Alışan. SUME Bilge muzaffer olmuştu. 'R KIZI Yazan; IKENDER FAHRETTİN — İktibas ve tarcüme hakkı mahfuzdur — Harp kurultayında ( Sumer kızı)nı baş kumandan intihap ettiler. Bu esnada esirler arasından bi Tanrinın mukaddes ışığını al, Palanı - durmadan - saj salla..1 Bu toprakların be; toprak üstünde yaşıyan i bepsi senin esirin ola Geride kalan zabitler bir kaya- nın arkasında konuşuyorlardı: Bu kadın Sumer'lilerin ba- gına belâ oldu. — Görüyor mısın: Kaltak, bir hükümdar gibi hüküm ediyor ? — Bu cenkte çok esir alsakda faydasız. Ben Bilgeye esir olm tansa, düşmana esir olmayı ter- cih ederim. irtellalılar bu kaltağın söz- lerine nasıl kandılar? Harp meydanından korkunç uğultular aksediyordu. Esmer, uzun boylu 24 meydanı göstererek dedi, kaltak ne muci- zeler gösteriyor! Bir hamlede üç Alanılının başını yere düşürdü. 'Ne güzel pala sallayışı var... Al bir dahal İşte kaçışıyorlar.. Askerlerimizin o her biri (baş başına bir aslan kesildiler. Sağa sola saldırıyorlar. Üç defa cenge girdim; Sumerlilerin — düşmanla bu kadar hamlelerle çarpıştıklarını görmedim. — Aker galeyal manı kovalıyor. it. elile geldi.. Düş- Sumerlilerin kılıçları parıldayor. — Neşeli sesler. Aslan gil Naralar... İşte bir Sumer suvarileri atlarını düşman cesetleri üzerin den yüçlükle sürüyorlar... Az za- manda büyük bir muvaffakıyet. Kaltak muzaffer oluyor. Eyvah. Hepimiz bir kadının esiri olacağız. Bir muzaffer. iki mağlup Sumerliler, iki sast içinde, büyük meydan muharebesini ka- zanmışlardı. Alamların karargâhları dağılmış, bütün kuvvetleri perişan olmuştu. Sumierliler vermişlerdi. ile maneviyatı bozulan Sumer ordusu! bu şerefli saferi Bilgenin yardımı ile temin etmişti. Ordunun jiçinde bulunan Sumer hane tebrik ediyorlardı. Bilge bizzat kendi elile bir çok Alam zabitini esir olarak yaka lamış ve bunlardan hükümdarın perede bulunduğunu sormuştu. Alamlı zabitler ağızlarını kilit- lemişlerdi. Hükümdar © Beklen hakkında bir tek kelime bile söylemediler. Bu esnada, geride kalan ve büyük meydan cengine iştirak etmeyen İki zabit te muzaffer zabitler arasına karışmıştı. Bilge bu zabitlerin harbe girip girmediklerini bilmiyordu. Sumer kazı derhal ordu teklifte bulundu — Aranızdan iki zabit ayrılsın! Biri yaralılarımız toplasın ve yaralarımı sarsınlar. Diğeri de as. kerin erzakımı temin etsin. Kurultay balinde toplanan ordu zabitanı Bilgenin teklifini bir emir ümerasına şu mı Bilgeyi birer birer haykırdı : “Bırakın beni, telâkki © ederek (derhal ından, yaralılar için bir yar- 1 kolu seçtiler. Diğer bir kol da şehir etrafına yayıla rin erzakimı temin etmişti. yeni teşkilat e umul- mar bir tesir yapt. Herkes, Bilgenin bu zaferden daha büyük mucizeler yaratacağına iman ede- rek mütemadiyen ilerlemek ve Alamların ölkesini baştan başa istilâ etmek istiyordu. Harp kurultayında ordu Oç kola aynlmıştı. Iki kolun kuman- dasını birer zabit, üçüncü kolun kumandasını da Bilge deruhte etmişti. Eğer bu üç kolun bir istikamete ve bir arada mümkün olsaydı, bunların umu- munun sevk ve idaresi vazifesi Bilgeye verilecekti. Ordunun Bilgeye o kadar çok itimadı vardı ki. Herkes onun peşinden gitmek, onun kumandası altında bulunmak istiyordu. Sumerlilerin askeri kanunları gok şiddetliydi. Ordu seferber iken hiç bir asker zabitine mu halifet edemezdi. Sefer ve cenk esnasında İgtinam edilen eşyanın dörttebiri, zafer ve i eden askerlere, diğer