7 Ocak 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

7 Ocak 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

A MP MM MN A mİ kalbli bir ir bir şefkat ocağı açtı B. Hayri kendi parasile açtığı bakım yurdunda ayda 101 fakir, yoksul çocuğu ge izise Sile Mudanya (Seyyar muhabirimizden) — Mudanyada büyük kalbli ve hayır s6- i ver bir vatandaş, şimdiye kadar hiç bir zenginimizin'yapmadığı bir işi üze- Tine almış, bir yıl evvel kimsesiz ve fa- kir çocuklara kendi parasile bir bakım “yurdu açmışttır. Bu yüksek kalbli ve insaniyetli var tandaşın adı, Hayri İpar'dır. 'B. Hayri temizliğine, intizamına hay- Tan kaldığım bu yurdu 936 senesi ey- lülünde kimsesiz çocukları barmdır- mak için açmış ve her ay bu hayır ve şefkat ocağını yaşatmak için cebinden 500 lira sarfetmekten çekinmemiştir. Yurdun bugünkü mevcudu 101 dir. Bu kimsesiz çocuklar ilk okul talebesi- Yarı velhasıl bütün ihtiyaçları yurd ta- rafından temin edilmektedir. Yurdun çok değerli direktörü B. Hil- mi Aktan çocukların her türlü ihtiyaç- larını büyük bir şefkatla düşünmüş kı- sa bir zaman zarfında yurdu modern bir şekle koymuştur. Yurd intizam ve temizlik bakımından mükemmeldir. Yurd çocukları kendi aralarında se- (5 çilmiş ve dört ayda bir değişen altı ki- şilik bir heyet tarafından idare edilir. Bu heyet her akşamı toplanarak ertesi günkü arkadaşlarının ihtiyaçlarına gö- rö kararlar verir. Bu heyet tarafından geçilen yirmi dört saatlik bir nöbetçi siyam vasıtasile kararlar tatbik eği- ledi bir kamyonu vardır. Tatil günleri sıra ile çocuklar gezdirilir, haf- ta arasında suç işleyenler bu gezinti- den mahrum bırakılır. Yurdun ayrıca 30 kisilik bir izci teşkilâtı vardır. Fakat bu Leşkilâta mensup çocuklar malüm olsn iztiler gibi değil bunların başka Sir teşkilâtı vardır. Hafta tatili günlerinde izciler köyleri | gezerler her çocuğun cebinde bulunan not defterindeki köycülük, ziraat, ha- yat bilgilerine, tabiata ald ve her haf- teda değişen 35 suale cevap bulurlar. Yurdda lik tedrisatını ikmal eden ço- cuklar arasında hususi bir müsabaka yapılarak üç kişi ayrılır, bunlar orta okula gene yurd hesabıma gönderilir, mütebaki arkadaşları için de bir ders yılı daha açılarak ameli ziraat dersi gösterildikten sonra çalışacak bir çağ- da yetiştirilerek köylerine gönderilir, Bundan başka 937 senesi eylülünde resmi küşadı yapılmak üzere Müdanya halkının ihtiyacını karşılayacak tam teşkilâtlı bir hastane inşasına biran ev- vel başlanması için tedbirler alınmak- tadır. Lâzım gelen para hazırlanmıştır. Edebi Roman Doktorun mektubunu gittikçe ar- tan bir heyecan içinde bitiren genç kadın son satırları bir kaç kere göz- den geçirdi. Her kelimesini ayrı ayrı tahlil etmeğe çalıştı, Doktorun ifa- desini perişan buldu. Muhakkak ki genç adam tabii haline avdet etmiş değildi. Fakat buhran lik huzın: kay- betmiş sayılabilirdi, Gerçi doktor Şermine dönüşünü mu- kaddes bildiği bir arzuyu yerine getir- mek şeklinde yapıyor, kendini feda et- tiğini anlatmak istiyordu. Fakat ge- rek gireceği yeni hayat ve gerek Şer- minin gün geçtikçe anlaşılacak sev- gisi onu ergeç normal hale getirebile- cekti. Yalnız mektubun son parçasını teş- kil eden İki satır genç kadını çok dü- şündürdü. Doktor Demirhan bu vesile ile kendini sık sık görmekle teselli bu- lacağını söylüyordu. Şerminle evlendikten sonra pek ta- bii olarak bu temaslarla artacaktı. Bu tesadüflerin yeni bir buhran yaratma- #1 tehlikesi yok muydı?, Hele onun Ah- med Melihle ayrıldığı anlaşılınca vazi- SEVENLER YOLU Bürhan Cahid MORKAYA Yoksul bikes vatan evlâdlarının acıla- rını çok yakından hisseden bu varlıklı yurddaşı takdirlerle yadetmek gerek- tir, Öldürülen amcası değil babasının amcasının oğlu Tevfik admda birinin Antakyada amcasını öldürmeklen zan altına alın- dığı yazılmıştı. Öğrendiğimize göre 'Tev- fik hakkında amcasını değil babasının amcazadesin! öldürmekten tahkikat ya- pılmaktadır. Tarlaya giren koyunlar yüzünden çıkan hadise Erenköyünde Mehmed adında bir çoban koyunlarını otlatırken koyun- lar Eşrefin tarlasına girmiş, tarla sa- hibi . Eşref koyunları koğduğu için Mehmed ile kavgaya tutuşmuşlardır. Bu kavgada Eşref küfür etmiş, Meh- med de boğazına sarılarak Eşrefi ye- re düşürmüştür. Bu düşme netice. sinde Eşref ölmüştür. Yere düşürmek suretile vefata se- bebiyet suçundan mahkemeye veri- len Mehmedin muhakemesi dün ağır ceza mahkemesinde görülmüş ve kendisinin bir buçuk sene müddetle hapsine karar verilmiştir, » Tefrika No. 74 yet daha nazikleşecekti, Genç kadın ilk hatırına gelen bu endişelerle günlerce düşündü. Doktorun mektubundan yirmi dört saat geçmemişti ki, Şerminin kucak dolusu sevgi, neşe ve sevinç taşıyan mektubu geldi. Düğün günü tesbit edil- | mişti. Martın ilk haftasında onu Vi- yanaya çağırıyorlardı. Şimdi genç kadın yeni bir kararsız- lığa düşmüştü, Düğüne gidecek miy- di?. Onunla nasıl karşılaşacaktı?, O kadar istediği bu neticeye gözleri- le şahid olmaktan korkuyordu. Doktor Demirhanın bir tehdide ben- giyen mektubunu saklıyordu. Bu mek- tup ayni zamanda hayatının sonbaha- rında karşılaştığı gönül dolusu bir he- yecanın vesikası idi. Demirhan itiraf ettiği gibi bundan sonraki yakın münasebetlerine vesile olmak için mi Şermine avdet etmişti. Bütün tazelenen endişeler içinde ye- ni buhranlar geçiren genç kadın Şer- minden üstüste aldığı mektupların tes sirinden kurtulamadı. Düğünde bulun- mağa karar verdi, Turg utluda orta irekteb Hamiyetli halk bunun için arazi teberrü etti Turgutlu (Ak. pm Z şam) — Kasaba» da bir orta mek- gelecek ders yılı başlangıcında biz orta mektep aç- tırıması için baba 1394 ve Girit.“ 4 li Hasan çavuş'da Teberriide bulu- 1665 metre murab- nanlardan çizme- bal genişliğindeki ci Ali usta, Ali ba- arazilerini mektep ba, Giritli Hasan işine terk ve teber- çavuş rü etmişlerdir. * Bu yüksek hareket, toplantıda bulunanlar tarafından gi- kışlarla karşılanmışlır, Her gün Tur- gutludan Manisadaki orta mektebe gi- den (100) kadar talebe, kış günleri zahmet çekmektedirler. Gelecek yıl. Turgutiu, muhakkak surette bir orta mektebe kavuşacaktır. Ticaret odasında idare heyeti seçimi yapıldı Ticaret odası meclisi dün öğleden sonra toplanmıştır. Toplantıda ye- İzmirde bir tevkif Bir kunduracı ka komünizın iiçin propaganda yapmış İzmir (Akşati) — Bayram günlerin- de İzmirde birkaç kahvehanede hâlk arasında komünizm prensiplerini yaya- cak şekilde sözler söyleyen ve pro- paganda yaptığı iddin edilen kundu- racı Bayram adında biri zabıtaca yaka-! lanmıştır. Bayramın iki arkadaşı daha € bulunduğu iddia edilmişse de bunların suçları sabit görülmemiş ve adliyece kendileri serbes bırakılmıştır. Kunduracı Bayram da, komünist ol- madığını söylemekte ve böyle bir pro- paganda yapmadığını iddia ederek ken | disine iftira edildiğinden bahseylemek- tedir. Adliyece, suç delillerinin tesbiti- ne çalışılıyor. Üzüm satışları Bu sene rekoltesinden ! az stok kaldı İzmir (Akşam) — Tariş üzüm kuru- munun istatistiklerine göre 936-937 mahsul mevsimi başlangıcı olan 20 ağustos 936 tarihinden 31 birinci kâ- nun 936 akşamına kadar İzmir lima- nından ecnebi memleketlere 54,171,190 kilo üzüm ihraç edilmiştir. Bundan 26,197,659 kik Almanyaya, 4,840,000 kilo Hollandaya, 9,968,335 kilo İngiltereye, 10,921, 125 kilo muhtelif memleketlere ihracat yapılmıştır. Vaszti satış fiatleri 7 numara 13,5 kuruş, $ numara 16 kuruş, 10 numa- ra 19 kuruştur, Geçen seneki vasati fiatler 7 numara 13,25 kuruş, 9 numa- ra 14,5 kuruş, 10 numara 16,5 kuruştu. 62-65 bin ton tahmin edilen bu sene- ki Tekolteden memleketimizde ancak 13-14 bin ton stok vardır. Bu wiktar, yeni mahsul zamanma kadar tamamen satılacaktır, Fiat farkı sebebile Üzüm mahsulümüz, bu sene memlekete faz- la para girmesinde âmil olmuştur. Izmirde kömür fiatleri yüksek İzmir (Akşam) — İzmirde havala- rın soğuk devam etmesi yüzünden kö- mür fiatlerinde görülen yükseklik de- vam etmektedir. Bugünlerde fırtına dinmiş olduğundan deniz tarikile İzmi- re mühim miktarda kömür gelmesi bekleniyor. KADIN KÖŞESİ | Ayakkabı ve çanta Bu sene çanta ile ayakkabıları ay- ni deridendir, 1 — Siyah timsah derisinden çan ta ve ayakkabı. 2 — Kahve rengi düz deri ile kur- bağa derisinden yapılmış ayakkabi ile çanta. KARİ MEKTUPLARI: Sokakta gezen biri göndermiş Gazetenizin 3/1/937 tarihli nüsha- sında bir artist acentasının İzmire sinni rüşde vasil olmıyan Melâhat is- minde bir Türk kizını bir bara günder- diğine dair neşreylediği havadisi oku- duk, Yaplığımız tahkikata nazaran bu kızın sokakta gezen gayri mesul bir, şahıs tarafından İzmire gönderildiği anlaşılmıştır. Senelerdenberi namus ve ciddiyetle çalışan müessesesemizin bu gibi gayri meşru İşlere tavassutuna im» kân olmadığından umumi efkârda mü» essesemizle alâkadar olduğu zannını hasıl eden işbu havadisin bu veçhile tashihini dileriz. Beyoğlu İstiklâl caddesi No, 310 Artist acentası: Mehmed Soner ÇAMUR İÇİNDE BİR SOKAK Çarşıkapıda tramvay caddesinde Mi- mar Hayreddin mahallesi Divanlali 80 kağında doktor Hakkı Dikmenin 16 nu- ni idare heyeti seçimi yapılmış ve |Bir tramvay bir satıcı çocuğa | maral apartımanının dördüncü daire- Denizyolları müdürü B. Sadeddin, İş Limited direktörü Bedri Nedim, Os- man Nuri, Murad Fortin, Şerafed- din olmak üzere eski idare heyeti âzaları yeniden geçilmişlerdir. Bundan sonra zahire borsası ve ticaret odası yeni sene bütçeleri mü- zakere edilmiş, zahire borsası büt. çesi 81,634, ticaret odası bütçesi de 201,146 Yira İle aynen kabul edilmiş. tir. Bütçeler tasdik edilmek Üzere Ankaraya günderilecektir. Onu bu karara sevkeden bir başka se- bep daha vardı. Herhangi bir bahane ile olursa olsun düğüne gitmeyişi dok- tor Demirhana karşı bir zâaf Bibi gö- Tünecekti, Halbuki onunla bir aliş doş- tu gibi karşılaşmaktan çekinmiyeceğini kendi mektubunda yazmıştı. Gitme kararını veren genç kadın bir- kaç gün kalmak için (Bükreş)e indi, Şehirdeki kış dağdakinden daha şid- detliydi. Kaldığı Park otelden çıkıp şehrin hemen yegâne mağazalar cadde- si olan Kaleaviktorya'da dolaşınak için epey zahmet çekti, Bu mevsimde dağ otelleri ve dağ hayatı şüphesiz şehir hayatından daha rahattı. Hiç olmazsa, dağda temiz hava ve kuvvetli &por vardı. İndiğine pişman olarak hemen Viyanaya gitmeyi düşündü. Fakat ora- ya düğün gününden birkaç gün evvel gitmek istemiyordu. Aradaki üç günü geçirmek için Peşteye gitmeyi daha doğru buldu. Ve derhal hareket etti. Yalnızlık acısını dağ otellerinde his- setmiyen genç kadın kalabalık şehir- lere gelince sıkılıyordu. Peştede Astoria oteline inmişti. Şüp- hesiz ki, Peşte Bükreşten hattâ belki de Viyanadan daha eğlenceli idi. Fakat böyle kalabalık şehirlerin eğ- lence yerlerine yapa yalnız nasıl gide bilirdi. Muayyen tarihten evvel Karpat- çarparak yaraladı Vatman Mehmedin idaresindeki tramvay dün sabah Sikeci tramvây durak yerinden geçerken yolun kar- şi tarafma geçmek istiyen Remzi adında on üç yaşımda bir satıcı ç0- cuğa çarpmışlar, Başından ağır yaralanan Remzi baygın bir halde hastaneye kaldıni- mış, kâza etrafında tahkikata baş- lanmıştır. retmekle geçirdi ve düğünden bir gün evvel Viyanaya hareket etti, ... O gün Şermin kocaman bir bebek Ol muştu. Pembe yüzüne sarkan lüle lüle sarı saçları, düz, cımgısız iri mavi gözleri ve kar gibi beyaz dantelli elbisesi ile bu ko- caman bebek o kadar sevimli olmuştu. ki, genç kadın onu öper, okşarken bu halile doktorun gönül hastalığını der- hal unutturacağından şüphe etmiyor- du. Sevincini saklıyamayan genç kızın dudakları gözleri gibi gülüyordu. Dü- ğün gene Metropol otelinin o bayraklı salonunda yapılacaktı. Genç kadın ak- şam üzeri Viyanaya geldiği için yor- Bunluğu almak ihtiyacı ile erkence yat! Genç kız nikâh merasiminde bulun- mak için israr ediyordu, Fazla yorgun- Yuk olacağını söyliyerek öğle üzeri otel- de bulunmağı vadetti, Onların konsoloshaneden grup ha- Minde döneceklerini bildiği için ilk kar- Bi yalnız kalmıyacağından © di lardan indiğine birçok defalar pişman | (Öğleden biraz evvel otele gittiği za- olarak üç gtinü mağaza vitrinlerini sey.) man onlar henüz gelmemişlerdi. Fakat sinde oturuyorum. Bizim sokak Gedik“ paşa caddesine inen işlek bir yerdir. Ye- ni yapılan ve eskiden kalmış olan ev- Jer vardır. Geçenlerde yağan kar ve yağmurdan bu sokak çamur içinde kals dı, Çamur içinde yüzüyoruz. Yürümek imkânshzdır. Yeni açılan bu sokak u- zun müddet çamur içinde kalamaz. Biran evvel kaldırım döşenmesi lâzım“ dır. Belediyenin nazarı dikkatini cel- betmenizi rica ederim. Ali Ertürk yemekte bulunmak için davet edilen birkaç cenebiyi orada buldu. Nişan gününde tanıştığı bu misafir- leri bir ev sahibi gibi ağırlamak vazi- fesl ona düşmüş oluyordu. Bir'Türk kadını ile görüşmeyi büyük bir saadet bilen kadınlı erkekli bu kü- çük kalabalık arasında genç kadın hiç sıkılmadan hepsi ile ayrı ayrı meşgul oluyordu ki, salon kapısının iki kana- dı birden açıldı. Ve bahar müjdesi gibi çiçekler içinde yürüyen gelin ve güve- yin arkalarında büyük bir kalabalıkla içeri girdikleri görüldü. Herkes ayağa kalkmış ve strekli bir el şakırtısı başlamıştı. Genç kadın herkes gibi kalkmak için davrandı. Fakat dizleri vücudünü in- kür eder gibi iradesine itaatsizlik et- mişti. Kalbi göğsünü delecek gibi çar- pıyordu. Fakat etrafındakiler o kadar meşguldüler ki, bu saniyeye kadar gü- Jüp konuşan genç kadının geçirdiği buhranı farketmediler. Yalnız genç kızın kolunda bir mumya esmerliği ile yürüyen doktor Demirha- nm gözleri etlerile oturduğu koltuğun iki yanına tutunup kıvranır çibi kalk- mağa çalışan genç kadını keşfetmekte gecikmedi. Bir saniyenin taksim edilmez bir anın“ da karşılaşan gözleri etrafın neşeli ha- reketleri arasında, bir elektrik mevcosi gibi çarpıştılar, (Arkası var) İ i | | |

Bu sayıdan diğer sayfalar: