Myrna Loy söylüyor.. Film artistliği kazançlıdır, fakat bu bahleyin, oturduğu otele çağırdı. Saat dokuzda Şanzelizede Be- şinci Jorj oteline gittiğim zaman yıldız yatağından yeni kalkmıştı. Beni pijamasile karşıladı, Açık mavi satenden güzel bir pijama giymişti. Yıldızı birçak defalar Holli- vutta birçok defalar, filim çevi- rirken görmüştüm. Zayıf, ca boylu, kestane rengi saçlı, ye- şil gözlü, çok zarif bir artisttir. Gösterişten hoşlanmaz, sade ha- uzun- yatı sever. Uzun senelerden beri sinema ar- Üstidir. Ben Hollivutta iken genç yıldız Varner biraderler sosyete- sinde çalı 5 * Birkaç seneden beri Metro Gold-! ayer sosyelesine geçti ve güsterdiği o büyük istidat ve sa- nattan dolayı yıldız oldu. yıldız bana en evvel Türkiyede- ki sinema âlemine dair havadis — türkiyede sinema, terakki ediyor mu? — Türkiy sinema sanatı Amerikada ere gibi terakki et- memiştir. Mahdud bir daire da- hilinde çalışıldığı için az filim çevrilebiliyı or.» E- Ne için vle imiz artist, res göni pdermi rmi iyorlar. yaparlar. Myrna Loy sokak kiyafetile mesleğin tehlikesi pek çoktur Myrna Loy, e Powel ile va eni n filmden bak ilmini öğrenirler.. MM İerine avdet ederler. O zaman Türkiye sinemasının her suretle te- rakkisine büyük yardımları olur. Sermaye ine gelince Türkiyenin iktisadi vaziyeti çok iyi diyorlar. M. yük zenginler yetişmiş. Amerika- da olduğu gibi zenginlerin serma- büyi sil meselesi yesi ile a s0: yeteleri e Memle- ketinizin güzelliği sinema yapma- ğa pek müsaittir. Çevrilecek fi- limlerin pek muvaffak olacağına hiç şüphe yoktur. Nazarı dikkatimi celp eden ikin- ci bir şey de Hollivut sinema &leminde hiç bir Türk olmama- sıdır. Hollivut stüdyolarında her milletten artistler çalışır. Afrika- aın en uzak köşelerinden, Asyanın »n tanınmamış yerlerinden Av- rupa ve Amerikanın hmen er memleketinden Hollivutta çalışan- lar vardır. Türk kadınları filim çeviriyorlar, Hollivutta çalışmağı arzu etmezler mi — Erkek, kadın sinema artist- lerimizin hepsi Hollivutta çalış- mağı son derecede arzu ederler. Fakat Hollivut dünyanın dört kö- şesinden gelen birçok he larla dolu olduğundan bunların bir ivuta ne cesaretle amme » Holli- vut hakikaten dolmuş Mm fa- kat bunların içinde bir Türk yoktur. Çalışmak para kazanmak için gelmeseler üd yap- mak için gelebilirler.» Genç yıldiz Türkiyede sinema ve filim âleminden büyük bir bir sahnedi alâka ile benii hiç bir Türk filimi göremediğinden pek güzel olduğunu işittiği Türkiyeyi tanı- madığından teessüflerle bahsedi- rdu. < © Kendisine “Hollivut sinemasının son zamanlardaki veziyetine, çev- rilen filimlerde, artistlere, kendi çalışmasına dair sorduğum sual- bir memnuniyetle ce- vaplar verdi: — Hollivutta daha ziyade ya- zın çalışılır. Kışın gösterilmek üzere filimler hazırlanır. Kışın yaza nisbetle daha az çalışılır. Sözlü filimler yapıldığından beri stüdyolarda çalışmak daha güç- » Yazın o müthiş sıcakların- a 'ehennem gibi ziyaların karşısında. saatlerce çalışılır, in- sanın bütün yağı erir. Öyle daki- kalar olur ki vücuddan çıkan ter taneleri ekranda görünecek şe- kilde büyür. Hülâsa yazın stüdyoların dahi- linde çalışmak cehennemde ça- güme beraberdir. Yalnız ter eyse, nefeste alınamaz. Sie çok para kazailirai bir meslek olmakla beraber çok büyük tehlikeleri vardır. terlemek üşümemek, cambazlık yapmak, kavga, harp sahneleri çevirmek, buna benzer bir çok şeyler sinemayı tehlikeli bir Böyle tehlikeli k sanat yapmıştır. sahnelerde oynamıyan pek a N yıldiz vardır. Bunlardan başlıca- sı Greta Garbo, Norma Shearer, ormanı vardır. Bu Xl Alain Kiki Biribirinden uzak üç kısımlık bir kasaba! Akçakocada orman tahribatına son vermek i > tedbirler pi lâzımdır. Mi Mİ Malan primin kurulmasına başlanırken Akçakoca (Genel: muhab mizden) — Bolu ilinin, yeni Ye si olan bu kasabanın pek tuhaf bir durumu vardır. parçaya ayrılmıştır. Birisi hükü- metin bulunduğu Çuhalı çarşıdır ki (600) nüfusu ve 100 evi var- dır. Diğeri buraya 10 dakika ki Kızlarağası çarşısıdır ki burada dört ev, dört kahve, 3 meyhane, bir lokanta, 25 kadar dükkân ve biraz da nüfus vardır. Üçüncüsü de sahile 15 dakika uzaktaki Kerameddin mahalle- sidir ki burada 600 ev, (3300) nü- fus, üç dört dükkân vardır. Ga- zino ve otel namına bir şey yoktur. hükümet Kızlar çarşısına alın- istiyor, Onlar diyorlar Men ikimizin Bunların bir kısmı taraftakiler uzakta kalıyorlar ve yaz kış, sa- bah akşam uzun mesafelere yürü- meğe mecbur kalıyorlar. Diğer kıs- mı buna razı olmuyorlar. Uzun yıllardan beri duran bu davaya şimdiye kadar bir hal ça- resi bulunamamıştır. Akçakocanın (60) bin hektar ağaçların yüz- n çoğu di ağaçlarından, maden ocakları için direkler ya- pılmaktadır. Bundan ötürü yılda (15) bin rıbekire (38) bin travers gönde- rilmiştir. Ekin için toprakları dar olan halk dağlara akın ediyor, kesiyor, yakıyor. Bu suretle (5000) hek- tarlık orman tarla haline getiril- miş ve hâlâda bu ziyankârlı- ğa son verilmemiştir. Bu tahribatı yapanlardan yüzde yirmisi mah- küm edilebiliyorsa yüzde sekseni kurtuluyor ve hapisten çıkanlar tekrar o topraklara malik olu- yorlar! Ve koğulamıyorlar. Açt” ğı ormanın kendisine kalmıyaci” ğini bilmiş olsa bir daha yapm” yacaktır. Bunlar hakkında orman nizan” namesinin 33 üncü maddesi pe£ hafif gelmektedir. Çünkü cezWw bir hafta hapis ve bir mikdar da para cezasından , Bu: dan ötürü bu ziyankârlar içi daha şiddetli bir kanun maddesi" ibarettir. tığı topraklar da cak olursa ormanlarımız tahribat tan kurtulmuş olacaktır. Finans işleri Buranın yıllık: geliri (25,000) liradan fazladır. Bu yılın sayım” geçen yıldan lunmuştur. Bu kadar gizli ve saklı kalması evvelce finans kurumu ir. Yalnız bina vergilef n ve yıkılan e“ W dukları ksanlık onda ileri gelmektedir. Burası kaza olduk kazanç vergileri ından bu noj tan sonra gizli de meydana çıkarılmıştır. 6 tak” silât yapılmış ve ilbaylık içimi eçen yıl burada yüzde 96 birincilik kazanmıştır. Mal mü dürü (Mahir Esen) çekirdekte” etişmiş çalışkan bir gençtir. D# irenin temizliği, taksimatı ve €f da pek hoştur. R. K. Cantürk Fikir Hareketleri MECMUASI'nın taşradaki bayilerine: yası Fikir Hareketleri mecmua! taşradaki bayilere doğrudan doğruya idarehanesinden gör” derildiği için taşra bey AKŞAM matbaası müdürlü ğüne amine etmelidirler. Mae West, daha bazı yıldızlardır. Joan Cravford, çok eziyetli roller yapar. Çok yorulur, bazan da hayatı tehlikeye girer, Genç yıldızların içinde bir çokları çok tehlikeli roller yaparlar. Mese- lâ, Trader Horn, Tarzan gibi bir çok filimlerde oynıyan artitstler hayatlarile oynarlar. Sinem yircileri bu filimlerde il sahnelerin hepsi hakikattır. Artistle görüştüklerimin ikindi kısmını gelecek mektubumda ye zacağım, B.O