hükümetin hazinesine gibi kümet kendi bissesinden üçte birini mubtacı muavenet olan gürma ve sanayi erbabına tevzi vam etmek niyetindeydi. Hareket esnada, esirler arasından rinin boğuk bir sesle çırpmarak bağırdığını gördü. — Bırakın bet Bilgeyi göre- yşebrimdir | (Arkası var) EMLÂK SAHİPLERİ! Kira kontratları tecdit zamanı yaklaşıyor! Kiracılarla münakaşa ve pazarlık her vakit müşkil ise de bu sene ahval dolayı sile daha güç olacaktır. Bu nahoş münakaşalardan Kurlulmak isterseniz EMLÂKİNiZiN iDARESİNİ Bahçekapı Taşlıan No, 20- 21 22.de mukim UMUM EMLÂK ACENTESİNE TEVDİ EDİNİZ! ” mekte (29 Teşrini Evvel 40 liraya bir öpücük! Amerikada işsiz amele menfaatine bir müsamere 100 kişi tarafından öpülen ty, Amerikada Boston şehrinde, işsiz amele menfaatine büyük bir müsamere tertip edilmiş ve yeh- rin en kibar ve güzel kadınları müsamerede bulunmuştur. Kibar ve güzel kadınlar, müsamcrenin hasılatın çoğaltmak için yirmi dolar mukabilinde zenginler tara- fından öpülmesine razı olmuşlar. | Bu öpülme ticareti, 80,000 dolar yani bizim paramızla 190 bin küsur lira varidat temin ey- ve bu paralar işsizler sandığına teslim. is Betty isminde genç ve güzel bir kız 2000 dolar has lat temin etmiş, yani 100 kişi tarafından öpülmüştür. Genç kadın ve kızların bu ka- dar çok kimse tarafından öpüi mesi yüzünden bulaşıcı bir has- talığa tatulmak tehlikesi olup olmadığı hakkında fikrini soran gazetecilere maruf bir Amerika | doktoru şu cevabı vermiştir: — Hayırperverlik bütün eri ları ortadan | kaldırdığı öpecek mikropları da elim ediyorl... Anverste Yunan konsoloshane- sine tecaviz Anvers 22 (A.A) — Zabıta, limanda Yunanlıların bir takım gruplar teşkil etmekte olduklarını gördüğünden ve Yunan konsolos hanesi bir taarruzda bulunmasin- dan korktuğundan konsoloshane- tarassuduna nin memur olan Çin başvekili Avrupaya gidiyor Şanghay 23 (A.A)— Sıhhi ce- beplerden dolayı Almanyaya git- olan Çin başvekili M. | Wang Ching Wei Avrupaya | müteveccihen Andri Lebon yapu- runa binmiştir. Kumbara Sahipleri 29 teşrinevvel kumbaranızı doldurma günüdür. Kumbarası olmıyanlar: Bu hafta içinde İş Banka: sından alacağınız kumbaraya, ilk parayı 29 teşrinievvelde atınız. Türkiye İş Bankası Veremle MÜCADELE GÜNÜDÜR | elindeki bundan iki sene kadar evvel, Suriyede — bulunuyordum. Sofer denilen sayfiye mahallinde dolaşırken bir vakaya şehit oldum. Bunu mevzu diye defterime kay- dettim. Lâkin, her nedense, © uralarda araya başka şeyler ka- karışmış; yazmağa unutmuşum. Dün defterlerimi karıştırırken eski notum gözüme Soler, Lübnan dağ kibar bir sayfiyesidir. Buraya, müslüman, dürzü, hristiyan, pek temiz aileler, yazı | geçirmeğe giderler. En sakin, en emin, en asude olması lâzım gelen bu yere, fransızlar, bir kışla yaş Akşam üstü, yollarda, ehali miktarında müstemleke askeri dolaşıyor. Yolda yürüyordum. Önüm sıra, çarşaflı bir kadınla fesli bir erkek Yürüyor. Karşıdan dört tane nefer geliyor. Kadının yanından geçerken galiba bir muşta vur- dular, yahut çimdik attılar ki, biçare, bir çığlık kopardı. Kendinizi, fesli erkeğin yı koyun : şi nükteli bir cümle bir tebessümle atlatmanıza kân var midir? Oda, ınız şekilde hareket etti üzerine yürüdü. — La'net ebuk ; kelp, hamsirl. - diye küfürlere başladı. Vay efendim, sen misin üniför- üstüne çullandı. Dayak, mahmuz! tekme, Gözlerimin önünde, birdenbire, | acı bir hatıra canlandı. Mütareke