Çocuklar için Faydah ve eğlenceli yazılar “15 inci Yıl * Sayı : 5210 Bugün 5 inci sayfadâ Tarih Kongresi Dün Dostluk yolunda dikenler > Bulgaristanda Trakya komite- si isminde bir teşkilât var. Bu teşkilât çok zamandan beri ha- | reketsiz bir halde iken son za- manlarda Türk. Bulgar ve Bulgar- Yunan dostlukları sık sık mevzu- babsolmıya başlayınca kımılda- miya ve tahrikâta başlamıştır. Bu kımıldanışın ve tabrikâtın hedefi de Bulgar (o hükümetini Türkler ve Yunanlılar ile dost- luktan uzaklaştırarak Yugoslavya ile anlaşmıya sevketmektir. 3 İgaristan yirmi otuz sene içinde on beş milyon nüfuslu bir memleket olacakmış. Bu suretle | gittikce (inkişaf edecek olan Bulgar milletine bu günkü hu- dutları kâfi değilmiş, Şarki ve garbi Trakyayı Bulgaristana il- hak. ederek Adalar denizine çıkmak lâzımgelirmiş. Aksi tak- dirde Bulgarlar Balkanlarda bo- ğulmıya mahküm kalırmış. Bina- enaleyh Bulgarlar için yapılacak Şey Türkiye ve Bulgaristan ile değil, Yugoslavya ile elele ve- srek şarki ve garbi Trakyayı | almak imiş, Işte Trakya komi- tesi bütün tabrikâlnı bu garip Samimi Bir ili Türk Talebe Birliğin... çav ziyalelinde | gnbir kişini iddia ve mülâbazaya istinat ettiriyor. Eğer Bulgaristanda Trakya komitesi namı altında mevcut olan teşekkülün bu memlekette hakiki bir mevki ve manası ol- saydı, eğer iktidar » mevkiini işgal eden zevat ta bu komite nin tahrikâlını teşvik edecek bir temayülde bulunsaydı, £ bunların iddislarındaki sakameli O isbat için söz söylemiye mahal olabi- lirdi. Hakikat halde Bulgaris- tanda mevzuu babs komitenin şöyle veya böyle bir tesir ve nüfuzu yoktur. Onun için bu komite, bir taraftan Türk-Bulgar diğer taraftan Bulgar- Yunan dostluklarını kundaklarken, Bul- gar hükümetinin ve Bulgaristan- daki umumi ve milli temayülün Trakya komitesine müzahir ol- mamasından dolayıda şikâyetini izleyememektedir. Me bu cihet böyle olmakla beraber Bulgaristandaki Trakya komitesinin ve buna benzer di- ğer bazi teşekkülerin tesvilât ve tabrikâtına karşıda lâkayt dur- Mehmet Asım ( Alttarafı 2 inci sayismızda oplantı Ziyafette bulunan Müderrislerden ve tal Milli Türk talebe birliği at beşte Halkevinde, dart ve yüksek tahsil müderris ve muailim » leri şerefine bir çay Ziyafet; vermiş. tir. Bu toplantıda birliğin Bayesi, fa. aliyeti, ne şekilde çalışması samim; bir şekilde münakaşa edilmiştir, Celseyi birliğin reisi Muzaffer Can! bulat bey açmış, birliğin faaliyeği hakkında malümat vermiş, sonra kör süye kâtibi umumi Mahir bey çıka . rak Türk gençliğinin inkılâba muva. zi olarak yürüdüğünü ve istikbale doğru ilerlediğini söylemiştir. Mütea kiben birliğin hariciye müdürü Rasih bey gençliğin mes'uliyet esaslarm - dan başlıyarak Türk gençliğinin içti- maf ruhunu ve Avrupa talebe teşek-. küllerinin beynelmilel © faaliyeterini anlatmış, bu hareketlere şimdiye ka dar bigâne kalan Türk gençliğinin bu gün bu talebe hareketlerine pek ya - kından alâkadar olduğunu bildirmiş! tir. Bundan sonra tıp talebe cemiye- ti reisi Hasan Halük bey söz almış ve demiştir ki; “— Maddiyattan ziyade maneviya - ta ehemmiyet veren tp gençliği, mil. li Türk talebe birliğinin senelerden beri muattal bir halde durmasından büyük bir vicdan azabı duyuyordu. Fakat bir müddet evvel diğer talebe cemiyetlerile el ele vererek şimdiki teşekkülü vilcude getirdik. Birliğimi- zin büyük bir muvaffakıytle Türk gençliğini dahil ve hariçte temsil e -! İİ deceğine tam bir itimadımız vardır. Badehu orman mektebi talebe ce - miyeti reisi Ali bey de bazı sözler söyledikten sonra gençlere hitaben, fen fakültesi reisi Mustafa Hakkı, tıp fakültesi reisi Tevfik Recep, Mü- derris Kenan Tevfik, müderris Ziya, hukuktan müderris Ahmet Reşit ve gnslihittin Adil beyler birer hitabe pi ei ee yekvücut bir hal rmı söylemişler, müstak- bel