Sahife 8 AKŞAM 6 Nisan 1935 SARAY ve BABIÂLİNİN İÇYÜZÜ Yazan: SULEYMAN KÂNI IRTEM “Töroüme, iktibas hakkı mâhfüzdür « Tefrika No. 462 Abdülhamid Kâmil ve Said paşaları biribirine tutuşturmaktan zevk alırdı kat işi daima m ve zekâ ile deli Said EA is ve ve Kâmil pi O hıristiyanlar üzerinde cüb tesirini hasıl ederdi. İcraatına ba- zan ihtiraslarının ığı değildi. Kâmil paşa Halebde iken İngilzler BEK hayli sıkıştır. mışlardı. Sonri İngiliz politikasına taraftarlıkla şöhret buldu. İngilizlerin kendisine pek mu» habbet ve itimadları olduğu ve kendisi iktidar mevkiine geçer, geçmez İngiliz politikasının Babı- âliye teveccühkâr bir şekil ala- cağı yolunda vücudbulan bir ka- maatin işaasından ve tenmiyesin- den hoşlanırdı. Hakikatte Kâmil paşayi ikti. dar mevkiinde görmek en ziyade Almanlarca mültezim: idi. İngiliz hükümeti EN paşayı Abdülhamide karşı aza ve himaye için sahillerde buluna» cak derecede tutmuştu. Kâmil paşanm mütaalli bazıları kendisine söz getirecek bulund sırada bu zıddiyeti kendine mah- melelerle işlemekle iktifa mahsusan telgrafla Babi- âliye davet ettirdi. Cümlesirin azli fermanını önlerinde du. Yalnız teşrifatçı Ferruh efen- di komşusu evkaf nazırı Mus- tafa paşaya » netayicilvukuat sa- hibi - bizzat haber yermeği der- * uhte etmiş, ona te yazılma» mıştı. Ferruh efendi acele ya davet olunduğundan komşusu» ““na haber vermeğe vakit bulama- im —, mıştıda Mustafa paşa kıraat res edilmişti; o da mazul vükelâ yetinde d iiimmekiği | için bu Kibele kurtul Asım uştu, 'ehmi paşalar ise Ba- . geldikten sonra davetteki yarak fermanı din- Girilir savuşmuşlardı. Bu muamele Said paşaya pek ağır gelmişti. Bundan soz sonra Abdülhamid her hangi bir siyasi mesele çıktıkça birinden ötekine: (Kâmil okuttur. Kâmll paşa Said paşa böyle diyor; gi ) Biye gönderdiği. adam ve. ha- siz ng Kâmil pa- şalar en ziyade Şarki. Kamal Mısır, paşa get iLk o kadar ki iş birinin kara dediğine ötekinin beyaz demesi d. di: varmıştır. Hangisi iktidar mevkiinde fse onun mühim meselelerde maruza- tı hakkında diğerinin pa nı almak pa ir iti- yad haline gelmesi, ili gri biribirine zıd düşüncelerde bulunması kati kararlar ittihazım- an zaten muhteriz olan hüküm- darın * işleri sürüncemede bırak- masına her defasında yeni ve sü- rekli vesileler hazırlardı! Kâmil paşa Abdülhamide ba- zan a) hocalığı etmekten çekin- enik Mısırı tahliyesi ş in Na mim şu yolda fikir tmüştü: "e 'abınıza —— m gelecek dahi hakkımı: cühünü ve li. hakkınızı olsa tevec- diyeti ifa eylememe müsaadenizi istirham ederim. Düyada en ziyade his hasiye- tini haiz olanlar mizacı asabi olan- rdır. AÂlemdeki zeki adamlar ekseriya bunlar arasından çıkar, leridir. Hisler ya ruha ferah, ya- hut tabı naziki tazyik ile vücuda iztirab verir. İnsan içindeki izti- rabı def için çare arar, hilekârlar insanda bu iztirab verici pe sania ile husule etirerek rine Ae yolları açmağa pi yi Bu alin mes halka, Gerli, nail ala bilen hile ve desise ashabı asla ehemmiyeti olmıyan âdi bir şeyi nazarınızda gayet büyük ve âki- ti vahim bir şekilde arzediyor. | mat lar; bazan ekme esası olmıyan, olmasına ihtimal bulunmıyan şey- leri ihtira i eyliyorlar da sizde sunda vakit k i | mrmdan aziz Bikliğim velinimeti: endişe ve iztirabı mucib pla u ırıyorlar. Sonra veya ii öteye, beriye tebid ; zikir ve mukabele için bir şeyhin cemi- yet i menediliyor; eha- linin sünnet ve düğün cemiyetle- rine müsaade edilmiyor; birkaç ahbab bir yere toplansa suizan al- tında tutuluyorlar. Bü haller gm tazyik ediyor, elzem olan teveccühünü muhafazaya memur düşün- Bu yüzden devlete e mazar- Hilekârların ee uyandırdığı hissiyattan doğai k define dair Babıöliden makta olan maruzatm kabulüne Bunun devamı takdirinde çok geçmeden Osmanlı devletinin hali başka renk alacak, Türk milleti bugün istanda kalan müs- lümanlarla ayni hale düşecektir. Maruzatıma itimad buyurulma- sını, iştibah buyurulduğu tak- dirde derhal yeni bir vükelâ he- yeti teşkil edilmesini, devleti alis yenizin İs ml emin hususu- im imden istirham ederim.) (18 Haziran 1307 tarihli ariza- sından) Başmabeyinci Lütfi Simavi bey (Sarayda gördüklerim) eserinde Kâmil paşa nda şu mütalâ- ada bulunuyor Kâmil paşa müstebid, fakat afif ve müstakim idi, pi Ba yan ederdi ki taaccübü mucib olurdu. Tara göklere gıkardıkları | Külieii payi El bü- yük b İBAHAR ÇİÇEĞİ) Yazan: Muazzez Tahsin e kurtulduktan sonra ici bayram etmek hak- in İren bulduğu için tam üç ay İstanbulda kaldı ve gencli- inin. en canlı romanını işte bu üç ay içinde okudu ve bitirdi. itince Feridle beraber İstanbula dönememiş, bir ay ka- dar İzmirde Sıra No:35 ini e kendi içine gömük | Neal bagi vakit uzun bir yolculuktan dönmüş gibi yorgun ve bitgindi. Ferid sandalı gekmeğe uğraşır” ken yavaş yavaş Sü lânm onunla beraber geldiğini Baliçenin çek karmik kik &5 şesinde Birden yanında beyaz bir hayal gördü ve döndü. Sühey- Suad mahallede olan biten şey- | si beyninde bir top gibi hz leri yazmıyacak kadar ciddi bil- — Suad, beni sevdiğini biliye- diği Feridin, mektublarında rum, Niçin ine eziyet den kendisini alâkadar et- | yorsun? Ben de seni... miyem bir şeyden iğin lânın sesini ve bakışını uzun zaman düşünmüş içiyormuş gibi | ona bakarken bir- muhakkak köşkün değil, fakat | den görmüş ve ondan g: sahiblerinin, doğrusu | lecek train saad saadetini duyma- mal sahiblerinden birisinin Feri- | maki di meşgul etmekte olduğunu an- | — Faki? lamıştı, | O Diye bağırarak sen Ferid dayısının oğlun- dan hakiki hissini ea zaman gizlemeden komşusu Süheylâ ha- nımın terbiyesi, a ve güzel liğini anlat. ektublar yaz: ğa başlamıştı. d iki gencin aralarındaki te- miz rabıtayı bildiği için Bu neti- ceyi tabii m ey fi Ana- doludan döndüğü akşam Feridle Süheylâyı iskelede onu bekliyor ğı, ince birsi olduğu halde onun hayatını yap- mak, müstakbel yuvasını kurmak için son ve kati adımı atmış ol- masına hamletti. til günleri uzadıkça ve iki di ei gezintiler yaparak ve hemen müşterek gibi sayılan bah- çelerinde tembel saatler yaşa- dıkça Suadla Süheylâ biribirleri- i tanımayı öğrendiler, Süheylânın kırmızı altın ışık i onun ğe eş taşan sakin ve a. Suadın genc fakat ği kolay ma- ceralar m ;ka kapalı kak mış kalbinde belirsiz bir acı, sa- ye bir halecan yaratmağa baş- Bu kinin ik defa 24 sid, kaçmıştı. Ertesi gün Suadın derhal Pa- rise dönmeğe karar verdiğini du- ipe lerine bakarak bunun sebebini bulmağa çalıştılar. arm onun ağ bini bir kelime madı, Yalnız Ferid, si selâmetle- yip eve geldiği vakit: #laka onu bir telgrafla Parise çağırmış olacaklar. Bunda bir kadın parmağı var! dedi ve herkes te buna inandı. Parise Pi raga on beş gün sonra S bir sabah İstanbul- dan küçük giz zarf geldi. Kalbi bunun kimden geldiğini bildiği halde vezin ediyormuş > zarfı yırttı. ince ya kit gene en büyük bir tehikeden orkup kaçıyormuş. gibi onları okumadan ufak ufak yırtark attı ise gitti . Memleket değiştirerek bir düş- manın takibinden kaçıyor gibi idi, Üç ay sonra Feridden bir ni- kâh davetiyesi aldı ve telgrafla tebriklerini gönderdi. Geneliği- nin geçici maceraların haricinde; bir tane romanı bu suretle ka- panmıştı. Ancak bu, Suada başka bü yük bir fedakârlığa mal olmuş- tu: İstanbuldan mele Babasından | da: ğine meklebin bitti, daha aşa fevkalâde bir meziyet el med Kâmil paşanın lehinde bulunan- lar, meşruti; sonra, kendisini (piri siyaset) diye son em geri a” (Devamı var) erece mışlardır. Halkevinde zükrevi hastalıklar | © “ sU İstanbul em Evimi merkez e İstanbul Zührevi imleri, bay yn planla ba kiki ere ve bu kursun tiği filimler gösterilecektir. | lak yıldızların Boğaz sularına ak- sed sabahtan Ferid | oakşamiçinuzun bir sandal ge- | ia Karimi İkisi ve Sü- heylâ Sun bahaneler bularak bu ge- : ” : m n ii a 7 ışıklarına dalarak şlİmi N gibi içi sızladı: Feridi.. çocuklu- | dar gözlerimiz, böyle yollarda ğunun. ve gencliğinin yoldaşı... kalacak? Bak Ferid çoluk çocuk Kia bu nasıl mümkündü? | sahibi ol Onun küçükları ba |, kardeşinin nişanlısma, göz | na: «Büyük dayı!» derken göz | dikecek kadar alçalmalı mı idi? | lerimi kapıyorum, hayalimde «bü- | (o Kalbinde en mr diye beni çağıracak | bu ir hisle ve iyle bana sokula- gös- — başka küçük yüzler canlan- rr Fakat bir pm haya- ışıyorum!» gibi çok tını ve hislerini altüst eden bir özleri ra daima onu yürüten kafası hâ” kim oluyor ve EE Ferid için hem de benim için fena olur. Hele birkaç di sin... Sönen at külleri d