Ball. Tefrika No. 45 BAR Yazanı OS İskender Fahreddin Hızır bey Cezairde asayişi temin etmişti.. Sinan amma Istanbula gidecekti. Fakat beya evvel Akte) nin kalbini yoklamak lâzımdı. e sirasi kont (Müke) ye gelmişti. Mahküm esirler birer bi si gi meydanına getiriliyordu. mları dört cellât vuru- yazili ui. © Kont (Müke) cellâdın önüne geldiği zaman : Hayata tekrar dönmek müm- kün olsaydı, evvelâ, dünyayı a- teşleyen Papayı büyük Roma ki- lisesinin çan kulesine asardım..! © Diye bağırdı.. n sözlerini Barbaros lu. ros Akte ile birlikte saraya dön- | müştü. Hızır beyin sevgilisi bitkin bir halde idi, Bir kaç saat nem bir EE aç İn ölü üm tehlikesi . Zenci Ayşe vw yetişmemiş olsaydı, Romalı reyi vi hiç şüphe yok ki başi yurulac: Bai iri : Çâkte ) nin sadaka- tinden emin değildi. Gerçe çölden döndüğü zaman: — Benden ümidini kesmiş miy- : din? Diye sorunca, Akte — Kesmemiştim.. Bekliyeceki tim.. Haftalarca, aylarca bekliye- cektim. Diye cevap vermişti. Fakat prensesin bu cevabı Bar- barosu tatmin etmiyordu. Hızır bey içindeki şüpheyi na sıl atsındı? arbaros saraya geldiği zamani zairde asayiş ve inzibatı baml ne çalışıyorlardı. O gece ortalık henüz ağar- sip si Saray kapisi önünde müthiş bir kalabalık vardı. — Haini yakaladık... — Reisimizi e istiyen bu e vin öldü Nazal se TE rdu. yerin la Saidi Barba- sa düşman zannederek kendisi- ne be iler etmişti. Sait, Barharosa dostluğunu is- | ei mahkümun kolların eş ile çözdü. — Beni ii öldürmek iste- cek Ky ayağınıza gönder- dim. birer bien izni İk Cenovaya gön- der enim yerimde siz olsay- vu Sirlar bu kadar iyi mua- mele eder miydiniz? Loredano hain bakişli bir & damdı: — Ben sizin yerinizde api dım, esirleri çoktan gebertirdimi. İZ, esirlere verilen ekmeğe çok acırız. çok merhametlisiniz! Diye cevap verdi. rbaros: ai — Alın bu herifi de cellâda tes- edin Diyerek içeriye girerken, Tür dano tekrar başını Barbarosa çe- virdi: i — Büyük reis! dedi, (Akte) ye mi olarak iftira ettim, Barona uzatılan hançer benimdi.. (Akte) nin bir şeyden haberi yok- tur. Ona dokunmayınız! (Akte) masumdur. Günahsızdır. Hiç ol- Vm İmei kendi irkımız- an birinin hayatta ve yanınızda iin ası da bizim için bir teselli- Barlğı uzaklaşmı Loredanoyu e yaka- adılar.. Siyaset meydanına götürdi İdam mahkümu Sa kendi kendine söyleniyor — Eğer Akte bizim Dai Tas şiyorsa elbette tan bizim İken almayı ih- mal etmiyecektir! Barbar: - aci tecrübeden sonra... Aradan bir hafta geçmişti, Şehrin içinde ve dışında göze çarpan bir sessizlil Kiz Cezairde başını kaldır. rosa kılıç salliyacak bir kimse kalmamıştı. izir ezair ve Telemsan da asayişi temin ettikten Kişisi ” İtan Süleyman tarafında; en (Sinan çavuş) ile birlikte e hi gitmeğe karar vermişti. düşündü, Prensesin sev- m derecesini an akına düşen Barbaros bir im akt) ile | e (Arkası var) Fırka Eminönü nahiye kongresi CHEF, veri mü nahiye