mesaileri hakkında İrşat ve tav - siyelerde bulunmuşlardır. i Son olarak Halk Firkası vilâyet dare heyeti reisi Cevdet Kerim Bey! söz almış, gençlerin el ele vermiş bir halde çalışmalarından fırkanm his - settiği iftihardan bahsetmiştir, .. Talebe birliği reisi Muzaffer, aza lardan Mahir ve Necmi beyler dün akşamki trenle Ankaraya gitmişler - dir. Gençler Ankarada alâkadar ve - kâletlerle temas ederek yüksek tahsil gençliğine ait bazı meselelerin halli ile uğrasacaklardır. a SALI, 12 Temmuz Ginday) 1932. Tayyare Piyankosunda Kazananlar Tayyare piyankosunun 12 inci ter tip altıner keşideği dün yapılmıştır. Bu keşidenin en büyük ikramiyesi 0- lan 200,00 lira 30558 wumaralr bilete çıkmıştır. Bu biletin bir parçası Kum! kapıda polis memurlarından Tevfik Efendidedir. Diğer parçalardan bi - risi İzmir ve diğeri Dörtyoldadır. Bun! dan başka dün büyük olarak 20,000 lira 31125 numaraya çıkmıştır. Dün bin numara çekilmiştir. Keşideye bu sabah devam edilecektir. Dün ikrami| ye kazanan numaralar sıraya konul. maş bir halde altmat sayfamızdadır. Jilet traş bıçağının Mucidi öldü Los Angeles, |l (A.A) — Kendi ismile satılan emniyet us- turasının mucidi M, Gilette'in 77 yaşında vefat etmiş olduğu ha- ber veriliyor. Yeni şeker fabrikası Ankara, li (A.A) — Yeni yapılacak şeker fabrikası Sam- sunda değil, Sivasta yapılacaktır. sır — Türkiye iWwai Seferi vk 11 (Vakıt) — Mısırs A iye arasındaki havai sefer- ler Temmuzun 30 unda başlıya- caktır. a gıldı Sayısı 5 Kuruş vw ısı 2 inci sayfamızda Kâzım Paşa Hz. geldi B. M. MeclisiReisinin gazetemize beyanalı Meclis bu sene 170 den fazla kanun müza- kere ve kabn! etmiştir Büyük Millet Meclisi tatil edil- diği için meclis reisi Kâzım paşa Hz. yaz tatilini geçirmek üzere dün sabahki trenle Ankaradan şehrimize gelmişlerdir. Küzım paşa Hazretleri Hay - darpaşa istasyonunda üçüncü ko lordu kumandanı Şükrü Naili pa li muavini Ali Rıza, po- rü Fehmi beyler, askeri ve mülki erkân tarafından karşı - lanmış, bir müfreze polis ve as » ker tarafmdan selâmlanmıştır. Meclis reisimiz Haydarpaşa - dan bir motörle Dolmabahçe sa - raymdaki hususi dairesine giderek burada akşama kadar istirahat et mişler, akşam üstü şehir içinde o- tomobille bir gezinti (o yapmışlar ve Tokatlıyan otelinde bir müd - det kalmışlardır. Kâzım paşa Hz dün Dolma - bahçe sarayında kabul ettikleri bir muharririmize şu (o beyanatta bulunmuşlardır: — Büyük millet meclisinin bu iç- Kâzım Paşa Hz. tima senesindeki mesaisi çok müsmir neticeler vermiştir. Bu devre esnasii (Lütfen sayfayı çeviriniz) Tren kazası tahkikatı | Bitaral bir fen heyetine yaptırıl malıdır n cesetleri bulunamadı, yaralı- lar arasında bir kadınla bir de ccnebi var Yirmiye yakın vatan evlâdınmn ölü- | mü ve bir o kadarınm ağır veya ha - fif surette yaralanması ile neticele - nen Beylikköprü faciası hakkında - ki resmi tahkikat henüz kat'i bir 2€ tice vermedi. Yalmz kat'i. denilecek! derecede malâm olan bir cihet vari) Kazanm vukuu lokomotif frenindeki | bozukluktan (mütevellit - değildir. Çünkü elim hadisenin vukubulduğu son dakikaya kadar frenlerin vazife sini gördüğü tesbit edilmiştir. Diğer taraftan makinist de acemi değildir. Onun da vazifesini hatasız bir suret te yapmış olduğu anlaşılmaktadır. Şu halde acaba hadiseye sebep ne olabilir? Acaba raylarm üzerine bir) demir parçası düşmüş; yahut çobanlar ve saire tarafmdan böyle bir demir parçası konmuş olmasın? Buna dair, diye kadar bir alâmet buluna- meme için en kuvvetli ihti- mal olarak tren tertibatını usule mu halif bir şekilde yapılması, yani yük arabalarının yolcu © vagonlarından sonra ve frensiz olârak © lokomotife raptedilmiş bulunması meselesi üze rinde tevakkuf etmek lâzım geliyor. Filhakika kazaya uğrıyan trende bağ day yüklü olan arabaların yolcu ara- balarından sonfa konmuş olduğu mu hakkaktır, Ve tren yoldan çıktığı va - kit makinist tarafından © lokomotif tevkif edilince > 45 kilometre süratle meyilli bir arazi Üzerinden İnen bu arabalar şiddetle yolcu vagonlarının üstüne bimmiştir, yolcuların (mühim bir kısmı dökülen buğday yığınları - nm ve parçalanan yük arabalarının altında kalarak ezilmiştir. Nüfus i- tibarile > vukubulan telefat (o sırf tren tertibatmın bu tarzda olmasın - dan neşet etmiştir. | Eğer yük arabaları dediğimiz şe - kilde trene raptedilmemiş olsaydı ya kaza hiç vukubulmıyacaktı, yahut ol. p held Hala se Devlet demiryolları idaresine soruyoruz: 1 — İstanbul ile Ankara a rasında işliyen muhtelit ketar- da yolcu ârabalarının yük va- gonlarının Önüne geçirilmesi her vakit tatbik edilen bir usul olduğu söyleniyor. Doğ- rumudur ? 2 — Böyle ise bunun tat- bikinde hiç bir fenni mahzur yok mudur ? 3 — İdare fen heyetince böyle bir karar yoksa Beylik köprüde kazaya uğrıyan tren- de buğday yüklü vagonların yolcu arabalarının gerisine bağ- lanması aceba kimlerin emri ile vuku bulmuştur ? sa bile şimdiki nüfus zaylatına sebe- biyet verilmemiş bulunacaktı, Bu vaziyete nazaran tren tertiba- tının bu tarzda yapılmış olmasını fen ni bir hata olarak kabul etmek ve bu hatanın mes'uliyetini de şimendifer idaresinin o bu işle muvazzaf olan fen memurlarına atfetmek (zarureti, hâsıl oluyor. Binaenaleyh Beylikköp-| rü hadisesinin tahkikini yalnız ba iş le alâkadar olması ve belki hadise - nin vukuundan dolayı neticede mes. ul vaziyetine geçmesi muhtemel olan fen Omemurlarmın omütalealarma istinat oOettirmek doğru olmaz. Bu tahkikatı kazanın vukuundan hiç bir suretle mes'ul ve alâkadar olma. sı mümkün olmiyan zevat vasifasile yapmak lâzımdır. Çünkü tahkikat ne ticesinde verilen hükümlerin isabeti- > ancak bu suretle itimat olunabi - ir, LAlarâhı 5 inci sayfamızda ) Doktorlarımız Doktorlarımız, edeta evvel zama « nın ruhanileri gibi mukaddes bir si ni halini almıya başladılar, Arlık bu muhterem zevelin kıllarına doku» nulmuyor. Kazanç vergisi mi kesile- cek? İlk itiraz onlardan. Buhran ver gisi mi alınacak? İlk şikâyet onlar « dan. İçtimalar mı yapmıyorlar, kon- greler mi toplamıyorlar, höyeller mi göndermiyorlar, istidalar mı yazmı « yorlar.. Bir gayret, bir telâş, bir asa biyettir gidiyor. Niçin? “Neden? Ne | hakla? Acaba, bağlarda güller ön « ların reçetelerile mi açıyor. Dağları da bülbüller onların *ilâçlârile mi ötüyor. Acaba, her aldığımız nefeste onların hakları m var?.” Sınfaiz Türkiyede bu sınıf iddi nedir? Kırk Ura maaşlı memurun, otuz lira aylıklı muallimin, yirmi Ura ka zançlı muharririn dilsiz” fedakârlikla rı karşısında etibbay kiramın vatey- lâsr, doğrusu hayli gariptir? Kendilerine soralım :. Bu memle « kette alın terini indye kalbeden, ta. babetten başka meslek tamyorlar mı?. İtiraf edelim ki, bir gazeteye beş kuruş vermekten çekinen halla « muz, bir reçöteye beş yüz kuruş ver. mekten çekinmiyor. Hiçbir fikir ve san'at adamımız yoktur ki, onlardan bazılarının sahip olduklari apartı « manlarda, hatta kiracı olabilsinler? Eğer meslekler arasında bir re « fah grafiği çizecek olursak, en yük « sek kazanç zikzağını tababet hanesin de görürüz. Böyle olduğu halde, bu muhterem zevatın ağızlarından yeni bir şikâyet doha işitiyoruz: İstanbulda çok dok- tor barmıs, Geçinemiyorlarınış, Buna bir çare bulmak Lâzimmiş.. © Ve çareyi de bulüporlar; Büyük şöh retlerin vizite ücretlerini 'biraz'daha büyüterek kazançlarını azaltmadan hastalarını azaltmak. Onlardn artan hastaları da küçük şöhretler arasın. da teksim etmek, Buluş fena değil. Faket, acaba doktorlarımız, — aralarında Istanbul halkını taksime çalışacaklarina bir gün önlerine Türkiye harilasını açıp doktorsuz vatan köşelerini taksim et seler nasil olur? Yusuf Ziya