28 Haziran 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

28 Haziran 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

28 Haziran 1937 Ihracat maddeleri Pamuk fiatleri yükseliyor Yunan üzümleri ve fındık mahsulü Ihracat ofisinin verdiği malü- mata göre, dünya pamuk fiatle- rinde yükselme görülmektedir. Buna sebep, son zamanlarda Amerikada yağan bol yağmur- ların pamuk mahsulüne zarar vermesidir. Bundan başka pamuk- lara âriz olan hastalığın da pamuk mahsulüne tesiri olmuştur. Atina ticaret omümessilimiz, alâkadar dairelere gönderdiği bir raporda, Yunan hükümetinin üzüm ihracatını tanzim maksadiyle bir komisyon teşkil ettiği bildirilmek- tedir. Komisyon geçen hafta M. Ve- vizelosun riyasetinde toplanmış, mühim kârarlar vermiştir.Bu arada Almanyaya üzüm satıp, mukabi- linde mamul eşya almak şekli kararlaştırılmıştır. Trabzon ticaret odası, fındık rekoltesi hakkında tetkikat yap- mak için köylere heyetler göndermiştir. Heyetler bu seya- hatten döndükten sonra, fındık mahsulü daha kat'i olarak anla- şılacaktır. Adanada pamuk piyasası Adana 23 — Ofisin haftalık pamuk raporuna nazaran son hafta zarfında pamuk fiatlerinde bir tereffü müşahede edilmiştir. Geçen hafta pamuk piyasasında bazı tahavvüller husule gelmiştir. Bunda Amerika mahsul vaziyeti hakkında son gelen haberlerin âmil olduğu zannedilmektedir. Yağmurlar Kars havalisine faydalı yağmurlar yağdı Iktisat vekâleti (o Meteoroloji müesesesinin verdiği malümata göre, bu hafta zarfında en çok Karsa “yağmur oyağmıştır. Bu haberler (o piyasada alâkadarlar üzerinde iyi bir tesir bırakmıştır. Bundan bir iki hafta evvel, Kars ahvali havaiye ve ziraiyesine dair, haber gelmediği için türlü türlü rivayetler çıkmış, hattâ Kars yaylalarında kuraklık olduğu bile söylenmişti. Bütün bu ha- berler, yağ ve peynir fiatleri Üzerine fena tesir yapmıştı.. Meteo- roloji müessesesi, yağmur haber- lerini vermekle, piyasaya büyük hizmetler ifa etmektedir. Irlandada Bazı şehirlerde din aleyhinde nümayiş yapıldı Balimmena 27 (A. A.) — (Irlanda) Cumartesi günü akşamı din aleyhinde bir takım marşlar söylemek suretile şehri dolaşan yüzlerce kişi, ekserisi genç Irlan- dalı kadınlardan ibaret olan 300 kadar ziyaretçiyi Dublin klise kongresine getirmekte bulunan bir treni taşa tutmuşlardır. Bir çok kimseler, yaralanmıştır. Polis, nümayişçileri dağıtmıştır. Done - Ana, 27 (A.A.)— (Irlan- dada Tyron kontluğu dahilinde) Orngmens namı verilen ve ana- nece katoliklerle muarız bulunan tarikatin saliklerinden mürekkep bir kafilerinin şehrin caddelerin- den müruru esnasında bir çok tabancalar atılmış, papalık ma- kamının bayrakları yırtılmış ve yakılmıştır. Yalnız hacıları hamil olan ve Belfas'dan avdet eden iki tren taarruza Ouğramamıştır. Ulster arazisinin hemen her tarafında bu kabilden hadiseler vuku bul muş, fakat biç kimse ölmemiştir. Akşam ii GÜNÜN HABERLERİ Müthiş intikam Hemşiresinin intikamını almak için dört kişiyi öldürmüş Diyarıbekir — Hazro nahiye- sinin Şikeftani Cemaleddin köyü muhtarı Alinin oğlu Aziz bundan bir ay evvel karısıni öldürerek bahçeye gönmüş ve bu suretle cinayetin izini kaybetmek iste- miştir. Vuku bulan ihbar üzerine Ad- liyece meseleye vaziyet edilerek, Azizin işlediği cinayet bütün fecaatile meydana çıkmış ve katil derhal derdest edilerek Silvana getirilmiştir. Bu cinayeti haber alan, mak- tülenin kardeşi Haso, kendi kö- yünden Şikeftana gelerek, Azizin babası Ali hanı ve karısı Ayşeyi öldürdükten osonra, Ali hanın kızı bulunan kendi karısını Silvanda bulunan kardeşi Azizi görmek üzere yola çıktığını haber alınca karşılarına çıkararak, karı- sını ve Arap namında bir adamı da katletmiştir. Bu suretle dört katil yapan Haso, Jandarmalarımız tarafndan takip edilerek derdest edilmiştir. Hiç gülmiyen bir reis Irlanda hükümetinin yeni reisi M. Valera hiç gülmemekle meş- hurdur. İngilizler bu itibarla ken- disini Kıral beşinci Hanriye ben- zetirler. Resmimizde bu hiç gül meyen hükümet reisi sokakta giderken genç bir mekteplinin kendisinden imza istediği görü- lüyor. Diyarıbekirde haşarat ile mücadele Dıyarıbekir 26 — Ev fareleri, hamam böceği ve akreplerin itlâfı için belediyece fenni tedbir ittihaz olunarak mücadeleye başlanmıştır. Akrepler, eskisi gibi toplama usulile itlâf, fare ve hamam bö- ceklerine ise zehirli ilâclar tatbik edilecektir. Bir köyde 119 ev yandı Ankara, 26 — Denizlinin Sa- rayköy kazasına tâbi Kadıköy nahiyesinde bir yangın zubur etmiş ve 119 ev yanmıştır. Yangın Sağır Mehmedin evinde çamaşır yıkanırken komşunun damına sıç- rayan kıvılcımlardan çıkmıştır. Belçikada kommünist nümayişi Anvers 27 (A.A)— Sabık mu- hariplerin yaptıkları bir geçit resmi esnasında komünistler mu- kabil nümayiş yapmışlardır. Zabr- ta müdahaleye mecbur olmuştur. “| 12 kişi kadar Yeme ve bir çok tevkifat içra edilmiştir. Tahdidi teslihat Cenevrede mühim mülâkatlar Bu hafta iyi neticeler bekleniyor Cenevre 27 (A.A.) — Cenev- rede pazar gününün en şayanı dikkat hadisesi, M. Makdonaldın Amerika murahhasları M. Gibson ile M. Norman Dawisi ziyareti olmuştur. M. Gibson tarafından göl ke- narındaki köşkünde öğle yeme- ğine davet edilmiş olan M. Mak- donald, Amerika o reisicumhuru M. Hoover tarafından tahdidi teslihat hakkında yapılan teklifler hakkında Amerika hükümetinin hakiki niyetlerinin neden ibaret olduğunu daha iyi anlamak için bu fırsattan istifade etmeğe şitap eylemiştir. Londra kabinesi, hali hazırda bahriye nezaretile birlikte bu teklifleri derinden derine tetkik etmekte olduğundan mülâkatın kıymeti daha ziyade artmıştır. M. Gibsona gelince onunda Cenevrede fransız, ingiliz, ame- rikan müzakerelerine tekrar gi- rişmeden evvel İngiliz başvekilinin temayülâtını iskandil etmek arzu- sunda bulunduğu muhakkak idi. Hoover tekliflerini (o devletler tarafından kolaylıkla kabul edile- bilecek bir şekle sokmak için her üç heyetin bir anlaşma ve uz- laşma gayreti sarfetmekte olduk- ları şüphesizdir. Bu münasebetle Havas ajansı muhabiri, Parise şu maindar tel- grafı çekmiştir: “Bu bafta içinde görüleceği veçhile bu muazzam işin teminine medar olmak hususunda Fransa hübümeti en geride kalmıyacaktır. , Suriyede af Siyasi mahkümlar affolunacak Berut, 21 — Fransa hariciye nezareti Suriye Âli komiserliğinin Suriyeli siyasi mahkümların affını talep eden bir lâyihasına muva- fakat cevabı vermiştir. Bu cevaba binaen bugün yarın umumi af kararının ilân edileceği beklen- mektedir. Bazı menbalardan sızan haber- lere göre Lübnan kanunu esasi- sinde mühim tadilât yapılacaktır. Bu tadilâtın en mühimmi intiha- batın bir dereceli olmasıdır. Yeni kanunu esasinin yakında tatbik mevkiine konacağı