Sahife 4 Tetrika No. 275 iftihat ve | Yakup Gemil niçin Muharriri: Gerçi bir senedenberi Türkiye- Yi müttefiklerinden ayırarak bir (sulhü münferit) aktinin düşman | devletleri tarafından şiddetle ar- veran ediyor ve muhtelif vasıtalar. la bu rivayetler «ittihat ve Te- Taki» ricalinin kulaklarına gö- #ürülüyordu. İttihatçı liderler ara- sında bir kısmı, kendi şahsi ma- suniyetleri ve istikballeri tahtı temine alınmak şartile, harpten sıyrılmak imkânlarını düşünebil. mek fikrine - esas itibarile - mua- yiz değillerdi Fakat biribirini takip eden bu taleplerin ciddiyetine inanmak için muhasım devletlerin sulh et- rafındaki samimi kanaat ve di güncelerini gizlice yoklamak icap ediyordu.. Ancak Yakup Cemil | meselesi, bu tasavvuru ütü mahvetmiş, söz ayağa bütün memlekette dedikodulu fı- sıltılara vesile verdiği için böyle nazik günlerde sulh lüzumundan bahsetmek hata telâkki edilmi Yakup Cemil meselesi memle- ket efkârı umumiyesinden saklı tutulmakla | beraber, memleket haricinde çok fena akisler yap- mıştı. Hususile bu tarihlerde düş- man matbuatında Türkiyenin harp safından çıkacağına, «bin- | başı Yakup Cemil isminde bir za: mitesinin hafta içinde müttefiklerle anlaşa- cağına> dair neşriyata ediliyordu?. Şu takdirde artık cdttihat ve Te- rakki» hükümeti, uzun müddet, sulh imkânlarını araştırmanın devlet ve memleket için hayırlı olmuyacağına kanaat getirmişti. | Sulhperestliğin kurbanı! Bu kanaatin tesirile Yakup Ce- mil beyin tevkif ve istintakı sir: rında ağızlarına (sulh) keli alanlar hoş görülmüyor, ken- dilerine şüpheli nazarlarla bakılı- yordu! , Yakup Cemil beyin hareket ve teşebbünlerile uzaktan, yakından | hiç bir suretle alâkadar olmıyan ve yukarıda tevkif edildiğini yaz- dığım Satvet Lütfi bey de bir sulh kurbanı olarak Yakup Cemil me- | selesine karıştırılmıştı. tesadüf | Yakup Cemil beyin Bursaya gi- dince Satvet Lütfi beyin Çekirge. Servinaz oteli) ne misafir 'da bura inzimam eden bir haddin beyin İsviçreden gönder- diği mektup üzerine Satvet Lütfi beyin Talât beye müracaat ettiği- ni yazmıştım, Büsbütün başka siyasi kanaat ve telâkkilerde bulunan | Satvet Lütfi beyin Yakup Cemil bey me- selesile ne suretle alâkadar göste- rildiğini anlatmak ve dolayısile Yakup Cemil beye talik eden bazı dikkate şayan noktalari bu- yada kısaca kaydetmekten kendi- i alamadım. Aşağıdaki satırlar, gok mühim ve tarihi kıymeti ha- vi hakikatleri tebarüz yarıyacaktır: Satvet Lüfi bey, daha meşruti- yetin ilânından evvel, henüz pek e iken, prens Saba eltirmeğe farihinde esrar perdesi | düşü 11 Ağustos 1934 Terakki ve nasıl öldürüldü | MR haddin beyle fikren meşrutiyetten sonra sonuna kadar prensle beraber çalışmış, maama- anlaşmış, fih ittihatçılarla biç bir suretle uyuşamamıştı. Mahmut Şevket paşaya yapılan Suikastin vukuundan epey zaman evvel (taklibi hükümet teşebbü- sü) ile tevkif edilen Satvet Lütfi bey, diğer on arka müebbet kalebentliğe edilmiş ve Bodruma mişti Menfaden Parise.. Maliye nazırı Cavit beyin umu- ii harpten evvel Fransadan yap- Ez bir itsiz bir saf- kin nin ey ik düşmanların» dan olan Şerif paşa tam istikraz aktedileceği sırada bastırdığı yüz binlerce beyannameyi, büyük bir masraf yaparak, Parisin her tara- funa astırmıştı. Şerif paşa bu beyannamelerde, Cavit beyin istikraz edeceği para ile İttihat ve Terakki hükümeli- in Fransa aleyhine hareket ede- ceğini iddia ediyordu. sermayedarlarile efkârı umumiye- emniyet ve itimadını sarsan bu beyannameler, istikrazı suya Fransız Fransiz maliye nazırı M. Kay- ye ile prens Sabahaddin bey ara- sındaki eski ve çok samimi dost luğu yakından bilen İttihat ve Terakki hükümeti, Mahmut Şev ket paşa meselesinden dolayı gi yaben idama mahküm olarak P: Tiste oturan Sabahaddin beyin, | istikraz lehinde, tavassutunu te- min etmeği faydalı gördü. İttihat- çılarca en ağır bir ceza ile mah- küm bulunan prensin yapacağı delâletin Paris mali mahafilinde hasıl olan izale edeceği muhakkak görülü- yordu. i Sabahaddin beyin istikraz le- hinde teşebbüsünü temin etmek üzere Satvet Lâtfi bey, Bodrum- daki menfasından © getirtilerek (Esat) namı müstearile Parise gönderilmiş ve bu seyahat kalması için, Sinoba gazetelerle ilân edilmişti. Satvet Lütfi bey Parise gidince prens Sabahaddin bey de bu t vassutu kabul ederek M. Kayyo- yu kandırmış ve Cavit bey de 15 nisan, 1914 te 35 milyon liralık bir istikrazı imzaya muvaffak ol. muştur, . i Satvet Lütfi hey, İstanbula dö- münce yaptığı hizmete a ten affedileceğini ümit etmiş, fa. kat hükümet, bahriye nazırı Ce- | Nuri beyler seçilmişlerdir. mal paşanın israrı üzerine, ken- disini yeniden menfasına gönder- meğe teşebbüs etmişti! (Devami var) eee Şeki Tiyalas 7 im i LüKüS HAYAT malina ıl a İl, Hava yağmurlu olduğu takdirde tem: gl e vak irecek dereceye getirmiş, Ba- | biâliyi ciddi endişelere sokmuştu... | - o AKŞAM Yoklamaya davet Kadıköy askerlik şubesi reisli- ginden: T 1 — Kadıköy askerlik şubesinde| kayıtlı - Yerli ve yabancı 330 doğumluların ilk ve son yoklam: larına 2 Eylül 934 tarihinden iti- baren başlanacaktır. Toplanma Kadıköy kaymakamlık binasının evlenme salonunda yapılacaktır. 2 — 330 Doğumlularla mua- meleye tabi daha evvelki doğum- lulardan gerek tahsil ve gerekse sıhhi vaziyetleri dolayısile ertesi seneye — terkedilenleri de 330 doğumlularla birlikte yoklamaya gelecektir. 3 — Hangi mahallelerin hangi tarihte yoklamalarının yapılacağı aşağıda gösterilmiştir. 4 — Yoklamaya geleceklerin yanında dört adet fotoğraf, yeni harflerle yazılı nüfus hün dani, tahsil dolayı lerin hangi sınıf talebesi olduğu, ve sınıfı geçip geçmediği ve mek- | tebe giriş tarihleri gösterilmek | suretile mektepten alacakları vesi- kaları da beraber getireceklerdir. Osman ağa 24,B8,10, Basim paşa 12, 16, Cafer ağa IB202224, Hasan paşa ve İkbaliys 28, İbrahim ağa, Os maniye, Mecidiye, Zahta paşa, Tuğlacı Müstala EK 00 Eylul Yök Göztepe, Mer- divenkey, İç erenküy 2 Tegrinlevval 964 Sahrayı 'eecit Söndiye (, Kozyatağı Bostancı 6 Teçriniovvel 084. 8, 10 Teçrinlevvel do mahallelerine tahsle ediler günlerde çelmiyenlere tahsis olunmuştur. AKŞAM KiTAPHANESİ NEŞRİYATI Kadıköyünde NET Kırtasiye mağazasında satılmaktadır. Kadiköy, Altıyol No. 1 Tel, 60623 11 Ağuster 1934 Çelyuskin vapurunun heyecanlı sergüzeşti (Baş tarafı 1 inci sahifede) 1918 senesinde kutup denizle rinde balonile beraber kaybolan İtalyan ceneralı Nobileyi Sedot gemisile aramağa gitti, Sedow gemisi, beş bin mili kutup deniz- lerinde olmak üzere 8,000 mil katetti, Sonra kutup denizlerin de seyahate çıkan Sibiriakof purunun kaptanlığını deruhde et- ti. Heyeti seferiye, muvaffakiye- kaptan Voroninenin mahare- #ine borçludur. Çelyuskinin kumanda | köprü- #ünde bulunan Voroninenin ya- mına gittim. Kaptan söz arasında, bu uzun ve tehlikeli sefere çıkan gemimizin evsafından bahsede- rek dedi kiz , — Çelyuskin 1933 senesinde Kopenhağda inşa edilmiştir. Bu, ir buz kıran değil, bir yük ge misidir. Bu itibarla Sibiriakof ve Krasin buz kıranları derecesinde buz denizlerinde seyahate elve- rişli değildir. Çelyuskinin . hacmi 3600 tondur, binaenaleyh Sibiria- koftan iki buçuk misli daha bü- yüktür. Mal kuvveti 2400 beygirdir. Geminin meziyet ve rüseferde bulunması lâzımdır. Gemide bütün tayfalar iş bi şinda, Heyetin refakatinde bulu- nan âlimler, fen aletlerini ihtiva eden kasaları açmak için ambara indiler, Artistler, gazele, nema operatörleri, geminin Kızıl köye ismi verilen dairesinde «Ku- tup timsahı» denilen mizah mec- muasını hazırlamak için harıl ha- rl çalışıyorlar. Tayfalar, ara: bunların çalıştıkları kompartima- nın pencerelerine yanaşarak ii ni merak ve alâka ile tecessüs edi- Söğütte himayei etfalin faaliyeti Söğüt (Hususi) — için yapılan himayei etfal gubesi intihabalı © neticesinde | reisliğe Sezai, kâtipliğe Nedim, veznedar- lığa Celâl ve azalıklara Rasih ve Evvelce idadi, darüileytam ve şehir yatı mektebi iken bugün iptidai mektep olarak kullanılan bina, bir çok masraflarla vücuda | getirilmiş, bahçesi çok geniş, okuma, yalma, yemek, ambar, | temsil gibi müteaddit kısımlara ayrılmış bir yerdir. Bu bina, muallim mektebi ittihazına çok elverişlidir. Bütün levazımı temam ve noksansız olan bu bin: köy mall | mebtebi ftikaz memlekete büyük bir yam yapılmış olacaktır. Maarif vekilinin nazarı dikkatini celbe- — Söğüt hima elfal cemiyeti heyat yorlar, sonra kahkahalardan kai tılarak uzaklaşıyorlar. 20 temmuz — 20 temmuz sal bahı güneş doğarken, Çelyuskin,' Danimarkalı bir kılavuzun idâre- sinde Kopenhağ limanına girdi. Limanda bir sürü balıkçı gemile- ri, yatlar, vapurlar yatıyor. — “ Vapura ilk giren adam, gemi- nin inşa müteahhidi idi, levazım memurumuza et, konserveler, süt ve saire satmağı teklif eti, Bunun arkasından gazet: fotoğrafçılar vapurumuza akın et- tiler. Üç dört saat sonra bütün Kopenhağ gazeteleri kocaman serlâvhalar ve muhtelif resimler- le gemimizin ziyaretini halka ilân ediyorlardı. Hattâ bazı gazete ler, sakalı yüzünden heyeti sefe- riye reisi Sı ir Havvariye ben- zetiyorlardı. 25 temmuz — Vapurumuz bir kaç aylık erzak ve zahire aldık- tan sonra Kopenhağı terkederek kutup denizleri yolunu tuttu. 27 temmuz — Norveçli bir klavuz, bir çok adacıkların are sından gemimizi sevk ve idare z yolun iki tara- fında yüksek yalçm kayalar gö- ze çarpıyor. Arasıra kırmızı ki- ili zarif evler, uzun bacali konserve fabrikaları, sağımızda, solumuzda gözüküyor. Sahilde sayısız vapurlar hare- ketsiz duruyor. Bunlar parmakla sayılamıyacak derecede çok. Ba- caları ve direkleri muazzam bir kabristanın mezar taşlarını andı- rıyor. Bunlar işsizlik yüzünden palamara bağlanmış duruyorlar. 30 ağustos — Parlak bir gece arasında kutup istikametine dü- men kırdık. Artık Skandinavya yarımadasının. falezlerini arka- tına, Gemimizi başına kadar vertede yığmış olduğumuz 40 ton kömürü alıp götürdü. 1 ağustos — Sis tabakaları ara- en genç ve en az söy. Tiyen tayfası Cordey, yemek ex- masında kaptana sordu: — Buralardan geçerken pilet alacak mıyız? Kaptan tayfaya dik dik bakti sonra sert bir sesle cevap verdi: — Evime döndüğüm zaman ya» nıma arkadaş almağa lüzum gör. müyorum. 2 ağustos — Krasin vapuru, yanımızda demirli duruyor. Va- purumuza hummalı bir faaliyetle mahrukat, zahire ve yiyecek letiyoruz. Vapurumuzun teknesi boyanıyor. Bir vinç vasıtasile ha- ff bir tayyareyi, gemimize yük, lettik, Tayyareci Babuşkin tayyaresi- nin vapura yükletilmesi ameliye- sine bizzat nezaret ediyor. mak için arka arkaya yedi defa buzlar olan cesur bir tayyareci: yükletilirken, üzerine inmiş Tayyare vapuı Babuşkin tayfalara: — Rica ederim, makineyi ya vaş yavaş indiriniz, bir tarafa çarpmasın diyordu. Tayyareden sonra vapura cani lı inekleri yüklettik, Zavallı hay- vanlar, vinçle yükletilirken göz- leri korkularından fırıl fırıl dö- nüyordu, " — Mabadi var —