e — ——— 412 Künunusani 1997 z nm ie e İİ apn Mile — SİYASI JCMAL | Teşviki sanayi meselesi Ispanya işinde İngilterenin vaziyeti baratı buradak R denlerint işletir için Alman harp ge | milerinin karaya asker çıkarmasından | #ransanın gösterdiği telâsa İngiltere işlirak etmedi. Fransız gazeteleri Al- mayanın yalnız şimali Fasta değil Fa- sw ortasında ve Atlas sahilinde dahi yerleşmekte olduğunu haber veriyorlar. Almanlar Pasin ortasında İfni'de bir dahtelbahir üssü kurmağa hazırlandık- lâf: gibi Fasın cenubundaki gene İs- Panyaya aid altın sahilinde de deniz tüyyare istasyonu vücude getirmek ü- Zöre bulunuyorlar. Lâkin İngiltere ge- 8 telâş göstermiyor. Hattâ Versay Muahedesinin Almanyayı Fas işlerine #okulmaktan meneden maddelerinin ü- liği Berlinin hazırlandığı haberleri ngülereyi harekete getirmemek- ver v “Fransa İngilterenin gözünü açmak İspanya sularındaki iki taraf harp Gömilerinin karşılıklı malümat verme- | ierint tektij etmiştir. Maksadı Alman- Pasa yerleştiklerini teknik istih- KADIN YOK Londrada çıkan bir mizah güzete- Si Yazıyor; Filistin araplarıam dertleri büyük. Memlekette kadın azalmış. Herşeyin Üotl artarken, kadı'ıların bahası da- hS çok artmış. Bir zamanlar bir ka- den 30 liraya alınırken, bugün 100 hatta 250 liraya kadar yükselmiş... Araplar kabahati yahndilere bulu- Yorlar, Yahudilere yüksek fiatle top- Yeklannı satan zengin araplar altı, Yedi, hatta on iki kadın satın almış lar, topraksız araplar bu suretle açık- . Bugün *oprak sahibi olmı- Yan erkeklere ancak bir veya iki ka- din düşüyormuş. Malüm ya, araplar- çalışır erkeği besler!.. VERDİĞİ VAAZLAR Avusturalyada conubt yeni Galde, İlington kilisesi rahibi: — Vaiz rekoru bendedir! diyor. Bu papaz on sekiz yaşından itiba- n haftada iki g muntazaman, ii vermiş. Geçen hafta 82 yaşını ayan papaz, ayni zamanda 000 inci vaazını da vermiş oldu. GRİP Avrupayı kasıp kavuruyor. Aksi Kinların, taksıcınların sayısı binleri Geçti. İngilterede ölenler var. Alman- , Holandada herkes yatak yor- Ban yatıyor. ie Holandada girib son haddi uş. Prenses Cülyananın düğün ne iştirak ödecek olan kra- Hisenin hassa “alayı efradı gripten yat- tai için: yerlerine başkaları geti- dar inde gripten yatan prenses Vaymar gibi bir çok kişi düğü- ne iştirak edemedi. | Kiliste maarif Kilis (Akşam) — Burndn maarif Mercy, Pek canlıdır. Orta okulun Mektep İki yüz elliyi geçmiştir. Orta | binası çok muntazam ve yeni: | dir. Kiz ve erkek lebe'bi N Maktadı. met İlk mektep mevcuttur. Her | unda Merkezinde ilk ve köylerden ço- £ KÖY mektepleri vardır. Geçen , kir. İngiltere ise | ile İtalyaya karşı Fransa ile | ttehid bir cephe aldığı mânası çi- ılmaması için bu teklife yanaşmak in zoru ile gönüllü meselesinde alâkadar devletlerin nezdinde Fransa ile birlikte doğrudan doğruya teşebbüs- te bulunan İngillere şimdi tekrar işi | Londradaki beynelmilel komisyona dö- küyor, Almanya ile İtalya bu teşebbü- se verdikleri cevaplarda «Ortada ald- kadar devletlerin tam salâhiyeti haiz mümessillerinin — iştirak (ettikleri bir komisyon varken Fransa ile İn- gülerenin doğrudan doğruya teşebbüs- te bulunmalarının ne mânası vardır?» diye sormsuşlardı. İngütere bu suali haklı bulmuş ve bundan sonra gönüllü işlerine yalnız komisyonun bakmasını ve bunun l4- zım gelen teşebbüslerde ve tekliflerde bulunmasını uygun bulmuştur. Ko- | misyonun reisi İngillere bulunduğuna göre teşebbüsleri yalnız bu devlet yapa- cak demektir. Fransanın iştirak eyle- mesine lüzum kalmıyacaktır. İtalya ile anlaştıktan sonra İngiltere yalnız ya- tışlırıcılık rolüne ehemmiyet veriyor. Bugüne kadar yeryüzünde en çok mektup alanın Greta Garbo İle Mar Jene Dietrich olduğu sanılıyordu. Filvaki Greta günde 800 mektup alı- yormuş. Halbuki bir hesap etmişler, Reisislecumhur Ruzveltin günde 6.500 mektup aldığı meydana çıkmış, Ruzvelt, reisicumhur intihab edil- | diği gün tam 70.000 mektup almış- tir, YILANA ŞERBETLİLER Yeryüzünde yılandan korkmıyan, yılanları hatta ağızlarına sokan İnsan» ler vardır. Bu insanlar da bizim gibi insanlardır, kendilerinde ne maddi, ne de manevi başka kuvvet yoktur, Şehirlerde şerbetli olduklarını söy- leyip yılanlarla oynuyanlar, oynadık- ları yılanların zehirli dişlerini söker- ler veya zehirsiz yılanlarla oynarlar. Ormandaki boğa yılenlarından korkmıyanlar da, boğaların bamtel- lerini bilenlerdir. Bu nokta yılanın başı üstündedir. O noktaya vurula- cak olursa, yılan uzun müddet felce uğrar, ÇOK KAZANANLAR Amerikada bir istatistik neşredildi. Bu istatisliğe göre yeryüzünde söne- lik kazançları herkesten fazla olan on kişi tesbit edilmiştir. Bunlardan biri meşhur gazete kra- lı Hearsttür. Bu zat direktörlük maaşı olarak senede 625.000 lira alıyor. Ondan sonra 600.000 lira İle sine- ma yıldızı Mae Vest geliyor. Buon kişi arasında İki sivenir yıldızı daha yardır; Marlene ile Bing Crosbi. Mar- Tene Dietrichin senelik ' kazancı 480 bin liradır, Crosbi ancak 400.000 lira kazanıyor. vam harektleri ilerliyor sene Suriye hududu üzerindeki Tibil köyünde plâna uygun olarak yapılan mektep binasının benzerleri gittikçe çoğalmaktadır. Bu mekteplere müdavim kız ve er- kek talebe sayısı bin yüz küsurdur. Önümüzdeki sene bu mikdarın artaca- ğı halkın göstermekte olduğu rağbet“ ten muafiyetleri kalkıyor Fakat asıl kanunun hükmü (942 senesine kadar bakidir i Daily Te egraph “ Türkiye ile olan Teşviki sanayi muatiyetlerinin 937 mali senesi sonunda kaldırılacağı ha- ber veriliyor. “Teşviki sanayi kanu nundaki muafiyet liste$i iptidai mad- delere ait olmak üzere 152 kalem ka- dardı. Kanunun tatbikine başlan- dıktan sonra kredi benkası ve sa nayi ofis kanunları muafiyetleri ka- | bul edilmiş ve bu iki;kanun teşviki sanayi muafiyetleri liştesi 932 se- nesinde ilga edilereki onun yerine kaim olmuştur, 93$ senesinde ise bu iki kanun da ilga edilmiş ve gene teşviki sanayi listesindeki eski hükümler kabul edil- miştir. Fakat bu defa listedeki 152 ham madde 25 - 30 kaleme indiri miştir. Daha sonra hükümet Millet meclisinden, istediği maddenin güm- Tük resmini azaltıp fazlalaştırmak salâhiyetini almıştır. Bu suretle hi- maye günirüklerde yapılmış ola- caktır, Teşviki sanayi muafiyetleri lstesi- nin son beş senelik müddeti de 937 mali senesi sonunda bitmektedir. Bu müddetin hitamında muafiyetin kal- dırlacağı anlaşılmıştır. Muafiyetlerle beraber uzun forma- liteler de ortadan kalkmış olacaktır. Bu arada mamulün gümrük resmi de arllırılacak ve iptidai maddelere ait resim de indirilecektir. Bu suret- le milit sanayi için âzami kolaylık ve inkişaf temin edilecektir. 