İM 0) a yn nd 24. Ağustos. 1932 Amerika: reisicumhurluğu Hoovere Roosvelte hücum. ediyor Amerika hükümetinin iktisadi faaliyetine karşı tenkitler Columbus. (Ohi) 21 (A.A.) — M. Hoover'in Amerika'da, hüküm sürmekte; olan iktisadi buhran: ve inhitattan, o başlica | Avrupa'nın mes'ul. olduğu: suretindeki: iddia- sını M. Franklin Roosvelt, demok- ratların,dün Columbus't aktetmiş oldukları bir içtima esnasında irak etmiş oduğu nutkunda tezyif etmistir. M. Roosvelt, şimdiki hükümetin iktisadi o faaliyet ve icraatına hücum etmiş ve Hawley - Smoot tarifesinin meşum neticelerinden bahseylemiştir. | Mumaileyh, bu tarifenin Amerika, mahsulâtının ecnebi piyasalarını kazanmak ih- timallerini. selbeylemiş, ve Ame- rika'lı zürran kazançlarını feci bir tarzda eksiltmiş olduğunu söylemiştir. Hatip, New York eshamı bor- borsasının spekülasyonların da mevzuu bahseylemiştir. Mumaileyh spekülasyonlara bir set çekmek için bankalar üzerinde bir kon- trol icrasını istemiştir. M. Roo- &velt; hariciye nezaretinin. Ameri- kada akdolunan: ecnebi istikraz- larını tasvip etmekten ibaretolan harekâtına müsamaha etmiyece- ğini ilâve eylemiştir. Hayvan sergisi 30 eylülde. Konyada küşat edilecek Yarış ve ıslah encümeni âlisi tarafından 30' eylülde Konyada bir hayvan sergisi açılacaktır. Ser- giye at, kısrak ile- taylar. boğalar ve inekler erkek ve dişi danalar koçlar dişi koyunlar tiftik keçileri eşek ve katırlar iştirak edecektir. Bu hayvanlar arasında. birinci ikinci, üçünçü ve dördüncü dere- cede bulunacaklar. için ayrı ayrı bir çok mükâfatlar konulimuştur. Sergide iştirak etmek üzere gönderilecek hayvanlardan devlet demiryollarınca nısıf ücret alınır. 14 kuruş için Satıcının ödünü patlatarak ölümüne sebep olmuş Biw kaç gün Jevvel, Kasımpaşada seyyar. satıcılık yapan Avram isminde bir musevi komşusu: Naz- miye: hanım isminde. bir kadından 14 kuruş alacağını istemiş, bu yüzden aralarında çıkan kavgada Nazmiye. hanım, Avramın küçük parmağını. ısırmıştı. Avram bu sırada son derece korkmuş ve ödü patlamıştı, Mecruh Avram tedavi altına alınmışsa da kabil olamamış ve dün hastanede ölmüş- tür. On dört kuruş yüzünden kavga çıkararak bir adamın ölü- müne sebebiyet veren kadın ad- liyeye teslim edilmiştir. M. von Papena. karşı hücumlar Berlin, 21 (A. A.) — Sosyal demokrat firkası, von Papen hü- kümetine karşı taarruzuna başla” mıştır. Bu grup, önümüzdeki cuma günü Reichtag divanına: birkaç takrir vermeğe. katar vermiştir. Grup, aynı zamanda, şimdiki hü kümete ademi itimat beyan edil mesi talebini mutazammın bir takrir de verilecektir, Ikinci bir takrir, 14 haziran 1932 den beri neşredilmis olan kararnamelerin feshini talep et- mektedir. GÜNÜN HABERLERİ Hint- İngiliz Ticari itilâf mütekabil istifadeler temin ediyor Ottaawa 21 (A.A.) — Hindis- tan: teşrii meclisinin. tasvibine. arz- edilecek: olan: Ingiliz-Hint ticaret itilâfı, bilhassa Hint emteasının Britanya'ya. serbestçe ithali key- fiyetinin. devamını natık