i- Zinden: Nahiyemiz kongresi teş- rinisaninin. DA ne tesadüf ed. umartesi günü saat 17,30 da An- Si caddesi No. 57 deki çe da yapılacağından nahiyemi fu rkaya yazılı en ge i rica olum Mp dres tebdili için yirmi beş kuruşluk pul göndermek lâzımdır. Şaban 14 — Ruzukasım 15 $. İmsek Güneş Öğle İkindi Akşam Yatar E 1228 2,10 7,14 945 12 1,36 Ve 5,12 6,55 1200 14,31 1646 18,22 İdarehane: Babiâli civarı luk yori os bu eriş işitmemişti. - e GEJ Nevzat ayaklarının ucuna ba- sarak yavaş yavaş içeri girdi, Su- zana yaklaştı. Genç kadın, şez- İonga uzanmış, her i gibi IŞ, ndisini bekliyordu, Nevzat eli- ni sevgilisinin gözlerine kapıya- ak: — Bil bakayım, sana ne ge tirdim! dedi. Genç kadın daha o hayretten kendini toplamağa vakit bulma- dan, parmağına bir pırlanta yü- — geçirdi. Suzan, hayretinden cinden iptida hafifçe baylar. tı. Yüzüğe birdenbire çok sevindi, akat sonra yüzü ciddi ve rin leş — e aldı. Msi merak ederek s0, n var, Suzan? Memnun Sili mı? Bugün bizim ye mızın senei devr eni ... eği olarak sana bu yüzüğü Biribirimizi, e ağa tam bir sene oluyor. Unuttu: ? Suzan yüzüğü amp dön- dürerek: EM Nevzat, Yüzüğe çok | teşekkür Fakat bilirsin ii takama: ocan Re imi çil 5 & dedi. çe ei takarsın, ne cak... — Gary elk yi bir ei Onu parmağımda unutayım... Sonra? “aim biç şey olsa bir kıtır atmak kolay — Olamekiide buldum dersin.. lökındı! Koca- mı ie kadar budala mi zannedi- un? <0 den olmasin, Suzan? Bun- ao kadar bir fevkalâdelik yok .. Her gün ağ sa Gaze- le okumi mus — Senin Lan günün in bizlakle böyle çe bir yüzük bul sa... Tabii telâkki eder miydin? rrma son derece emniye- .. Yalan söyliyeceğine hiç ihtimal vermezdim. ne güldü: çob inanırsınız! in de süstu. Pancordan güneşin şua- Tarı LA le etrafa kıvılcımlar saçıyordu. yi esef ede ede yüzüğü seyrediyordu. Bir- denbire Nere sim haykırdı: — Buldum! dedi. p yi can bulmuş olsun. Del sana ge- e teklif dna E hoşuha gi sk» Ertesi gün öğleye doğru Su- g bir yere ko; uş- tu. Uzaktan güneşte parıldadığı- nıda e gö ü > ti Filhakika, geçmeden Saffet bey k ri üzülk gözüne ilişti. İğildi, aldı, etrafına du, e d ü n rahat bir nefes aldı. İçinde de sakal bir vicdan azabı hissediyordu. — Zavailı Saffet, diyordu. Ba- ha karşı o kadar iyi bir muame- lesi var ki... Hiç bir şeyden şüp- helenmiyo r. Halbuki ben. Suzan her günkü gibi Köğürak kocasını göle bir yüzle karşıla- Elmas yüzük İ ür Da girer girmez Saffe- isine vereceğini zannediyordu. Halbuki kocası her iü gibi onu ükten sonra, sireni gibi bir kere er buna baktıkça sinirleni- yor, merakından yy İçin- den: — İhtimalki yemekten sonra verecek! dedi. 7 Sofraya oturdul. mn beyde Dier fazla bir meşe göze çarpıyordu. e ta- bii bir surette yemek yiyor, öte- den beriden komaya "Yemi sinemalardan, belediy yatrosun- dan, gidecekleri Ke alen briç- VR pokerden, Yat şeyden konuş- tular. Fakat hiç yüzüğün lâkırdı- izi Suza: ın iyiden i iyi m ke; > kaç- s1 y yal i Bi için kocasına âdeta bir hırsızdan nefret eder gibi hırslı hırslı baki- y yemeğini bitirmiş, keyifli keyifli kahvesini içmiş, e işine gitmeğe hazırlanı- hu, "Şan artık kendsini zaptede- Yü, gün bahsi açılmaya yar- dım eder fikrile: — Bana bugün bir şey getir. eze Saffet? Kocasi birdenbire hatırlamış s8 Hi dedi. Pardon, Bak “Sana ne güzel kara- en simi b küçük bir paket çıka- karısına uzattı. yi roi e kendisini zor zaptetti. Karame ini aldı. Bunu süne « şına fırlatmak istiyordu. Lr Ertesi günü, Nevzat ile ağ buluştukları zaman, ikisi de sı zeri gi Suzan odadan içeriye a kadar hiç görülmemiş te ie tavırla ei Şapkasını neşesiz neşesiz eek hattâ bir yere de koymıyarak yere attı, Nevzat, kaşları er im asabi bir halde sevgilisine yaklaştı. Sor- du: — Ey, nasıl oldu, anlat baka- lum? mı oldu? Tıpkı se- nin düşündüğün gibi oldu. Ma- şallah! Ne emmi Yüzük uçtu! — Uçtu mu? Anlat kuzum, örer ediyorum. — Anla tacak bir şey yok. Ko- cam aldı, bana vermedi. Ben pen- ceredeni e çıka GN Nevzat alnındaki terleri elile sildi 2 z de aptalmışız! dedi. Hele senin kuadan bir mana çıka- mk o kadar tuhaf ki, Su- — Ne manası çil ağ? — Kocanın bir metresi var de- mek olmuyor mu? — Bir metresi mi var? değil! N Kabil levzat aci acı güldü: > Maatteessüf, öyle bir kabil ç KN Buda; depoyla operasındı Vi i rTaviata> operası, ei 35. A 25 50 bebeler bii a dans 5 diğan e cer lakin iğ — 1845 halit wusiki, ders ve 22 şarkı a » 15 diri “dersi, 23,35 a m.) — 17 neşeli musi- iyat, İ9 muhtelif, 20 Beetho- m.) — 18, 5 “mali neş- 0 Televisyona di sözler, 19,35 ire 19,55 Verdinin Falstaf simli op: 22,45 aktünalite, 23,10 plâk, 23,30 haberler, 23,50 konserin devamı (senfonik caz musikisi), 24,45 rkılı cazba Teşrinisani cuma bul : 12,30-13,30 plâk ge &, 18-19 Tokahyan otelinden nakil, çay saati, 19-19,30 çocuk saati, hikâye, ler, 19,30-19,40 dünya berleri, 19,40-20,40 plâk ile neseli musiki, 30 ) mi eri 9,45 Yı, 19,50 şarkılı konser, 20,10 habe ve a orkestrası, 22, o 23,40 in haberler, Ga 24,05 hafif musiki ve ii rp m.) — 17 hafif musi- ki, muhtelif bahisler, 2 , 23 haberler, “Virna (507. Sy — 18,20 çift pi- © konseri, 5 50 spor haberleri 19 Marek yi Ki neşriyat, 19,25 Personelite etiileri, 19,50 habe sr, 20 Franz Scyuberti Fdur ame im AK FAYDALI NEŞRİYATI Çok meraklı bir kitap NEREDEN GELİYORUZ?.. “Arasıra, kendi kendimize düğümüz vakit, arr ir cilvesi içinde şu sual e Sm NEREDEN GELİYOR! Bu suale çiz la yenil ceği cevabı öğrenmek istemez mi- siniz? Bizim bi müşkülümüzü en aklen Faik Sabri beyin dilimize çevirdiği bu *üzel ve kitap hallediyor! * NEREDEN GELiYORUZ? 164 sahife, 60 resim - 40 kuruş AKŞAM KİTAPHANESİ ki... Dün akşam karım pek neşeli bir halde beni bi Sana al- dığım yüzük parmağındaydı. Bu-' nu gösterdi: — Aman ne tali Nevzat! dedi, Bak ekildi ne buldum! Hikâyeci