'Muafiyetlerin ilgası bazı kimseler tarafından teşviki sanayi kanununun kaldırılacağı şeklinde tefsir edilmiş- tir. "Teşviki sanayi kanununun müd- deti 15 senedri. 927 senesinde meri- yete girdiğine göre müddet 942 yılın- da bitecektir. Lâstik fabrikaları kapandı Fabrikatörler istihlâk resminin çokluğundan şikâyet ediyorlar Yerli lâstik fabrikaları dünden iti- baren faaliyetlerini durdurmuş ve keyfiyeti iktisat vekâletine bildirmiş- lerdir. Fabrikaların kapanmalarına sebep islihlâk resminin çokluğudur. Lâstiğin iptidai maddesi olan ham kauçuktan 150 ve lâstik keten ayak- kabının mevaddı iptidaiyesinden de 100 kuruş istihlâk resmi alınmak- tadır. Aymca alâkaderlar bu mad- deleri takas yolile ithal etmek mec- buriyetinde olduklarını ve dolayısile yüzde 30 dan 60 a kadarprim ver. diklerini söylüyorlar. Bu vaziyet dahilinde yerli lâstik- ler, hariçten gelen omamulünden pahalıya mal olduğundan fabrikalar dün kapanmıştır. Fabrikaların adedi dokuzdur ve hepsinde çalışan amele- nin yekünu da 2,500 kadardır. Fabrikaları faaliyetlerini tatil et- melerile 2,500 amele dünden itibaren işsiz kalmışlardır. Ameleler aileleri, çoluk çocukları olduğunu söyliyerek çok müşkül vaziyette bulundukların- den şikâyet etmektedirler. Fabrikaların mali vaziyetleri ve faaliyetlerini durdurmaları için orta- ya attıkları iddinlar etrafında tedki- kat yapılacağı haber veriliyor. Ada sahillerinde bir erkek cesedi bulundu Dün: Büyükada sahillerinde bir er. kek cesedi bulunmuştur. oCesed bir haftadan fazla suda kaldığından yü- zünün ve vücudunun bir çok yerle- ri çürüyüp parçalanmıştır. Mahalli zabıtası cesedi denizden çıkarmış, müddelumumi muavinlerinden bay Kâmil tahkikata el koymuştur. Yapılan ilk tahkikatta cesedin Kir. kor adındar elli yaşlarında bir mat- baacıya ait olduğu anlaşılmıştır. Kir- korun ne suretle öldüğü henüz tes- bit edilememiştir. Cesed morga kaldırılarak ölüm ef- rafında tahkikata girişlimiştir, © * ... 0 e Fransız gazeteleri | Sancak | “müzakere bitmedi,, diyor dostluğumuz bu işin halline yardım edebilir,, diyor (Dünkü posta ile gelen Fransız ve hakkında uzun makaleler yazıyorlar. İngiliz. gazeteleri Sancak meselesi Bu makaleleri, o memleketlerdeki ce rTeyanı göstermek üzere hulüsatan naklediyoruz.) Petit Parisien gazetesi: «Antakya me- öelesi Türkiyede şiddetli bir kaynaşma, uyandırıyor. Relsicumhur Atatürkün memleketin cenubuna vaki olan seya- hatinin ve Konyaya hareket etmezden evvel vekiller arasında aktedilen mü- him konferansın, Sancak meselesi hak- kındaki Türk - Fransız ihtilâfile alâ- kadar olmasına imkân yoktur; serlev- halarile yazdığı bir başmakalede: İskenderun Sancağı meselesinin bek-| lenmiyen bir vüs'at almağa başladığını yazdıktan ve Sancak işi hakkında Ce- nevrede ve bilhassa Pariste cereyan ete miş olan müzakerelerin akim kaldığını yazdıktan sonra diyor ki: «Anlaşma imkânı bulunamayınca konseyin kânunusani mutad içtimam- da tekrar buluşulması kararlaştırıldı. Müzakereler samimi bir muhit daire- sinde cereyan elımiş ve delegelerimiz Fransanın Türkiyeye dostluğundan bahseylemiş olmalarına rağmen B. 'Tevfik Rüştü Aras Parislen son dere ce hiddetli olarak hareket etmiş, hattâ! hükümetinin arzularını tahakkuk ettirinceye kadar bu yarayı açık bıra» kacağını ve hattâ-bundan sonra Türk menfaatlerini korumak için münasip göreceği tedbirleri almakta kendisini haklı göreceğini saklamamıştır. Türk gazetelerinin birdenbire başlı- yan şiddetli neşriyat ve beynelmilel müşahidlerin muvaseleti münasebetile İskenderunda vuku bulan mânidar nü- mayişler, gafil avlanmamak için mü- teyakkız bulunmasını icap ettiren alâ- metlerdir, Esasen öyle samyoruz ki, Fransız ma- hafili şimdi bu mesele ile meşgul ol | maktadır. Londrada da bu hususta ba! zı temaslar vuku bulmuştur. Türklerin Sancakta -gayri muhtemel sandığımız- bir emri vaki yapmalarına tahammül edilmemesine azmolunmuştur. Reisi- cumhur Atatürkün kiyasetine ve Fran- sız dostluğuna karşı dürüstlüğüne iti- mad edilebilir, Fransa, Milletler cemiyetinden yakın| şarkın bu mıntakasını himaye etmek salâhiyetini üzerine almıştır. Bu, kaçı- mılamıyacak bir vazifedir. Mandater devlet, tazyiklere boyun eğerse bundan! müstemleke mandaları sistemleri sar- sılacaktır. Bu sahada mandacı bütün devletler, tabiatile mütesanid buluna- caklardır». JOURNAL NE DİYOR? Pariste çıkan Journal gazetesi yazı yor: Fransız Hariciye müsteşarı M, Vienot şarktaki Fransız kuvvetleri baş- kumandanı Oesingeri kabul ederek gö- rüşmüştür, Bu fransız generalının Pa- riste bulunması Fransanın gergin hâ- diseleri ne kadar az beklediğin! göste riyor. Galiba Suriyede 10 bini geçmiyen Fransız kuvvetlerinin tezyidi şimdi dü- şünülmektedir. Fransız generalı en seri hava yoliyle mahalli memuriyetine dö- necektir. Akşama doğru Türkiye büyük elçisi B. Suad Davaz da M. Vienot ile iki saat süren uzun bir mülâkat yap- mıştır. Fransız Hariciye müsteşarı Türkiye büyük elçisine Türk matbuatının Şid- detli neşriyatından Fransada hasıl © lan fena tesirleri kaydetmiş ve vaziyeti fenalaştırmamak ve anlaşma imkânla- rını bırakmak için bu hücumlara bir nihayet verilmesini istemiştir, Müteakiben müzakereye tekrar baş- lanması düşünülmüştür, Malürmdur ki, Türkler, daha bidayetten beri mese) doğrudan doğruya Fransa ile hallet- mek istemişlerdi. Fransa ise Milletler cemiyetini siper ittihaz etmiş ve Ce. nevreye baş vurmuştur. Müteakiben Milletler cemiyeti kon. Seyi meseleyi Fransaya havale etmiş ve iki gün B. Tevfik Rüştü Aras ile Fran- sa hükümeti arasında cereyan etmiş o- lan müzakereler tam bir muvaffakiyete sizlikle neticelenmiştir. Bu sırada sefirimiz, M. Ponsot An- karaya dönmüştür, M. Ponsotya