16 Eylül 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 14

16 Eylül 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ARAŞTIRMA kalarının iyiliği için kendi duygula- rını kontrol altında tutabilirler. Bu- nu, özellikle faal rus aydınları için söylemek mümkündür. O, kaliteli bir hayatı, ilkel bir büyük insan topluluğu için daima feda etmiştir. Bir forsa görevini yüklenerek, rus toplum hayatındaki pislikleri temiz- leme işini üzerlerine alıp bu yolda. yürüyenleri "zulüm ve işkence ya- pan kimseler" olarak nitelendirmek, bence, mümkün değildir." Ben, böyle kimseleri daha çok, "kurban" ola- rak, görürüm. Bunu, harikulade zen- gin topraklar üzerinde ilgisizlik ve budalalık içinde uzanmış yatan ağır rus milletini cesaretle ayağa kaldır- mak isteyen, bunun için yüz yıla ya- şın bir süre çaba gösteren rus ay- dınlarının, bu milletin kurbanı ol- dukları düşüncesine dayanan bir inançla söylüyorum. Sağduyusu ih- tilâlle harekete getirilmiş olan rus köylüsü, bugün, aydınlar için, "bun- lar, güneş kadar budaladırlar, kar- şılıksız çalışırlar" diyebilir. Tabii o, böyle birşey söylemiye- cektir. Çünkü o, henüz, aydınların eserinin önemini yeteri kadar kav- ramış değildir. XIX. yüzyılda Rusyada birikmiş olan bütün aydın enerji, İhti- lâlde harcanmış ve köylü tabakasın- da erimiştir. Fikir ekmeğinin yapıcısı olan aydın ve işçi, şehir kültürü meka- nizmasının yaratıcıları, kendisine yararlı herşeyi, bu ateşli dört yıllık çalışma devresinin yarattığı herşe- yi oburca yutan köylü kütlesi tara- AKİS fından, gittikçe artan bir hızla emil- miştir. Sözün kısası Bugün, güvenle söyliyebileceğimiz irşey varsa o da, aydınların ve işçi sınıfının tahribi pahasına, rus köylüsünün diriltildiğidir. Evet bu, mujiğe, oldukça pahalıya malolmuş- tur ve o, henüz, bütün borcunu öde- miş de değildir. Trajedi henüz bit- memiştir. Aydınlarla onların eğitip yetiştirdiği oObirkaç yüz bin işçinin, gerçekleştirdiği bu ihtilâl, halk küt- lesini öylesine derinden altüst etmiş- tir ki, halk, toz haline gelmiş o eski hayat şekline artık hiçbir zaman dönemiyecektir. Tıpkı Musanın, mı- sırlıların tutsaklığından kurtardığı museviler gibi, yarı vahşi, budala, gaddar rus köylüsü ortadan kalka- cak, yerini, yeni bir çalışkan, ii okumuş, canlı kuşak alacaktır. Ben- ce,bu, çok şirin ve sempatik ei bildiğimiz rus halkından farklı, ken- di ihtiyaçlarını ilgilendirmeyen şey- lere karşı ilgisiz ve şüpheci kalabi- len, iş adamı niteliğinde, pratik ö- zelliklerini geliştirmiş bir halk ola- caktır. Onun, Einstein teorisi üze- rinde düşünüp Shakespeare'in ve Leonardo da Vinci'nin değerini an- lamasına daha çok zaman ister. Fa- kat, muhtemelen o, Steinach'ın de- nemeleri için para o sarfedebilecek ve elektriğin, bir tarım bilimcisinin, bir traktörün, her köyde bir doktor bulundurabilmenin ve "yol"un öne- mini anlıyacak durumu gelecektir. İyi bir tarih belleği geliştirecek ve çok yakındaki acı verici geçmişini, yeni hayatın bu ilk doğum sancıla- rını hatırlıyarak, her türlü karışık- lığa ve düzensizliğe sebep olduğunu düşündüğü aydını ve işçiyi; şüphe ile değilse bile, gerçek bir düşman- lık duygusu içinde ızliyecektir. Şehir, araştırıcı ve durmadan ye- mı tarafından, gerektiği şekilde de- gerlendirilemiyecektir. Köylü, şehi- ri, milletin hayatını güzelleştirme ve kolaylaştırma amacıyla, sürekli olarak fikir, makine ve yeni eşya yapan bir atölye olarak kabul et- me hususunda, kendisinden umulan ve beklenen hareketliliği gösteremi- yecektir. İşte benim, rus köylüsü hakkın- daki düşüncelerim ve görüşüm, ana çizgileriyle, Oo bunlardır. 16 Eylül 1967

Bu sayıdan diğer sayfalar: