22 Kasım 1934 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 1

22 Kasım 1934 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

eri AVRUPA Her kesin tenceresi «e Kapalı kaynarl... — Sene 17 — No: 5782 — Fiatı her yerde 5 kuruş PERŞEMBE — 22 Teşrinisani 1934 İl Cenevrede bora çemreniyor Yiğit kral Aleksandrın ölümü işine Cenevrede Yugoslavyanın el koyması ortalığa birdenbire kor- kü verdi. © Gerçekten çetin işl., Yugoslavlar - yerinde olarak - krallarını öldürenlerin açığa çi karılmasını istiyorlar. Aşağı yu: karı diyorlar ki: | Suçlu, Marsilyada krala kurşun sıkan değildir. O, ve onun şurada | burada polisçe tutulan yardımecı- ları avadanlıktır. Bu kuklaları besliyen, ellerine tabanca terip (iple oynatan ök uçlu arkada gizlidir, pusudadır, ön kolluyor. Onu bulünuz. San mayınız ki gerçek | suçlu, krala | kıymakla kanıksamıştır. Hayır. O, Yugoslavyanın canına kıymak- İa hınç almak ister... Yugoslavya; ançiu olduğuna ek- siksiz inan getirdiği bu komşunun Adını, Cenevgeye vereceği notaya yazdı mı? Bilmiyoruz. Amma, açıkça yazsa'da yazmasa da dü- | şündüğü artık besbellidir. Bu adı | Biliyesi işntün Kalmadi; Yu- goslavya, bu yürekler acısı ölüm- de Mıcaristandan işkilleniyor. Yuğoslavlarm. düşüncesine gök re - gazetelerin yazdıklarından anlıyoruz - Macaristan bugünkü dar sınırlarını beğenmiyor. Ülke ona küçük geliyor. Geri almak istediği topraklar var. Genişlemek kaygusundadır. Genişleme biric'k yol, Yugoslav kurumunu bozguyz uğratmak, Yugoslav bir- liğisi dağıtmaktır. başkalarının da çıkarı varmış. Macar topraklarında, Yugos- İsyya sınınmız yanıbaşında Garp nan, barındırılan eli kanlı gözü pek Hırvat öldürücüleri bu is tekle çalışıyorlar, bu ülkü için yetiştiriliyorlar, bu uğurda can veriyorlar. Yugozlavlar işte böyle düşü yör. İstiyorlar ki suçlular açığa çıksın, bundan sonra böyle gizli kapaklı komiteler, ülkelerin bağ- rında beslenmesin... Yugoslavyanın bunları istemesi .Cenevrede, çok durgun olmıyan politika denizinde iri dalgalar yaptı, derin izler açtı. Orada de- niyormuş ki Cenevre var oldu ola- hı bu kadar ağır, böyle zor, çap- | raşık, kıyılcımlı bir işle karşılaş” | mamıştır, Böyle çalık işleri uyutup uyuşturup yasak savmak Cenevre- nin temel türesidir, Usta yaşlı dip- lomatlar, bu işin içinden gürültü- süz patırtısız nasıl çıkacağız di- ye saçsız başlarını kaşıyıp duru- yorlar!.. İ İşin içyüzü şudur ki Yugoslav- | ya ile arkadaşları, Küçük Anlaş ma devletleri, sinir değişimi öz- liyenlerin manevrasına artık bir sori vermek istiyorlar. Macaristan, sınırların yeni baş- tan çizilmesini ister durur. Yu- goslavya ile arkadaşları, Marsil- ya suçluları ipucunu yakalıyarak, Macaristanla bu alanda çarpış- mak istiyorlar. Bu işte, yangının saçağı sarıp tarmıyacağı İtalyanın Macarista- ha yardım edip etmemesile belli olacak.. Ortalık karışacak mı? Cenevrede çiban başı kopma- için a İ ğe başladı. Rüzgâr Bu bozguda || İ Bende şimdiyedek öyle yapıyordum. | tiğini söylediğim işten sonra, tren& gü- ya Kış başladı Termometre 8 dereceye düştü, sobalar yakılıyor Geçen hafta ilik ve lodos gi- den havalar birden bire