AKŞAM Sahife 7 25 Ağustos 1934 Iki Rus rejisörü geldi Yeni inkılâp filmini çevirmeğe başlamak üzere İzmire gittiler Rusyadan şehrimize sinemacı lardan mürekkep bir heyet gek miştir. Heyet Rusyanın meşhur sinema rejisörlerinden Solovief, Vitkin ve meşhur operatör M tofftan mürekkeptir. Rus şehrimizde yeni açılan Türk filim stüdyosunda filim çevireceklerdir. #li olarak büyük bir inkılâp filmi gevrileceketi Bu filimde eski imparatorluk hayatı ile yeni cumhruiyet haya- tı mükayese edilecektir. Filimde İstanbul, Bursa, İzmirdeki cum- huriyet eserleri, memlekette de- Bişen telâkkiler, eski sultan s rayları, bu sarayların yeni bali, imi mektep, kimi fabı bir halde gösterilecekti, ilimde memleketteki yeniliklerle, eski hayatın müka- yeseleri yapılacaktır. Dün rejisör. leri ziyaret ettik, M. Vitkönle uzun uzun konuş- tuk. Sorduk: — Sinema arti yeh gençlere ne tavsiye edersi- niz? — Tabii doğuşta istidat olması gok mühimdir. Fakat sinema ar- #istliği artık tamamile bir ili meselesi haline girmiştir. Sinema artisti bugün hendisi, doktor, avukat, kimyager gibi üniversiteden çıkan bir in- sandır. İyi bir mutlaka sinema mektebinden, y rejisörleri ve operatörü bütün i olmak isti- hut sinema üniversitesinden çık- mak lâzımdır. Moskovada bi: nema üniversitesi ve bir çok ta sinema mektepleri yardır. Bu üniversitenin rej ik, ar- tistlik, operatörlük, sinema idare- cilik kısımları vardır. İyi sinema ti irmek ancak sinema mektebi açmakla kabildir. Yok: inema artisti olmak için güzel lik, güzel sesli ve fotojik olmak kâfi değildir. Bilhassa güzellik sinema artistinde en sonra ara- nan bir şeydir. — Amerikalılar sex appel diye bir şey çıkardılar. Bu cinsi cazibe meselesine ne dersiniz? — Biz sex appeli manasız bi şey olarak telâkki ederiz. Ve bir artistin sex appeli olup olmadı dikkat etmeyiz, Ve bu tamami Iktisat vekili itlerin nasıl çalıştıklarını uzun makinenin içinden fil uydurma bir şeydir. Görüyorsunuz ki sex appele dikkat etmedi iz halde bir çok kuvvetli filimlerimiz var. Bizim artistlerde aradığımız ne s€x appeldir, ne de fevkalâde güzel lik... Biz onlarda bilgi ararız ve yaptığı işin teknik tarafını kav ramış olmasına dikkat ederiz. Bu- nu da bize temin eden sinema Sonra biz Amerika ve Avrupa- da olduğu gibi yıldız aramak, bir yıldız parlatmakla vakit ge- girmeyiz. Bize bir aktör lâzım olur. Meselâ bir amele, bir asker, bir genç kız... Sinema mektebi mezunları arasından alır oynatır rız. Bir kişinin üstüne İşliyerek, israr ederek onu yıldız mertebe- sine çıkarmak bizim lüzumsuz bulduğumuz bir ilimden maksat bir yıldızın par. laması değildir. Her filim bir ki- şiden ziyade bir kütlenin muvaf- fakiyeti olmalıdır. — Güzel bir filim yapmak için mevzu olarak güzel bir aşk mace- Tası kâfi midir? — Hayır... Bir filim için ne kadar güzel olursa olsun bir aşk macerası kâfi değildir. Filimde halk için faydalı ve lâzım olan bir gok şeyler vermelisiniz. Bir şey söylemelisiniz. Fakat biz aş- ka muhalif miyiz? Katiyen... Hal- ka söylediğiniz bir çok fayda şeylerini yanında güzel bir aşk macerası da koyabilirsiniz. Kim- se size mâni olamaz. itekim biz ertistte mutlaka güzellik aramayız amma bu gü zel artist kullanmayız manasına gelmez. Hayır bilâkis... Biz fi- limde güzel insan rolü olunca ön güzel artistleri