teyit edilmek- tedir. Bahrı Muhit yolu Bir italyan tayyarecisinin istikşaf uçuşları Roma, 26(A.A.) — Binbaşı Gagnanın bali hazırda Izlandayı üssülhareke ittihaz ederek kutup mıntakasında bir takım istikşaf tayaranları (yapmakta (olduğu malümdur. Bu tayeranlardan maksat, Ok- yanos tayyarecileri kongresinin son celsesinde tercih edilmiş olan Atlas Okyanosunun şimalinde, müstakbelde vücude getirilecek hava hatlarını kararlaştırmaktır. Maruf bir Okyanos tayyarecisi olan binbaşı Gagna, Orbetellodan üssülharekesine gitmek suretile bir sefer yapmıştır. Mumaileyh (o Isviçre (alplarını geçtikten, Rhin nebri mecrasını takip ettikten ve Amsterdamda denize indikten sonra bir hamlede ve 7 saatte Irlandadan Izlandaya gitmek suretile Atlas Okyanosunu geçmiştir, | —— AKŞAM"'ın tefrikası: No: 155 Sahife 5 28 Haziran 1932 ZINDAN HATIRALARI ETA YİYENLER ARARIZ ALLAR Abdülhamit devrine ait hakiki maceralar Muharriri : 1 —Bir komitenin hattı ve hareket cetveli değil, ıslahatı umu- miye lâyıhası olduğu beyan buyu- rulan bu program tarzı idareci hükümet - usulü veraset hanedanı saltanat ve meselei hilâfet - ruhu mesailden bulunan ıslahatı maliye - esas terakki olan maarif ve mat- buat - memleketimizde henüz alınmamış bulunan kan vergisi, hıristiyanlardan asker almak... gibi mesaili mühimmeden biç bahsetmeyen bir program iddıa- nıza nazaran pek nakıstır. 2 — Pek nakıs ve muhtasar olan bu program yalnız bir mesele hakkında izahat ve tafsi- lâtı fevkalâde veriyorki o da efkârı ecnebiyeye muvafık olan ( ademi merkeziyet ) meselesidir. Kanunu esasideki tevsii mezu- niyet sırf umuru idareye, ka- nuna ait olduğu halde gerek programınızda münderiç gerek tafsilâtı şifahiyenizden müsteban olan bu tarzı vasıadaki ademi merkeziyet hududu umuru idareye bir çok tecavüz ediyor. Hukuku siyasiyei devleti vilâyetlere terke- diyor! Evet, tevsii mezuniyeti izah eden maddeler tetkik olundukta her bir vilâyete (otonomi- muhta- riyeti idare) usulü tatbik edilmek arzusu görülüyor. Ve bu suretle heyeti umumiye- mize derebeyliklerden mürekkep bir (oşeki hükümet verilmek tahayyül olunuyor. Halbuki mer- kezi zayıf ve kendilerini merkezin varisi tabiisi addeden yani sevdayi istiklâl ile bikarar ve hariçten gelen eçnebij entrikalarının baziçei inkilâbı ve ibtilâfatı cinsiye ve mezhebiye ile müteharrik bir çok akvamın meskün bulunduğu mem- leketimizde vasi ademi merkeziyet usulünü kabul etmek vatanın pek az zamanda parçalanmasından başka bir şeye hizmet edemez. Rumeli şarki ile Girit bu nevi ademi merkeziyetin ne iyi netice- ler verdiğini gösterir mukni birer misaldir. Bu son senelerdeki vukuat ile bir kisim ermeniler, (o bulgarlar ve hattâ arap ve arnavutlardan bazı fırkalar (türklere alenen husumet ettiklerini ve teşkilâtı esasiyel osmaniyeye asi oldukla- rını göstermediler mi? O halde bu milletlerin arzu ve hissiyatına göre tesisi (o idare, mehamı umuru devleti onların keyfine terk ve devleti osmaniye- nin inkısamına esbabı tehiye eyle- mek demek değil midir? Eğer bu ibtilâfatı kavmiye ve mezhebiye ve esbabı sairei hari- ciye olmayıp ve vilâyat ile mer- kezi teşkil eden halk hemcins ve hem mezhep, hemfikir bulunsaydı bu tarzı idareyi kabul cayi bahso- lurdu. Halbuki memaliki Osmaniyede yaşayan akvam, meselâ Yanyadaki bir rum, Selânikteki bir bulgar, Yanyayı Yunanistanın bir cüzü, Selâniği Bulgaristanın bir iskelesi görmek ister, Bunlar dünyanın en âdil bir hükümetine mazhar olsalar, kendi- lerinde maksatlarına vusul ümidi baki kaldıkça fikirlerini değiştir- mek istemezler. Şimdi, bu proğ- ramı hüdanegerde memleketimizde tatbik, vilâyetleri akvamı Osma- niye arasında taksim demek olur. O halde ise Cezairi Babri Sefit Yunanistana iltihaktan başka bir * şey düşünmeyen rumların eline geçer, Makedonya denen yerin bulgarların yedi idaresine girer, keza ve keza... O vakit rumların ve bulgarların pek tabiidir ki merkezi İstanbul değil Atina va Sofya olur. Bir bayrak altında.. Dizlerimize kadar ecdadımızın hunu şahadet ve hamiyetile yoğu- rulmuş bir vatanın meşru ve hakiki sahibi olduğumuzdan emel ve maksadımız cins ve mezhep, kavm tefrik etmeksizin herkese aynı hukuk, aynı mükellefiyet, aynı hürriyet, aynı saadet, aynı mesuliyet teminine çalışmak ve kabiliyeti milliyeyi ibraz edecek muktedir bir şurayı ümmetin kontrolü altında olmak üzere bazı ahkâmı gösterilecek lüzum üzerine ( Şurayı umumi ) tarafından tadil olunacak 1876 kanunu esasisine tamamile riayet eden bir hüküm- darın riyaseti altında bir hükümet meşrutaya malik olmaktır. Yoksa ademi merkeziyet ve sairelerle akvamı muhtelifei Os- maniyeyi biribirinden (ayırmak değil. Ancak akvamı muhtelifeyi aynı salâhiyet ve hürriyetle bir livayı osmani altında cemetmektir. Şunu da beyan ederiz ki vata- nını seven bir osmanlı memleke- tinin saadetine çalışan bir fırka Avrupalıların her ne türlü olursa olsun muahazesini mucip olacak esbaptan tevakki eylemelidir. Ahlâk ve âdatı memlekete yabancı olan bir takım ihtilâlci- lerin müdahalei ecnebiyeyi iste- meleri, Avrupalıları silâhlı olarak ıslahat nikabı altında istiklâliye- timizi mahva davet halkte ne azim nefret ve busumet tevlit eylediği ve asırlardan beri müş- tereken ve müttehiden yaşıyan iki millet arasına ne derecelerde bir soğukluk ilka ettiği maattees- süf görüldü. ilâcınız dertten büyük hir “tâdır Bu programda hem ermeni, rum, bulgar Okomitecileri gibi anasırı (o müştekiyei Osmaniyeyi tatyip, hem hükümatı ecnebiyeye tamallük, hem de menafii milliyeyi sıyanet hususları bir noktada tevhit edilmek istenilmiş.. Vaesefa ki üçe inkısam eden bu menafi ve makasıt şimdilik birbirine zıt olduğundan bu me- anda asıl gaip olu; iden me- nafi ii sani P eilliyedir. Çünki komiteciler davayı istiklâliyette ısrar etmekte, biçare millet ise komiteciler, Avrupalılar ve Ab- dülhamit gibi üç düşman arasında ezilip gitmektedir. Bu deva dertten büyük bir belâ addedilse sezadır. Madamki iyilik etmek elimizden gelmiyor, bari yanlış harekât ve fahiş hatalarımızla memlekete ve millete irası mazarrattan tevekki etmeliyiz !,, Bahaeddin Şakir beyin hücumu! Cemiyetin bu hücumundan sonra, hemen bu yazının peşinden Baha- eddin Şakir beyin, imzalı bir başka hücumu geliyordu. Baha- eddin Şakir bey de diyordu ki: “Görüldüğü veçhile noktai na- zarlarda ihtilafâtı azime ve mez- kür içtimamızda itilâfa ademi rağbetleri zahir olduğu halde yine tecrübe ve hakikate müstenit olan beyanatımızı Sabahaddin bey efen- dinin ariz ve amik düşünerek tadili efkâr edeceği ve bilahare cemiyetimize iltihakla bir noktada birleşeceğini zekâlarından memul ediyorduk. (Arkası. var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: