20 Şubat 1932 AKŞAMDAN AKŞAMA ——— ——— Fütürsim Istanbu'lu Marinetti isminde bir italyan şairinin ziyaret etmesi Üzerine, fütürism hakkında yazı yazan münevverlerimizin mıktarı çoğaldıkça çoğalmağa (başladı. Kimi, “Marinetti ile münakaşalarım “diye, tafrafuruş tafrafuruş, ukalâ ukalâ çetrefil ibareler sıralıyor; kimi kendininde anlamadığı büyük lâflar ediyor | Bu sanat cereyanını, en basit şekillerinde, cümlemizin bildiği misallerle ben anlatayım: Fütürist tiyatro: Hani, çocuklar, parmaklarına acaip şekiller vere- rek “Hırsız damdan kiremit çalar, imam meyzin başını sallarl, diye bir oyun oynarlar. İşte, bir per- delik fütürist tiyatroya bundan daha âlâ misal olamaz. Fütürist heykel: Çanakkaleden geçtiğiniz olmadı mı? Orada, üze- rinde aslan şekli olan bir takım destileri vapura getip satarlar. Oaslanlar, fütürist heykele pek yakındır. Fütürist şiir: Eveleme Develeme Devekuşu kovalama Çengi Çember Tib... Buda fütürist şiirlerin en nefis nümnnelerinden biri addolunabilir. Esasen, yeni sanat cereyanlarının üstadı Hayri Muhiddin bey evelki sene, bu şiire, beliğ bir nümune yazmıştı, Fütürist resim: Iranlı kahvele- rinde ( asılı duran resimler, kâ- milen fütürist oObirer şaheser- dirler. Sonra, hepimizin bildiğimiz “Ah Minel aşkl,, lâvhası da fütü- risttir, Hani “ah,ın çıfte gözlü “he,, sinden yaşlar akar, bundan dere olur, üzerinde ördekler yüzer. Fütürism ilhamına bundan daha boş gelecek bir mevzu nadir bulunur. Fütürist mimari: Ekseri Orta Anadolu köylerindeki evler... Damları, yerle bir... Arsada yürü- yorum sanırken bacasından içeri düşersiniz... Fütürist dekorasyon: mendiller, yemeniler... Yazma Marinetti'nin şiirlerini gördüm. Karınca duası muskalar vardır; onlara benziyor. Başka bir misalle daha anlatayım: Eskiden kabaku- lak olanların boyunlarına karga- cık burgacık bir şeyler yazarlardı. Marinetti, o şekilde şiir yazıyor... Gaplılar, acayibat karşısında kalıyorlar; fütürisme yer veriyor- lar Onu, bir ibda, bir buluş addediyorlar, Fakat, biz şarklılar, kös dinle- mişiz... Bize öyle şeyler vız gelir... Genç nazariyatçılarmızda bu sanat mektebini (21) bize çapra- şık yollardan anlatmağa kalkışma- sınlar. Yukarıki bir iki misal, meselenin efkâri umumiye tara- fından anlaşılması için kâfidir. ( Akşamcı ) TK. ai Haberin var mı ayol? Bizim arka taraftaki komşunun hanımı... Kazanç yolu ! Her kapıya konu- lan numaraların hikmeti 927 senesinde yapılan nüfus tahririnden evvel belediye, şehir içindeki bütün binalara numara koymuştu. Yeni rakkamlar kabul edildikten sonra bu numara tabe- laları da değiştirildi. Belediye nu- mara koyarken bir binada bulu- nan müteaddit kapılara ayrı ayri numara koymuştu. Evvelâ bele- diyenin binalara bu kadar çok numara koyması nazarı dikkati celbetmemişti. Fakat bugün anla- şılıyorki belediye her kapıya bir numara koyarak kendisine yeni bir varidat membaı temin etmiştir. Her binadan alınan tenvirat ve tanzifat vergisi muayyen bir tari- feye tabidir. Senede 50000 kuruş irat getiren bir binadan 15, 200000 kuruş varidatı olan bir yerden ise 20 kuruş vergi alınmaktadır . Belediye 200000 kuruş irat getiren 4 kapılı bir binanın her kapısına ayrı ayrı numara koyuyor ve bu binayı dört kısm farzederek her kısmın- dan ayrı ayrı vergi alıyor. Bu suretle 200000 kuruş iratlı bina- dan 20 kuruş vergi alacağı yerde “50000,, kuruş iratlı dört daireden 60 kuruş vergi alıyor. Belediyenin bu tarzda hareket etmesinden birçok emlâk sahipleri şikâyetçi- dirler. Karları kaldırmak Belediye yeni bir usul tatbik edecek Belediye caddelerdeki karları temizlemek için bunları toplayıp sokak kenarlarına yığıyor, sonra çöp arabaları, yığılan karları kaldırıyordu. Bu hal hem cadde- lerin temizlenmesini geciktiriyor, hemde tanzifat amelesi kar temiz- lemekle meşgul olduğu için evle- rin çöplerini toplıyamıyor. Bunun önünü almak için bele- diyece başka bir tedbir düşünül- müştür: Bundan sonra kesif kar yağarsa sokakları temizlemek için itfaiyenin yangınlarda kullandığı büyük tazyikli Obhortumlarile su sıkılacaktır . Bu hortumlarla sı- kılan sular, yalnız caddenin ortasındaki kar tabakasını değil, caddenin yanlarında birikmiş kar kümelerini de devirip sürükliye- cektir. Çöpçü amelesi yalnız so- kağın nihayetindeki karları denize dökecektir. Bu suretle temizlemek ame- liyatı daha kolay olacak, amele ŞEHİR HABERLERİ Belediye zabıtası Mülkiye müfettişleri islaha lüzum görüyorlar Bir müddetten beri mülkiye müfettişleri belediye teşkilâtını teftiş ediyorlardı. Müfettişler teftişleri neticesinde bilhassa zabıtai belediye işlerin sürüncemede kaldığını, eskisine nazaran belediye mukarreratının, tatbik edilemediğinden ve bu yüzden halkın büyük müşkülâtla karşılaş- tığını görmüşlerdir. Bilhassa bir kısım esnafın halkı aldattığı , pazarlarda tartıların noksan olduğu kaydedilmiştir . Müfettişlerin raporu muhteviyat itibarile çok mühim görülmüştür. Bu rapor üzerine zabıtai belediye teşkilâtının ıslahına karar veril- mesi çok muhtemeldir. Bir milyonluk dava Gelecek hafta içinde muhakemeye başlanıyor Esat paşa Toptani davasının son muhakemesinde evrak bir noktanın izahı için temyiz mah- kemesine gönderilmişti. Temyiz mahkemesi bu hususta lâzımgelen tetkikatını yapmış ve sorulan nokta hakkındaki kararla birlikte evrakı iade etmiştir. Önümüzdeki hafta içinde 3 üncü hukuk mahkeme- sinde bu 1 milyonluk şayanı dik- kat davanın temyizen rüyetine başlanacaktır. Ibtisas hâkimi Istanbul ihtisas mahkemesine tayin olunan Samsun ağır ceza reisi Fevzi bey şehrimize gelmiştir. Fevzi bey mârt iptidasından iti- baren yeni vazifesine başlıyacaktır. Şimdilik Kudretullah bey vekâle- ten ifayı vazife etmektedir. Kavga ve cerh Tophanede oturan Mustafa ile Şerif kavga etmişler, Şerif bıçakla Mustafayı üç yerinden ağır suret- te yaralamıştır. AKŞAM ie , Türkiye Ecnebi Bemrix 1400 kuruş (o 3700 kuruş GArux 760 >» M0 > 0 > 3 AYLIK 1 AYLIK 400 » 150 » H mp Abone ücretleri doğrudan E ij doğruya AKŞAM idaresi namına # gönderilmelidir. $ Adres tebdili için yirmi beş ku. (Şi () ruşluk pul göndermek lâzımdır. kl —— İİ ll Şevval 13 — Kasım :105 p NS. İmsfk Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı ME, 11,23 1,i 6,40 9,38 2 1,319 Yol parası 400 bin liranın şehre bırakılması isteniyor Idarei hususiyelerin köylerden ve şebir içindeki mükelleflerden aldığı yol parasının yüzde ellisi hükümete terk edilmekte, müte- bakisi de her vilâyet idarei husu- siyesi tarafından yol ve mektep inşasına, tamirine sarfolunmakta- dır. Fakat bu tahsisat daha ziyade köylerin ibtiyacına | sarfedildiği için şehir halkı bundan büyük bir istifade temin etmemektedir. Istanbulun yol parası senede sekiz, dokuz yüz bin lira tutuyor. Bunun yüzde ellisi umumi bütçeye verildikten Sonra kalan 400 - 450 bin lira bir parada İstanbul vilâyeti mektep ve yol inşaatına sarfediliyor. Istanbulun gerek idarei hususiye, gerek belediye varidatı son senelerde mühim bir mıktarda azalmıştır. Bu ihtiyaç karşısında nafia vekâletine terkedilen yüzde elli miktarın da Istaubula bırakıl- ması rica edilmiş ve bu kabul edilerek bu paranın bırakılacağı vadolunmuştu. Fakat aradan epey bir zaman geçtiği halde henüz bu müraca- atten bir netice çıkmamıştır. Bunun üzerine bu paranın Istan- bul ihtiyacına bırakılması tekrar rica edilecektir. Eğer alâkadar makamlar, Is- tanbulun bu müracaatini kabul ederlerse Istanbula kalacak olan dör yüz bin lira para ile yeniden birçok yollar ve caddeler inşa edilecektir. Iş başında... Iki hırsız bir dergâhi soyarken yakalandı Samatya polis komiserliği Rauf ve Etem isimlerinde iki kişiyi tevkif etmiştir. Bunlar muhtelif hırsızlıklardan maznundurlar. Rauf ve Etem geçen gün de Kocamustafapaşada Sümbülefendi dergâhına girerek orayı soymak istemişlerdir. Bu sırada zabıta memurları ye- tişerek ikisini de cürmü meşhut halinde yakalamışlardır. Bundan bir müddet evvel bu dergâhın kurşunları ve zencirleri çalınmıştı. Yapılan tahkikatta bun- larıda Etem ve Raifin çaldıkları anlaşılmıştır. Samatya komiserliği bunları ber iki hırsızlık vakasından dolayı adliyeye vermiştir. Maznunlar 1 inci ceza mahkemesinde muhakeme edilecektir. Bir muhtelis yakalandı Zabıta Edip efendi isminde birini yakalamıştır. Edip efendi Kiliste bulunduğu sırada zimme- Alçak papağanlar!. Bu iktisadi seferberlik esnasın- da yiyecekler, içicekler ve yemiş- lerle beraber yerli olmayan hay- vanla rda insanın gözüne bir tuhaf görünüyor.. Fransız şampanyası erkekleri iflâsa sürükleyen baygın gözlü bir Foliberjer dansözü hali- ne girdi.. İngiliz viskisi uzun şişe- sinde müsrif, fakat baş döndürücü, levent endamlı bir times kızı gibi duruyor.. Amerikan kokteyli Çikaga gece kulüplerinin sehabr kraliçeleri gibi cepleri boşaltmağa, cüzdan- ların dibine darı ekmeğe hazır bir tavrı var... Eh bütün bunların yanında ecnebi (o memleketlerden gelen hayvanlar nasıl gözümüze tuhaf görünmesin. İşte aylar var ki tüylerinde medarların rengini ta- şıyan alçak papağanlar bize hain hain bakıyorlar... Evimdeki na- mussuz, haini vatan papağanı neye benzetiyorum biliyor musunuz?. Her gece gayet yüksek ücretle barlarda şarkı söyliyen ecnebi şantözlere... Onlar da boyanıp, sürüp sürüştürüp, tatlı dilleri ve tatlı şarkılarile paramızı çekiyor- lar. Bu hain papağanlarda.. Hele bakın aralarında nakadarda müşabehet var.. Şantözler boyalı. Bunlar renkli... Ikisi de dillerile hayatlarını kazanıyorlar... /Birbiri- nin renk renk tüyleri, ötekinin renkrenk elbiseleri var.. Sonra her ikisi de ecnebi... Bizim kanaryalar değil. Fakat Kanarya adalarından gelen kanar- yalar da alçak papağanlardan sonra insanın sinirlerine dokunuyor... Dünyayı dolaşan sarışın, kokot, hafif, işvebaz ve para çeken kadınlar ' gibi bir şey... Gidi fahişe kanaryalar gidi.. Gidi has- bacıklar gidi... Halbuki kokot kanaryanın yanında, milli bülbül- lerimiz ne firaklı, ne candan; ne samimi... Sonra başka memleketlerden geldikleri nursuz yüzlerinden belli olan boldok köpekleri... Onlarda az hain değildirler. Buna mukabil Ankara kedilerimiz, Van kedi lerimiz kıymetlendi. Hele kâfir vanlar kıymetlerinin kendileri de farkına varmış olmalıdır ki evin içinde kuyruk kabarık pür azamet dolaşıyorlar. Tavanda asılı durun alçak papağana istihfaflı nazarlar atfediyorlar. Belediyeye stadyom inşası için birçok müracaatler vuku bulmuş- tur. Belediye şehir stadyomunu Yenibahçede yapmağa karar ver- mekle beraber henüz buranın istimlâkine başlamamıştır. Bina- enaleyh istimlâk bitmeden evvel bu müracaatler kabul edilmiye- cektir. Esrar bulundu! Beyazıtta Ahmet isminde bir erkekle Makbule isminde bir kadının odalarında esrar içirdikleri haber alınarak araştırma yapılmış, ve kamyonlar günlerce kar taşı- |İğ Va 5.10 649 12,28 15.27 1749 19,19 tine para geçirmekle maznundur. | esrar, nargile, kabak ve saire makla meşgul olmıyacaklardır. Edip efendi Kilise gönderilecektir. | bulunmuştur. e meme —— —— e Ayın l4 ü gibi bir çocuk doğurdu amma, gel görelim... ». Dört tane önünde... .. Dört tane de arkasında sekiz gözü varl Ne kadar gayri tabii mahlük?... A. B. — Bilâkis, bilâkis Bu otomobil kazası bol memlekette en tabii mahlükl,