek olduğunu kendisine itiraf et- miş olduğunu “bana söyledi. - Şayet Grandük, Kendisine izdivaç teklifin- de bulunursa kabulde tereddüt etmi- yecek. Bu, ne içinden çıkılmaz bir va- ziyet ihdas edecek. Felâketin önüne geçmek için müştereken harekete ka- rar verdik.» 4 Grandükün Londradan hareketi zamanı gelmişti, Veda hakkında ihti- sasları, kraliçenin hatıra defterinden dinliyelim: «Buduarıma gittim. Lord Palmes- ton vedalaşmak için Grandükü yanı- ma getirdi, Grandük elimi aldı ve hâ- raretle sıktı. Yüzü solgundu. Kalbim- de neler hissettiğimi ifadeden âcizim dediği zaman dili tutuldu. Sonra elimi sıktı ve öptü. Kendisi- ni kucakladım, o da ayni şekilde bar na mukabele etti. Kendimi ona biraz âşık hissettiğim bu aziz ve sevimli genç adamla vedalaşırken o kadar derin bir keder hissettim ki...» Büyük babam bu sergüzeştin hati- rım arasına atıldı, beraberce hüngür hüngür ağladık. Grandük, bu iftira- kı hiç bir zaman unutmıyacağını ba- na söyledi. Çöp meselesini nasıl halledebiliriz ? Eski Şehremini opratör Cemil “iki fab- rika yapmak en muvafık yoldur,, diyor Çöp meselesi aylardanberi İstanbul halkını ve gazeteleri meşgul ediyor. Belediye bir aralık çöpleri şehrin pek yakınında bir yere döktü, Beyoğ- lu tarafını sinekler istilâ etti. Bu- nun üzerine daha uzakta, Kâğıthane- ye inen sırtların arkasında eski bir taş ocağı yerini bu işe elverişli bul- du, buraya bir de yol yapıldı. Fakat son günlerde burasının da muvafık olmadığı anlaşıldı. Şimdi çöplük için yeni bir yer aranıyor. Çöp meselesi hakkında en salâhi- yetle söz söyliyen şahsiyetlerden biri de hem eski bir şehremini, hem de kıymetli bir tıp üstadı olan operatör Cemildir. Bir muharririmiz kendisi- le görüştü. Profesör Cemil iptida şu sözleri söyledi: — İstanbul çöplerinin toplanıp im- hası söplelerdenberi şehrimizin bele- diyesini uğraştıran ve şimdiye kadar bir türlü halledimiyen başlıca işler- den biridir. 25 sene evvel şehremanetinde bu- lunduğum sırada bununla uğraşmış, çöpleri denize döktürmemek için bir çok tecrübeler yaptırmıştım. Hattâ çöpleri bir şirkete vererek şehir na- mına istifade etmeği bile düşünmüş- tüm. Oyvakitler şimdiki gibi çöpleri karada bir yere toplamak istedik, Kadıköyünde Uzunçayırda bir yer ayırdık ve bu havalinin çöplerini bu- raya attırdık. Bir müddet sonra tedkik için ora- ya gitmiştim. Bir de ne göreyim? Mil- yonlarca sinek o sahayı kaplamış ve yüzlerce adam da O pisliklerin için- de kemik ve paçavra arıyor. Daha orada İken derhal bunu me- nettim, bu işin çıkar bir yol olma- dığını anladım ve çöpleri buraya dök- mekten vazgeçtim. Bir zamanlar şehremanetindeki he- yeti fenniyemiz tarafından birlâ- yiba ile çöplerin yakılması teklif Operatör Cemil ru değildir. Şehrimizin sıhhatini ih- lâl ve bir çok”hastalıkların zuburu- na sebebiyet vermekte olan bu işin ahhi ve asri bir surette halledilme- si zamanı gelmiş ve belki de geçmiştir. — Belediyenin çöpleri şehir dışn- da muayyen Bir yere dökmeğe de- vam ettiği takdirde bir çok mahzur- lar doğacağı iddia ediliyor, ne dersi- ni? — Evvelâ bir çok göz hastalıkları zuhur edebilir. Sonra çöplükte hasıl olan bu sinekler pis şeyelere kön- duktan sonra açıkta bulunan yiyecek ve içeceğimize, ağız ve burmumuza konarlar ve bir çok o mide, bağırsak, dizanteri hastalıklarının çıkmasına sebep olur. Bu csnada maazallah bir kolera vakası Olursa sineklerin bu kolerayı memleketin her noktasına yaymaları ihtimali olduğu gibi tifo yoktur. Ancak hareret derecesi 10 de receye çıkmea sinekler gene şehrimi- bilhassa bu iş için yapılmış iki üç vapur tedarik edip çöpleri bu vapur- larla, evvelce olduğu gibi, Yenikapı ve Yedikule hariçlerine “değil, uzaklara, hattâ Marmaranm ortasına dökmeli, yahut “daha pratik ve sıhhisi, beledi- yemiz - biraz fedakârlıkla biri İstan- bul, diğeri Üsküdar cihetinde iki bü- yük çöp fabrikası yaptırmalı ve-bu- rada çöpleri imha etmelidir. Ben,“bu ikinci şıkkı tercih ederim. ig Avrupa ve Amerikanın ban büyük şehirlerinde olduğu gibi bir şirkete havale ederek şehrimizin çöplerinden istifade etmek cihetini düşünmek ha- yalâta kapılmaktan başka bir şey de- çöplere böyle bir talip çıkmadı ve çıkmak ihtimali de yoktur. Bana ka- lırsa radikal bir çare düşünmeyip te tanbulun böyle m ne laçin vardır. Köylülerimizi dir Çöplüğe kireç ve sair buna müma- sil ilâç kullaharak sürfeleri temamile öldürerek hiç bir sinek çıkmasına imkân vermemek için de belediye va- ridatının yüzde ikisini bu ilâç para- sına sarfetmek lâzımdır. Hulâsa çöp- ler için İstanbulda iki fabrika yap- mak en muvafık çaredir.» Bafra (Akşam) — Kurumumuz tarafından fki ay evvel Aile sinemasında fakir çocuklar sünnet edilmiş ve bu merasime Halkevi bandosu da iştirik ederek gecesi Gençler tarafından bir de müsamere verilmiştir. Yukamdaki resimde sünnet olunacak çocuklarla kurum idars dye görük mektedir, Fo ANDIK gata My vee