2 Teşrinievvel 1934 AKŞAM ———— Yerli mallar pazarı şubesi Karaköy şubesi dün merasimle açıldı Sümer Bank yerli mallar zarları Karaköy şubesinin küşat resmi dün sabah saat on birde, banka erkânının iştirakile yapıl- miştir. Bu münasebetle yeni şubeyi gezmeğe davet edilen misafirlere ve matbuat mümessillerine Bey- koz fabrikasının kıymetli ve güzel mamulâtıni halkın kolaylıkla darik etmesi i len tesis hakkında izahat veril- miş, İlmoneta ve pastalar ikram edil Yerli mallara gösterilen umumi alâkanın bir eseri olan bu şube eski Borsa hanının altındadır. Daha ilk açılış gününde büyük bir rağbetle karşılanmış, ziyaret- gilerin çoğu yalnız tebrikle kalmı- yarak mübayaalarda da bulun amuşlardır. Sir dersten dönenler Yeniden imtihan edilecek- leri doğru değil Ankara 2 (Telefon) — Lise bakalorya imtihan kâğıtlarının ye- niden tetkik edileceği ve altıncı, yedinci, dokuzuncu, onuncu smıf- larda bir dersten dönen talebenin yeniden imtihanı yapılacağı hal kında Milliyet gazetesinde bir be ber çıkmış, bu haber diğer bazi gazeteler tarafından da iktibas edilmişti. Salâhiyettar bir zatla gi li Bu haberin doğru olmadığını söy- Jedi, İmtihanlarda muvaffak ol mmiyan talebe, muvaffak olmadık- ları derslerin adedi ne olursa ol sun sınıfında kalmış sayılacaklar. dar. Hukukçular klübü Klübe şimdiye kadar elli aza kaydedilmiş İstanbul barosuna dahil avu- katlardan bir kısmı tarafından hukukçular klübü teşkil edilmiş ti. Vilâyet, klüp reisi Kenan Ömer beyin, müsssisleri temsil edemi- yeceği mütalâasile, müessisler ne yana verilen klüp beyannamesi muameleye koymadığını alâk: darlara, bildirmiştir. ! Bunun üzerine klüp reisi tekrar acaat ederek, klübün lâl esasiye ve kanunu mede- ahkâmna istinaden teşekkül Kenan ömer bey demiştir ki: «— Klöbümüzün çalışması için vilâyetten müsaade almağa lüzum yoktur. Çünkü cemiyetler kanu- nunun bahşettiği müsaade ile ya Pılmıştar. Klüp bir kaç aydanberi yaz ta- tili dolayısile esaslı bir faal bulunmamıştı. Artık tatil bi 'den yakında çalışmağa başlıya- sağız. i Şimdiye kadar klübe giren âza miktarı 50 yi bulmuştur.» Klüp âzaları, mesleki işlerle da. ha yakından meşgul olmak ve alarındaki tesanüit ve fikir birli. ğinden istifade etmek niyetinde. dirlem! Orta tahsile dair iki tebliğ Geçen senenin verimi herkesi menun etmedi Ankara 1 — Maarif vekâleti or- | ta mekteplerde 1933 - 1934 sene- sindeki çalışma devrini herkesi sevindirecek şekilde bulmâmıştı | Bunun sebepleri arasında en mi himleri senenin bazı aylarında ted- risatın pek ağır, bazı aylarında da fazla hızlı gitmesi, bunun talebenin| multarıt surette hazırlanmasına meydan bırakma: dı Vekâlet bunu göz ö bu sene alınacak tedbirler hak- kında müdür ve muallimlere bir tamim göndermiştir. Bu tamime göre muallimler ber sınıfta oku- tacakları derslerin müfredatını lara taksim ederek 20 teşrinie vele kadar müdürleri vasıtı vekâlete bildireceklerdir. müfredatının ve programin tai- bikindeki ihmalden müdür ve mu- alimler mesuldürler. Talebenin muntazaman devami için yoklama yapılacak, talebe sık sık müzakere edilecektir. Mual- limler de derslerine muntazaman devam edeceklerdir. Hangi sebep- senesinde okutmıya mecbur olduğu ders sı atlerinden 7 veya sekizde bi yapmanı: Gl saaİlnlar a şaha e alarak le olursa olsun ders içinde muvaffak olmuş sayılmazlar. Vekâlet talebeye tebliğ edilmek üzere de mekteplere bir tai göndermiştir. Bu tebliğde mezuni- yet imtihanlarında tam olarak mu- vaffak olmıyan bir kısım talebe- nin daha yüksek tahsi lerine girmek için müracaatların- dan bahisle bu gibilerin vakitle- rini yarım kalan derslerini tamam- lamak için sarfetmeleri daha ye- rinde bir hareket olduğu bildi yor. Tebliğde talebenin merciinin Kendi mektepleri olduğu, vekâle- te yapılan müracaat sal kanalından geçerek gelen müra- caatları tetkik ettiği beyan olun- maktadır Matbaa kâğıtları serbes kontenjan listesine alındı Ankara 1 — İcra vekilleri he yeti A pozisyonuna dahil kesilmiş ve kesilmemiş” matbi kâğıtlarının. F serbest kontenjan listesine alı masını kabul etmiştir, Iki otomobil çarpıştı Dün akşam Haydarpaşa Rıhtım caddesinde şoför İsmailin idare- sindeki otomboil, şoför Muzaffe- rin otomobilile çarpışmış, iki ara- ba da kısmen parçalanmıştır. amam a imrük tarife kanununun 328 300 kadın, erkek Yıldızın en cazip sesimleri ve tercemei haller. idızlarln muhabere etmek iniz yenlere müjde: Kitabın sonunda hu Basi adreslerini bulacaksınız Parlak küğda basılmış fevkalâde zarif ciltli bir ki Bir Album kadar güzel, nefi SİNEMA YILDIZLARI GUNUN MESELELERİ v Iktisadi buhran ve Japonya Bir Japon ticaret heyeti geçende bü- tün dünyayı dolaşmış, o arada İstanbula da gelmişti Bu heyetin başlıca vasisi her tarafin Japon maları için yeni müş teriler aranmaktı. Heyet ber tarafı geze dikten sonra Japonyaya dönmüş v Tapor vermiştir. Raporda deniliyor ki: “Japonya mamulâtmi şiddetle tazyik den İnçilteredir. Seylinda Japon mür Yaredatına karş takip olunan kontene Hindistan ve Bahrimubiti kebir adalar Fındadır. Manilde büyük caddelerde ip- İiyen bir çok Japon tcarethaneleri gör- dük. Cavada şehirli ve köylülerin fazla Japon mali kullandıklarını müşmbede ektik, Batavya gibi yerlerin piyasaların. daki malların yüzde 75 ve yüzde 80 ni teşkil ettiğine şahit Bahrimuhiti kebir adalarından ve Hindistandan uzaklaştıkça Japon mal Tarımın tevziatı azalmaktadır. Küçük ve orta Asyada bu malların tevziakı nis- belsizdir ve nevileri mahduttur. Bura- larda en ziyade görülen Japon malları, pamuklu mamulâtıdır. Küçük Asya, or- ta Asya ve Japon pamuk mar kurulduğunu memnuniyetle Türkiye, Suriye, Irak ve Filistin gibi Enemleketler takas usulünü tatbik etmak- tedirler, Bu memleketler ile alış verişte Küçük Asyada ve Balkanlarda bize iyi müşterili. edecek memleketler: Tür- kiye, İran, Irak, Filistin ve Suriyedir. Bu memleketler Japonyanın kendilerin. den daha çok mübayaatta bulunmasını istiyorlar.» Raporun sonunda deniliyor kis el ponya ücaretinin genişleme sitemiz Müşteri memleketlerden mübayantta bü lunmak, yeni ticaret ataşeleri tayin et mek, aldıklarından ziyade satan memle keler ile daha müsnit alıp veriş şartları | tesiz etmek, Avrupa ve bilhasa Bal. kanlar vaziyetini tetkie etmeler. Jap lar, yahudilerin Almanyaya İka ettikleri boykotajdan ielifade çareler ni de aramalıdırlar. Japon; ticaretinin. esaretten kurtarılması için iki çare oldu: | Zu fikrindeyize | 1 — Dünya müsteklik kütlelerinin bu: sün sym İn ayaklanan: asi ve iktisadi müva- zenesinin harabisi Bu hususta bilinmesi matlâp olan cihet, Japonyamın, arzusunun hüsulüne Kaza mi cinayet mi? Küçük Mustafapaşada oturan inin ğı altındaki tabancanın patladığı ve kurşunun beraber yaşadığı Emine hanım is- mindeki kadına isabetle ölümüne sebep olduğu yazılmıştı. Hamit efendi zabıtaya veri son ifade- 'de yatakta Emine hanımla yatar. larken kendisinin tabancayı kur- caladığını bu sırada kazaen pat “ayıp kadını yaraladığını söylemiş” tir, Emine hanım da ölmeden ev- vel ifadesinde «bu işte Har in kabahati yoktur, tabanca kazaen patladı: Hasniştir; Hamit sulh ceza mahkeme kararile tevkif edilmiş ve evrak istintak dairesine verilmiştir. bir kitap Bugün çıktı Fiyeti: 1 lira * AKŞAM KITAPHANESİ RL, Ankara ve sem TIYATRO MUSAHABELERİ || Şehir Tiyatrosunda Cürüm ve Ceza 30 teşrinievvel 1821 de doğan Dostoyevskiyi, mektep sıraların- da, Puçkinin şiirlerini okurken buluyoruz ve onu resmi işini bir yana bırakıp, bol içki içer, ku mar oynar, kadın peşinde koşar- ken tanıyoruz. Cihana ferman okuyan, hiç bir ferman dinlemi- yen, satıp savan, miras hakkını yok pahasına elden çıkaran ve geçinmek için tercümeler yapan haşarı bir genç... «Yazar yaşa- nım» diyor. «Öjeni Grande» re- manını tercüme ediyor. Aldığı Para onu bir hafta bile doyurmu: yor. Bereket teyzesi zengin kocaya varmış. Dostoyevskiye bakmağa başlıyor. İşte dünün sefil, bugünün büyük edibi ilk eserini / «Fakirler» i o sıralarda neşrediyor. «Fakirler» in sürümü, Dosto- yevaki ismini bir anda âleme ta- nıttı. Herkesin ağzında bu roman ve bu romanın müellifi vardı. Dostoyevskiye, büyük salonların kapıları açıldı, davetlere, ziyafet dere, resmi merasimilere çağırılma- ğa başladı. Dostoyevski meşhur bir şahsiyet olmuş, politikaya da karışmıştı, Siyaset, onun Sibiryaya “ mesine sebep oldu, Orada, hi meşrep bir kadınla evlendi. «Am- canın rüyası», «Selo Stepançikov3 menfada yazdığı eserlerdir. Menfa müddetini tekmilledik- İ ten sonra, Moskova ve Petersburg- ta oturmasına izin verilmedi. Dos- toyeveki bu iki büyük şehrin hat- boyu üstünde, Volga kıyısındaki Tver şehrine yerleşti ve oradan 2 inci Aleksandra bir mektup yaz- di, Bu mektup Çarın hoşuna git- ti ve edibin Petersburgta oturma- sına izin verdi. Dostoyevıki, Petersburga gel dikten sonra, aile faciasmın ecr- nacak bir kahramanı olmuştur. Karısının mahiyetini, gene karı: sının ağzından duymuş, kadın — Ben seni hiç bir zaman sev. medim, benim başka bir sevdiğim vardı, onunla münasebetteydim, gene ona gidiyorum! deyip git- miştir, Bu faciadan sonra, Dostoyevs- kiyi aşk kahramanı Polin isimli uçarı bir kıza oluyor. Fakat o kızdan ihanet gö- rüyor, Polin bir Fransızla Parise kaçıyor. Dostoyeveki bu sıralarda «ölüler evinin hatıraların nı ya zıyor ve kardeşi Mişel ile «Verem- ya» gazetesini çıkarmağa başlıyor. Fakat hayalinde Polin var. Poli- düşünüyor ve ni seviyor, Pol bir gün Polinder — Aşığım benden yüz çevir: Pariste sefil kaldım! diye bir mektup alınca kak kıp Parise gidiyor. Polini bulu- yor, Londraya