Akşam. Çindeki hâdiselerin yeni bir cihan harbine müncer olmasından korku- luyor - Terki teslihat ve tamirat işleri Aksayı şarktaki hâdiselerin bir cihan harbine müncer olması ihtimali arttığından Avrupada da büyük endişeler izhar edilmeğe başlanmıştır. Çin vakayiinin Japonya ile Sovyet Rusyası arasında bir harbe müncer olması ihtimal haricinde olmadığı gibi kazara zuhur edecek bir hâdise Amerika ile Japonyayı da çarpıştırabilir. Şanghay civarında harekâtı askeriye icra eden Japon askeri ve hava kuvvetlerinin savurduğu mermi ve bombaların Amerikan silâh endazlarının üzerine düşme- sinden büyük bir hâdise ve barp çıkabilir. Bunun için Çin hüküme- tinin nezdindeki büyük devletlerin sefirleri şimdi Şanghayda toplanıp Çinle Japonyanın hiç olmazsa bu mahalli meselede aralarını bulmaya çalışıyorlar. Diğer taraftan Cemiyeti Japnyayı rencide edecek şiddetli teşebbüsaita bulunmaktan çekin- mekle beraber bu müessesenin 12 âzası namına hususi ve dos- tane bir teşebbüste bulunaarak Japolara Şanghaydan daha ileri gitmemelerini tavsiyede bulun- muştur. Cemiyeti akvam Japonya gibi cihan siyasetinde büyük bir âmil olan askeri ve bahri bir devleti kaybetmemek için son derecede ihtiyatlı hareket etmektedir. Japonya Cemiyeti Akvamdan ayrıldığı Otakdirde o cihanşümul müesseselikten çıkarak bir Avru- pa müessesesi olmaktan ibaret kalacaktır. Büyük devlerden hiç biri Çin meselesinden dolayı © Japonya ile çarpışmak istemedi- ginden na; bir bâdise ve tesadüf olmadıkça bunlar ile Japonyanın arasında harp çık- ması melhuz değildir. Fakat Rusya ile mesele böyle değildir. Rusyanın elinde Asyanın yarısı bulunuyor. Bunun da yegâne mahreci Veladivostoktur. H..lbuki buraya giden demiryolu Şimali Mançuriye geçiyor. Bunun da iltisak noktası Harbindir. Japon- lar bir hareketle burasını ele geçirmek ile Sovyetlerin hayati menfaatlarına dokunmuşlardır. Diğer taraftan Japonya yalnız Mançuriye değil Mogolistana ve hattâ Şarki Siberya'ya da gözünü dikmiştir. Kış kıyamette Mançu- riyi istilâ eden Japonların vâsi mikyastaki askeri harekâta müsait olan ilk bahar geldikten sora Mogolistan ve Siberya üzerine yürümeleri pek muhtemeldir. Bunun için Sovyet hükümeti askeri teşkilât yapmaktadır. Vel- hasıl cihan sulhu tehlikede bu- lunuyor. Terki teslihat Bu harp tehlikesi terki teslihat konferansının bir katdaha ehem- miyetini arttırmaktadır. Bu noktayı Ingiliz hariciye nazırı ile Sovyet hariciye xomiseri bilhassa kaydet- mişlerdir. Konferansta devletlerin ordu ve donanmalarının ehemmi- yetli bir surette tenkis edilmesi hakkında müttefikan bir karar verileceğine şimdiye kadar irat olunan nutuklar ümit vermiyor. Şu kadar var ki ameli çareler hakkında iki grupun tebellür et- tiği muhakkaktır. Bunlardan biri Fransa ve bnnun etrafına topla- nan müttefiki olan ikinci derece- deki bazı devletlerdir. Bunlar devletlerin fevkinde ve bunlara silâhla söz geçirebilecek bir mü- essese olmasını istiyorlar ve ancak bundan sonra silâhların tenkisi mevzuubahs olabileceğine işaret ediyorlar . Buna karşı Almanya, Italya ve Rusya silâhların derhal tenkis edilmesini ve her devletin emni- yet ve müdafaa hakkının müsavat esasına müstenit olmasını istiyor- lar. Tecavüzi maksatlarda kulla- nabilecek berri, bahri ve havai silâhların ilgasını müttefikan isti- yorlar. Türkiye ve diğer devlet- lerden bir çoğunun noktai nazarı bu gurupunkine yakındır. Diğer büyük devletlerin noktai nazarları ikinci grupa daha müte- mayildir. Bunlar tecavüzi silâh- ların ilgasından ziyade tenkisine taraftardırlar. Şu kadar var ki bunlardan hiç biri devletlerin emniyet ve selâmetinin bunların fevkinde müsellâh bir teşekkül ile temin edilmesine kat'iyyen taraf- akvam | tar değillerdir. Itilâfın busulüne ne derece imkân olduğu teferru- ata ait müzakeratta lacaktır. Tamirat meselesi Terki teslihat konferansı müna- sebetile Cenevrede toplanan büyük devletlerin ricali orada gayet gizli ve hususi temas ve müzakerelerde bulunarak tamirat konferansı hak- kında uyuşmuşlardır. Konferans haziranda toplanacak ve meseleyi esasından balledecektir. Almanya ne şimdi, ne de ileride tamirat için tediyatta (o bulunamıyacağını evelce ilân etmişti. Bunun üzerine kendisine mev- cut moratoryomun yeniden bir sene tecili teklif edilmiştir. Mora- toryom ileride tediyeyi teahhüt oluğundan Berlin hükümeti bunu da reddetmişti. Bu suretle tahad- düs eden gayet karışık vaziyetin daha ziyade devamına imkân olma- dığından Cenevrede bir karar verilmesine (o mecburiyet (— hasıl olmuştur. M. Mussolini ve papa Italya başvekili M. Mussolini Italya krallığı ile papalık makamı arasında üç sene evvel aktolunan siyasi muahede ve dini itilâfna- menin senei devriyesi münasebe- tile Vatikan sarayına giderek papayı resmen ziyaret etmiştir. Italya krallığının teşekkülünden beri papayı ilk ziyaret eden Italya başvekili M. Mussolini ol- duğundan bu ziyaretin siyasi ci- hetten büyük bir manası vardır. Evvelâ bu ziyaret, Papalık hü- kümetile İtalya krallığı daha doğrusu Faşist rejimi arasında bir ihtilâf kalmadığını isbat ediyor. Üç sene evvel aktolunan vesika- lara ve İtalya kralının iki sene evvel Vatikan sarayına yaptığı ziyarete rağmen orada hakiki itilâf olmamıştı. Italyan gençliğinin terbiye ve tahsilini ele almak hususunda Faşist fırkası ile katolik papasları yekdiğerine şiddetli rakip kesik mişlerdi. Bu rekabet bir zaman papas- lara karşı taşkınlıklara sebebiyet vermiş ve katolik papasların ve bunlara tabi teşkilât ve müesse- satın İspanyadakilerin akıbetine uğramasına ramak kalmıştı. Faşistleri papasları ve bunların başı olan papayı gençliği hükü- met aleyhtarlığına sevketmekle itham ediyorlardı. o Papalık da Faşistleri dinsizlik ile itham edi- yordu. Her iki taraf mevkilerini sağlamlaştırmak için birbirlerine muhtaç bulunduklarını düşünerek nihayet uyuştular. Bu itilâfın son merasimi İtalya başvekilini Papayı resmen ziyarettir. Prens Nikola Zevcesi madam Saveanunun son resmi Romanyalı prens Nikolanın ma- dam Saveanu ile evlenmiş olması büyük bir mesele olmuştu. Bu macera hakkında türlü rivayetler yazılmış ve prensin zevcesi diye bir çok yanlış resimler neşrolun- muştur. Prens bu macera hakkında en doğru malümatı Deyli Ekspres gazetesinin Bükreş muhabiri Mr. Stephens yazmış idi. Bundan dolayı prens İngiliz muhabirine teşekkür ederek bir mektup yazmış ve zevcesinin fo- toğrafını göndereceğini vadetmişti. Prens son günlerde zevcesinin fotoğrafını göndermiştir. Gazete mektupla birlikte kadı- nın fotoğrafını neşretmiştir. Ingiltere'nin harici ticareti Londra, 18 (A.A.)— Hariciye nezareti 1929, 1930 senelerinde Ingiltere ile diğer memleketler arasında icra edilmiş olan mua- melâta ait mukayeseli bir takım müvazene cetvelleri neşretmiştir. Bu istatistik geçen sene zarfın- da altın ve nakit muameleleri müstesna olmak üzere ticari va- ridat ile mesarifat arasında 210 milyon İngiliz lirası açık bulun- duğunu göstermektedir. Londrada grevin hitamı Londra 18 (A.A.) — Mavna- cılar tekrar işe başlamış oldukla- larından beklemekte olan bazı stokların müzayede ile satılmasına tekrar başlanmıştır. Arnaldo Wussolininin kızı bir otomobil kazasına uğradı Milano, 18 (A.A.) — Gazete- lerin verdikleri bir habere göre M. Mussolini'nin geçenlerde vefat eden erkek kardeşi (o Arnaldo Mussolini'nin kizı Matnlazel Rose Mussolini amcasının kızı ile Ma- jeur gölü civarında bir otomobil gezintisi yaptığı sırada motörün bozulmasından dolayı kazaya uğ- ramıştır. Iki kız az çok ağır surette ya- ralanmışlardır. Matmazel (Rose Mussolini'nin kırk ve Amcazade- sinin otuz güne kadar iyi olacak- ları söylenmektedir. 1 Aylık abone 150 kuruş Muhterem karilerimize kolaylık Karileriıizden arzu edenler 150 kuruş mukabilinde gaze- temize bir ay için abone olabileceklerdir. Gazetemize bir aylık abone kaydedilecek muhterem oku- yucularımızdan ricamız: 150 kuruştan ibaret olan abone ücretini müddetlerinin hilamından evvel ve vakti zamanında idaremize göndermek, Aksi takdirde gazete irsalâtında oteahhur vukubulur ki bunu muhterem kari'lerimizin de arzu etıniyeceklerinden eminiz. 41, 20 Şubat 1923 Trabzon mektupları Trabzonda mektum nüfus ve sıhhat işleri Trabzonda gece hayatı sönüktür, ekseriyet kıraathanede toplanır Trabzonun umumi manzarası Trabzon, 10 (Hususi) — Umumi tabrirde Trabzonun nü- fusu 24000 olarak kaydedilmişti. Tahriri nüfustan sonra Trabzonun nüfusunun pek fazla arttığı anla- şılmıştır. Bugün Trabzonun 30000 nüfusu vardır. Dört beş sene içinde şehirde beş altı bin nüfus artarsa, vilâyetin diğer mahalle- rinde kim bilir ne kadar artmıştır. Bundan başka tahriri nüfustan sonra Trabzonda kayıtları henüz yapılmamış birçok gizli nüfus olduğu anlaşılmıştır. Vilâyet mec- lisinde bu mesele mevzuubahs olmuş, ve birçok âza yeniden umumi tabriri nüfus yapılması için temenni takrirleri vermişlerdir. Bunun üzerine vilâyet, dahiliye vekâletine müracaat ederek tah- riri nüfus yapılıp yapılmıyacağını sormuştur. Vekâlet vilâyete gön- derdiği bir tamimde henüz umumi tahririn sırası gelmediğini bildir- miş ve yeri doğan çocukların derhal tescilini emretmiştir. Bu emre göre: 1 — Evlilikleri nüfusça tescil edilmiş karı ve kocadan doğan çocukların tescili icap eder. 2 — Kanunu medeninin mevkii tatbika vazından sonra evli olduk- ları halde ikinci ve üçüncü defa olarak kanun haricinde evlenen erkeklerin doğmuş ve doğacak çocuklarının ve kanunu medeninin mevkii tatbika vazından evvel izinname alınmaksızın evlenenler- den doğan çocukların sicille kayıt- ları adliye vekâletile hal muhabe- rede olup neticesi bildirilecektir. Çift kadın almak, kanunu me- deni hilâfına hareket bu havalide şiddetli takip görmemiş olmasın- dan dolayı bir parça çoğalmak istidadını göstermiştir. (Epeyce mektum nüfus vardır. Trabzonda sıhhi vaziyet Trabzon havalisinde verem, ke- mik hastalıkları ve emrazı efren- ciye fazladır. Beş altı sene evel burada bir mücadele mıntakası varken her nedens Trabzon vilâ- yeti bu mıntakdan hariç bırakıldı. Geçen sene umumi meclis bu mıntakanın yeniden teşkilini sıb- hiye vekâletinden temenni etti, fakat bütçede tahsisat olmadığı cevabı alındı. Halen Trabzonda ne kadar doktor vardır tahmin edersiniz? Diğer vilâyetlere kıyasen bir miktar söyleyiniz. Bakayım! 10 mu, 20 mi, 30 mu? Tamam yanaştınız.. Daha fazla.. Hepsi de para sahibi, malmelâl sahibi, yer yurt sahibi olan bu doktorlardan (bazıları mevsimi müsait bulunca takım taklavatını alıp şöyle bir civar kazalara, köy- lere çıkarlar, yer yer gezerler, hastaları yoklarlar. Tabii cüzdan- larını doldurup geri dönerler. Burası âdeta doktorların inbi- sarı altında gibidir. Eczacılar da böyledir. o Zavallı Fenerbahçeli eczacı Cafer Ali bey tutunmak için akla karayı seçti. Trabzonda sihhat işleri uğra- şılmağa değer bir meseledir. Şehrimizde bir tek hastahane var- dır. Burası da Trabzonun ibtiya- cına cevap verecek bir halde değildir. Hele son zamanlara kadar bu hastahaneye girmek bir mesele idi. Yol yoktu. Yeni vali Rifat bey buraya bir yol yaptırarak herkesin duasını kazandı. s Valimiz Rıfat bey umumi mec- lisin küşadında okuduğu izahna- menin sıhhat bahsinde hastahane için şu sözleri söylemektedir : “ Bunca ikdam ve mesai karşr- sında hastahanemizin Trabzonda vilâyetin şeref ve ehemmiyetile mütenasip (olmadığını (esefle kaydederek öteden beri hüsnü nazarları şükranla görülen heyeti aliyenin bu defaki içtimaıda bastahane işinin (o ehemmiyetle derpiş edileceği şüphesizdir. ,, Gece hayatı Trabzonda gece bayatı pek sönüktür. Burada hemen bütün Trabzon güzidelerinin toplandığı yer “İstanbul kıraathanesi ,, dir. Buraya girdinizmi masalar ara- sında konuşulanları iştitirsiniz! — Azizim akşam tiyatroya git- tik.. Türk fakiri Aziz beyi gördük.. Hakikaten şayanı hayret.. Adam vücuduna çiviler, başına bıçak ve şişi saplıyor,. Şaştım doğrusu. Seyredenlerden dördü bayıldı. Diğer masada memurlar: — Meclisi umumi yakında da- Zılacak.. Encümen intihabı hara- retli olacakmış... Köşede edebiyatçılar: — Yahu geçen gün bir şiir okudum.. Pek hoşuma gitti doğ- rusu.. — Ben yeni şiirleri beğenmiyo- rum... Ve bir yanda da: — Azizim dün gece sabaha kadar poker oynadık... — Kazandın mı hari. — Bermutat... Son zamanlarda burada poker merakı pek ziyadeleşmiştir. Buna çare bulmak lâzımdır: Cevdet izmirde balık ucuzladı Izmir 18 — Son günlerde ha- vanın lodos esmesi dalayanlarda balık avcılığını kolaylaştırmıştır. Balıkhaneye omükkim miktarda balık getirilmiş ve satışa çıkarıl- mıştır. Bundan dolayı fiatlarda da tekrar bir tenezzül husule gel miştir.