Akşamı Müthiş facia!... komedi - IKulağınızda küpe olsun: yatarken fazla su içmeyiniz!..J ii Selim bey, bu şen yüzlü bu iyi kalpli adam, Mükemmel ziyafet verecekti bu akşam Eskiden tanıdığı iki arkadaşmal Kendi geldiği halde'bu yıl elli yaşına, Çok hoppaydı, çok gençti, çok güzeldi karısı; Gözleri gök elâydi, saçı altın sarı a Günün yüzüne endi karanlığın peçesi, Nihayet yaklaşmıştı bu eğlence gecesi Salonda hazirlandı büyük, müslatil masa, Bir köşeye konuldu biralar kasa kasal Pırıl piril parlıyor küçük, billür tabaklar, Dizilmiş surahiler, çiçeklikler, tabaklar!,, —3— Her şey tamam., Ansızın işte kapı çalındı, Iki aziz misafir, sevinçlerle alındı, Nihat beyle Vehbi bey girdiler içeriye, Evsahibi atıldı; “Safa geldiniz..., diyel, —4— Geçiyordu gecenin en neşeli zamanı, Başlarını sarmıştı biraların dumanı! Ev sahibi durmadan, dinlenmeden içiyor, Vehbi kemençesile bir şarkıyı geçiyor, Nihatla, Selim beyin genç karısı, Nemika, Gülüşüp ediyorlar çapkın sözlerle şak: 5 Büyük salonda geçti böyle iki üç saat, Içtiler, konuştular, güldüler rahat rahatl Yaklaştı, meşelerle, yemek vakti nihayet: Çorba, Et... Sebze. Tatlı: Güzel pişmişti gayet! Bu hususta biç yoktu alâkaları nazla: Tıka basa yediler her zamankinden fazlal Hepsi de oburlukta 'yekdiğerini geçti: Rakının ateşile hepsi fazla su içtil Dördünün de üstüne basmıştı bir ağırlık, Bu sefer de gelmişti uyku zamanı artık Rehavet indiriyor bep göz kapaklarını, Dördü özlüyordu artık yataklarını. Ey Yapılmıştı Vehbinin yatak odası ayrı, İçeri girip, dedi: “uyumalıyım gayrı, “Bu gece yemeği fazla yedim doğrusul.. Sonra kanarak içti iki bardak daha su, Birden bire gömüldü yumuşak yatağı Bir kaç dakika geçti.. Başladı horlamağal..; Uğraşırken karışık, korkulu rüyalarla, Sarsıldı, gıcırdadı birdenbire karyola Çünkü Vehbi kalmıştı: Midesinde Deliyar, koparıyor, yı Canavar tırnagile onu pençeliyordu? Vehbi artık anladı; Bu sancı geliyordu. Akşam atıştırdığı türlü türlü yemekten! Bundan kurtulmak için, hemen indi döşekten, Iki büklüm olarak ilerledi kapıyal Dışarıya çıkınca - aksi tesadüf boya - Genç, güzel Nemikayla bir ande karşılaştı, Fakat çıplak kadının bu telâşına şaştıl a E Zavallı adam kaldı sofada öyle bir an Karanlık koridordan kadın geçtiği zaman, İ Bu sefer de yeniden bir kapı gıcırdadı, Karanlıkta seçmişti Vehbi çapkın Nihadıl Bir köşeye sinerek diyordu şaşlın şaşkın “Selimin karısına el atacak bu çapkın?.... O anda, korkusundan, dişlerini sıkıştı; Onların arkasından Selim bey de çıkmıştı, Sofada atılmıştı telâşla peşlerinden! Vehbi ayrılamadı bir dakika yerinden, Kalbi, göğsü içinde, şiddetle vuruyordu, Çıkacak bir vakadan titreyip duruyordul Oymyordu Nihatla Nemika celile, Selim tutacaktı ikisini elile, Sonra, gözleri dönüp, vuracaktı mutlaka: Kocası bu hususta götürmezdi hiç şaka, Çünki kıskanıyordu güzel kadını gayet, Bu gece olacaktı muhakkak bir cinayeti, Vehbinin âsabını bir irade bürüdü, i Onları kurtarmaya ileri yürüdü! ği Birden karşılaşınca, kaldı hayret edereke Duruyordu sofanın sonunda kadın, erkek! Hepsi bir sıkıntıyla, yüzlerini asmıştı, Hepsi midelerine yumruğunu basmıştı! Sabırsızlık içinde, bep kıvrıla kıvrıla, Yüz numara önünde bekliyorlardı sırat. Necdet Rüştü Umumi harbin hava muharebeleri İngilizler, harp zamanında çekilen resimleri 7 meğe başlamışlardır. Yukarıda neşretti ingiliz tayyareleri arasındaki muharebe görülüyor. kında bir fikir vermeğe kâlidir. şimdi neşretmeğe başladılar Umumi barp esnasında yuku bulan hava mubârebelerine dair bir çok resimler çekili resimler askeri bir sır addedilerek o zaman neşredilmemişt. Iogilizler bu eski resimleri iz resim bunlardan biri ir, Bu resimde bir alman filosile Tayyarelerin vaziyeti bu heyecanlı muharebe bak: A KL a m 2 YAN rl 25. Rükhamovski Yahudi evlâtlarınn çocukluğu, pek kısa sürer. Göz açıp kapı yacak kadar az zaman içinde nihayete erer. Onların ömürlerinin bu devresi kısalığı derecesinde hazindir. Anaların ninnisi bile çok sür- meden kesilir, Hatıralarımı?.... Küçük Da çocukluğuna dair bir kaç hatıra kalmıştır. Komşu köyde, iki defa “pogrom,, denilen yahudi katliamı olmuştu. Bu köydeki yahudiler, derhal, paralarını ahırn bir de ğine saklamışlardı. Ahırdan al ları inekle beraber, evin saklanmışlardı. Ağır masayı ve dolaplar kapının önüne yığmışlardı. Çok şükür ki, o seferlik, bizim bahsettiğimiz ailenin köyüne hiç birşey olmamıştı. Lâkin, ber paskalyada, bütün yahudileri, tiril ril titreten bir korku istilâ ederdi. Hazreti İsa'nın öldürülüşü efsa- nesinden © dolayı yahudileri üze sürülen mücrimlik lekesi yüzünden, her sene, paskaliyada Yeni bir katliam çıkması tehlikesi mevcutta, Hoş, kütle kütle yahudinin öl Gürülmesi için, bebaneyede ihtiyaç yoktuya... Daimi surette tehdit altinda kalan bir hayat karanlık, korkunç günler... Buna rağmen, karanlık, korkunc gönleri ortasında, ışıklı ve sevinçli anler de yok değildi. Cuma günü akşamlarının tat lığı... David bunu unutamazdı. Sofra, o akşamlar, gayet itinala kuruldu. Bakır şamdanların okun- muş mumlarından mukaddes bir ışık süzülürdü. Yüzlere mutat olmıyan bir ciddiyet ve vakar gelirdi. Bayram günlerinin havası ve kokusu bile başkaydı ! Dört genç kız, David'in ablaları, evde, sıkı sıkı muhafaza olunu- yordu. Bunların dördü de, anaları gibi, güçlü kuvvetli ve güzel ye- tişmişlerdi. David , babasile beraber dük- kâna gider , iş görürdü. Gayet zaif ve bem beyazdı. Pek yüksek olan alum altında derin siyah gözleri vardı. Alnının cildi altında ince damarlarının morluğu görü- Büyordu. Babasının dükkânnde çalışması “Heder, e (1) gitmesine ma değildi. Mektebin en iyi talebe- siydi. cevap veriş, hattâ susuş yahut ta herhangi bir vaziyet karşısında hareket ediş hallerine bakınca, bu çocuğun istidat, cevherli olduğu anlaşılıyordu. Istidadı neye idi?.. Bizzat mek- Üü) adleder> ipiilal dini meklp. Bir Yahudi Çocuğunun Hayatı ik hikâye — 16 Te ievvel 1987 18 Teşrinlevvel Mütercimi: (Va - Nü) tepte ki hocası, bile, yolunu söy liyemezdi. David, o Talmud'ta ki (O)en muğlak meseleleri söke mekğe, halletmeğe muvaffak oluyordu. Kendisine — yazdırıla yazıları, hüsaüihatla çizebiliyordu. Babası, ona, bazan bakır parçaları verirdi. Bu bakırlar tizerine yıl dızlar, harfler hakkettiğini görünce şaşırır, kalırdı. Yahudibir baba, ekseriya, oğul larına karşı pek az mülüyimdir. Oğullar da, bilmukabele bab: rna karşı muhabbetlerini, âşke larını, © hürmetle ifade eder ler, Bu ancak zahiri bir soğule luktur. Hiç boş zamanı olmıyan pederşahi bir ailenin icabatım- dandın Sözlerin, hareketlerin, hattâ nevi hicap ifadesi vardır. Biribirini seven yabudi silesi efradı. arasında, kalpler, zahiri ifadelerde bulunmadan, 66 vişmeletedrler. Ekseriya David, aşk ve ma- habbetle yüreğinin dolup taşdı- ğını bissederdi. Babasının elini eline alıp öpmek, öpmek isterdi. Bu, bap parmağı işden şişip sırlanarak biçimsizleşi bir eld Buna rağmen, çocuk, yüzüne gö- züne sürerek, bu elini öpmek arzusunu duyoyordu. Yahudda, annesinin kolları arasına atlamak, önüm yamuşak ve tatlı: yataklar rndan öpmek isteyordu. Bunların hiç birine cesaret ede- miyordu. lâkin, muhabbet ve aş- kını ifade için, annesile babasının hoşuna gidecek herşeyi yapmağı tecrübe ediyordu. Babası Samnel de, çocuklar yudukdan sonr uykuda olan oğlunu aşk ve mu habbetle ve mütebessimane seye retmekden kendini alamıyordu. Elini, karısının eli üzerine ko yoyor ve heyecanla diyorduk: — Çocuğumuz, hakikaten altın k gibi bir çocuk, Bittabi, © Raşel, aksi fikirde değildi. Maamafib, bir zaman için, ane ile babanın dikkati, David'ten başka tarafa çevrildi. Zira, on altınına basan büyük ablası Sara'yı evlendirmek meselesile karşılaş mışlardı. bu laz, ufak tefek, esmer, toparlakcıktı. Gayet kolaylıkla kıp kırmızı ke silir ve tabii neşesinin hamlelerini güçlükler içinde gizlerdi. Bir yahudi kızı, dini ve milli adetler mucibince, uslakığun ve terbiyeli tavır ve hareketleri i olmalıdır. Bir gü bir kahkaha attığı adam akl bir eşeb uma Bİ uğramamış mıydı e akm ei GÖ) Yakalar ön Kab Sl Dayak, yahut azar, (tam manası ver) “ Kış yaklaştığı için Almanyada işsizlere ve fakirlere kışlık eşya toplanmasına başlanmıştır. Bu işle kadınlar uğraşıyor ve en küçük tayayı bile alıyorlar. Resmimizde bir kadın grubu topladıkları eşya ile görülüyor.