bulun- maktadır. Bu: emtia, (mümasil ecnebi emtia hilâfina olarak, kıymet üzerinden alınan 1932 tarihli gümrük tarifesi * kanununa tabi: değil idi. Fazla. olarak, ecnebi emti- asına. mevzu rüsum: tezyit edilecek ve: Hint emtiasının: müstefit oldu- ğu rüçhan; esası, tarsin olunacak tır. Bu. itilâfnamede mevzuu bahs- olan: Hint emtiası; sahtiyan, deba- gat edilmiş; deriler, kahve, tütün, Çay: ve: baharattır. Dökme demir ve yarı işlenmiş Hink çeliğinin büyük: Btitanya'ya: serbestçe: du- hulüne: ait müzakereler Londra'da icra: edileçektir. Işbu: memleketlerden: gelen. ke- ten; tohumu; Hint keten: tohumu- nun. duhulünü teshil için 10 */, gümrük resmine. tabi olacaktır, Hint pamuğunun: Ingiltere: tarafın- dan. istihlâki meselesi. hakkındaki müzakereler devam: ediyor. Yankesici kadiın Üç ay hapis cezasına mahküm oldu Maruf kadiın yankesicilerden Şevkyie isminde birisi geçenlerde bir kadının parasını çalarken cürmü' meşhut halinde yakalana- rak adliyeye teslim (edilmiştir. Üçüncü (ceza (mahkemesinde yapılan muhakeme neticesinde Şevkiyenin cürmü sabit olmuş ve kendisi 3: ay. hapse. mahküm edilmiştir. Bu kadar müddet de emniyeti umumiye nezareti altın- da bulunacaktır. Esrar, heroin Zabıtanın takibatı çok iyi: neticeler verdi Esrar, kokain ve heroin kaçak- çılığına: karşı, polis. tarafından; alı- nan: son: tertibattan. müsbet: neli- celer elde edilmiştir. Bilümum polis. merkezleri tarafından, yapı- lan: sıkı: tahkikat ve. araştırmalar neticesinde son bir ay zarfında 24 kaçakçılık vakası meydana çıkarılmıştır. Bunlardan: bir kısmı sigara, kâğıdı, tütün ve-encnebi sigarası kaçakçılığından. maznun- durlar. Yakalananların hepsi. ad- liyeye teslim edilmişlerdir. Sıkı takibat neticesinde ötede beride kenar kahvelerde esrar içirenler de tamamen meydana. çıkarılmış- lardır. Tahkikata ehemmiyetle devam edilmektedir. Dayak hadisesi Tahkikat son safhaya girdi Vilâyet maiyet memuru Nasuhi beye dayak atılması hadisesi etra- fında tahkikat son safhaya gel- miştir. Hadise etrafında polis müdüriyeti (tarafından yapılan tahkikata polis müfettişlerinden Fuat bey vaziyet etmiştir, Fuat bey icap edenlerin ifadelerini tesbit etmiştir. Tanzim eylediği evrakı, müddeiumumiliğe- verecektir. Alman ordusunun tensiki Fransız gazeteleri ateş püskürüyor Echo:de Paris gazetesinin şiddetli bir makalesi Paris, 21 (A.A.) — Almanyanın Alman: ordusunun: islâlı, hakkında Paris, Londra ve Roma hükümet- leri nezdinde teşebbüsatta. bulun- muş olduğuna. dair olarak deveran eden. şayialar. hakkında. mütalâat serdeden gazeteler, bu teşebbüs- ler: yapılmamış; olsa. bile, Alman- yanın: bu.husustaki niyet ve tasav- vurlarından: şüpheye: mahal olma- dığını. kaydetmektedirler. Gazeteler, Versailles muahede- namesine: muhalif olan bu iddia- lara şiddetle hücum etmekte- dirler. Echo de Paris, diyor ki: Kanlı bir'anarşi ile imparatorluğun ye- niden; ihyası: arasında rakseden bir Almanyaya serfüru etmeme- liyiz. Avrupanın şimdiki vaziyetini bozmağa matuf mütaleatını silh kuvvetile teyit edecek bir ordu isteyen Almanyaya. âlet olmama- mız lâzımdır. Paris hükümeti, hayır demesini bilmemelidir. Fransanın Almanya ile olarak girişeceği müzakereler yoktur. Yask; şehri Iran asilerinin elinden: kurtarıldı Buşir, 21 (A.A.) — Yask şeli- rini. zaptetmiş; olan, asilerr şehri terkederek dağlara: çekilmişlerdir. Tehlikeli cerh Fırında çıkan kanlı bir kavga Ortaköyde bir firinda çalış- makta olan Ibrahim ve Ishak isimlerinde iki kişi dün alacak yüzünden (Okavga etmişlerdir. Kavgada Ishak eline geçirdiği ekmek bıçağile. İbrahimi vücudu- nun muhtelif yerlerinden tehlikeli surette yaralamıştır. Ishak cina- yeti müteakip kaçmak istemişse de muvaffak olamamış, elinde kanlı bıçakla yakalanmıştır. Mec- ruh Ibrahim baygın bir halde hastaneye ( kaldirılmış, O ifadesi alınamamıştır. Müthiş tokat Hasmını bir tokat ile öldürmüş Şileden: Ali, isminde birisi ge- tirilmiştir. Ali Şilede Hüseyin isminde bir'rençperle-kavga etmiş ve Hüseyine. kuvvetli: bir tokat vurmuştur. Hüseyin bu tokadın tesirile yere yuvarlanmış. ve der- hal. ölmüştür. Vakayı müteakip Ali mahalli zabıtası tarafından yakalanarak İstanbula getirilmiş, adliyeye teslim edilmiştir. Ali ağrı.ceza mahkemesine: verilmiştir. Prens de- Galles'in seyahati. Viyana 21 (A.A) — Prens de Galles.dün. sabah: refakatinde: bir zabit bulunduğu halde otomobille Carynthie'de kâin Noetsch'a gel, miştir. o Müşarünileyh, kont de Munster'in malikânesi olan Was- serleonbourg şatosuna inmiştir. Prens, dağ geçisi avliyacaktır. Mançuri ihtilafı Wasington: 21. (A.A.) — Japon- yanın Washington sefiri M. Debu- chi, Tokio'ya: hareket etti. Havas ajansı muhabirine beyanatta bu- lunarak Amerika ile Japonya arasında Mançuri meselesi hak- kında mevcut olan: ibtilâfın halle- dileceğini ümit etmekte bulundu- gunu söylemiştir. Tefrika No. 5 Sahife 5 22 Ağustos 1932 arp zengininin Gelini Büyük milli roman Muharririt Sermet Mufitar Gıyacahsın!... Gıyacahsın 1... Büyük hanım, gözlerini kapayıp, içinden: bir şey okür gibi, hafif hafif dudaklarını oynattıktan sonra geyirip. estağfurullah! dedi ve tamamladı: — Piyano: piyano. dedikleri de bari dinlenecek bir şey olsa. Val- lahi benim: indimde laterna piya- nodan: bin. kat âlâ, Kibar sazı imiş, alafranga: çalgı imişl.. Dan- gır dangır gürültü; insanda ne baş kalıyor, ne beyin. Piyano: dinleyeceğime kuklacıyı çağırırım; iki kuruş verip hem kuklasını seyrederim, hem, de laternasını. çaldırırım. Ortanca hanım da, piyano bah- sında: aynı fikirde bulunduğunu işrap: ediyordu: — Hani biz, Üsküdarda, cuma pazarının kurulduğu meydandaki evde otururken, alaca karanlıkta, paldır küldür, şangır şungur pa- zarcı arabaları gelirdi. Piyanonun o gürültüden! farkı var mı Allah aşkına? Büyük hanım torununa dönüp; — Bak uda sözüm yok! dedi. On beş günün içinde peşreve çıktın; ustan da hem âmâ, hem de yaşlı başlı adam. Udu eline aldın mı taksim edersin, peşrev çalarsın, şarkı, söylersin; dinleyen- ler de Allah razı olsun der. Memnun memnun anlatirken, biryerine iğne: batmış gibi otur- duğu minderden birden sıçıradı. — Hoşt, hınzır, musibet; kâfirin getirdiği! Diye. terter tepinmeğe başladı. Ortanca: Kanım da, çevik bir canbaz gibi yerinden hoplamış; kollarını, bacaklarını sallıya sallıya; yumruklarını sıka sıka bağırıyordu: — Seni mundar seni necaset kumkuması. seni! Herşey: tamam da bir sen; eksiktin değil mi Allahin belâsı?... Bu Yayğaraları işidir işitmez fino köpeği, kuyruğunu altına, kısarak, hanımının: odasını çoktan. boylamıştı. Ağız. gene açılmış; gözler bir-şey görmüyordu: — Iyi dediğim yok ya. Allah onu da, getireni de. nasıl bilirse öyle etsin, sürüm sürüm; sürün- dürsün. Iş güç yokmuş'gibi günde on kerre aralığa koş, ortalığı şartlıyacağım diye didin, uğraş , kimde hal: var?' Hem bu yaştan sonra. Gül gibi evimiz zulumat raya evlerine döndü. Onlara pis, mındar deriz ama ortalığı köpeklerine pisletmezler; mum sandığı koyarlar, saksıya toprak doldururlar; hem, hayvanı korkutup. terbiye. ederler. Kendini . kaybederek yüksekce konuştuğuna: nadim: olmuş gibi kapılara. bakıyor, elini ağzına ya- naştırıp kızının kulağına: — Netameli' kokona diyordu, saçlı sakallı adamın bile ağzını bağlâadi; eşek dili mi yedirdi nedir beş vakit namazında, niyazında olan;. apdestsiz yere basmayan adam;. köpeği görüyor da hoşt bile demiyor. — Ayol çağırıp okşuyor bile. — Sus, külçe kesileceğim;; sol koluma bir uyuşukluk geldi. — Billâhi'dünkü gün, gözümle gördüm. Köpek fasli: da: büyük hanım dertlerini kabartmıştı. Sesini yavaşlatarak, yaka sil- kerek naklediyordü : — Geçen gün helâda, vıcık vıcık olmuş: terliklerimi şartliyo- rum. Küpün örtüsü dalağa dön- düğünden onu da yıkayın da asayım- dedim: Tam kapının önünde, kızak kayar gibi gene kaymıyayim mı ? Şartladiğım ço- rap ta, terlik te yeniden berbat oldu... Çorabı tekrar yıkıyorum... Ayak sesi işittiği için sustu. Deminki feryadı duyup'ta mutfak- tan koşup gelmiş: olan Gülfidan : — Merak etme hanım, kimse- cikler yok; Vicdan dolaşıyor! Dedikten. sonra büyük hanımın içi rahatetti, devam: eyledi: — Ne diyordum, memşada çorabımı" o pakliyorum, karının; Peyğamber: buzağısı gibi üzerime doğru, zıpzıp. bir-gelişi var ki yere geçtim. Kolları,, göğsü, bacakları çırıl çıplak. Az daha anadan doğma çıkacakmış. Kim var orada? demekte yok. Öyleya sofa bu, gelen geçen olmaz mı? Ortanca hanım, durmadan başını sallayarak; tasdik. ediyordu: — Kadının: ar: damarı: noksan vesselâm. Gelin: değil, sözüm ona sultan Bayazıt dudusu. Hele nedir o arkasına giydiği... Haniya bir zamanlar (Beni zoksok')' lar gelmişti; tıpka onların: kıyafeti. Bedriye de yetişti: — Anne, o'son. moda; ( Kombolozon ): diyorlar. — Neskarın ağrısı.ise. ne, orası bana lâzım değil; fakat bu kadar senelik karı kocayız. Şunu bir defa giy. de efendinin yanına çık deseler, önüme: de tıkız tıkır bin altın saysalar vallahi yapamam, yerlere geçerim. ona (Arkası var)