AKİS İhsan Topaloğlu basın toplantısında Müdâfaa en iyi hücümdur Şimdi, Hepbirin söylediği özetle şu- dur: "— Türkiye petrolleri işçi haklarını gaspetmektedir. Yöneticileri istismarcı dır. Bu ortaklıkta milyonlarca lira kör kuyulara gömülmektedir. Petrol-İş Sen- dikası bu işletmede grev yapmaya ka- rarlıdır!" Bir petrol savaşının şiddetle yürü- düğü şu günlerde ,zamanında bu sava- -ı desteklemiş bir sendikacının, müca- delenin bayrağını elinde tutan bu mil- li kuruluşa, yabancı şirketlerin üslübu ile hücuma kalkışması, doğrusu, anla- şılır gibi değildir. Kafalarda çok şüpheler yaratan bu olayın dünden bugüne gelişmesi şöyle- dir: Petrol-İş Sendikası ile TPAO, 13 Ağustos tarihinde, 2 yıl süreli bir top- lu sözleşme imzalamışlardır. Bu söz- leşme TPAO'da çalışan işçilerin duru- munu, Hepbirin 8 ay önce itiraf ettiği gibi, çok parlak ve emsallerinin çok ü- 4 Eylül 1965 zerinde bir duruma getirmiştir. Meselâ bir odacı, bu toplu sözleşme ile 800 lira para alabilecektir. İki yıl yürürlükte kalması gereken bu sözleşmenin bir maddesinde "Ancak I Nisan 1965 tari- hinden itibaren taraflar, içlerinden bi- risinin çağrısı üzerine toplanarak, üc- ret ve ücretlerle ilgili konularda yeni- den, müzakere yapabilecek ve karara varabileceklerdir" oşeklinde bir kayıt yer almıştı. Büyük ve olağanüstü de- gişiklikler gözönüne alınarak sözleş- meye konulan bu kayıt, böyle bir du- rum olmadığı halde, aradan 7 ay ge- çince Ziya Hepbirin elinde bir silâh haline gelmiştir. Petrol-İş Başkanı, bundan kısa bir süre önce, bu madde- ye dayanarak, TPAO'nun karşısına çık- mış ve ortada hiç bir toplu sözleşme yokmuş gibi davranarak, ücret ve sos- yal haklarda ölçüsüz isteklerde bulun- muştur. Vardiya primlerinin 3 misli, aile zammının 4 misli artırılması, faz- la mesailerin yüzde 50 değil yüzde 75 YURTTA OLUP BİTENLER zamlı ödenmesi, ücretlere dörder dere- ce zam yapılması bu istekler arasında- dır. Bu istekler kabul edilirse, meselâ bir odacı 800 lira değil 1000 lirayı aşkın bir ücret alacaktır! Kimin parmağı? TPAO, bu duruma rağmen istekleri tamamen reddetmemiş ve bütün iş- çilerin ücretlerine bir derece zam yap- mayı, yemek paralarım da 3 liradan 35 liraya çıkarmayı kabul etmiştir. Bu arada, Türk-İş Genel Sekreteri Halil Tunç ve Hükümet de araya girmiş, TPAO bütün ücretlere günde 325 ku- ruş zam yapmayı -bu yılda 25 milyon lira tutmaktadır- kabul etmiş, Sendika da buna prensip olarak "Evet" demiş- tir. Tam bu sırada Ziya Hepbir yurt dışına Avrupa ve Amerikaya-, muhte- melen bir davete uyarak, birkaç ay sü- ren bir geziye çıkmıştır. İşte, ne ol- muşsa bundan sonra olmuş ve Hepbir, seyahatten dönünce, daha önce evet dediği anlaşmayı da kesip atarak, "grev yapacağım" diye tutturmuştur. Üstelik bununla da yetinmemiş, TPAO' nun yöneticilerine, politikasına ve ça- lışma şekline tam bir salvo ateşi açmış- tır. Hükümetin iki defa ertelediği bu grevi, Hepbir 13 Eylülde uygulıyaca- ğını söylemektedir. Türkiye Petrolleri Genel Müdürü İhsan Topaloğlu, geçtiğimiz haftanın sonunda bir basın toplantısı yaparak, Hepbirin iddialarına ve ithamlarına cevap vermiştir. Topaloğhu basın top- lantısında bir ara şöyle demiştir. ' "— Ziya Hepbirin ilk sözleriyle A- merika seyahatinden dönüşte verdiği beyanat arasındaki korkunç tezadın nereden ileri geldiğine dair takdiri, umumi efkâra bırakıyoruz!" Türkiyedeki sendikacılar arasında, eğlence hayatında en çok para sarfe- den ve hakkında çeşitli yönlerde en sık dedikodu dolaşan kimse olarak bilinen Ziya Hepbir, bu son davranışıyla sade- ce kendisine değil, türk çalışma hayatı- na da çok büyük bir darbe vurduğunu anlamamakta ısrar etmektedir. Fakat, yabancı petrol şirketlerinin ekmeğine en çok yağ süren kimselerin itibarları- nı ne çabuk kaybettiklerine dair ör- nekler çoktur ve Hepbir adı da bugün- lerde bu örneklere eklenmiştir. 13