ife 2 Yeni kazalara karşı (Baş tarafı birinci sahifede) araştırılmasını istiyor. Bizim öğren- diğimize göre bu suretle emir vermeğe lüzum yoktur. Çünkü devlet demir yolları işletme nizamnamesi katarın bu suretle tertip edilmesine müsaittir. Hattâ izmir havalisinde bazı şimendüfer hatlarının da nizamna- meleri buna müsaittir. Dünkü nüshamızda yazdığımız gibi bazı Avrupa memleketlerinde bu suretle katar tertip edilmektedir. Fakat bu memleketlerde yük vagon- larında otomatik fren vardır. Bu hal kaza ihtimalini pek ziyade azaltır. Halbuki bizde, otomatik fren şöyle dursun, yük vagonlz- rının hepisinde adi fren bile yoktur. Bu sebeple daima arka- daki ağır yük vagonlarının sürat- lerini kesemiyerek öndeki hafif yolcu va üzerine bindir- mesi ihtimali vardır. Yolcu vagonlarının öne konması istasyonlarda manevrayı de güç- leştirir. Her isatasyonda lokomotif başka hatta geçerek arkaya gitmek ve istasyonda kalacak yolcu va- gonlarını alarak manevra yapmak sonra tekrar trenin başına geç- mek mecburiyetindedir. Halbuki yük vagonları önde bulunursa lokomotif yolcu vagon- kolayca manevra yapar ve tekrar kolayca katarın başına geçer. Yolcu rının arkada ol- ması kaza ibtimalini azalttığı gibi bir kaza vukuunda nüfus zayia- larını keserek yük em | sondaki , daima kazadan en az müteessir olurlar. Nitekim bu seferde gerideki 8-10 vagon m kalmıştır ve hat rim duruyor. Bundan sonra kaza vukuuna “mani olmak için muhtelit katar- ların nasıl tertibi lâzım esash surette tetkik ni- zamnaimelerde icap eden tadilâtı yapmak lâzamdır. Kazada sürat Memi de tesiri olduğunu iddia edenler rardır. Bu cihet tahkikat neticesinde — anlaşılacaktır. Maamafih süratin tesiri ikinci derecede olduğu söyleniyor. Kaza hakkında tafsilât Eskişehir, 11 (Hususi) — Ka- Papa hepsi Eskişehre gel- iş, yaralılar hastaneye yatırıl Slime. Bunlarla (o görüştüm, topladığım malümatı Geliişörim; Kaza saat on altıyı 32 geçe vuku bulmuştur. Bir tali eseri clarak kazadan salimen kurtulanlardan ve Eskişehir zahire tüccarından Hacı Muharrem efendi vakayı şu piril anlatmaktadır: — Polatlıdan hareket ettik. Mü süratle aşağıya doğrü ini- yorduk. Tam kaviste kaza vukua geldi. Ben kendimi derhal dışarıya attım, bu sayede kurtuldum. Ka- zapın sebebini bilmiyorum. ,, Ufak bir omuz beresile kurtu- Jan Kırşehirli Hasanların Ali bey diyor ki: — Kaza tam kaviste oldu. Bu- lunduğum vagon devrildi bereket nun üzerine yaslanarak parça- Janmaktan kurtuldu. Bu sayede hafif yara ile kurtulduk. Diğer vagoonlar birbirinin içine girdi. Zahireler yaralıların üzerine dökülerek bunları çok rahatsız ettiğinden obertaraftan iniltiler işitiliyordu. Derhal tahlis amele- sine başlandı, Eskişehirden gelen jâwmdat treni bizi alarak buraya İ getirdi. Vagonların hali Kaza hakkında gelen son ha- berlere göre lokomotif hattın goluna devrilmiştir. Arkasındaki furgon sola devrilirken kendi ei etrafında bir kavis çizmiş, arkası öne gelmiştir. Bun- Jarı takiben birbirine geçmiş va- onlar gelmektedir. Bunların ar- kn da hattın üzerinde duran we kazadan zerre kadar müteessir olmıyan 8 -10 tane yük vazoyu vardır. i Bu Sabahki Telgraflar Türk tarihi ve Amerika Tarihimiz ingilizceye tercüme ve Ame- rika kütüphanelerine tevzi edilecek Ankara, 11 — Tarih kongresi mesaisini dün ikmal etmiştir. Yusuf Akçora bey tarih yazmak ve okumak usülüne dair bir kon- ferans vermiş, Mehmt Ali Ayni, Yusuf Şerif beyler Osmanlı tari- bine dair mütalâzlarım söylemiş- lerdir. Öğleden sonra Amerika sefiri M. Şeril cenaplarmın kongre reisliğine günderdiği bir mektup okunmuştur. Sefir Hz., kongreyi alâka ile takip ettiğini, Türk arkının terakki Ove inkişafına ait tezin garp âlemine izah edilmesi için cemiyet tarafından İ neşredilen Türk tarihinin Türkiye- deki Amerikan hayır müesseseleri tarafından ingilizceye tercüme ve neşredilebileceğini, bu O eserin i Amerika devlet darülfünunu ve kütüphaneleri tarafından dağıtıl- masının temin olunacağını bildi- riyordu. Reis Yusuf Akçora bey, sefir cenaplarının bu dostane müraca- atını şükranla karşılamıştır. Bundan sonra Yusuf Akçora bey, kapanma nütkunu söylemiş ve ön günden beri sabahlı, ak- şamlı devam eden kongre mesa- isinden Türk tarihinin ve Türk tarihçiliğinin (inkişafı için çok faideli ve büyük neticeler istih- sal edildiğinden uzun uzadıya bahsetmişti. Yusuf Akçora bey nutkunun sonlarında demiştir ki: e “Sevgili (o kardeşlerim, yaşım altmışa yaklaşıyor. Şimdiye kadar, milli vazife saydığım bazı işlere karışarak, karınca kadar olsa da hizmet etmeğe çalıştım. Fakat, bana en çok sevinç ve şeref veren vazife, umumi tarihi Türk görüşü ile yazanlar arasına kabul edilmekliğim olmuştur. Bu sevinç ve şerefim, beraberce geçirdiğimiz bu birkaç gün içinde son dereceye erdi. Çünkü, Türk milletinin hocası Ulu Gazinin yüksek himaye ve irşadile Türk tarihine bir tekâmül merhalesi katettiren bu içtimaa iştirak benim için, hayır yalniz benim için değil, çocuklarım ve torunla- rım için bile büyük bir şereftir., Yusuf Akçora beyden sonra maarif vekili Esat bey bir nutuk söylemiş ve kongre âzasını selâm- lıyarak kongreyi kapatmıştır. Sabah celsesinde Yusuf Akçora bey, bizdeki tarih kitaplarını tenkit ettikten sonra darülfünun müderrislerinden müverrih Ahmet Refik bey söz almış ve eski eser- lerindeki görüş hatalarını yeni eserlerinde baştan nihayete kadar tashih edeceğini söylemiştir. Kupon meselesi son safhada Hâmiller içtimaa davet edildiler Ankara, 12 (Telefon ) gelen malümata nazaran kupon hâmil- leri namına murahhasımız Saraçoğlu Şükrü beyle müzakerede bulunan mümessiller hükümetimizin son tek- “liflerini bildirmek maksadile ça Takas iş Komisyon umu umumi bir içtima yapıyor Ankara 12 (Telefon)— Takas komisyonu bugünlerde umumi bir içtima yaparak takas heyetinin Avrupadaki (mesaisini (Ogörüşe- cek ve müteakip günlerde de içtimalarına sık sık devam ederek devlet hesabına yapılacak olan yeni mübayaatın takas tetkikatını icra edecektir. Komisyonda bir çok müessese- lerin vaki olan müracaatları da bu meyanda bir neticeye bağla- nacaktır Triyeste şehri merkez olacak Türkiyenin hariçle takasa esası dahilinde ticari münabatının gün- den, güne inkişaf etmekte olması hükümetimizi yeni bir tetbir alma- sevketmektedir. Hükümetin, Triyeste şehrini harici takas muamelâtımıza mer- kez ittihazı için tetkikat yaptığı mevsukan söylenmektedir. Triyeste, harici ticaretimizdeki mevkii iti- barile bu işe en elverişli bir şehir olarak görülmektedir. Bu şekil takarrür ettiği taktirde, Triyestede bir türk takas bürosu tesis edileceği ve başına bu işlerde ihtisas sahibi bir zatın getirileceği ilâve edilmektedir. Saracoğlu Şükrü beyin evinden para çalan kadın Ankara 12 ( Telefon) — Ağır ceza mahkemesinde (Saracoğlu Şükrü beyin evinden mücevher ve para çalan kadının muhake- mesine başlanmıştır. porya EE akim kkk Le — Buraya edildiği EN Hz. Izmir, Samsun ve Bursaya da şeref verecekler Ankara, 72 (Telefon) Gazi Hz.nin İstanbuldan son- ra İzmiri, Samsun ve Bursayı teşrif edecekleri söyleniyor. Musul petrolları Bedeviler konulan boruları tahrip ettiler Musul, 11 (Hususi) — Mave- rayı Erdende Musul petrollarının Hayfaya nakli için borular koy- makla meşgul köylülerden mü- rekkep “bir heyete (bedeviler hücum etmiştir. Bedeviler! 60 ameleyi almışlar ve bir çoklarını yaralamışlardır. Boru hattı da tahrip edilmiştir. Yeni mevadı iptidaiye listesi Ankara, 11 — Iktisat vekâle- tinde müteşekkil bir komisyon | teşviki sanayi kanununa merbut mevadı iptidaiye listesini yeni- den tanzim etmektedir. Bu liste yakında heyeti vekileye arzolu- nacaktır.., Velâdet gecesi Istanbul müftülüğünden : 16 temmuz 932 cumartesi günü rebiülevvelin on ikisine müsadif olmakla önümüzdeki cuma günü akşamı Jeylei velâdeti hazreti i peygamberi olduğu ilân olunur. hâmillerini içtimaa davet etmişlerdir. Bu içtimada tekliflerimiz kabul takdirde safhasına dahil olacak ye yeni muka- velenamenin başlanacaktır. müzakerat nihai tanzim ve tahririne Dört ay sonra... Lağımdan bir kadın cesedi çıktı Ankara, 11 (Telefon) — Bu sabah Yenişehirde sıtma müca- dele memurları umumi mecralarını temizlemekle meşgul bulundukları sırada bir cesede tesadüf etmiş- lerdir. Cesedin dört ay evvel kayb- olan ve pansiyon işleten Fehime hanıma ait olduğu anlaşılmıştır. Adliye, Fehime hanımın kimin tarafından öldürüldüğünü tahkike başlamıştır. Fehimenin dostu Salih isticvap edilmiştir. Adliye Fehi- menin ortağı olah pansiyoner Cemileyi de aramaktadır. Etlik serum ve aşı eyi Ankara, 12 (Telefon) — Etlik serum ve aşı evinde stajlarını ik- mal eden birinci mülâzım Nured- din, Şerafeddin, Ibrahim ve Meh- met Zeki beyler imtihanlarını muvaffakıyetle vermişlerdir. Imtihanlarda ziraat vekili Mub- lis, fırka umumi kâtibi Recep beyler milli müdafaa müsteşarı Cemil Cahit paşa, sıhhiye dairesi reisi Refik bey ve diger bazı zevat hazır bulunmuşlardır. Ankarada 23 temmuz hazırlıkları Ankara 11 (A.A.) — 23 tem- muz için Ankarada hazırlıklara devam edilmektedir, O akşam Hi- lâlıahmer için Ankara Halkevinde Münür Hayri beyin Sel isimli milli piyesi tiyatro mekktebi mezunları tarafından temsil olunacaktır. Eser radyo ile her taraftan din- lenebilecektir. Ismet paşa ve Tevfik Rüştü beyin refikaları Ismet paşa hazretlerile Tevfik Rüştü beyin refikaları hanım efen- diler bugünkü trenle Ankaradan | şehrimize gelmişlerdir. 12 Temmuz 1917 Sulh için çalışan. (Baş tarafı birinci sahifede ) beynelmilel rolü Cenevredz daha iyi takdir etmiştir. Hem bir Ak- deniz, hem de bir Asya devleti olan Türkiye cumhuriyeti, tabiat icabı olarak bir köprü, bir iltisak noktası vazifesini görmek vazife- sile mükelleftir. Eski Osmanlı imparatorluğu da Boğazları elinde tutan devletin oynıyabileceği rolü anlamıştı. Fakat bu rolü, devlet- leri biribirine karşı koymak, kış- kırtmak, biribirinden ayırmak için kullanmıştı. Her şeye ve bilhassa coğrafyaya alâka gösteren Tevfik Rüştü bey ise, Boğazlara hâkim olan Türki- yeye başka bir vazife, sulh ve itilâf vazifesi düştüğünü gördü. Tevfik Rüştü beyi tanımayan bir grafoloğ, müşarileyhin el ya- zisini gördüğü zaman: “Bu zatın büyük emelleri var, büyük işler görmek, dünyayı sulh ve salâha kavuşturmak istiyor, diye bağırmıştı. Bu sözler; doğ- rudur. Çünkü Tevfik Rüştü bey, başka bir siyaset, bir entrika ve tefrika siyaseti takip edebilirdi. Halbuki o, sulhe müntehi olan yolu seçti. Cenevreden başlıyan bu yol, Türkiyede bitiyor. Journal de genöve Türk - Yunan itilâfından takdirkâr bir lisanla bahsettikten sonra diyorki: Gazi - ki müşarünileyh olma- saydı bunlardan hiç biri olma- yacaktı - ve Tevfik Rüştü bey Bulgaristanla Yunanistanı barış- tırmağa ve Balkanlarda husumet ve istirkap yerine tesanüdü temine çalışmışlardır. Bu metot, en nihayel bir ha- kem ve terki teslihat siyasetine müncer oldu. Tevfik Rüştü beyin büyük me- ziyyeti, bütün bu eserin Cemiyeti akvama istinat etmediği takdirde temelsiz ve tehlikede kalacağını tle takdir etmesidir. Müşa- runileyh' yanlış bir çok zabapları tashih etmek müşkülâtını iktiham etmiş, Cenevreye gitmeyen vatan- daşlarına Cenevrede vuku bulan tahavvülleri (anlatmıştır. Bu iş kolay değildi ve uzun, müşkül bir çok merhalelerden geçmiştir. Türkiyenin Cemiyeti akvama girmesi, bazılarının zeval halinde zannettikleri bu müessese için bir hayatiyet alâmetidir. Fakat girişim , Cemiyeti akvamın temsil ettiği ideale tam bir iltihak suretinde vuku bulmazsa, ehem- miyeti az olacaktır. Cihanşumullük bahanesi altında Cemiyeti akva- mın manevi hedef ve maksatları unutulmamalıdır. Fakat Türkiyenin Cemiyeti akvama girdiği bu sırada bazı invieklerin zihinlerinde iki endişe bulunduğunu da söylemek lâzımdır. Birincisi, Türkiyenin Rusya ile münasebatına dairdir. Bazıları bu girişte Türk-Rus dostluğu siyaseti hakkında bir ademi tasvip mana- sını o bazıları da o bolşeviklerin Cemiyeti akvama hulül etmeleri vasıtasını göreceklerdir. Fakat bu iki zanda bulunanlar aldanıyorlar. Türk hükümetinin kararı Ruslar tarafından (Ohoş görülmemiştir. Çünkü Sovyetlerin tabiyesi kendi efkârı umumiyelerine (o Cemiyeti akvamı, ehemmiyete alınmağa gayrılâyik ve düşmen bir teşekkül olarak göstermeğe matuftur, Türkiyenin Cemiyeti akvama girmesi bu tabiyeye bir darbe indirecektir. İşte buna mebnidir ki M. Litvinof, Türk meslektaşını bu tasavvurundan caydırmak için büyük gayretler sarfetmiştir. Fakat diğer taraftan Türkiye, Cemiyeti akvam âzalığına namzet- liğini koymakla Kü dostluğunu ret ve inkâr etmiş değildir. Türkiyenin bütün milletlerle sulh ve müsalemet binasının çatısını kurduğu bir dakikada bududunun en ei noktasında, yeni teşev- vüşler tehlikesi ihdas etmek sure- tile, bu binayı yıkmak istemesi varit değildir.