Sahife 6 iş Akşam da 16 Mart 1932 Trabzon mektuplur: Ilk zafer Hırsızlar nasıl çalışırlar? . Irlanda cumhuriyetcilerin Trabzonda yol, maarif, ya Ruumarhanelerde yapılan ziraat işleri ne halde ? Şehirde ve vilâyetin her tarafında göze çarpan bir maarif faaliyeti var.. Trabzon, 3 (Hususi) — Bundan evvelki mektubumda Trabzonun nüfusu ve sıhhat işlerinden bahs- etmiştim. .Bu mektubumda da size buranın yol, maarif ve ziraat işleri hakkında malümet vereyim: Trabzonun Erzurum, . Rize, Gi- resun, (o Gümüşhane. hudutlarına kadar vilâyet dahilinde 302 kilo- metroluk yolu vardır. Trabzon - Erzurm yolunda Ruslar zamanından kalma ahşap köprü | tehlikeli bir vaziyet aldığı. için derhal tamirine başlanmıştır. Köprü tehlikeden kurtarılmıştır. Bundan başka ayni yolda “De- rin dere,, ve “Manganaz,, köprü- lerinin o döşemeleri, o Hamsiköy isminde kârgir köprünün de mub- telif kısımları tamir edilmiştir. Bu tamirattan sonra vilâyetin sahille * irtibatı tamamile temin edilmiştir. Bundan başka Trabzon - Rize hududu üzerinde ayakları çürü- müş olan ahşap “Şama, köprüsü de esaslı surette tamir olunmuş- tur. Trabzon - Gireson, (o Vakfı kebir - Tosya, Of - Bayburt yolları tamamile tamir ve tesviye edilmiştir. Of - Bayburt yolu için vekâlet 20000 lira muavenette bu- lunmuştur. Bu yolun Trabzun için büyük bir ehemmiyeti vardır. Civar vilâyetlere nakliyat daima bu yoldan yapılmaktadır. e Ayni zamanda bu yoldan Sürmene kasa- bası da çok istifade edecek ve daha ziyade umrana mazhar olacaktır. Trabzonun en güzel sayfiyesi “Soğuk su,, dur. Buraya “Trabzo- nun isviçresi,, derler, Yol bozuk olduğu için buraya gidip gelenler çok sıkıntı o çekiyorlardı. | Son zamanlarda bu yol da tamir edilmiştir. Ancak bütçenin kifa- yetsizliği yüzünden köy yollarında faaliyet ogöstermek pek kabil olamamıştır. Halbuki Trabzonun köy yolları çok fazla uğraşılmağa değer bir iştir. Umumi harp esnasında Rusların “köyler arasında açtığı örümcek ağı gibi yollar bugün tamamile gaip olmuş bir haldedir. Bugün bu yolların yerine mısır ekilmekte tütün yetiştirilmektedir. o Öyle ki adeta köyler arasında yaya yolu bile kalmamıştır. Mevcut köy yolları da yağmur ve sellerden günden güne harap olmaktadır. Gelelim Trabzonda maarif ha- yatına... Burada 39 mektep faa- liyettedir. -Bu: mekteplerde 185 muallim çalışmaktadır. 7107 talebe vardır. Geçen sene beş sınıflı ilk mekteplerden 297, üç sınıflı mekteplerde ise 276 talebe şe- hadetname almıştır. Millet mekteplerinden A ders- hanesinde 561, B dershanesinde 973 talebe okumuş ve şehadet- name almağa muvaffak olmuştur. Of ve Maçka metepleri görü- len lüzum üzerine esaslı surette tamir edilmektedir. Trabzon maarif bütçesi 207000 liradır. Bu sene burada bir talebe fazlalığı göze çarpmaktadır. Hal- buki tasarruf dolayisile bu sene muallim daba azdır. Köy mektep- lerine de göze çarpan bir rağbet vardır. Köylü çecukları mektebe karşı büyük bir alâka . ve istek gösüzrmektedirler. Köylü ebeveyn Trabzonun meşhur Soğuk Suyundan bir manzara de çocuklarının okutulması için de bir çok fedakârlıklar göster- mektedirler. Geçen sene Vakfıkebir Iskender paşa, Tevfik bey, Boztepe, Cum- huriyet, Hacı Kasım, Gazi paşa mektepleri ve 40 kadar köy mek- tebi tamir ettirilmiştir. Bu sene de şimdiye kadar Iskender paşanın şubesi ile Cudi, Kaledibi, Ismet paşa mektepleri tamir edilmiş, Cumhuriyet mektebine su getiril- miştir. Dağbaşı nahiye (merkeziyle Kadahor, Hayrat nahiye merkez- lerinde de köy kanununa tevfikan tam teşkilâtlı bir mektep inşa edilmektedir. Bu inşaat devam ettiği gibi Vakfıkebirin Şarlı ve Tonya mek- teplerinin (o tevsiine ve Hoşarlı mektebinin yeniden inşasına devam edilmektedir. Denilebilir ki Trab- zonda hummali bir maarif faaliyeti vardır. Ziraat işlerine gelince... Burada mevcut elma armut ve saire gibi yemiş agaçlarının aşılanması ame- liyesi gayet iyi neticeler vermiştir. Köylere ve merkez vilâyete 9500 fidan ( dağıtılmıştır. o Akçaabat kazasına zeytin sineki mücadelesi ehemmiyetle devam etmektedir. Büyük bir saha mücadeleye tabi tutulmuştur. Geçen senenin tahsi- satı ile getirilen peynir mayaları gayet iyi muhafaza olunmuştur, Bu sene ilkbaharda yaylalarda peynir- cilik kurslarının açılaçak ve halka salamura peyniri imali öğretilecek- tir. Ayni tahsisatın alınan “Ağri- toks,, namındaki ilâç ile kavun, karpuz, sebze ve meyveli ağaçlara ariz olan “ Püseron ,, ların itlâfi usulleri halka gösterilmiş ve mü- racaat edenlere meccanen ilâç ta tevzi edilmiştir. Merkezi kazada bu sene zarfında görülen portakal, limon, mandalin ağaçlarına ariz olarak ağaçları kurutabilecek de- recede mühim zararlar veren “ Krizomfalös ,, haşereleri de son zamanlarda keşfolunan bir ilâç ile izale edilmiştir. Dar bütçe gayrı kâfi vesait ve teşkilâtla Trabzon ziraat işleri de ancak bu kadar yapılabilirdi. Trabzonda Boztepenin eteğinde gayrı müsait bir o arazıda nümune fidanlığı ve bağçesi var- dır. Bu bahçenin Değermenderesi gibi çok müsait bir yere naklına çalışılmaktadır, Eğer buna mu- vaffak olunursa Trabzon bu yeni bağçeden çok büyük bir istifade temin edecektir. Bugünkü bağçe- den ise istifade yerine zarar gör- düğünü erbabı söylemektedir. Cevdet elinde Serbes İlayda © hükümetinde son yapılan intihabatta cumhuri- yetçiler fırkası kazanmış olduğun- dan bunların lideri Ceneral De Valera hükümet reisi olmuştur. Yeni hükümetin teşekkülü Irlan- dada büyük inkılâplara sebep olmuştur. Yeni hükümetin ilk işi sabık hükümet tarafından tevkif olunan siyasi mahkümları (o serbest bira- kmaktadır. Cumhuriyetci kabine- nin ilk kararı hapsaneleri açtırmak olmuştur. Bu haber yıldırım gibi halk arasında yayılmıştır. Eski Irlanda cumhuriyetçi or- dusu efradi otomobillere ve oto- büslere dolarak hapisanelere koş- | muşlardır. Siyasi mahpuslar hapisaneden çıkarken şiddetle alkışlanmışlar- Bunlardan M. Frank Ryan halka | hitaben irat ettiği nutukta demiş- tir ki: “Cumhuriyetci fırkası hükümet başına gelmekle hedefimize doğru ilk adımı attık. Irlanda halının teşri«i mesaisi ile yakında nihai gayemiz olan Iralanda cumhuriye- tini tesise muvaffak olacağız. Bu gaye uğrunda hesapsız batınlar mücadele etmiş ve can vermiştir. İrlandadaki umumi cer- yan istiklâle ve cumhuriyete matuf bulunuyor. Mısır darülfünunu Bir fakülte reisinin değiştirilmesi heyecan uyandırdı Kahireden Taymis gazetesine bildiriliyor: Mısır darülfünun o sa- naiyi nefise fakültesi reisi Dr. Taha Hüseyin maarif nezaretinde daha aşağı bir memuriyete nak- ledilmiş olup darülfünün istiklâ- line bir taarruz şeklinde talakki edilmiştir. Sanayii nefise, hukuk, fen ve tıp fakülteleri talebesi terki eşgâl ilân etmiştir. Darülfünun emini Ahmet Lütfi Essait de istifana- mesini vermiştir. Hükümet bir çok Avrupalı ve Mısırlı (o profesörlerden şiddetli protestonameler almiştir. Ismi duyulsun