Anka» Taya döner dönmez beraberinde ne tek lifler getirdiğini sormağı ihmal etme- mişlerdir. M. Ponsot'nun yeni bir tek- Hf getirmediğini öğrenince gazetelerin hücumu başlamıştır. Şurası muhakkaktır ki, M; Vienot Türkiye sefirine Fransanın tekrar mü- zakereye başlamağa mütemayil oldu- gunu ve meselenin vakit ve zamanile inkişafını temin için 18 kânunusanide başlıyacak olan Milletler cemiyeti kon- seyinin kısa bir müddet Içlimamın te- hirini telep etmeğe hazır bulunduğu- Ru söylemiştir. Şimdi Ankaranın ceva bın: beklemek lâzımdır. İNGİLİZ GAZETELERİNİN MÜTA- LEALARI Daily Telegraph gazetesi Antakya meselesine tahsis ettiği bir başmakaler de şu mütaleaları yürütüyor: «Türkiyenin talebi üzerine Milletler cemiyeti vaziyeti tedkik etmektedir. Su. riyenin istikbalini tayin etmek Milletler .cemyetine attir. 1921 senesinde Suriye madasını elinde bulunduran Fran- sa İskenderun ve Antakya havalisine hususi bir rejim verilmesini kabul et- mişti. Bundan başka 1926 senesinde Fransa ile Türkiye arasında yapılan bir anlaşmada Fransa Suriyenin müstak- bel idaresi ne olursa olsun bu hususi Tejimi nazarı itibare almayı kabul et- mişti. Fakat hiç bir anlaşmada Fran- sanın mandayı terk ile Suriyeye istik- lâl verdiği takdirde ne yapılacağı mev- zuu bahis edilmemişli, Fransa şimdi Fransız - Suriye ve Lüb» nan cumhuriyetlerine İstiklâl vermeyi kabul ediyor. Bundan evvel Türkiye le yapılan anlaşmalarda hiç bir şey Ha- taya İstiklâl verilmesini elzem kılmıyor. 250,000 kişilik ufak bir devlet kurulma» $ı pratik bakımdan şayanı arzu birşey değildir, Fikir ihtilâfları ne olursa olsun ted- kik ve anlaşmak için çok vakit yardır, Fransa daha üç sene için Suriyeyi man» dası altında bulunduracaktır. Manda idaresi altında Sancak Türklerinin hakları korunmuştur. Arap idaresi al- tında da Milletler cemiyetinin bu hak- ları koruyabilmesine bir mâni yoktur. Değişen bir hükümetle ekalliyetlere ne ler olabileceği Irak ve Filistindeki kan- lı hâdiseler neticesinde görülmi üştür. Türklerin ırkdaşları hakkında gös“ terdikleri endişe haklıdır. Fakat Fran- sa hükümeti bu endişeyi önlemeye şi- tap etmiştir. Milletler cemiyeti, ekalliyetlerin mü- dafaası için zaten küçük olan bir dev- letin parçalanmasından başka çare bu- lamazsa iflâs etmiş demektir. Pratik biz siyasete ve sükünetle tedkike muhtaç olan bir meselenin tehlikeji yola sapma» masına Türkiye ile olan yeni dostluğu. muz yardım edebilir.» Times gazetesinin Paris muhabiri bil. diriyor; Hatay meselesi dolayısile Türk mat» buatında Fransaya karşı yapılan hü- cum Fransızları hayrete ve endişeye düşürmüştür. Şiddetli tehdidleri ciddiyetle telâkki etmek istemiyen mahafil müzükere ile halli kabil olan bu meselenin böyle sar- pa sarması karşısında esef etmektedir. Türkiyenin istekleri kabul edildiği takdirde Fransa bunun sabık bir düş- mana manda arazisinin iadesinin ilk misali teşkil edeceğini düşünmekte ve böyle bir şeyin Almanyanın alikasinı celbetmiş olacağını söylemektedir. (Anlaşılıyor ki Fransa elân TTürkiye- nin Hatayı ilhak etmek fikrin- pa