gidiyorlar, tekcor Parise geliyorlar, Rusyaya dönü yorlar. Tekrar Almanyaya seya- hate çıkıyorlar. Uzun müddet Vis- badende oturuyorlar. Dostoyevski kumar oynuyor, kazanıyor. Na- poli, Romayı geziyorlar. Fakat Polin önüne gelenle aşiftelik edi yor, Dostoyeveki bu maceranın kendinde uyandırdığı haleti ru- hiyeyi «Kumarbaz» eserinde an- latmaktadır. Rusyaya döndükten sonra, asıl karısının Tverde can çekişmekte olduğunu haber alınca, onun ya- nina gidiyor. Karısı son nefesini verinciye kadar başucundan ayiril. mıyor, Kendine ihanet eden bir kadın ölüm döşeğinde yalnız bırakma- masile, kendini rasgelenle aldatan bir kızı hâlâ sevip onunla evlen- mek Dostoyevskinin, ' kendini Cürüm ve cezanın kahra- manı Raskolmikof gibi fevkalbe şer bir mahlük addettiğine hüküm verilebil Raskolniko, ekmek parasına muktaç bir talebe, Ne idüğü bel lisiz bir genç. Fakat o kendinin en yüksek bir ırktan geldiğine, beşe riyete hizmet için yaratıldığına hani... Beşerden üstün olduğuna inanı var ve beyeriyele hizmet için kabiliyeti olduğuna kail... Öyle fevkalbeçer bir mahlük, ki cina- yet bile işliyebilir. Mademki be- geriyete hizmet edecektir, bu uğur. da insanlara fenalığı dokunan bir adam da öldürür... öldürüyor da, Ihtiyar bir tefecinin kanına gi- iyor... Bu cinayeti, ondan şüp- he etmelerine imkân yok. Kimse bilmiyor, kimseye bir şey de söy» lemiyor. Amma söylemek ihtiyaci ile kıvranmağa başlıyor. Vicdanın. da bir azap var. Onu itirafa zor- luyor... Nihayet cinayetini bir s0-' kak kızına, kendini kardeş gibi seven aşağılık bir kaldırım alüf- tesine anlatıyor... Anlatırken ağ liyor ve gözyaşı dökerek hara- kola giriyor, teslim oluyor... Siz Biryaya sürüyorlar. Sonya; o s0- kak kızı, Raskolinofu o kuş uç maz, kervan geçmez karlar © rına kadar takip ediyor, ondan ayrılmıyor... â İşte bu gece İtsanbul şehir ti yatrosunda seyredeceğimiz «Ci rüm ve ceza»yı bütün dünya dille ne çevirilen, bütün dünya sahne. lerinde yarım asır evvelindenberi oynanan bu şaheseri Dostoyevski karısı öldükten sonra Polinle eye lenmeğe karar verince yazdı ve tefrikaya başladı, , Bu eser, Rusyada isyan uyandır. dı, Münekkitler hücuma başladı lar: «Dostoyevaki, Raskolinofun. şahsiyetinde, Rus talebesini tah- kir ediyor» dediler. O güne ka- dar, bu edibe tapan talebe muhi- ti, bu yazıların desirinde kaldı. Dostoyevskinin aleyhine Dostoyevskinin modası gecti. “| Polin gibi bir kadın; modasi geçmiş bir muharrire varır mıydı O da Dostoyevskiden yüz istemesi, v.. «Cürüm ve ceza» aleyhinde yas pılan bütün propagandalara rağ- men, gene bir çok kişinin gönlüne de iz bırakmıştı. Nasıl, ki müelli- fi de, ikinci bir aşk macerasına sürükledi... ç «Cürüm ve ceza yi “oküyup hayran olan asil bir ailenin kızı Anna Korrin - Krukovski müellife uzaktan âşık oldu. Dostoysval mektup yazdı. — Meltuplaşmağa başladılar. Kız nihayet babasına, Dostoyevskiyi tanımak istediğini söyledi. Maaile kalkıp Petersbur- ga geldiler, edibi davet ettiler. Dostoyeveki kızı babasından is- tedi, Nişanlandılar. Fakat bu ni- şanlılık uzun sürmedi, Siyasi aki- deleri biribirine o kadar zıttı, ki inde kaldı. (Devamı 8 inci sahifede) Selâm İzzet