senelerinde, dostum Hıfzı Tevfik'le birlikte, Feneryolu- Kınıltoprak taraflarında kırlarda dolaşıyorduk. Vezinden, kafiyeden bahsediyorduk. Ben diyordum ki: Türkçenin en zengin kafi- yesini buldum, azizim. Dinle, bak. Suya sarkan dili Ay ast kandilini “Su, ve “A,, heceleri istima edilirse, bütün misra imtidadınca “yasarkandil, diye bir kafiye | ini,, heceleri redif. Zannetmem türkçede bundan daba zengin bir kafiye bulunsun! Iki genç şairin de dimağimız bu kafiye ile son derece meş guldü; onun haricinde asla dün yayı görmüyorduk ki, birdenbir: sırtımızın ortasına bir kamçı Şaşalıyarak geri sıçradık. İzbandut gibi bir ingiliz çavuşu, kamçıyı hala sallıyor kolunda bir kadın. Onu bize gös- tererek; — Kâratalarl - diyor. - kadına işaret ediyorsunuz? Kadına işaret etmek bak- mak söyle dursun, onun mev- cudiyetinden bile haberimiz olma- mış Zaten, Beyoğlunun üçüncü için bu Kitap, Sınıf matahlarından olan bu kad nın bakılacak bir tarafıda yoktu. Insiyaki. bir hareketle ingilizin üstüne sıçrayacaktık, Fakat be- reket versin ki, nerede bulun duğumuzun farkına tam zamanın- da vardık, Meğerse, müşir Fuat paşanın meşhur büyük bahçesi önüne gelmişiz. Bu bahçede iti- Iâf ordularının hem de yam yam nc, bir dudağı yerde gökte zenci askerler. etraf kuşatıverdiler. Hıfzı Tevfikle bana, birer lâ- havle çekerek ortadan silinmekten başka çare kalmadı. İsminden bahsettiğim arkadaşım, maruf muallimimiz ve mektep İ müdürimizdir. Vakanın doğru olup olmadığını kendisinden sorabilir siniz. Bu hâdiseden bir hafta) #onra, ben, teessürümden İstan- bulu © terkettim ve Anadoluya geçtim. Şimdi de, arada sırada, bugünkü rejimin şu veya ;bu teferruatına kızarım; (insanın sevgilisine bile kazdığı vakidir.) Lâkin, aklıma derhal sırtıma yı kamçı gelir! Suri- ye'deki vakayı da düşünürüm. İşte © zaman, bugünün mustakil tür- kiyesinde gözüme fena gözüken bazı teferruat ta artık hoş görünür. (Va - Na) Lisan dersleri Cumhuriyet © gençler mahfeli edebiyat şubesinden: Mahfelde meccani lisan kursları açılmıştır. Almanca, fransızca ve ingilizce lisanları üzerine mürettep olan bu kurslara herkes devam edebilir. Dersler haftada iki gün akşamları verilecektir. Kayıt 4 teşrinisani 1932 cuma günü akşa- mına kadar devam edecek ve derslere 5 teşrinisani 1932 cumar- tesi gününden itibaren başlana- çaktır. Ders almak istiyenler cuma günleri sabahtan akşama kadar ve her gün saat 14 ten 17 ye kadar mahfelin Beyoğlu Cumhuriyet Halk fırkası binasın- daki dairesine müracaatla kayıt larını yaptırmaları. li tifo hastalığı - 21 — Son günlerde ekimiz bir kaç tifo vakasına tesadüf edilmiştir. Tifo çok şükür #algın ve umumi bir halde değik dir. Tifodan vefat eden yoktur. Manisa istasyonu Manisa 21(Hususi) — Bir hafta dır şehrimizde “bulunmakta olan Bafıa vekâleti demir yollar umum müdür muavini mühendisi Nazir bey refakatında Kasaba demir yolu umum müdürü mösyö Titer, demir yollar ser komiseri Hi beyle şirketin fen ve tamirat reisleri olduğu halde ikmal edilen yeni istasyon binasını gözden ge- işler ve akşam trenile İmire bastırmak isteyenlerin bu ucuz fiatlerden istifade etmelerini tavsiye ederiz. Bundan başka en müsait şersitle kartvizit, mektup ve zarf başlıkları, makbuz, fatura, sirküler ve sair tap işleri yapılır. Telefon: 21434 avdet etmişlerdir. AKŞAM Matbaacılık şubesi Rekabet kabul etmez derecede ucuz fiatlerle iş yapar. Mecmua adres kartı,