çağırır oynatırız. — Bizde iyi artist bulabilece- izi ümit ediyor musunuz? — Daha Istanbula yeni geliy: ruz. Bunun hakkında bir şey sö) lemek kabil değ Fakat dekor #tibarile İstanbul bir filim için bı Celâl beyin sinema sanayiine alâkası göstermektedir. Celâl bey, çevrilmekte olan “Bataklı damın kızı, filminin harici sahneleri alınırken hazır bulunmuştur. Ikti filmin nasıl çekildiğini, operatörlerin makineleri na: £ vekilimi uzun tetkik etmi M. Vikin teveccihen hareket etmişlerdir. İzmirde yeni inkılâp filminin ilk sahpeleri çekilmeğe başlanacak: tar. Sinema haberleri X Meşhur komik Buster Kea- ton bir filim çevirmek üzere Av- rupaya gelmiştir. Artist yolda il İye ile zehirlendiğinden va- purdan hasta bir halde karaya gıkmıştır. İyileştikten sonra Lon- drada filim çevirecektir. * Gazetelere sinemaya sit ya- zı yazmak üzere Amerikaya gi- den Fransız artisti Jague Cate İsinin Hollivutta bir filim çevire- Hollivuta giden alman ar- lerinden Mady Christinne fi- lim çevirmeğe başlamıştır. Alman filimciliği 1933- 1934 seneleri zarfında gerilemiş- tir. Geçen seneye nazaran 16, iki sene evveline nazaran 22 filim tir. * Josephine Bakerin çevirdi. ği filimde baş erkek rolünü Je- an Gabin yapacaktır. Filimin is- mi Zouzoudur. Tetrika No. 37 Eski kanlı taarruzlara avdet Garplı müttefikler eski kanlı taarruzlardan ibret almıyarak na- sıl oldu da tekrar bu yola dön- düler? Ben bunu, kendi memleke- time mensup olsun, başka memle- 'ketlere mensup bulunsun bu oyu- na iştirak eden her hangi askerin şöhret ve itibarma ait tesirine bakmıyarak olduğu gibi naklede- ceğim, Gerek ceneral Nivellenin hare- 'kâtına, gerek Passchendaele taar- ruzuna ait olsun hakikatleri hiç bir kimsenin hatırı için cilâlami- yarak, yahut doğruluktan inhiraf etmiyerek açık surette mey- dana koymak zamanı artık gel miştir. Düşmana o gün hücum etmiye- rek etrafını devr ile başka nokta- lardan hücum yapmağa artik yol kalmamıştı! Bu sene içinde Bal kanlarda harekât yapmak mese- lesi neden varit olmadığını ev- velce izah etmiştim. İtalya üzerinden geçerek hü- cum etmeğe yol birakılmamıştı. Ceneral Cadornsnın korkaklığı ve İtalyan nazırlarının. gevşekliği Fransızlara bu cihetten hücuma karşı pek kolaylıkla kapıyı ka- patmağa yardım etmişti. Garp hummasının artmasına sebep olan diğer bir hal daha vardı. Kânu- muevvele kadar Fransız ordusu ve Fransız balk - hakikat halde Fransız ordusu ile halkı ayni şey- lerdi. Çünkü orduda adamı ok mıyan bir Fransız ailesi yoktu - Fransa cephesinde düşman hatlı- ni yarmak ihtimal ve imkânı hak- kında büsbütün ümitsizlik içinde idi. — Verdunda mermi çukürlarını ve parçalanan istihkâmlarını müda- faa eden her Fransız askeri ve Sommede Almanlar tarafından müdafaa edilen ve mitralyözlerle techiz edilen çamurlu hufreler üzerine hücum yapan her Fran- sız. muharibi hücumda gösleri- len tarihte emsalsiz şecaate düş- manın müdafaada ayni derecede- ki dilâverlik ile mukabelede bu- lunduğunu pek iyi biliyordu. Ne Fransızlar, ne de Almanlar yekdiğerinin siperli hattına bu- Dun arkasında hasmın ayni kud- reti haiz ikinci bir hattı müstah- 'kemin inş: meksizin girmeğe hiç bir suretle muvaffak olamıyordu. Ceneral Jofer başkumandanlık- ta kalmış olsaydı, her hangi Fran- sız kabinesinin ve Fransız halkı- nın ikinci bir Somme muharebe- ini yapmağa ikna edileceğine şüpheliyim. Vatandaşlarının tab ve mizacı. ni anlıyan Jofer yukarıda söyledi- ğim hakikati iyi kavramış oldu- undan ikinci hücumü İngilizlere yaptırmak istemişti, bu maksatla İngiliz başkumandanı sir Douglas e yazdığı tahriratta ceneralı 1917 senesinin en vahim, en kanlı taarruzu yükünü üzerine almak cephesinde © taarruz ına vakit ve fırsat ver- in müteassıp ta- raftarı kesilen ceneral Haig de: hal bu teklife muvafakat etmişti. Ceneralın elinde ingiliz milleti gençliğinin çiçeği olan talim gö müş gönüllülerden mürekkep, mü- kemeftel bir ordu vardı. Bu orduya müzahir ol toplardan LoydCorcun harphatıratı Umumi harbin esrarı Tam bu sırada Manş denizinin öleki tarafındaki soğukkanlı kom- şu milletten ziyade ani hareketle- re müstait olan Fran: rü hareketinde ani bir deği olmuş, Jofer gitmiş, yerine Ni- velle başkumandanlığa getiri Nivelle tam beş ay Verdunun tepelerini muvaffakiyetle müda- faa etmişti, Bu muvaffakiyet ce- nerala her, Fransız erkeğinin ve kadınının kalbinde bir yer ver- mişti, Verdunun Fransa için ne kadar ehemmiyeti ve kıymeti ol- duğunu bir İngiliz takdir edemez. Cihan tarihinde Verdun muha- rebesine benzer bir harp görül memiştir. istihkâmın destani Bu tepeler şubatı kar tipili günlerinden gelecek kö- unuevvele kadar Galyalılar ile Tötonlar bin seneden fazla bir za- mandanberi ırki zıddiyet ve husumet saikasile şiddetle çarpışmışlardı. sırların. biriktirmiş olduğu gayiz ve hiddetin sevkile on ay bu iki ırkın muharipleri kudur” muşçasına bir. şiddetle parçalamışlar, kemiklerini kırmış- lar ve öldürmüşlerdir. Verdunu tahliş eden takviye kı- taatının ve mühimmatın gönde- rildiği yol Fransa için mukaddes bir caddedir. Binaenaleyh Verdunun müda- faasını teşkil ve idarede başlıca ve muvaffakiyetli rol oyniyan ceneralın Fransızların teveccüh ve meftuniyet “ve hayranlığım celbetmiş olması tabii bir şeydir, Nivelle adının Fransızlarda he- yecan ve ayni zamanda ümit uyandırmasının bir sebebi de Verdunun müdafa. lerinde gösterdiği muvaffakiyettir, Bu muvaffakiyet cenerala yalnız anudane müdafasda değil, aya? zamanda mahir bir asker şöhre- tini kazandırmıştı. Donaumont istihkâmının bir darbe ile istirdadını temin eden plân Fransizlar tarafından cene- Tal Nivellenin karihasının mahsux Tü addolunmuştu. Şubatta bu istihkâmın Alman: / larin eline düşmesi her Fransızın zerinde aralarında mevcut iribirini yüreğini sızlatmıştı, Almanlar is- tihkâm fenninin şaheseri olan bu istihkâmdan Fransızları atmakla, iftihar ediyorlardı. Bunun için Ak manlar bu istihkâmın ehemmiyet ve kudreti hakkında büyük itimat besliyorlardı. Böyle bir istihkâmi istirdat eden ceneralın Fransızların milli kahramanı olması tabii bir şey- dir. Ceneral Nivelle başkuman- danlık mevkiine geldiğindenberi henüz üç gün olmuştu. Verdun cephesinde bu istihkâmin zaptı muvaffakiyetine muadil yeni bir hücumda muvaffak olmuştu. Frasız ceneralı kısa bir zaman devam etmekle beraber gayet şiddetli bir surette Almanlara baskın veren bir bombardıman ve topçu set ateşi himayesi altında hücum kıtaatını ileriletmek saye- sinde bu muvaffakiyeti kazan- mişla, Ceneral kırk sekiz saat içinde tekrar vâsi arazi kazanmış ve “Almanlardan 11,000 esir almişti. Aldığı esirler verdiği zayiattan fazla