12 Temmuz 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

12 Temmuz 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

12 Temmuz 1293 AKŞAMDAN AKŞAMA pü al Doktorların vizitası Dün matbaada, gazeteleri aç- mış, bu sütuna mevzu arıyordum. Tam o sırada kapı açıldı. Içeriye Akbabacı şair Yusuf Ziya girdi. Karilerim elbette biliyorlardır ki, Yusuf Ziya, Selâmi İzzet'le son zamanlarda bir münakaşaye giriş- mişti. Bugünde münakaşanın ma- badını şifahen hâl niyetindeymiş. — Cüzdanından gazete parçaları çıkardı. Bize okuttu; mükabele ettirdi: — Kim haklı? Ben, kendi hesabıma: — Bir cihetten sen haklısın, öbür cihetten o haklı! - diye iki dostumu idarei maslahatla uzlaş- tırmağa çalıştım. Selâmi, Yusuf Ziyaya: — Ortada zaten mesele yok.. Ben şaka yapıyordum.. Sen beni nabak yere kaç gündür yazıla- rınla hırpaladın! - dedi. Sonra, dereden tepeden konuş- tuk. Lâf mevzubahsına intikal etti. — Buhran müthiş! - dedim. - Bittabi, para buhranından bahs- etmiyorum, o malüm, elde bir... fakat aksilik: Her piyasa gibi mevzu piyasası da durgun.. Yarına ne yazdın? Yusuf Ziya: — Deoktorları yazdım.. - diyerek masa Üzerinde duran gazeteler- den birini açarak şu havadisi gösterdi: Meşhur döktorlar çok para alsın Bir kısım doktorların iddia ettiklerine göre, İstanbuldaki doktorların kazançla- rında bariz bir tenakus vardır. Bu iddi- ayi ileri sürenler, tanınmamış olmıyan bazı doktorlardır. Ve bu tenakusun sebebini, otanınmış olan doktorlarla tanınmamış olan doktorların muayene ücretleri arasında fark olmamasına atfe- diyor ve şöylo diyorlar: — Meşhur doktürların aldıkları vizite ücreti ile meşhur olmıyan “doktorların vizite ücretleri arasında fark olmadığın- dan, hasta, ayni para ile kendisini tanınmış bir doktora muayene ve tedavi ettirmektense, meşhur bir doktora müra- caatı tercih ediyor. Onun için, meşhur doktorlar çok ücret alsınlar ki, zengin hastalardan onlar fazla alabilsin; geri kalanlardan da biz üç beş lira vizita alabilelim. Yusuf Ziya, bu hususta şu mütalâayı gazetesine yazmış: — Doktorların, aralarında bir- leşerek Istanbul halkını taksim niyetinde (oldukları anlaşılıyor. Halbuki koskoca Türkiye ha- ritası var. | İstanbul'da para kazanamıyan genç ve şöhreti az doktorlar, meşhurların vizita yükseltmesini Ubekliyecek yerde Anadolu'ya yayılsalar, bu doktorsuz vatan halkını arala- rında taksim etseler daha isabet etmezler mi? İstanbul halkını değil, Türkiya halkını paylaşsın- ar. — Enfes mevzu bulmuşsun! » dedim. - Şunu sen yazmasaydın ben yazardım. Yusuf Ziya: — Sen de, aksini yaz; genç doktorların fikrini müdafaa et de — Hayırdır işallah Amea bey, dün gece bir rüya gördüm... | Sahife 3 Leyli talebe Ücretlerde 25 lira tenzilât yapıldı Şimdiye kadar liselerde leyli ücreti iki yüz elli lira idi. Maarif vekâletinden lise ve orta mektep- lere gelen bir emir üzerine bu seneden itibaren senelik leyli ücretleri iki yüz yirmi beş liraya tenzil edilmiştir. Şimdiye kadar memur çocukları için yüzde yirmi tenzilât yapılı- yordu. Ücretlerden bu suretle yirmi beş lira tenzil edilmesi üzerine memur çocuklarına yapıla- cak tenzilât yüzde ona indirilmiş- tir. Ancak şimdiye kadar bütün memur çocukları tenzilâttan isti- fade ettikleri halde bundan sonra asli maaşı elli beş liraya kadar olan memurların çocukları tenzi- lâttan istifade edecekler, bu mik- tardan fazla maaş alan memur- ların çocukları bu yüzde on ten- zilâttan istifade etmiyeceklerdir. Bundan başka Maarif vekâleti, bu seneden itibaren bütün mek- teplerdeki leyli talebeyi pansiyoner haline ifrağ etmeğe karar ver- miştir. Leyli talebe ile pansiyoner talebe arasındaki fark şudur: Leyli şeraite tabi olan talebenin verdikleri ücretler doğrudan doğ- ruya maliyeye irat kaydedildiği halde pansiyoner talebeden alınan ücretler maliyeye gönderilmiyerek mektep kasasına irat kaydedil- mekte ve pansiyoner talebenin iaşesine sarfedilmektedir. Evlenmeğe gelmiş, halbuki evli imiş! Sabire hanım * namında biri Tokattan İstanbul belediyesine bir telgraf çekmiş, Istanbula gelen zevci Âkil beyin Istanbulda ev- lenmek üzere olduğunu haber vermiş ve buna mani olmasını rica etmiştir. Sabire hanım Âkil beyin evlenme talebinin isaf edil- böylelikle (o aramızda münakaşa açılsın! - dedi. Âlâ... Doktorlara hoş görünmek de fena fikir değil... “Maazallah hastalık var, sağlık var... Dur şunların (o iddialarını iktidarımca müdafaa edeyim!, diye düşün- düm. Fakat, ne kadar aradımsa da, Yusuf Ziya'nın fikrini çürü- tecek, genç doktorların iddialarını müdafaa edeçek bir mantıki ip ucu ele geçiremedim. Şayet aksi iddiayı müdafaa için bir fikir bulan olursa lütfen telefon etsin de yazayım... (Vâ - Na) ŞEHİR HABERLERİ Pencere önünde Genç bir muallime kaza kurşunile nasıl yaralandı? Kadıköyünde Hulüsi efendi is- minde birinin pençere önünde tabanca ile oynarken tabancası patlamış ve kurşun karşı evde pencere önünde oturmakta olan Istanbul 9 uncu ilk mektep mual- limlerinden Nafia hanıma isabet ederek göğsünden ağır surette yaralanmıştı. Bu feci kaza etrafında dün mahallinde yaptığımız tahkikat şudur: Hulüsi efendi cumartesi günü evde konsoldan çıkardığı eski bir brovniğ tabancasını sildikten sonra pencerenin önünde karıştırmağa başlamıştır. Bu esnada bu evin karşısında 80 metro kadar mesa- fede diğer bir evde oturmakta olan Nafia hanım da penceresinin önünde bulunuyordu. Hulüsi efen- di tabancayı karıştırırken birden- bire patlamıştır. Silâhın sesi Hulüsi efendiyi şaşırtmiş ve şaşkınlıkla tetiği tekrar çekmiş, tabanca bir daha patlamıştır. Çıkan ikinci kurşun karşı pencerede oturan Nafia hanımın bileğini sıyırarak göğsüne saplanmıştır. Hulüsi efendi iptida kazanın farkına varmamışsa da iş bilâhare anlaşılmıştır. Vakaya Kadıköy merkezi vazı- yet etmiştir. Mecruh Nafia hanım fakülte hastanesine kaldırılmıştır. Tahkikatta bunun doğrudan doğ- ruya bir kaza eseri olduğu tespit edilmiş, Hulüsi efendi Üsküdar müddeiumumiliğine verilmiştir. Iki sahte memur yakalandı Beyoğlu polis merkezi Ekrem isminde birini yakalamıştır. Bu adam kendisine sahte tahriri müsakkafat memuru süsü vererek öteden beriden para almakla maznundur. Geçenlerde aynı şe- kilde bir adam daha yakalar mıştı. Zabita Ekremin de o adamla alakadar olup olmadığını tahkik etmektedir. AKŞAM ABONE ücretleri Türkiye SENELİK 1400 kuruş 6 AYLIK 750 » 3AYLIK 400 >» 1AYLIK 150 > way” Abone ücretleri odoğrudan doğruya AKŞAM idaresi namına gönderilmelidir. Adres tebdili için yirmi beş ku- ruşluk pul göndermek lâzımdır. Rebiülevvel 8 — Ruzuhızır: 68 S. İmsâk Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı E. 642 8,56 4,37 8,38 12 1,59 Va. 2,23 4,39 12,19 16,19 1942 21,42 amme emel ae Idarehane: Babıâli civarı Acımusluk oskâağı 13 No. ». Neresi olduğunu bilmiyorum, bir sokakta gidiyormuşum... Amca Beye göre... .. Ansızın bir adam boynuma sarıldı... Sahip çıktı Kadıköy su şirketinin bentleri kimin? Kadıköy su şirketinin bentle- rinin bulunduğu saha ve arazi, kendi tahtı tasarruflarında bulun- duğundan bahisle bazı hanımlar mahkemeye müracaat ederek Ka- dıköy su şirketi aleyhinde bir dava açmışlardı. Kadıköy su şirketi, senelerden beri bu sahanın kendi idaresinde bulunduğunu ve bu davanın varit olmadığını iddia etmekle beraber nafia vekâletile belediyeye müra- caat ederek meselenin vekâletle beraber belediyeyi de yakından alâkadar ettiğini ve bu iki mü- essesenin de davaya dahil olmaları lâzım geldiğini iddia etmiştir. Şirketin bu 'müracaati tetkik edilmektedir. Fakat belediye ile alâkadar bir ciheti görülmemiştir. Parmak izi Polisteki teşkilât tevsi ediliyor Avrupada tatbik edilen son daktiloskopi (parmak izi) usulle- rini göstermek üzere geçende Ankarada (emniyeti (o umumiye müdiriyeti tarafından bir kurs açılmış ve bilümum polis müdiri- yetlerinden ikişer memur giderek yeni şekillerin tatbikatını gör- müşlerdi. Istanbul polis müdüriyeti dakti- loskopi kısmında yeni şeklin tat- bikine başlanmıştır. Bunun için yeni aletler ve dolaplar getirilmiştir. Ancak bu şeklin tatbiki (için şimdi mevcut bulunan daktilos- kopi dairesi dar olduğu cihetle kifayet etmemektedir. Bunun için daktiloskopi daire- sinin genişletilmesine karar verik miş ve hazırlıklara başlanmıştır. Yeni bir mektep Seneden seneye yeni yeni mek- tepler tesis edildiği halde Istanbul gene bu mektep ihtiyacından vareste kalmamaktadır. Şehrimizin çok kıymetli ve de- gerli muallimlerinden bazı zevatın teşebbüsü ile bu seneden itibaren faaliyete geçmek üzre Cağa- loğlunda “Yeni nesil, namile bir mektep açılacaktır. Sırf, ilk tahsil çağındaki çocuklarımız için tesis edilecek bu müesese, bu semtteki büyük bir ihtiyacı son sistem maarif usullerile temin edecektir. Bin italyan seyyahı geliyor Şehrimizde üç gün kalmak üzere ayın 27 sinde Italyan ban- dıralı Konte Verdiya vapuru ile bin Italyan seyyahı gelecektir. .. Sana piyankodan ikramiye çıktı, diye bir torba para verdil İltifat!!! Geçen gün bizdeki ikram ille- tinden uzun uzun şikâyet etmiş- tim. Bugün de gene bu çeşitten olan aşırı iltifat hastalığından bahsedeceğim. o Zaman zaman iltifat yüzünden öyle sorgu suale çekilirsiniz ki içinizden ne kadar küplere binseniz para etmez. Bir çokları her nedese ahiret suali sorar gibi insanı imtihana çekmeği iltifat addederler. Vapura yetişmek için dokuz mille Oköprüden koşuyorsunuz. Merdivenleri indiniz, vapur kalk- mak üzere... Iskelenin zili çıngir çıngır çalıyor. Fakat tam o esnada iltifat perver bir zat karşınıza dikiliyor : — Vay efendim maşaallah... Nerelerdesiniz efendim ?.. Ve bundan sonra sual faslı : — Peder beyefendi ne alemde- dirler? Canım artık kulübe de gel- mez oldular, bizi artık defterden sildi a canım... — Aman beyefendi (imkânı var mı?.. Daima sizden bahseder- ler, hattâ daha dün.. — Birader nasıl?. O çapkını göremiyorum. Pek severim vefa- sızı, — Teşekkür ederim efendim.. Teveccühünüz. Onun da size bü- yük bir hürmeti vardır. Zatı âli- nizi ikinci bir peder addeder.. Kulağınız zildedir. Fakat ilifat- perver zat - nezaket icabi - sual- lerinin arkasını kesmez: — Ya büyük hanım?... Vallah bende de kabahat var. Kaçtır “Gidip de elini öpeyim!, dedim olmadı. kusurumu bilirim. — Aman efendim estagfurullah. — Bacı ne yapıyor?.. Patlıcan çıktı, gere dolma yapıyor mu?. Bir gün gelip te dolma yiyeceğim. Haberi olsun... — Teşrif edin efendim, başı- mızın üstünde yeriniz var... Sorgu sual bitmiyor, amma zilin sesi kesiliyor. Düdük... Ve vapur kalkıyor.. İşte gördünüz mü iltifatı? Hikmet Feridun Motörden eşya ile çıkarken yakalandı Zabıta yeni bir deniz hırsızı yakalamıştır. Bu adam zabıtaca da eşkiya Mehmet ismile tanın- maktadır. Mehmet kerestecilerde sahilde bağlı bulunan Cavit kap- tanın motörüne girerek anahtar uydurup kamaraya girmiş, eline geçen elbise ve sair eşyayı alıp çıkmıştır. Lâkin motörden çıkarken aşyalarla birlikte yakalanmıştır. Tahkikat devam etmektadir. Büyük tayyare piyangosunun UĞUR GİŞESİ Yine büyük ikramiyelerile bir çok kimseleri zengin etti. istanbul, Cağaloğlu'nda Uğur gişesi sahibi Ömer Rıfkı .. Verdi amma ben de hemen uyan dım! A.B. — Vah vah, beş, on dakika daha uyanmasaydın yeni yeni dostlarla da teşerrüf ederdinl ama iner SİTE ze

Bu sayıdan diğer sayfalar: