7 Ocak 1937 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 11

7 Ocak 1937 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yılbaşı tatili münasebetile piyasa durgundu fakat Bu hafta piyasada, umumi durgun- İak vardı, Yılbaşı tatilleri münasebe- ©, Avrupa piyasalarından ihracat di, elerimize karşı olan talepler azal- Yılbaşı tesirleri haricinde, piyasada Beçen haftalara nisbetle değişiklik yok- fur. İhracat maddelerimizin bu hafta de geçirdiği vaziyeti birer birer aşa- Bya yazıyoruz: Buğday — Türkiye buğdaylarına ta- lepler artmaktadır. Alman firmaları bir ton buğdaya 7 lira vermektedirler, taleplerin fazla olu- Şu, fiatlere tesir etmiyor. Bebebi de 'u ve Trakyadan şehrimize fazla mal gelmesidir. Are — Türkiye İtalyan ticaret an* Yaşınası, arpa ticareti üzerine iyi tesir Yapmıştır. Arpa tacirleri, İtalyan fir- erd, 18 Rrpa satmak için müzakere- a bulunmaktadırlar, Diğer taraf- b firmaları da arpalarımıza de olmaktadır, Bir ton arpaya 57 )i- r. lie — Piatlerde değişiklik yoktur. W Giikoz fabrikalarırıdan ald- Bini resmini arttırmıştır. Bu yüz- glikoz sarfiyatının azalacağından, itibarile mısır fiatlerine tesir ede- şüphe olunmaktadır. — Yılbaşı yortülarma rağ- a tiftik piyasasındaki hararet de- Ni etmektedir. Yalnız Alman firma- » Yortular münasebetile iş yapma- Seli Bu esnada piyasayı boş gö- Vyet ticaret mümessilliği mühim tiftik almıştır. Bundan başka Meler piyasadan yapağı da almış- Findik — Piyasada sükünel, devam Er. Yakında Alman firmaları dan yentden sipurişler başlaya- | . Piyasada böyle ümidler olduğu fiatler #ağlam bir vaziyette dur- maktadır, Hi Zeytinyağı — Son hâfta içinde Ana- nl elimize 200 ton kadar zey- Pahalı oki. Zeytinyağı fiatleri tün ia halde, gene dışarıya sas ni « Zeytinyağlarımı m a en Ticaret ve zahire borsası 6 Kânunusani fiatve muameleleri im İthalât: Buğday 779, çavdar az yapak 130,1/2, m 45.172, mas 2 em 28, mercimek 15,1/2, nohut » küşyemi 24,3/4, bulgur 1, iç bar tin 29/4. pamuk yağı 49,1/4, zey Yağı 66. susam 8,1/2, tifük İ, Pamuk 40, susam yağı 3 ton, a Yapak 143,3/4, iç findik is tokümü 9,3/4, iç ceviz 2 — Satışları Buğday yumuşak kilosu 6 kuruş 20 Me 6 kuruş 35,1/2 paraya kadar, 6 şi sert kilosu 6 kuruş 30 paradan müş 32,1/2 paraya kadar, arpa ki- 5 kuruştan 5 kuruş 5 paraya ka- savdar kilosu 5 kurus 30 para- 35 paraya kadar, burçak 35 paradan, mısır sarı 30 paradan 5 kuruşa ka- kilosu 4 kuruş 25 pa 30 paraya kadar, sw kuruş 10 paradan, PT in i ; EEE Pi; | , 5/1/937 ran 2. ci kânun Şi 11/2 Pe Ki 3 Londra keten tohumu Lap- e könun tahmili tonu 12 Ster. Şi KU 7iKe 52 8 Anveme ar 2. ci künun şubat tahmili om 117 B. Frank Ki. 4 Kr, 97 la ve buüday mart tahmili 100 hib- Şii M.UAP, Ki 6 Kr. 825, Şikane buğday 5 Pig büşeli -132.3/4 sent Ki. 6 Kr. 13 mk ipek buğday Manitoba mayıs N i büşeli 126,1/2 sent Ki 5 Kr. Sı, Hambur iç fındık Giresun der a m 100 kilosu 155 R. Mark Ki. e) mi * e fındık Le. Mn ii > kilosu 155 R. ; F i “ ep çiz p fiatler sağlamdır yade İngiltere piyasasından istenilmek: tedir, Balmumu — Fiatler yükseliyor. Ge- çen sene kilosu 80 kuruşa olan bal- mumları, bu sene 86 kuruştur. Bulga- ristandan balmumlarımıza karşı yeni- den siparişler başlamıştır. Yumurta — İhracat yok denecek kas der azalmıştır. Türkiye - İtalya anlaş- ması münasebetile, İtalyaya ihracat yapılacağı ümld edilmektedir. Ufak partiler halinde de, Yunanistana ihra» cat devam etmektedir. Tütün — Piyasa hararetini muha- faza etmektedir. Yakında İtalyan Te- ji idaresinden bir heyetin “Türkiyeye geleceğinden bahsedilmektedir. İstanbul muntakasında, tütünler denk yapılmaktadır. Son hafta için- de Polonya, Suriye, Belçika, Almanya- ya ihracat yapılmıştır. Afyon — Uyuşturucu maddeler inhi- sari piyasadan 1000 sandık mal almıştır. Bundan dolayı piyasada büyük bir memnuniyet vardır, İhracat yoktur. Yaş meyva ihracatı — Sovyet Rus- yanın Türkiyeden ne kadar portaksl alacağı henüz belli değildir. Alâkadar. lar buna merak etmektedir. Elma ihra- catına gelince, geçen sefer de yazdığı- mız gibi, bu sene Türkiye elmaları pa- halı olduğu için Avrupa piyasalarından ümid edilen talepler olmamıştır. Yalnız Rizenin Lâz elmaları ucuz olduğu için, ihraç edilebilmektedir. Bu nevi elmala- rın İstanbulda toplan kilosu 3 kuruş” tur. Fakat manavlarda 15 kuruşa sa- tılmaktadır, Maamafih Türkiyede bu s€- ne yaş meyva ihracatına başlanmış Sa- yılamaz. Yaş meyva üzerine iş yapan müesseseler, bu seneyi de bir tecrübe devresi diye kabul etmektedirler. Gele- cek sene İş ve Ziraat bankalarının işti- | Takile yaş meyva ihracatı için bir şir- ket kurulacaklır, Şirket Karadenizin elma ihraç cden Pazar limanında şim- diden tesisata başlamıştır. Pazar lima- nında köylüden elma toplamak için, #stasyonlar kuzulacaktır. Her istasyon- da elmalar tasnif edilecek, ambalâjı yapıldıktan sonra sandıklara konula- ıpa felâket | arifesinde midir ? Loyd Corc: “Rüzgâr şiddetle harb istikame- tinde esiyor , diyor İngilterenin umumi harp esnasında- ki meşhur başvekili Lloyd George, Dai- Iy Ekspres gazetesine yazdığı bir ma- kalede Avrupa ahvali hakkındaki inti- balarını anlatıyör. Bunların şayanı dikkat olanlarını nakiediyoruz: Dünya devlet adamlarını harp İste- yenler ve istemeyenler diye ikiye ayır- mak doğru olmaz. Hepsinin korktuk- ları felâketin önünü almak için endi- şe ettiklerini söylemek doğru olur, fa kat hepsi de maalesef kendilerini bu fe- lâkete sürükliyetek yolu takip ediyor- lar. Hem gayet samimi bir surette bu yolun kendilerini salaha çıkaracağını düşünerek, Bu, milletlerin tarihinde yeni birşey değildir. Umumi harpten evvel Avru- panın başında ayni belâ vardı. Elân bu belânın iztırabını çekiyoruz. 1914 den evvel herkes silâhların sul- hü temin hususunda en emin garan- ti olduğunu düşünüyordu. Bu kanaat harbe müncer olduğu gibi harbi de o nisbetle müthiş yaptı. Versay muahedesi Almanyayı silâh- larından tecrid ettiği halde Fransa ge- ne emniyeti silâhlanmakta aradı. Bu, tekrar Almanyanın silâhlanmasına müncer oldu. Bu suretle yeni bir silâh- lanma yarışından daha çılgın bir yarış bütün dünyada silâhların miktarı, kudreti ve bahası gittikçe artmaktadır. Son an sene zayfında Avrupada silâh masrafı üç misline çıkmıştır. Almanya kudretli bir ordu, donanma ve hava kuvveti vücude getirmek için çocuklarının ekmeklerine sürdükleri yağı alıyor, Bartunun miras bıraktığı Pransız - Rus anlaşması Almanyayı bu adımı at- mağa sevketmiştir. Fakat bir taraftan Almanya Rusyadan korkarken, diğer taraftan Rusya, Çekoslovakya ve Po- lanya ile