Sıvfe 10 Akşam 24 Kânunusani 1932 2 ISTANBUL HAYATI: . . > . . GE KARİ MEKTUPLBRİ Tem er aegil a, | Çin impratoriçesi boşanmak istiyor | garazözde taremiik ucuzunu bulur binerimi Artık harem hayatı sürme selâmlık Tramvay durak yerine yaklaşır- ken karşıdan telâşlı telâşlı işaret- ler yaparak koştu. o Araba durur durmaz yanındaki siyah çarşaflı, yüzü peçeli kadın zorla ön sahanlık- taniçeriye soktuktan sonra kendisi de parmaklıklara asıldı. Içeriden mırıldanmalar, gürültüler başladı: — Yol verin de inelim yahu, tramvay kaçmıyor ya, aceleniz ne? O hiç oralı bile değil, müte- madiyen sokuluyor, önüne geleni ite kaka içeriye girmeye çalışıyor. Nihayet vatman müdahale etti: — Efendi, inecek yolcular var, biraz geriye çekil de sonra biner- sin, hem sen arka taraftan bine- ceksin, buradan kadınlar binerler, erkeklere yasahtır. — Pala bıyıklı yolcu sımsıkı yapıştığı parmaklıkları bırakma- Cığı gibi bir santim bile yerinden kıpırdamadan Oo kaşlarını (çattı, hapşuuu, diye karşısındakilerin suratlarına (karşı kuvvetli bir hapşurduktan sonra: — Mademki yasağısa aha bu- rada duran adamlar erkek değil de gadın mı, Anadoluluysak heç bir şeyden çahmaz mı sandın bizi? — Efendi, onlar dışarıya çıka- caklar, buradan erkekler binemez. Parmaklıklara daha sıkı yapış- mış ısrarla münakaşa ediyor. — Al bir yalan daha.. — Efendi, lafı uzatma, geriye çekil yolcular çıkacaklar. — Çekilmek değil| ya, yerim- den bile oynamam, gadınım da hasta ben de hastayım, buradan içeriye gireceğim. Cebindeki para .da bizimki para değil mi yoksa? Ben hastayiiim. — Efendi, burası hastane değil, gireceksen gir de her kesin yolu- nu kapama bari, Sıkışa, sıkışa içeriye girdi. Bu defa biletçi ile kavga başladı. *— Nereye gideceksiniz efendim? Arka arkaya bir kaç defa hap- şurarak biletçinin suratını adam akıllı ıslattıktan sonra, .— Kör gibi bir de soruyorsun dedi. Baksana pıskırıp duruyom, baste adam helbette tohtora gider, iki bilat ver, emme bir tenesi aha şu gadın üçün olsun. — Nerede ineceksiniz efendi?. — Allah, allah, O tohtorların olduğu yere gadar götür bizi, Sirkeci midir, nedir? Biletler kesildi, davrandı. ağa keseye — Gaç para vereceğim ?. — Ikisi on dört buçuk kuruş. — Nece? Sen delirdin mi be?. Ben gaç kerre bu tramvaya bin- dimsem hep dört buçuk guruş aldılar, hadi yüz para da şu ka- dıncağız için olsun, etti altı, on dört buçuk nereden çıktı? — Efendi, bu mevki arabadır, dışarısı oOkırmızı boyalı olursa parası da fazladır. — Ulan, adam gandırmak için bin türlü feraset düşünüyorsun emme, baksana ben de ogöz var mı? Gırmızı boyalısı bahalıymış, sanki ben tramboyu satın alacak- mışım. Dünyada on para fazla vermem, — Öyle ise in aşağıya. — İnsem ne çıkar ki?. Tramboy yoh değil ya, hangisini ucuz bu- lursam ona binerim, Tramvay köprü üstünde durdu, palabıyıklı yolcu daha ucuz bir tramvay bulmak üzere kadınını da beraber alıp indi... Bir imparatoriçenin kocasından resmen talâk talebinde bulunması tarihte pek nadir kaydedilmiş vakalardandır. (o Tarihler saray entrikalarından bahsederken bir kraliçe veyahut imparatoriçenin kocasından bıktığı, ondan ayrıl- mak (istediği ozaman talâk talebi ile işi dağdağâya verecek yerde zehir gibi gizli vasıtalara müracaat ettiğini yazar. Çinde cumhuriyet ilân edildik- ten sonra tabttan indirilen sabık imparator Huan-Teng Çinin ucra bir eyaletinde menfa hayatı sürmektedir. Çin adatına göre Impratorun üç zevcesi vardır. Bunlardan biri resmi İmpratoriçe unvanını taşır, ikinci zevcenin unvanı, şark impratoriçası, üçün- cüsünün da garp impratoriçasidir. Çin Impratoru taç ve tahtından mahrum kalmasına rağmen ecda- dinin bu ananasına riayet etmiş Çin x ipmratoriçası ünvanile evlendiği ikinci ve en genç ve en güzel karısı prenses Su-fei Çinde bulunan Amerika konsolosuna müracaat ile himaye ve kocasından tatlik edilmesini istemiştir. Şark impe- ratoriçesi, Amerika makamatına verdiği istidada İngiliz ve Fransız mekteplerinde tahsil ederek Garp medeniyetile ülfet peyda ettiği cihetle,İmperatorun yanında, bera- ber yaşamasına tehammülü olma- dığını, imperatorun kendisine fena muamelede de bulunduğunu 9 se- nelik izdivaç hayatını, bir meclis- demiş gibi iki oda içinde geçirdi- gini, etrafında fırıl fırıl dolaşan haremağlarının başını, pencereden dişarı çıkarmasına bile müsade etmediklerini, o hattâ imperatorun Biz burada soğuktan titreşirken Hollivut civarındaki plâjlarda deniz filimleri çekilmektedir. Bu filmlerde banyo ve plâj ve yarışlar büyük bir mevki işgal edecektir. Bunun için sahilde büyük tertibat alınmıştır. Resmimiz bu tertibattan bir kısmını gösteriyor. kten bıkmış! imperatoriçesi ve sabık Imperator ve ' üç kadın ile evlenmiştir. | diğer iki resmi zevcesile ve sekiz Imperator bu üç genç kadınin | odalığı bile (ogörüştürülmediğin kucağında, taç ve tahtını ebediy- | söylemiştir. yen kaybetmekten duyduğu elem- 24 yaşında genç ve p e güzel leri unutacağı zanninda iken, şark | bir kadın olan imparatoriçe, Su - fei bu istidasına aldığı bir tehdit mektubunu da leffeylemiştir. Bu mektupta, kocasının yanına derhal avdet etmediği takdirde kendisinin öldürüleceği bildirildiği cihetle, Amerikalılardan da hi- maye talep eylemiştir. Ameri- kalılar Obu müracaat üzerine imparatoriçeyi ohimayeleri altına almışlardır. Fakat Çin kanunları mucibince kendisi daha beş ay Çinde kal- mak mecburiyetinde bulunduğu cihetle bu müddet zarfında ba- şına bir felâket gelmesinden korkmaktadır. Şark imparatoriçesi resmen boşandıktan sonra, garp memleketlerine gitmek ( niyetin- dedir. Kış ortasında yaz filimleri hazırlanıyor « diye Büyükderede oturuyorum, rama- zan münasebetile Yenimahallede bir kahvede karagöz oynatılmakta olduğunu sekiz ve'on bir yaşla- rındaki çocuklarım işitmişler, bu akşam kendilerini karagöze gö- türmemi istediler. Yemekten sonra çocukları | alıp oevden çıktım, piyasa caddesinin yüzümüzü ka- vuran sert rüzgârını benimse- miyerek (o Yenimahalleye gittik, kahvenin önününe vardığımızda bu akşam karagözün kadınlara mahsus gecesi olduğundan giri- lemiyeceğini söylediler. Fakat bizim ta Rüyükdereden geldiğimizi anlamaları (o üzerine içeriye girmeğe müseaade ettiler, İçeride sekiz on hanım ile bir okadar da çocuk seyirci gördüm. Biz de vöyle bir kenara oturduk. Beş dakika sonra yanımıza bir erkek geldi ve (afedersiniz efen- dim hanımların olduğu geceler erkek müşteri almıyoruz) demesin mi? Etrafa şöyle bir göz gedirdim, bir düzineye yakın ortada dolaşan erkekler var. “Bunlar nedir?,, sordum. Cevaben bunlar “kahveci, çirağı, karagözcü, ya- mağı, zurnacı ve şarkı söyliyen ile diğer hizmet edenlerdir,, dediler, Bu teklif karşısında bu güruha fazla söz söylemeyi lüzumsuz göre- rek çocuklarımı alıp Büyükdereye avdet ettim. Ilk nazarda mesele ehemmiyet- siz gibi görünüyorsa da bence hiç de öyle değil. Bütün mem- leketin gerek mesai ve gerek eğ- lence saatlerinde hanımlarla beylerin bir arada ( çalışıp eğlendikleri devirde (Yenimahalle (karagöz oyununda hanımların bulunacağı gece oraya erkeklerin girebilme- sini men'e kalkışmak ve bunu bir usül olarak halka kabul ettirmek hangi köhne kafanın mahsulü bi idrakidir ve şu hareketle acaba ne temin edilmek isteniliyor? Bu bapta merciinin nazarıdikkatini celbetmek bir vazife halini alıyor. Büyükderede mütekaidini askeriyeden Nesip Bir. gayrı mübadilin şikâyeti Emlâki umumiye! müdürü bey geçende gayri mübadillere “Bo- nolarınızı satmayın, yüzde yüz karşılığı var diyordu. Bana yüzde 20 olarak 500 lira verdiler. Bu para ile hanği müzayedeye iştirek edebilirim? Şimdiye kadar bekle- dim, bir faide çıkmadı. Sefaletim son dereceyi buldu. Şimdiki usul büyük sermaye sahiplerinin lehinedir. Onlar elk lerindeki yüzbinlerce liralık bono ile ucuz ucuz mal alıyor, çiflikler ele geçiriyorlar. Elindeki bonolar beş on bin lira olan fazla talip yüzünden iki bin liralık bir evi on bin liraya ancak alabiliyor. Bizim gibilere gelince bonola- rını beşte bire satmaktan başka yapacak bir şey kalmıyor. Arada ne kadar büyük nisbetsizlik var. Bizim bu halimize bir çare bu- lunamıyacak mı? Bir gayri mübadil AİLELERE HİTABEN: Peşinen hiç bir para sarfetmeksizin ELBİSLERİNİZİ AYAKKAPALRINIZI ŞAPKALARINIZI MOBİLYALARINIZI her türlü ihtiyacalınızı temin için Beyoğlunda Tünel pasa jında 7 No. da kâin EREDITO müessesesine müracaatla ekser tica- rethanelerde para-yerine geçen KREDİTO iştira bonolarını tedarik etmeniz lâzımdır. Şerait elverişlidir. Ketumiyet mutlaktır. vesaire