değişti. Dün sert bir şimal rüzgârı esme- ve ince bir yağmur havayı soğuttu. Termo- metre $ dereceye kadar indi. Her tarafta sobalar yakılmağa başla- dı, Halbuki iki gün evvel sicak- lik 18 - 20 derece idi. Karadenizde fırtına başlamış- tır. Evvelki gece saat onda kö- mür yüklü olarak Karadenizden gelmekte olan Yunan bandıralı Meropi vapurile Akdenizden Ka- radenize gitmekte olan İtalyan bandıralı Luzifero vapuru Geli- bolu önünde çarpışmışlardır. İki vapur da hasara uğradık- larından oÇanakkslede demirle- mişlerdir. Hasarlarını tamir et- | tikten sonra yollarına devam ede- ceklerdir. an m ÖZ TÜRKÇE DÜŞÜNCELER “Resmen ,, Vapur, Başıma bir iş geldi, hani, pişmiş tw vuğun başından geçmemiştir. Anlatayım, dinleyin: Ben Pendikte otururum. İyi yer, gü- zel yerdir, yalnız uzak, hele kışın, yol çam sakın gibi uzadıkça uzar. Diye- ceksiniz ki, tren var, atlar gidersin. Amma bundan sonra, başımdan geç- venemiyeceyim. . . Vagonlar mi kötü? diyeceksiniz. Ha- yır, vagonlar ev odası gibi dinlendirici. Yollarda bir bozukluk imu var? Yooo, yollar sapa sağlam, trenler, demirlerin üstünde yel gibi kayıyorlar., Öyleyse ne? Geçen gün Kadıköyündeydim.. Tren gidiş geliş . bildirişine baktım; 21,35 sından korkanlar çoktur. Bir yandan Fransızlar Yugoe | Tavyaya, öte yandan İtahyanlar Ma- | caristana serin kanlı, ölçülü dav- ranma öğütleri veriyorlar. Ancak Belgrat gazetelerinin yazdığına göre, Cenevreye bap vurmanın bitimi olmazsa, Yugos- lavya, isteğini başka yollardan, ve değeri ne olursa olsun başar- mayı kestirmiş. : Bora, çemreniyor. Bugün yarın | patlak verecek gibi... Barıştan gitgide uzaklaşıyor muyuz, dersiniz? — N. 5, : Şirketihayriyenin yeni vapurları 72 numara sisteminde 4 vapur yaptırılıyor © Avrupa tezgâhlarında temas- lar yapan Şirketi Hayriye umu- mi müdürü Yusuf Ziya bey dün- kü ekspresle şehrimize dönmüş- tür. Yusuf Ziyâ bey gazetemize şu izahatı vermiştir: — Almanya, Hollanda, Belçi- ka, Fransa, İngiltere ve İtalya- daki gemi fabrikalarını gezerek, şirket için dört vapur sipariş et mek istediğimizi bildirdik. Bu müesseseler en kısa zamanda, şif- ketimize tekliflerini gönderecek- lerdir. l Bunlardan en müsait şartleri mubtevi bulunanı şirket idare meclisince tercih edilerek derhal sipariş verilecektir. Bir kaç gün içinde teklif mek- tuplarının geleceğini umuyoruz. Yaptıracağımız vapurlar, şirketin 72 humaralı vapuru büyüklüğün» de ve çok yollu olacaktır, Bilhassa bu çabukluk mesele- sine çok ehemmiyet veriyoruz.. Yeni vapurlar Boğaziçi seferleri- ne tahsis olunacak ve gelecek yaz mevsimine yetiştirileceklerdir. Bir dağ yürüyor Hadım - Ermenak yolu kapandı Konyada Hadim kazasının Pe- riler kondu, yahut Pirlevganda na- hiyesinin cenubunda ve bin yedi yüz metre yüksekliğindeki dağın vadiye, nahiyeye doğru kaymak- ta olduğu haber verilmektedir. Bu kayma yüzünden Hadımdan Ermenaka açılan yeni yol kapan- mış ve geçilmez şekle girmiştir. “Resmen, Tren.. te Haydarpaşadan kalkan bir tren var. 21,30 da girdim istasyona. Tam bu aralık İstanbuldan bir de vapur geldi, yolcusunu boşalttı... 21,30, 21,35 oldu, tren kalkmadı; 21,40 oldu yine yerin- de; 22 tren yürüyeceğe benzemiyor. Ne oluyoruz? Niye kalkmıyoruz? diye so- rüp soruşlurmağa başladım.. «Denizde sis var İstanbuldan gelecek vapuru bek- liyoruz» dediler. «Hangi vapuru?» İs- tanbuldan 21,10 da kalkıp buraya 21,30 | da gelen vapurı..», «Demin bir vapur geldi, tam 21,30 da, İstanbuldan da 21,10 da kalkmış», «Doğru, amma 6 vapur RESMEN 21,10 vapuru değildir, 20 bilmem kaç vapurudur..», «Canım, vapurun RESMEN olur mu? 21,10 da kalkmış, yolcularını almış, gelmiş.» Dinletemedik, 21,10 da kalkan va- pur RESMEN 20 bilmem kaçta kalk- İ imiş, Biz; 22 de kalkacak, kalkacak amıma RESMEN 21,10: da kalkmış sa- yılacak vapuru bekliyecektik., Artık da- yor.. Ben bir devlet işletmesinin bu yazılı sözüne güvendim, geldim. Devlet yalan söylemez!» İstasyon şefi bünu da dinlemedi. Kara yollarında hiç bir bozukluk yok- ken, 21,10 da köprüden kalkan bir va- İ pur 21,35 treninin yolcularını getirmiş ken; 21,35 treni 22,20 de kalktı. Dakkasında kalkmıyan tren RESMEN tren değildir. Orhan Selim ——— Telefon » 24940 (İdare) « 24249 (Tahrir) - 24248 (Matbaa) - 20113 (Klişe) Italyada neler oluyor? Mareşal Balbo M.Mussoli- ninin yerine mi geçecek? — Ekonomik işleri düzeltemiyen Mussolininin yıldızı sönüyormuş Mareşal Balbo Londrada çıkan «Sunday Re | ferec» gazelesi yazıyor: İtalyanın tan yerinden yeni bir diktatör mü belirecek? Atlantik açık denizi üstündeki uçuşundan sonra, Mussolininin yaldızlı bir: sürgüne gönderdiği eski İtalyan hava mareşalı Balbo- dan söz açıyoruz. Duçe, Balbonun gitgide çoğa- lan ününden işkillenerek onu ulu- sun alkışları arasında görmekten- se çölün ortasında görmeği da- ha elverişli bulmuştu, Öyle amma, işbe ustaca bir iş çevirerek Balbo da Mussolininin karşısına bugün yine bir engel gibi çıkıyor. Geçenlerde, İtalyanın Habeş ülkesi içlerine doğru yayılmak istediğini yazmıştık. Habeş ülkesindeki bu İtalyan yayılışma önderlik eden Balbo- dur, Bügün İtalyanın geçirmekte olduğu ekonomik zorlukları aş mak yolunu böyle bir yayılıştan bekliyenler Balboya destek olu- yor, onu tutuyorlar. Ülkenin ekonomik işlerini dü- zeltemiyen, diplomatça bir çok bozgunluklara uğrıyan Mussolini- nin adı ise gittikçe sönmektedir. Hele Fransız - Rus uzlaşması; buna karşı Almanya ile anlaşa- madığı için; Mussolini politika- sına en ağir vuruşu indirmiş oldu. Şimdi Balbonun saldırıcı emper- yalismi doğrudan doğruya Duçe- nin özüne dokunuyor. Habeş ülkesine yayılış İtalya- Ya tuzluya oturmaktadır, İtalya boyuna borç bulmağa uğraşıyor. Bundan bir kaç ay önce, Mussoli- ninin lireti yerinde tutabilmesi için Fransa bankası ona elini uzat- mıştı. Şimdi ise, Fransa böyle ye- ni bir yardımda bulunmak için, İtalyanm Akdenizde kendisile boy ölçüşmekten vaz geçmesini istemektedir. Bundan başka, İngilizlerle Fran- sızlar Balbonun plânları istenmi- yecek kadar genişler diye korku- yorlar, Hele Fransızlar Balbonun Habeş ülkesindeki ilerileyişini iyi bir gözle görmemektedirler. Böylelikle mareşalın politika- sile Duçeninki karşı karşıya di- kilmiş duruyor. Bakalım bu kar- şılaşmanın sonu nereye çıkacak?

Bu sayıdan diğer sayfalar: