RADYO LU Bir takipsizlik kararı Ankara Savcılığının TRT hakkında verdiği takipsizlik kararının tepki- leri halâ devam etmektedir. Bu araş- tırmanın sonucunu, Anayasa teminatı yayınlarını belli bir kanun çerçevesi içinde ve yerli yersiz ortaya çıkan baskı gruplarının etkisi altında tarafsız bir açıdan hazırlamak Türki-. yede bugüne kadar ele alınmamış ko- nular arasındadır. Böyle bir durumda TRT'nin tarafsızlık ilkelerine yüzde- hepsi bu meseleye yeni atılmış kimse- lerdir. Tecrübesizliğin de verdiği şans- sızlıkla Oo bağımsızlığın ve tarafsızlığın sorumluluğunu oOtaşımaya elbette ki imkân yoktur. Bu gerçeklere rağmen, bazı çevrelerin iddialarına göre, rad- yolarımız taarfsizliği bile bile bozmak- tadırlar. İşin içyüzü ne olursa olsun, bir tek nokta önemlidir ki o da, halkoyunun tarafszılık tartışmalarından edindiği izlenimdir. Halk, TRT hakkında ne düşünmektedir? Gerek TRT'nin karşı karşıya kaldığı ithamlar, o gerekse TRT'nin bu ithamlara verdiği cevap- lar halkoyunda nasıl bir tepki yarat- mıştır? Asıl mesele işte buradadır! Bu sorunun cevabını bilinçli bir şekilde araştırmak ve ilerde TRT'nin karşıla- şacağı tenkitlerin halkoyunda nasıl OKUYOR HERKES 30 Eleştiricinin Görevi Seçimler o yaklaşmakta ve Mahmut T. ÖNGÖREN çeşitli akımların mücadelesi her geçen gün biraz daha kızışmaktadır. Bu yeni olaylara yalnız haber bültenleri ve yorumları ile kendine belirli bir yol seçmek zorundadır. gebe günler içinde TRT değil, diğer programlan ile de Gerçi günümüzün siyasi tar- tışmalarına ve memleketimizin çeşitli meselelerine çevrilen dikkatler her çeşit radyo yayını üzerindeki eleştirileri azaltmış bulunuyor. Fakat TRT programlarının hâlâ yoksun olduğu ortadadır. kaliteden uzak, yayınların hâlâ belli bir düzenden Bu arada TRT'yi seçimlerden sonra çetin günlerin ,, de mu- hakkaktır.'Seçimlerden sonra bu Radyo ve Televizyon Kurumunun yeni- den bir düzene konması konusu üzerinde durulsa, neler yapmak gerekir? Bu sorunun cevabı ve çeşitli söylentiler daha bugünden TRT içinde birtakım huzursuzluklara sebep olmaktadır. Böyle bir durumda bulunan TRT'yi mesleki yönden haklı olarak yer- mek bile bu kuruluşu içinde bulunduğumuz günlerde yıpratabilir mi? Rad- yolarımızın mesleki yönlerden niçin kalkınamadığını, netim alanlarındaki beceriksizlikleri halkoyuna nun yatıştığı günlere bırakmakta fayda mı vardır, program ve sunmayı Siyasi yö- tansiyo- yoksa, yaz gelince dinleyiciye hizmeti küçümsiyerek söz programlarını azaltıp, kalkınma ça- bası içinde bulunan Türkiyede radyoları birer müzik kutusu haline geti- ren Zihniyeti eleştiriden daha fazla yoksun bırakmak mı TRT'ye haksız- lık olur? Tenkitlere uzun süredir ara verilmiş olmasına ve elindeki bütün im- kânlara rağmen yayınlarını zaman eleştirilmelidir. Onun için, başlayalım! gelişeceğini izlemek, radyoculuğumu- zun bağımsızlığının o yerleşmesi ve ol- gunlaşması bakımlarından yararlı o- lacaktır. o Unutmayalım ki radyoları- mız ne Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumunun, ne de bu Kuruma yerli yersiz çatanların hizmetindedir.Tür- kiye Radyoları herşeyden önce mille- te hizmet edecek şekilde yönetilmeli- dir. Bu bakımdan, geride bıraktığımız kış içinde bir mesele olarak ortaya çı- kan TRT dâvasının halka mal olup olmadığını ve halkın TRT hakkında neler düşündüğünü bilmek şarttır. Yapıcı tenkidin lüzumu Oldukça kısa bir süre, içinde yapılan TRT mücadelesinin gerek radyoyu savunanlara, gerekse itham sahipleri- ne büyük bir ders verdiğini ilerde gör- mek de gönülleri ferahlatacaklar. Ne var ki radyonun yeterli bir bağımsız- lık seviyesine çıktığı ve ilerde TRT'ye karşı yapılacak ithamların belli bir ölçüye sahip olduğu görülse dahi, bü- tün gelişmiş ve az gelişmiş memleket- lerin yayın organları gibi TRT'nin de aynı konudaki hücumlardan kurtula- hiç bir yerde kesinlikle, yüzdeyüz tesbit edilememiştir. e Aynı zamanda da çeşitli akımlar tarafsızlık düzeltmeyi önemsemeyen bir zihniyet her konusunu günden güne değişmeye av- lar. Bu gerçeklerin karşısında TRT'nin birtakım gereksiz takışmalardan ken- dini kurtararak tecrübe edinmeye ö- nem vermesi ve ilerde yapılacak it- hamlara bu tecrübenin ışığı altında ol- gun davranışlarla cevap vermesi ge- rekir. Şurası omuhakkaktır ki, TRT'nin tarafsızlığı bozduğuna dair yapılan it- h . Aslında radyolarımızın tarafsızlığı (obozduğuna dair (yapılan hücumlara paralel olarak gelişen ve siyasi (o davranışların etkisi (o altında ikinci plâna düşen tenkitler de TRT'- nin mesleki yönü ile ilgilidir. Hattâ o- laylar öyle gelişmiştir ki, siyasi açıdan yapılan ithamlar sırasında TRT'nin radyoculuk bakımından geri kaldığım belirten tenkitlerin alet olarak kulla- nılmasına dahi başvurulmuştur. Ankara (o Savcılığının o kararından sonra hem TRT'nin daha sorumlu bir şekilde çalışmasını beklemek, hem de radyolarımızı mesleki yönden tenkide devam etmek yerinde olacaktır. 4 Eylül 1965