diye! Amerikalı bir kadın 70 bin frangı sokağa attı Nice'de kumar oynanan gazi- nolardan birinde, bu hafta garip bir vaka olmuş ve bu vaka derhal, bütün cihan ajansları ta- rafından dört tarafa bildirilmiştir: Bir kadın - bittabi Amerikalı bir kadın - bakarada 70,000 frank kazanmış, paraları alıp kalkmış, pencerenin önüne gitmiş, pence- reyi açmış ve 70,000 bin frangı rüzgâra savurmuş... Çıldırmış! demeyin. Madam ce- naplarının aklı tamamile başında imiş ve Nice'de keyif sürüyormuş. Bu parayı atacağına neden bir hayir müessesesine (vermemiş? suali varit olabilir. Kendinden bahsedilsin için... Eğer bu parayı bir müesseseye teberru etseydi ajanslar son dakika haberi olarak havadis verirler miydi? Zelzele ve bürkâni indifalar Ambon (Felemenk Hindistanı ) 15 (A. A.) — Bonda denizinde Mila adasında zelzele ve çökün- tülerle müterafik olan bürkâni indifalar, mezrualı tahrip ve bir kasabayı harap eylemiştir. akla gelmez hileler İşçi ve yardımcının rolleri, kadınlar ve aynalar Dünkü yazısızda kumarhane- lerdeki soygunculuktan bahsetmiş ve kafesçilerin “bu işteki vazife- sini, kumarhanelerin faaliyetini gnlatmıştık. Bugünde bu batak- hanelerin iç yüzünü, soyguncuların nasıl çalıştıklarını izah edelim. Dün anlattığımız gibi, kafesçinin iğfaline (o aldanıp (Oo kumarhaneye düşen adamcağız, ilk gece oyun neticesinde hiç bir şey kaybetme- den, hattâ biraz da kâr ile kalk- mıştı. Fakat ertesi gece şans dündü, bir (türlü kazanamadı ve son meteliğini de verip evden çıktı. Şimdi bu vaziyeti tetkik edelim. Adamcağız ilk gece kazandığı halde, acaba ikinci gece hakika- ten şansı yarddm etmedi de mi bütün parasını verdi?!.. Tabii değil. Eğer iş şansla dönseydi, evdeki oyuncular şans- larından o kadar emin mi idiler ki, kafesçi. vasısasile adamcağızı getirip oyun oynadılar ve kazan- dılar?. Işte en basit delil. Yabancının ilk gece kazanma- sına gelince; bu da, ona itimat telkin edip daha fazla para getir- mesini temin için tertip olunmuş bir tuzaktır. Yeşil çuha masa, bir şans tec- rübesi için değil, dalavere fıril- dağı olarak kurulmuştur. Oyun baştan aşağıya hile ile döner. Her oyunda olduğu gibi pokerde de birçok hileler vardır. Bilhassa bu gibi batakhanelerde soyguncular, hatıra gelmiyecek şekillerde hileler icat etmektedir- ler. Biz burada bu hilelerin en basit bir kaç şeklini izah edersek işin iç yüzü tamamile meydana çıkmış olur. Oyuncular nasıl çalışırlar?.. Batakhanede kumar oynıyanlar ortaktırlar. Hepsinin gayesi ya- bancıyı kumar masasına oturtmak- tır. Bundan sonra oyundaki dala- veralar başlar. Oyunda asıl dala- verayı yapan bir kişidir ki, bunun ismine işçi) derler. İşçinin bir de yardımcısı vardır. Işçi bütün hilele- rini bu yardımcı vasıtasile yapar. Yardımcıya, frenkçe “Homme de bais,, derler, vazifesi işçinin vereceği talimat dairesinde hare- ket etmektir. Oyunda hile daha masaya otu- rulurken başlar. Işçi, dalaverasını çevirebilmek için yardımcısını be- hemehal kendi yanına, yani kâğıt dağıtılırken kendinden sonra ge- lecek vaziyette oturtmak mecbu- riyetindedir. Herkesin o masada © oturacağı yer, kâğıt çekmek suretile tesbit edildiğinden işçi ilk hileye bu kâğıttan başlar. Yeni bir deste kâğıt paketten çıkarılır. Işçi der- hal bunu güya karıştırıyormuş gibi bir muayene eder. Kâğıt ha- kikaten yeni paketten çıkarıldı zannetmeyin ha. Bu daha evvelden ihzar edile- rek tekrar pakete konup yapış- tırılmış, daha doğrusu, hilesi ara- sına konmuş bir kâğıttır. Yabancı buraya bir kumarhane diye gel- medi ki, kâğıdı inceden inceye tetkike lüzum görsün. Yerlerin tesbiti için kâğıtlar ters yüzüne masanın üzerine sıra- lanır, herkes birer kâğıt çeker. Burada yardımcı, işçisini takip eder. İşçi, hissettirmeden, evvel- den hazırladığı kâğıtlardan birini çeker, yardımcısı da onun altın- dakini alır. Bu suretle yanyana oturmak meselesi halledilmiş oldu. Burada dalavera her turda bir “defa, yani kâğıt dağıtmak sırası işçiye geldiği zaman yapılır ve .en büyük relânslar, restler de o elde olur. İşçi kâğıdı karıştırırken el çabukluğile öyle bir şekilde tanzim eder ki, yardımcısına ver- diği beş kâğıt arasında mutlaka iki as ve ya iki ruva bulunur. Kendisi de son kâğıdını aldıktan sonra artan kâğıt destesini yanına bırakır. İşte ikinci el çabukluğu da buradadır. Kâğıtlar dağılıp bit- tikten sonra tabii herkes kartına bakacaktır. Işte bu meşguliyet esnasında işçi elindeki artan kâğıt destesini yanına bırakırken bütün üzerinde eline bir kâğıt daha saklar ve hissettirmeden süratle kendi kâ- gıtlarının üzerine koyar. Şimdi, diğerlerinde beş, kendi elinde altı kâğıt var. Bundan sonra işçi bütün dikka- tile ( yardımcısının parmaklarını tetkike başlar. Aralarında evvel- den kararlaştırılmış bir takım işaretler vardır. Yardımcı, kâğıt değiştirirken hangi kâğıdı almak istiyorsa parmağının ufak bir ha- reketile işçisine anlatır. İşçi esa- sen kâğıdı daha evvelden tanzim etmiş olduğu için yardımcısının istediği kâğıdı, el çabukluğile kendi elindeki kâğıtlardan ta- mamlar. Işçinin hüneri yalnız yardımcı- sına yüksek kâğit vermekten ibaret değildir. Ayna işi yabancıya yarar. Zaten hile olmasa, işin yarısı şansa tabi kalacaktır. JIşçı, yabancıya kuvvetli bir kâğıt verir, fakat kendi yardımcısının elinde daha yüksek kâğıt var. Anlattıklarımzı mubalağalı bul- mayınız. Var kuvvetinizle dikkat etseniz farkına varmanızın imkâ- nı yoktur. Hâttâ daha ileri gide- lim. İsterseniz, yanınızda bir de arkadaşınız bulunsun ve siz oy- narken, o mütemadiyen diğerle- rinin harekâtını tetkik etsin, gene alta gidersiniz. Dünkü yazınızda, bazan oyun esnasında elektriğin birdenbire sönüp yandığını söylemiştik. Bu sırada ne oldu bilir misiniz?.. Işçi, karanlıktan bilistifade baş- ka bir dalevera çevirdi. Oynanan kâğıt destelerini değiştirdi. Poker oynanırken daima iki deste kâğıt bulunur. Bundan başka işçide iki deste kâğıt daba vardır. Bunlar da tıpkı, oynanan kâğıtların aynıdır. Onlardan farkı, hileli olmasıdır ki, hariçten bir adam ne kadar çalışsa bunum farkına varamaz. Işçi ile yardımcısı daha evvek den bir kaç deste kâğıt üzerine, ancak kendilerinin farkedebilecek- leri derecede küçük işaretler ya- parlar ve bunların üzerinde gün- lerce meşgul olarak mümarese peyda ederler. Bu sayede, oynar- ken tersinden bakınca sizin eliniz- deki kâğıtların hepisini tanır. Işçı, başka türlü hile yapamıyacak vaziyete gelince bu hileli kâğıtları kullanır. Şimdiye kadar bahsettiklerimiz, kumarhanelerde yapılan hilelerin en basitleridir. Bu işlerde icabında kadınlar da rol oynarlar. Salonun münasip bir tarafına yerleştirilmiş bir ayna vasıtasile sizin elinizdeki kâğıtları, işçilere haber verirler. Daha neler, neler... Bu anlattıklarımızdan sonra, böyle bir yerde ufak şans tecrübesine dahi kalkışacak kadar cesaret sahiplerine hiç bir diye- ceğimiz yoktur.