Lilvanyanım Almanyadan korktuklarını unutmamak lâzımdır, Korku mütekabildir. İtalya'da hazırlanmaktadır. Fakat Mussolini barbi umumide olduğu gibi şimdi de soğuk kanlılıkla hangi tarafı iltizam etmenin faideli olacağını kes- tirmeye çalışmaktadır. Mussolini, Hitler gibi mütsassıp bir komünist aleyhtarı değildir. Herkes sanki ateşmiş gibi Rusyadan kaçar- ken o teşriki mesai etmişti. O işine gel- Istanbul 6& Kânunusani 1937 | diği tarzda İngiltere, Fransa veya Rus- (AKŞAM KAPANIŞ FİATLERİ) Esham ve Tahvilat İst, dahili Kuponsuz 1933 istikrarı. 97,25İT.C. Merk Ünitürk T 22,67,59| Bankası e » N 2130—| Anadolu his. » MI 21,20,—| Telefon 43,— Mümessil | 41,—| Terkos 11,75 ».N 3795 il » N Iş Bankası 10,—| Şark O» Para (Çek fintleri) Paris 17,01,25) Prağ Londra 618,—) Berin 197,65 Nev York 7940,—İ Madrit” © 755,66 Milâno o 15,10,50 Belgrad Atina 88,35, — Toti Cenevre — 347,50 Erüksel © 471,44) Pengo Amsterdam 1,45,95| Bükreş Sofya o 64,72,50İ Moskova 24,98,— Eminönü Halkevinden: İş Mecmuasr tarafından tertip edilen Felsefe ve İçtimaiyat konferansların birincisi Üniversite o Ordinaryüs profe- sörlerinden o Mustafa Şekip Tunç tara- fından bugün saat (17,30) da Evi- mizde verilecektir. Konferans mevzuu (Türkiyede Felsefi hayatım inkişafını te- min edecek hazırlıklar dır. Herkes gel Kadıköy Halkevinden: Kadıköy Halkevi Sosyal yardım şubesi bu sene Kadıköy Süreyya salonunda bü- yük bir kış balosu tertip etmiştir. Kö- yün fakir ve muhtacı himaye yurddaş- larını seven ve şubenin âzas olan va- tandaşların 9 ikinci kânun 937 çumar- tesi akşamı verilecek bu baloya teşrifle- rini rica ederiz. ya ile teşriki mesai edecek veya onların aleyhine dönecektir. Hattâ şimdi şu sa- tırları yazarken aldığım malümat İn- 96,50 | İş. B. Hamiline 10,—| glitere ite yaptığı anlaşma neticesi ge- » Müessis 83,—| meral Frankoyu tutmaktan vaz geçti- ğini ve hattâ bu hususta son müttefiki Hitleri de ikaz ettiğini bildiriyor. Eğer 22,25) buişte muvaffak olursa nihayet Avru- 6,75 pa serbes bir nefes alacaktır. Avrupada rüzgâr şiddetle harp isti. 13,15) kametinde esiyor, muhtelif memleket- —| Kuhat değir. 10,60) lerde ssyısız birçok siyasiler sergüzeşt- 0,75| çiler, yazıcılar felâketi getirmek için ellerinden geleni yapıyorlar. İspanyol 271,50) yarım adasında sema kıpkırmızıdır. Hiç bir suretle Avrupanm yakında kül olacağını söylemek istemiyorum. Ben ne bir velvele verici ne de bir bed- 34,54,70| binim. Yalnız işaret etmek istiyorum. 4,20,75| ki, bu kadar patlayıcı maddenin mev- 4,35,75| cud olduğu bir yerde sıkı tedbir almağ- 108,44,47| sanız şimdiye kadar eşi görülmemiş bir felâkete uğrarsınız. Maamfih mesuliyet hissine malik bir- çok devlet adamlarının tedbirler alma- ga başladıkları görülüyor. Avrupa için işte selâmet ümidi burada!. anna Konferans ve konser Kadıköy Halkevinden: 8 ikinci kânun 937 cuma akşamı sa- at 21 de Evimiz salonunda Bey Mehmed Behçet Yazar tarafından (Genç romanci- larımız ve eserleri) adli bir konferans verilecektir. Konferansta sonra kon- ser. Bütün yurddaşlara açıktır. Halid. 8 ikinci kânun cuma günü akşamı saat 2i de Nişantaşı Rumeli caddesin- deki Halkevimizde “doktor o Muzaffer Şevki tarafından zayıflık hakkında bir konferans ve 12 kişilik Mandelinata ta- kımı tarafından da bir konser verile- cektir. Herkes gelebilir. SARAY ve BABIÂLİNİN İÇ YÜZÜ Yazan: SÜLEYMAN KANİ İRTEM — Tercüme iktibas hakkımahfuzdur. Tefrika No, 809 Abdülhamidin bir suali: Mısır hidivinin Arnavutluk prensi olmasına çalışılıyormuş. Mütaleası nedir? Sald paşa son cümlesini buna ima için ilâve eylemişti. Tahsin paşa muhata- bının maksadını anladı. — Müslüman oğlu müslümanım! Aptestim de üstümde. Yemin ediyo- Tum! Mukaddemesilç Sald paşaya mu- habbet ve hulüsundan bahsetti ve sıkıp gitti. Tahsin paşaya emniyet edemiyen Sald paşa sözlerinin ziyade veya nok- san arzına meydan bırakmamak için ne demiş ise mabeyin başkitabetine resmen bir tezkere ile bildirdi ve vü- kelâ meclisine riyaset edecek zatın da tayinini istedi, 'Mabeyinci Arif bey geldi, şu irade- leri tebliğ etti: — Kendisine üç şey teklif ediyorum. Biri bugün meclis günüdür. Ya şey- hislâm efendiye ya Abdürrahman pa- şaya vekâleten meclise riyaset etme- sini bildirsin. İkincisi istifasını olma- mış hükmüne koysun. Hasta oldu- ğundan behsederek affına müsaade etmemi istida etsin; ben de azlede- yim; hattımda dahi öyle ilân ede- rim, Üçüncüsü: Yanıma gelir, istifa- smın sebeplerini söyler, ya azlederim, yahut etmem, Eğer azledersem ema neti - mührü hümayunu - mabeyin- de almam! Kendisini doğruca kona- ğına gönderirim. Bir iki saat yahut bir gün sonra birini gönderir, mühürü aldırırım! Said paşa — Bu sabah takdim et tiğim tezkerede vükelâ meclisine ri- yasct edecek zata doğruca haber gönderilmesini arzetmiştim. 'Tezke- rem henüz tukdim edilmemiş olma- 1: ki böyle irade buyrulmuş. Beni is- tifaya mecbur eden şeyler devlet işle- rini iyi idareye mâni olan hallerdir. Vücudeca rahatsızlığım var ise de iş göremiyedek derecede hastalığım yok- İ tur. Teshilâta nail olsaydım devlet hizmetinde vücudümü itna edinciye kadar çalışmayı tabii bir vazife ad- dederdim. Mührü hümayunun saray- da veya hanemde istirdadı bence mü- savidir, Huzura gelmediğimde şayet memuriyete devam sureti irade bu- yurulursa muhalefet etmek edebe mugayir olur. Şu hal ile işle bulun- mak ise manevi mesuliyeti sebebile mülâhazama mugayirdir. İstirhamı- ma müsaade buyrulmasını niyaz ederim. Arif beyin de avdetinden sonra Sa- id paşa vükelâ meclisine Abdürrah- man paşanın riyaset etmesi iradesini havi mabeyin başkitabetinden bir telgraf aldı! Bir saat sonra Arlf bey tekrar gek — Şevketmeab efendimiz buyuru- yorlar ki: (Geçen gün kendisini gör- düğümde bana muhabbetin var ise devleti ecnebi devletlerin bir tebliği karşısında bulundurma demiştim. Rumeliye devletlerin bir müdahalesi vuku bulursa mesuliyeti Babiâliye aittir. Diye de daha evvel bir haber göndermiştim! Ben bunları kendisini işe teşvik için söylemiştim. Yoksa ba- na müveddeti olduğunu bilirim. Bir de kendisi mesuliyetten bahsediyor. İnsan kudreti yettiği kadar çalısır, Ama istediği müyesser olmazsa o ka- derin hükmüdür. Kendisi ders gör- wüştür! Buralarını bilir. İşten aynl- mak istemesi iki refik yola çıktıktan sonra birinin geriye dönmesine ben- ziyor, Beni bir, iki defa gücendirmiş idi. Bu defa da gücendirirse ebediy- yen kendisini istihdam etmem! Said paşa — Bizleri mesul edecek kendileridir. Zatı şaheneleri vazife- lerini hakkile yapmıyanları mesul tutmamak isterlerse buna kadirdir- ler. Lâkin bir de manevi mesuliyet vardır ki ondan kimse kurtulamaz. Benim ibtirazım o mesuliyettendir. İtikadımca bu devletin mevcudiyeti Rumeli kıtasının elimizde kalmasına mevkuftür. Allah etmesin, 6 kıtanın merkeze irtibatına halel gelecek olür- sn İstanbul er, geç tehlikeye girer; içtimai heyetimiz inhilâle uğrar, Beri ıslahatı tehlikeyi def için isterdim iye ihiiyarımızla yapalım dedim. Böy- le yapar isek hariçten müdoha miyeceğini devletlerden bazıları da ihtar etmişlerdi. Lâkin maruzatım başka suretlerde tefsir olundu. Bir de- fa icraata karar verdik. Şimdi de ke- rarlar işkâl'olunuyor. Bir taraftan da (ıslahat lâzım olsa bile bu derece- si çok idi!) diye infisller gösteriliyor. Bundan fazla kararlar değiştirmeğe yollar hazırlanıyor. Bu hallere naza- ran devletler nihayet bu işe müda- hale edeceklerdir. Bunun neticesi de dediğim elim hale müncer olacaktır. Ben işin o dereceye gölmesin: suda- kstim hasehile kâil olamıyorum. Mademiki bu âtizin ders gördüğün- den de bahis buyurulmuş, bu mesele- yi nasıl öğrendiğimi de ârzeyleyim. Biz Kul iradesini sarfeyler, Allah #ült halkeyler ; İtlkadındayız. İrademizi hilâfa sarfedip neticevi kadere atfe- dersek mesuliyete müstahak oluruz. Zatı şahanelerinin bir, iki defa ben- den gücenmelerine sebep olan mad- deleri bilmiyorum. Kendileri müna- gcbet getirerek (aramızda bir Şey geç- ti) buyuruyorlar. Eğer bir kaç sene evvel İngiltere sefaretine müracas- tim infiale sebep olmuş fse bunu se- bepsiz ihtiyar etmedim. Buna neden mecbur olduğum malümu hümayun- lardır, Zatı şahanenin iyi tabirleri intihapta ve ke'imeleri mahallerinde o kullanmakta okudretlerini bilirim, (Kendisini ebediyyen istihdam et- mem) tabirile dewletin kadim bir bendesini yese düşürmezler itikadın- dayım. Darılmayınız, «ebediyycns kelimesini siz irad edivorsunuz zan- nindayım. Ne olsı, ebediyet Allaha mahsustur. Memuriyet iso müstear- dır. Bahusus ben emelsiz bir ada- mim. İstihdam etmekte de, etmemek- te de iradeleri ne iss ona teslimiyet arzederim! Arif bey gitti, gene geldi. Abdül hamidin istifaya sebep ne ise açıkça söylemesini Saki paşadan istediğini bildirdi. : Sajd pasa dn Abdülhamid tarafın- dan ihtiyar olunan «mesuliyeti ipka, mezuniyeti imha» usulü hakkında gördüğünü, bildiğini izah etti. . Arif bey bir daha gidip gelerek şu tebliğde bulundu: i — Şevketmenb efendimiz buyurus yorlar ki: (Bundan sonra ne diyeces. ği olurm gelsin, arzeis'n, benim kas © pım dalma açıktır. Gündüz, gece ne vakit isterse m-beyine gelir; ben de kendisini görürüm. Söyliyeceği Sözleri birlikte müzakere ederiz. Bas zan benim dediğim olur; bazan ken- di dediğine müsaade olunur. Abdül mecid zamanında da nst bu idi; Abs dülâziz zamanında da, İşte işler bu suretle görülür. Fakat bundan $on- ra tahriröh hiç bir şev beyan etmiye-” cektir! İstizan edeceği seyleri daima şifahen bana arzetmelidir! 4 Said paşa — Her isi huzurda mü“; »akereye kovmak, ikna icin detiller beyanile tasdilerimi uzatmak mü Mihazama uygun gelmiyor. Hem de şifahi müzakereleri hatıralarda ida- me'etmek mhhaldir. Tebliğ ve tebellüğ tahriri olmak her devlet gibi bizde de esasi bir kaide olduğu malüâmu hümayunlarıdır. Bunu tebdile alet olamam. (Arkası var) © © ia 2

Bu sayıdan diğer sayfalar: