25 Nisan 1935 Tefrika No, 191 AKŞAM Sahife 1T Yazan: (EA “Yaşasın Türkler!,, Türk donanması Tulon limanında Türk donanması Tulon limani- na girerken, sahilden atılan top- pe meyli akıncıları selâmir leri görmek için ans ki köylerden bile bir çok insan! Tulona gelmişlerdi. Sahile vi ce irilemişti, — Yaşasın Türkler!... gelen hi kulağına kadar erişi- yord Ni kalesinin Zzabtedildiği ve kale içindeki İspanyolların esir alınarak getirildiği haberi, do- nanma limana girmeden önce, Tulon ahalisinin ağzında re yordu. Donanma geldikten sonra, meş- hur İspanyol şövalyesi Alfonsun Nisde bir Türk güllesile yaralanıp öldüğü meme yerliler se- mağa başlamışlardı. r Şarlkenin mühim hâdiseler önün- de bazan düşünmeden ani karar- lar verdiğini bildikleri için, bu söz ipmaratorun kulağına giderse, belki de Alfonsu e zan unun başına geçirir endişesi Bu endişe Fransız er kiş ni uzun müddet düşündürmü «— Alfons ölmüş!e Bu haberi donanmadan önce müjdeleyen ——— kayıkçıları hilde toplanan halkin sevincine iştirak ede: sl donanmayı se- lâmlamağa va iki bölük Fran- sız askerinin sahilde sıralanarak boru ve trampet çaldığı görülmüş- tü. Barbaros Hayreddinin gemisi arka Ml vi vererek limanda demirlemi 0s gel mall ka ye- rad sa biriken halkı se lâmlıy Bu m iskeleyi kuşatan Fran $ız askeri muhteşem bir saray a- rabasına yol açıyordu. İki tarafa dizilen ale arabanın kapısını (açtıkları 2. man, arabada ilk önce kiii nin arka kasarasına doğru ilerile- di. Kont Rober kral Fransuvanin saray nazırı idi, Hiç şüphe yok ki, kral tarafından geliyordu. Kont unyanında iki genc zabit daha vardı, Kontun yanında iki genc zabit an iskel yukarı çıkıyor- Ri bitler, muzaffer Türk na selâm vererek güverteye çık- ardı, Kont Rober Barbarosu görün- İskender Fahreddin Türk donanması Tulon limanına geldiği zaman, binlerce insan sahilde toplanarak, heb bir ağızdan: diye bağrışıyordu.. AROS ce derin bir samimiyetle ellerine sarıldı; Keal hazretleri tarafından sizi ve kahraman tebrike geldim. akıncılarınızı güvert de, gok sevdiği Kont Role can- dan iki arkadaş gibi öpüşmüşdü. Kont Rober yanındaki zabitle- ri Barbarosa: etmeabın yaverleri... büyük nişanını kral b tarafından memur edildim . ve üstü zümrüd ve ek murassa nişanı Türk a- mira gsüne taktı. sonra bir dizini ri koyarak Barbaro- eteğini öptü. Diğer e i Barba: ika Bu sırada Eliniz amiralı Deng- hien de maiyetindeki zabit ve de kendisine de bir 2 >? ayırmak istiyo tebrike esasi zaman Ri mağrur görün Maamafih Kont ei Niste geçen vekayiin hepsini Tulon ka- en öğrenmişti. Barba- rosun e gösterdiği muvaffa- kıyette enamları düşen bir şey varsa, o e susmaktı, Çünkü Fransız amiralından baren m parçalık iğ nanmasının bütün ellisi ve di ları, donanma Nise sem eder- ken şu hükmü verm : «— Bu kalenin e li bile mx ik olamıyaca- gız. Barbaros, kalesini Ceza- yir kaleleri gibi, nz kolay el- de edemiyecektir!» daha bir gece evvel böyle Mi göze ge kadar değişi tini ala ek sıkarak mânalı bir gülüşle amiralın yü- züne baktı, elini Barbaros bütün Fransiz zabit- lerinin ve kaptanlarının ellerini sonra, kralın baş ma- beyincisine döndü: — Nis önlerinde düşmanla dö- güşürken, Fi ransız denizcilerinin hiç bir zaman unutamıyacağım. Dedi. Bu sırada Türk gemicilerinin nezareti altında karaya çıkarılan altı binden fazla İspanyol esirine HASAN KREMİ Dünyada mevcud kremle. rinen nefis,en sihhisidir. Nazik cildli kadınların hayat arkadaşıdır, İhtiyarları genç- leştirir ve gençleri güzelleşti- rir, İnsana ebedi bir taravet veren Hasan kremini mayınız, Kutusu 50, tüb linde 20 Türkiyede yapılıb da Avrupa etiketi yapıştırı- lan ve halkı aldatan kremle- re, ve sair ıtrıyata aldanmayı- nız, Hasan markasına dikkat ediniz, Hasan Deposu: Ankara, İstanbul, Beyoğlu. Radyo 8, 304 ei li ei “9 Muhte: HE plâklar, 19,30 Haberler, 19,40 Mu- hittin Sadık > Vizolermel, 20 20 Sağlik ve on. 1 Sadi MÜriyeg s4 orkestrası ve Payel 21. E ergden en “naki enfonik 6 kemer < 15 Haft maski v 5 Dan: İn . 20,30 Ulusal yayım, Zf) Piyano ve orktsira konseri (Me e 22 Korö konseri (Kile hava ları). 550 m. 19,35 Macar şar- yumla, zı, 24 eki hafif iş iyi a se 26 Nisan Ci İstanbul, 12,30 Plâk "neşriyatı, 18 Dans musikisi (Plâk), 19,20 Çocuk sa-. sti - Mesud Cemil, 19,50 Haberler, 20 . 19,30 «Domnitza nakil, Varşova, 148 m, 19,45 Ki plâklar, 20,35 Şarkılar - Kimi 15 Senfonik konser, 23,30 Ch serlerinden: omer 244 5 Caz sike rası ve hafif Belgrad, pe m. 20. 10 Sürer, 20,30 yumlar. eşte, 550 m. 19,25 Flüt Sizin konseri - Sözler, 20,30 Pe şte opera sından: Verdinin «La Ti pe- van. > 35 Çigan mia 24 20 Çigan kli; 332 m. 20 Şen yayım, 20, 40 En iyi spikeri arayınız, ZI, yayım, 22 Ma solar , 2025 M program arası, ri, karşı halkın selek pe saatler geçtikce artıyo: Memleket içinde bei küme dolaşan Fransızlar omütemadi- yen: — m Barbaros... Yaşa- sın Tü Diye Demin 'lardı, İspanya hududunda Hörmap rin glübiy mağlübiye! düştükleri bir s Tulon sa- hillerinin İsp: esirlerile dol- ması, Tulonlulari çoşturdukca coşturuyordu. Kont Rober bu taşkınlığı ami- ral gemisinden seyrederken — Fransızlar çoktanberi tata- madıkları galibiyet zevkini bu- gün Türkler e semp Demekt endini o alamam ve bu. “ga il ifade Pe r hakikati itiraf etmiş- O akşam, Tulon civarında es- ki bir şatoda muhteşem bir ziya- fet hazırlığı vardı. Kont Rober şatoya Barbarosla beraber gide- cekti. * (Arkası var) Her akşam | bir hikâye | Öğle üstü, ağustos güneşi al tından Sünbülhatun mahallesinin bütün kedileri tahta evlerin eşik- lerinde kıvrılıb yatmışlar. Derin bir uykuya dalmışlardı... Belki saatlerden beri sokaktan bir tek kişi bile geçmemişti. Yalnız kö- şedeki yeşil boyalı, asmalı evden bir ud sesi ile gevrek bir kadın va perde perde yükseliyor- asili sıçrayarak yürüme..» yürüme..» «Herkes bilmez, sana:» «Eş arayan keklik» derler.» bakan odalarından birinde Hatice sabırsızlıkla Bazan yor, hızlı yürümesinden konsolun üzerinde duran lâmbaların kar- puzları hafif hafif şıngırdıyordu. ikkatini hiç de bili Eeee Cumbaya > di. Kenarları sürmeli gözlü kar: gözlerini çıkmaz sokağa dike, beklemeğe başladı... a gelmiyecek mi idi?. Hal, buki o bugün için ne kadar süs- lenmişti. Bir v önce ağda yap- tığı pembe beyaz yüzü cumbanın kafesinden sm Ee ışığı ak tında ışıl ışıl yanıyordu. Siyah mangal n nı yana kızdırmış, su ile ıslattığı saçlarını dumanlar arasında kıvırmıştı, o Gerdanına siyah kadife kordelâya geçirdiği beşibirlikleri takmıştı. Sırma işle- — gelinlik ne e ana de ayağıma geçirm bına kırmızı güllü eklerini ta a mıştı. Üst dudağının üzeri sağ yanağının altı kini yü- züne çapkın bir mâna veren kü- > siyah beni büsbütün karart- Nea beklerken köşeden uzun boylu çarşaflı bir kadın sap- tı. e bi duracak gibi atmağa > koştu. Kapıyı açtı. Ge- len garşaflının yüzü kap tice kapının arkasına kol demiri- yadıktan sonra kı- 22 s — Acaba ekini gören oldu mu?, lim . saten çarşaftan dı- arı cıkarken . dedi... Kimse türeme bindi mek koluna (o asıldı. venleri çıkarken boynunda- nr şingir şıngır şın- gırdıyordu. Bahçeye bakan odaya girdiler. ranlığına saatler 7 ee çatlak bir e Hatice bu vali ba deldi gel di. Dağınık saçlarını düzeltti Bilik, eşüreğilei. mahal- lebiciler çoktan geçmişti... Kon- solun üstündeki saata baktılar.. ini Kırmızı mendil alaturka on bir buçuk.. Selim: — a, edi.. ben gide- yim.. çarşaf nerede?.... Tam bu sırada geniş minderin üstündeki kırmızı gisi bir men- dil ki gözüne iliş — Al sana e benim ya- “Selim mendili aldı, Yan cebine 1 Hatice m > ona baktı: m de seni ne açtı.. memnun ne yas e genc kadının göz. Birdenbire lerinde 2 bulut dolaştı: ME — in ni poli vi — Yok cani — Öyle ne mendil miş, ım sen . sevgililer biribirleri: verirlerse ayrılırlar» - — Ald 5 ' “ Çarşafı giydi. igin kapısının önünde bir daha kucaklaştılar. Karanlıkta uzun boylu bir çarşaf- lı kayboldu.. Selim, arkadaşı berber Rece- | ında bin dükkân em içiyor, düşünüyordu. « Efkârlanmıştı » Haticenin sözleri kulaklarında zonk z. tüyordu. Mendil ay- rılıktır, sevgililer (o biribirlerine mendil IŞ... Şimdi yan cebindeki kıpkırmı- zı ipekli mendil bir avuç ateş gibi göğsünü yakıyordu.. Bunun bir gececik bile ticeyi bulsa ve mendili versey- i ne eolurdu?.. Kim görürdü?.. #iötola "paz dışarıya karşı ta- yaz çarşafları sabun kul yata- ğını sermiş tek başına oturuyor.. zaten başı'dumanlı idi. Berber | arkadaşına: 3 — Ben gidiyorum!... diyerek kalktı. iki dakika sonra köşeyi dönüyordu. Sokakta kimsecikler tu.. duvara tırmandı.. duv: rın üstünde yürümeğe başladı. Bu sırada: — Dur.. diye bir ses işitti.. bek- çi!... Selimi duvarın üstünde hır- sız diye yakadılar. 9 ay hapiste yattı.. serbes kaldığı zaman tice evlenmişti.. Selim şimdi ah.. li kırmızı mendil, ribirimizden ayıran şi dına dahil olmaya ecnebi memleket Seneliğin 3600, altı aylığı aylığı 1900, tg 1000 kuruştur. Adres tebdili için yi: boş kuruşluk pul göndermek lâzımdır. Muharrem a — Ruzukasım iz S İmsak Gi ii Akşam E 816 3005 gu 902 12 Ya Va, 814 5,07 1212 1601 18,58 20,59 İdarehane: Babiâli civarı Acımusluk Sok, a ipekli. ie alma Selim.. ». as i “ 3 3