TACLARI ÇİĞNEYEN HÜKÜMDAR CENGiZiN OĞLU İSKENDER FAHREDDİN Oktay, Çinli Karagözcüleri dinledikten sonra, beyaz perdesini yırtarak: tahk o Karagözcüler.. en gelen tutsaklar arasın- da mm oynatan adamlar var- dı, Moğollar ME (1) oyunun- lanırlardı. Karagöz- bir Kinlinin ıztırapları, inal temsil edilirdi. Hattâ bun- ların bu harek esitirilmiğt, ne karagözcüleri elişi a: ada- onlar gibi çalış! Ek- li sizi gis k kazanan kims. e e acımaktan başka ne ya- pılır?.» Diye cevap vermişti. Karagözcüler en çok müslü- manları perdeye çıkarırlardı. Ok- tay bir gün bunları seyrediyordu. Perdede oynanan karagöz eşhas arasında sarıklı, ihtiyar ve ak sa- kalı bir adam bir atın kuyruğu- na bağlanmış sürükleniyordu. Bir Moğol sekeri bu ihtiyarı kamçılı yordu. Oktay karagözcülere: — imdir? Diye sordu. Karagözcüle e rünlümanlerl. a lay ettiklerini söyliyer. Moğol askerleri, eği ettiği yerlerdeki omüslümanları böyle sürüklüyorlar, Dediler. Oktayın canı sıkıldı., karagöz- cülerin ge yırttırarak: mde yaşıyan ulus- y bu hâdiseden sonra, Kin- mite ler alam saraya ça- gırti «— ai im parlruğamda yaşıyan hiç bir zengin m üman yok ki, evinde beş on Çinli kölesi olmasın, Fakat, Çinde hiç bir zen- ginin müslüman kölesi yoktur. Bil- miyor müsunuz ki, Cengiz hanın Yasasına göre, bir müslümanı ök düren idam edilir. F, kat, bir Çin- liyi katledenden ye bir eşek ce- za alınır. Siz ne e üslü; e ları tahki © Ankin, hanın “Siz ne yüzle müslümanları ir ediyorsunuz?,, diye bağırmıştı Çünkü onlar, Moğollara düşman- glaği size bunu söylemeğe gel Oktay bu adamı görünce tanı- mışi Biraz düşündükten sonra sor- giz han sana bu sözleri dLia eki vasıtasile mi söy- ledi? Slm başını sallıyarak: — Hayır, dedi, kendi dilile söy- ledi. Oktay güldü — Sen Möğülcü biliyor musun?. Hayır., halde sen yalan söylüyor- sun! Çünkü Cengiz han yalnız Mo- golca bilirdi. Selman şaşaladı.. cevap vere- medi, Oktay: a yaranmak için, başka- arın ii Tem istiyen bir ada- yeryüzünde yaşamağa hakkı yı vi Diyerek, İM celllâda tes- etti ve bi vurdurdu. ları uyandırmıştı. Bunlardan biri- birile kavgalı olanları barışmağa ve bu suretle aralarındaki gergin- lik azalmağa ENR (Ankin) müslüman mı oluyor? Ankin, çok rakat ederim.) dü- göncesile “Okta a: n müslümanlığı, kendi di- nime tercih ediyorum. Müsaade ediniz de müslüman EAT Demişti, Oktay, Ankinin bunu ne mak- sadla söylerlizini bilmediği için, bu sözlerden siyasi manalar araş pay ma adı: a bu fikri kim verdi?, Gem Bod; Ankin: — Kendi kendime, müslüman- götüreceği- üşündüm. Kimseden öğüd al- madım. Dedi. y şüphelendi: konuşuyorsun demek?!, ayaklarına kapandı: — Ben, sizin haberiniz olma- dan, yabancı sb vepkeğin yü i- Oktay hanın kendi tebaasını nasıl ko- mü; se bü- bir emniyetle Moğollara sa- ia rdı, uruj yerleşen müslü- manlar lin biribirini ir gün, hana yaranm; kasdile saraya koşarak: € rüyamda Cengiz ha- mem, Eğer müslüman olm is- temiyorsanız, olduğum gibi kalı- rım, e a bu isi neden tercih ettiğini za ışta: mm (güneş)e yal yüzmekeğin usandım. (Güneş ma- budu)ndan hiç bir iyilik ve hima- tay seriliinin sözlerinden müteessir olmuş — Taidaz | ai benden iste!., yakınım eden ve kimseye sezdirmeden mü idm in AKŞA Her akşam | bir bikâye İ) « a Iki kadın İ Selim bu kaplıca oteline biraz dinlenmek; için inmişti, O akşam odasına biraz erken çekildi. Pija- masını giydi. Saçlarını bol kolon- ya ile feriksiyon yaptı. Tam bu sı- pe bitişik odada hafiften hafife ia Sonra ziyadeleşen bir gü- ük zen Kapıyı ei na.. en mı?.. Ben Feride ca: Bi — ER ile Selimin odası a- Pıyı açtı. Tanımadığı adam ya- nındaki genç kadına: — Sen bor ii herşeyi an- latırsın... «Selime döndü. sizden büyük, hayati bir ricamız var.. kat vaktim y. Ayşe size her şeyi anlatac. ei kayboldu. Yanındaki « biraz sonra bitişik o- Kii sie bir kapı sesi sonra da hiddetli bir kâdinın bağırması işidildi; Maşallah.. kapıyı ne kadar Si aa) ti . Misafirin nere- — Ne misafiri canım? — Ayşe.. Ayşe.. Ayşe le bura- da imiş.. Selim bütün bu olanları büyük bir hayretle Dy Mavi pi- jamalı kadın odanın ortasına ka- Mi sıkılgan Km ilerlemiş. nm Bitişik odada idi. Ken- di adını ir ada imiş!. diye sö lenildiğini işidince beti, benzi ki mıştı, Bitişikdeki erkek, sonradan gelen kadını kandırmağa geler yordu: — Ayşe mi?. Evet bende tan gördüm, Fakat bundan Tdi ne karıcığım... Ayşe buraya hi tanımadığım bir adamla begi elmiş.. — ali söyleme.. seninle yü — Vallahi değil karıcığım... Niçin benimle geliyormuş, Başka, tanımadığımız bir adamla.. Gir rına kadar burada kal d O zaman kiminle geldiğini ii sın... ; —Zi alacağım.. görürüm.. fakat bir de yalnızsa seninle be- raber olduğuna i inanacağım.. o za- man sen rezaleti gör.. Birdenbire sonradan gelen ka- dın buhran içinde: — Ayşe ile ii » En iyi arka- aaşımla... Zaten me zamandan- bri şüphe içinde idim... Ayşe ile Diye İli kocası onu tes- kin etmek iç — Güzel den rıcığım, nonoşum, biricik karıcığım. diye iltifatlar yağdırıyordu. Erkek içeride böyle söylendikçe mavi pijamalı kadın” ali R Selimin odasında büyük bir sinir içinde: lüman olan biri vardı: OGeneral Şe-Ten elli ası var) 0 ) Bir arkadaşımızın iddia ettiği gi- mi Kn oyunları, öpen ir civadın arkadaşı olan (Karagöz) ile başlamış deği Çinlilerin tari bini göz- üslüman zenginleri pa- e bafear leminin ii, Nesilden nesle üreyerek, asırlarca Türklere e İl manlara kölelik eden Çinli si Sik Benli kiliç er çi ei Lili Karagöz. arma bu suretle Anadoluya da girmir ve tanın- mişi eşi ez ğe in Yavaş sesle: — Biricik karısı ha.. diye söylenirdi. Selim , Ütanmaz.. Beğ ei şöyle buy- run, oturun.. e onu bir kana- peye oturttu, Ayşe sinemalardaki evleri ” pir erkekleri deli iy beyi bebe Gi Selim onun sinirini ağıtmak için bir sigara uzattı. Ge nına sokuldu. Halinde âdeta se- sie isteyen bir ap ala yavaş, hafif bir se: — N her şeyi anlatmak lâ- Simdi böyle rm asr ko- nuşması onlara mü nah işliyorlarmış iy yordu. Kızıl düdakları arasından 1 1 ei d delik lının yüzünü okşuyor, gergin, mi vi, ipekli pijamanın altından şek- li ve çizgileri belli olan bacakları genç adamın di: izlerine deği; yordu. Delikanlı A zahmet çekti ar endinizi ü iin m bitişik pre şeyi anladım, Bu bayan Feride si- | her rurken ka- rısı İstanbulda fena rivayetler işit- miş, buraya koştu ve siz de müş- kül Me kaldınız.. değil mi. — takı otel defterine bakmak bu bayan Feridenin aklına gek mez iZ, med otel defterine yalnız kendi lan yazdırdı.. benimkini yazdırmadı.. erideki fısıltılardan, gürültü- let rna bitişik odada karı ile ko- canın pek can çiğer oldukları an- laşılıyordu. Ayse gittikçe sinirle- miyordu, O kadar ki, Selim onu te selli etmek ihtiyacını duydu, Genç kadının güzel ellerini tuttu: zülmeyiniz canım.. karısı- nın şüphelerini üzerinden kaldır. mak için dil döküyor Lâkin içinden de: a münasebetsiz herif., ei diller de döküyor. Biçare kadın..» diye sils ödadaki ada- ma içerliyor. Ayşe kendisini teselli eden, ken- şe şefkat gösteren — adam örünce teessürü büs! ark — Birdenbire lez yaşardı. Selimden fena halde utan- dı; — Affedersiniz.. dedi, sinirle- rim o kadar bozuldu ki... Biraz sonra fırtına geçmişti. ti. Bir ' nun kapısı yanında diri Ni giyinip gitsem.. Bi Selim — vakit nereye gideceksi- niz?.. pri ilkesi yatarsınız.. ği ükemmel uyu- rum. 2 hikâylerde ol duğu gibi... — Vallahi sizi me ei öyle rahatsız e- . lâkin söz veriniz.. kalanın biliyik odada olmıya- le söylerim... Tek siz teselli olun.. — Teşekkür ederim.. siz çok iviği ğ insansınız, .. İkisi de birer kenara yo : Lâmbayı söndürdüler,, uzun müddet uyuyamadılar, sağdan la, soldan sağa dönüşlerinden beki li idi. esi gün Ahmed telâşla oda # larına girdi: . Allah aşkına 2 biribitinize Ayak ME oynayı- niz. karım bir şüphelenirse mahv. ya beraber “gelmiş si her ii beraber görününüz.. des di ve kendisini dışarı attı, ll 4 ip adam.. dedi. a oldum.. gü; — Ne garip Fakst bu aşk e oynamak eğildi. Park» hi yd ta kolkola olumilesak Feride u- im olduğunı nunla ne derin aşk saatleri vard Feride: — Ayşe... Selim bey.. dedi. Ayşe: — Ay.. siz biribirini: i tanır mis sınız?, diye şaşaladı. Feride gül üz — Evet. Hep birden delaşmağa dılar, Biraz sonra Ahmed de yan- larma geldi. Ayşeden şüpheleri kalksın diye karısına, Ferideje ik. EB elim bu . hem çok yak! ndan... yi başla, tifatla rifi geberlece kti, yil ten Ayse, Gsldöyi i kaleasıyo 3 eride eski günleri hatırlamı ş gibi zaman zaman Selimin koluna giriyor, pek samimi konuşuyordu. Selimle yalnız kalmak için fırsat lar kolluyordu... herkes yirmi iken Selimin odas v sına girmişti, Eski günleri açm komaya birdenbire heye mma Eğ girdi. Onlara d vi rahatsız ettim.. galiba, dı. Selimin koluna girdi: ik Nasıl?.. dedi, yalandan ne güzel kıskançlık rolü yaptım vi > $il mi7. — Evet.. ek... yi Fakat hakikaten Ayşe, Feriğöl ri çok kıskanıyordu. Ertesi günü lim onu odasında buhran içi buldu: — Ah şu Pe ah şu Feri nız.. dedi... Ne de olsa adamın rısl,. Ayşe ayağa kalktı ik Ferideyi yeğ değil sed kıskanıyorum.. on koca bugün gidiyorlar.. gil mi?. «biz (Bir — Söz veriyorum. Umum Emlâk Acentesi Bahçekapı TAŞHAN No. EHVEN ŞERAITL EMLÂK iDARESİ KİRALIK KİRALIK APARTIMA * N EML ALIM ve SATIMI TELEFON: 20307. ©