Saadet Zinciri Bundan iki sene evel miydi iki buçuk sene evel mi, yukarıki sernamecile bir yazı yazmış; bu “Saadet zinciri, nin ne demek | olduğunu ve onun hakkındaki nok- | tai nazarımı tafsilâtile anlatmıştım. Saadetimle alâkadar olan zevat, | yazılarımla hiç alâkadar değiller galiba ki, o zamandan bu zamana, aynı çeşit bir nice - meklup daha aldın. Uzak memleketlerdeki ailem efradına — bile —maalesef mektup yazamadığım için, bittabi, biçbirini dokuzar nüsha — teksir edip —ahbaplarımın — adreslerine postaya vermedim. Buna mukabil — (bu işi yapmadığım için ) — mektuplarda — tehdit — edi şekilde felâkete oğramış değilim. Lehülhamt, keyfim yerinde. Dün, Adana'dan, tanımadığım bir zattan gene şöyle bir mektup aldım. SAADEF ZİNCİRİ aa — Cazibeye Cazibüten — Kat lan — İolâlo İhsana Blankmada Moşullama Münire Val Tstantl Küana Sizden evvel muhabere eden sekiz isim yazarak 9 kopya ya- pinız ve bu kopyaların her birini kendilerine saadet temenni etlği- niz9 kişiye gönderiniz (yukarıki isimleri tekrarlamıyınız)Bau zincir | bir. Amerikalı tarafından — baş- danmış olup beş defa devri ölem yapmıştır. Mümkün ise bunu 24 > saat zarfında yapınız. Lâkin #inciri kırmayınız: çüknü her kese felâket getirebilir. Bu size saadet getirecek kopyaları gönderdikten | 9 gün sonra neticeyi göreceksi. niz. Meselâ : Madam Pearıp Milli piyangodan 60,000 frank kazan- di. Madam Zearjy bir mektup | alıp cevap vermediğinden bütün servetini kaybetti. Hüsnü telekki ederseniz bu zincir size bahti- yarlık getirebilir. Birinci ismi hazfederek cetvelin altına kendi isminizi ilâve ederek kopyaları göndermeğe devam ediniz. Söylediğim veçhile, ben, bittec- rübe, cevap vermemenin hiçbir fenalığım görmedim. Fakat, bu son mektupta, bana bu mektubu gönderen zevatın da başına felâ- ket gelmesi ihtimalinden bahsedi- liyar. Başkasına ait mesuliyeti | kabul edemem. Gazete nüshala- rında teksir ederek saadet zincirii karilerime devrediyorum. Bu satırları her okuyan, — şera- ite riayet etmezse ) — bedbaht olur; ederse, Madam Peary gibi, saadete irişir. — * Ha bakalım: Bir hafta içinde | İstanbul piyasasındaki kâğıt ve W zarf stokunu bitirebilecek miyiz? — Gayretl — Müsevi kâğıtçı va- tandaşlarımızın da ağıcık — yüzü Vâ -Nü) ( Darülbedayide Artistlere ait eşyayı meçhul eller aşlrlyor Son günlerde Darülbedayide | mühtelif sirkat vakaları olmuştur. | Sanatkârlara ait müteaddit eşya meçhul — eller tarafından — birer ikişer çalınmaktadır. Bundan bir müddet evvel sanatkâr Vasfi Rıza beyin bir gümüş sigara tabakası, amatörlen birine ait bir çift ıskar- pin aşırılmış, fakat hırsızlar bulu- namamıştır. İki gün evvel de artist Ercü- ment Behzat beyin 100 lira kıy» metinde bir saati / çalınmıştır. Tekerrür eden bu sirkat vakala- rından polis — ikinci müracaat meçhul hırsızların meydana çıka- rılmasını talep edeceklerdir. Teftîş. usulü Eski usuller bu sene değiştirilecek ühtelif - vekâletlere “mensup üfettişler, her vekâletin kendine mahsus talimatı dahilinde tefit vazifelerini yaparlardı. Haber aldır ğımıza göre vekâlatlerden bir çoğu bu sene teftiş vazifesini tebdil edecek — mahiyette — yeni - bazı usüller koyacakdır. Bazı vekâletler, | kendi müfettişleri için birer teftiş mıntakası ihdas etmişlerdir. Halbu- -ki teftişten matlup neticeler mın- taka usulile tamamile temin edil- mediğinden, bu usul - değiştirile- cektir. Bundnn başka bazı vekâletlerin müfettiş kadrosu ihtiyaca kâfi gelmedinden yeni bütçe ile mü- fettiş adedi çoğaltılacaktır. Esnaf cemiyetlerinde sui istimal haberi Dün bir refikimiz Esnaf cemiyet- leri murakipliğinde mühim bir sui istimal olduğunu — yazmıştı. Alâkadar yerlerden tahkik ettiği mize göre bu sui istimal yeni bir vak'a değildir. leri bundan. bir ay evvel esnaf cemiyetlerine daktilo tevziatı ya- pan mürakıp 60 liraya alınan makinaları cemiyetlere 130 liraya satmıştır. Bu işi haber alan alâ- kadar makam iki murakibe işten V el çektirmiştir. Esnaf munakip- | ŞEHİR HABERLERİ Değirmenciler Değirmenlerdeki istihsalât azaltılacak Şehrimizde bulunan değirmen- ciler bir içtima — aktetmişlerdir. İçtimam sebebi şudur: Şehrimizde bulunan değirmenciler geçen sene- denberi tesisatı tevsi etmişlerdir. Hatta bir şirket 400 bin liralık tesi- sata girişmiştir. Bu suretle şeh- rimizdeki değirmenlerin istihsalâtı artmıştır. İstanbul bir günde 410 ton vun istihlk eder. Fabrikalar bu ihtiyaçtan fazla yani 1000 ton un çıkarıyorlar. - Son — zamanlarda Anadoluda değirmenler tesis edil diği için oraya da sevkiyat azalı- yor. Değirmenciler bu zarardan kur- tulmak için istihsalâtı — tenkısa | karar vermişlerdir. | Yildız fidanlığı Bir meyva bahçesi yetiştirilmesi düşünülüyor Şehremanetinin Yıldızda büyük bir fidanlığı vardır. Bu fidanlıkta yetişen fidanlar şimdiye kakar çok büyük bir rağbet kazanmıştır. Emanet, fidanlıkta memleketimizde yetişmeyen meyvaları yetiştirmek için bir meyva bahçesi tesisini düşünmektedir. Bu sene bu bah- çenin tesisi için tetkikat yapıla- caktır. Millet mekteplerinin ikinci Bu devre için yakında kayt muamelesi yapılacaktır. Ge- çen devreye - iştirak etmiyenlrle bu devreye de iştirak etmeyen- lerden ceza almacaktır. Yevmi, Siyas? çazete İDARENANE — acimuzlük sokağı “Akşam, istanbul, 1606 Telgraf adreni Telefon » yazı İşleri. içini v idare işle Telefon Gönderileni yanlar, adhilinn inde ee ABONE ÜCRETLERİ Türkiye için Seneliği 1700 ala aylığı 900, Üç aylıfı 500 kuruş. Ecnebi mleketler için * Seneliği 300 hiğr 1600 Üüç aylığı 900 kuruştar, Şeker ve petrol — İnhisar idaresi | ay sonunda — | tasfiye yapacak Şeker ve petrol inhisar idare- sinde bu ay sonundan itibaren memurlar arasında tasfiye yapıla- caktır. Maliye vekâleti tütün, müskirat ve kibrit inhisar idarelerine ver- diği emirde şeker inbisar idare- sinden açıkta kalacak memurların tercihan münhal — olan yerlere tayin edilmesini bildirmiştir. Liman şirketinin motörleri Liman şirketi motör tamiratına mahsus bir tamir atelyesi tesisine teşebbüs etmiştir. - Atelye için Hollandadan motörcülük mütehassısı celbedilmiştştir. Mühendis bir kaç gündenberi vazifesine başlamıştır. 1 günde 159 dava Son günlerde mahkeme- lerde fazla iş var İstanbul Adliye dairesinde bir gün zarfında 159 dava rüyet edilmiştir. Evelki gün ağırceza mahkeme- sinde 6 katil, 1 — suüstimal, 2 izaleibikir, sirkat, 1 ifayı vazife hal tahkir davası rüyet edilmişi Birinci ceza mahkemesinde 21, ikinci cezada 22, Sultanahmet bi- rinçi sulh ceza mahkemesinde 25, birinci ticaret mahkemesinde 17, içüncü hukukta 15 dava rüyet edilmiştir. Diğer mahkemelerde de 47 davaya bakılmıştır. Hâlâ yaz havası ! Anadolunun — bazı - yerlerinde henüz kış başlamamış. gibidir. Karsta çıkan kars gazetesi yazıyr: “Karsta havalar umulmayacak derecede iyi gidiyor. Vilâyetimiz- de her sene bu vakitler termo- metre sıfırdan aşağı 30 dereceye düşerdi. Bu sene havalar ılık... Hatta #son zamanlarda yakıcı güneş bizi paltolarımızı çıkartmak sevdasına da düşürdü. Bir çokları paltosuz geziyor. Samsun gazeteleri yazı- yor Bu sene Samsunda havalar çok iyi gitmektedir. Bir kaç senedir erken başlıyan ve devam eden | kış, henüz meydanda - yoktur. Odun, kömür tedariki zaruretleri içinde kıvranan halkımız havala- rın bu halinden memnundi 1 ihraka sebebiyet, 1 de bir münasebet dü- , şürüp Gülhane parkındaki ço- cuk bahçesinden bahsetmiştim. Dün merak edip gene- gittim.. Ayni manzara.. “İki aylıktan bir yaşındaki çocuklara mahsustur., lavhası alfında iki mütekait ihtiyar siyasetten bahsediyorlar. “11-12 yaşındaki — çocukların — sallan - masına — mahsustur. , İavhasını (ç laşıyan küçük parallellerde kürt |hamallar perende atıyor, “yavrunu- 'nu öpmeyin, her buseniz çocuğu- nuzun sıhhatinden bir saat götü- rür, tabelâsının yanında kendi- sinden geçmi genç dudak dudağa... “Çocuklar, iyi geçinin kavîa etmeyin “lavhasının başında müthiş bir gelin- kaynana kavgas Yanlaız Bu sefer bakçeye biri lâvha daha ilâve edilmiş: “ Dadır ları yahut anneleri yanında olma: yan 12 yaşından küçük çocuklar bahçeye giremezler., İşte çocuk bahçesinde yeçâne tatbik edilen emir de bu... Onun için bekçiler, parka gelen yalnız çocukları, kendi bahçelerine sok« mayorlar, ama büyükler yanlarında dadıları olmadığı halde çocuk bah« çesine girebiliyorlar Büyükler içeride eğleniyorlar, parallelde — sallanıyorlar, büyük bir aletten kayıyolar ve küçükler, tel örğünün haricinde bu egler celeri hasretle seyrediyorlar. İçeride ilâç için bir çocuk bile yok.. Sonra da bu bahçenin ismi çocuk bahçes Bu bizim zavallı ezeli bedbahtlığıdır. olur. Sabaha kadar zp zıplar, çocuk bayramı olur kocamanlar eglenir. kocamanlar | zekü sefa sürer.. Cocuk bahçesi D açılır, içinde mütekaitler oturup — siyasetten bahsederler. Bu günkü gazetelerde bir hava- çocukların , is vardı: Cemiyeti — belediye - küçük çocuklar için bir bebek bahçesi vücuda getirilmesine karar vere miştir. Bu bahçe iki aylıktan bir yaşına kadar olan küçük bebek- İer tahsis edilecektir,, çesi de lerin bahçı Yangın muslukları teftiş edilecek Son günlerde çıkan yangınları da terkos borularında su bulun- madığı malümder Aldığımız malümata göre şeh- rimizin başlıca semtlerinde halk sık sık yangin musluklarını tetkik edecekler ve musluklarda su bu- kanmadığı takdirde şirket aleye hinde mahkemeye müracaat ede ceklerdir. Yerli roman No: 46 Dedim.. Şişlinin haricinde kötü bir hahvede havanın kararmasını bekledim.. Gece basınca kahve- den çıktım, Refik beyin apartına -| mına, yani vaktile bir adam öl- dürdüğümüz — binaya — doğru | geniş adımlarla ilerledim.. Lâkin apartmanın her penceresinde işık vardı,. Bir kaç saat daha bekle- mek lazım geliyordu.. Ben de saat 'tam 12 ye kadar bir muhallebici- de bekledim... Ne tuhaf cinayet le gene böyle gecesi ir pazar çecesi idi.. Yola çıktıgımız zaman İa saat tam 12 idi.. Şayan hayre bir cesarete sahip- tim... Dört ay evel arkadaşlarla çıktığımız duvara tırmandım... O dakikada — yakalanmak, — hapise atılmak bana viz. geliyordu.. Hani çinayet gecesi girdiğimiz balkona | çıkmadım da, duvardaki su bo- | rularına — tutuna — tutuna tam | Cavidenin yattığı odanın penceresi altına geldim... Üstünde ge diğim duvar burada gayet gı leyordu.. Alafranga — kiremitlerin üstüne oturup bacaklarımı aşagıya sarkıttım.. - Bu çılgınlığı - neden yaptığıma 'şimdi de aklım erme- | yor ya..Kemanı çıkardım.. Çinğene | serenadına başladım... Ama Refik bey uyanıcakmış da yakalanacak- mışi vallahi umrumda — bile değildi, aldırmıyordum bile.. Çingene serenadının sonuna gel- miştim .. —Altında — bulunduğum pençerenin perdeleri üstünde bir V gölge kımıldandı.. Bu gölge, | Cavidenin gölgesi idi.. Çingene | serenadına — baştan — başladım... Pençere yavaş yavaş açıldı, gölge başını çıkardı... Vakile mektepte iken Romeo Jülyeti oku- muştum... O hatırıma geldi.. Pen- çere açılınca ben de ayağa kalk- tım... Duvarla Cavidenin penceresi arasında pek az mesafe vardı.. Kemanı - boynumdan indirdikten sonra gayet şajrane bir tavırla; — Bonsuar hanımefendi Dedim.. Yukardan Cavide fı dadı: — Bonsuvar.. Sizsiniz değil mi? — Evet.benim... Çingene aşı- kanız — Teşekür ederim.. Sözünüz- de durdunuz.. kere geleceğimi vadet- miştim efendim ... Beyfendi uyu- dular mi? — Uyudu.. — Sizi pencerede üşüteceğim.. Ben gideyim bari. — İmkânı yok.. Hem hani be- nim “İlov Yov,, m — Peki çalayım?. Böyle şairane sahnelerden hiç boşlanmam ama... Size bu kabil Yavelikleri anlattığın için beni alfedin.. İlov Yon da bitti.. Birbirimizi söyleyecek hiç bir şeyimiz yok. — Bana> üşlüyorsunuz - dediniz ama korkarım ki siz orada üşü- yeceksiniz.. — Ehemmiyeti yok. — Nasıl ehemmiyeti yok soguk alırsanız korkarım Gülizar hanım pek ziyade kızarlar — Vay sizi Gülizarın ismini de biliyorsunuz ha... — Benim — yanımda çagırma- dınız mı? — Ha sahi öyle yâ.. — İçeri girsenizel.. — Doğrusu bu nefis teklif ak- lımdan bile geçmeyordu... — Sizi rahatsız etmeyeyim.. — Yoo.. Korkuyorsunuz galiba, — Vakıa korkmam lâzım gelir ama.. Buraya kadar çıktıktan Sonra geri dönmek — manasız.. Odada sizden başka kim var?. — Kocam.. Uyuyor