açtı. Sert tartışmalarla başlıyan ve hayli elektrikli bir bava içinde geçen toplantının ağırlık merkezini Siyasi Partiler Kanunu, dokunulmazlık me selesi ile Sunayın mektubunda belir- konular istismar edilerek | kışkırtıldı- ğını, bunun başlıca sorumlusunun AP olduğunu belirtti. Bölük/başı bu arada Hükümeti de tenkid ederek, azınlığa dayanan İnönü Hükümetinin gerek- li tedibirleri oalamıyacak kadar zayıf olduğunu O söyledi. CKMP Başkanı. Ahmet Oğuz ile YTIP Genel Başka- nı Ekrem Alican ise hemen hemen ayın şeyleri tekrar- ladılar. Bu arada tenkid edilen bir diğer hu sus da, Sunayın mektubunun Mec- lis Başkanlarına $ dığını, zira "Memleketin siyasi ve iç- timai bünyesinde husule gelen etki" kriterinin fransız parlâmentosu İçtü- züğünden alınmış olduğunu ve bunun Cumhuriyet Senatosu içtüzüğünde de aynen bulunduğunu söyledi. Ama bü- tün bu izahlara rağmen Bilgiç, Nuh diyor peygamber demiyordu. Bu arada Siyasi Partiler Kanunu ile ilgili olarak bir başka anlaşma tek- lif edildi. Bir centilmenler anlaşması niteliğinde olan bu teklife göre, oka- nun Meclise geldiğinde AP obstrüksi- yon yapmıyacaktı. Tabii, Bilgiç ve ar- kadaşları binbir dereden su getirerek C.H. P.nin Günahı © unay Mektubundan sonra ortalığa, yaydan bin tefsir ve telkinden bir bloku A.P. çevrelerince yayılanı-, her şeyden, C.H.P. nin mesul bulunduğudur, Gerçi A.P. nin bunu söylerken düşündüğü sey ayrıdır ama, bugün Türkiyede çok kimse, hele Meclisteki kuvvetler dengesini ve Meclisin çalışma tarzım bilen- ler C.H.P, ye gerçekten kızmaktadırlar, onu suçlu görmektedirler. Eğer C.H.P. YURTTA OLUP BİTENLER topta hedef olarak kendi o partisinin gösterildiğini (okabul etmiyordu. O hal de en iyi çare, şikayet edenlerle şi- kâyet edilenlerin karşı karşıya oturup konuşmalarıydı. Bunun için Cumhur- başkanının başkanlığında, siyasi par- ti liderleriyle Genel Kurmay Başka- nının da katıldığı bir toplantı yapıl- malıydı. Hemen herkes toplantının sonunu merak ediyor ve hiçbir sonuç almadan dağılındığı takdirde doğacak karışık- lığı düşünüyordu. Bu yüzden Alicâ- nın teklifi büyük rağbet gördü ve it- tifakla kabul edildi. Ancak, Genel Kurmay Oo Başkanı m politikacılarla karşı karşıya getir mek elbette ki ba- his konusu olamaz- Karara göre Millet Meclisi Baş kanı Fuat Sirmen derhal Gürselle masa geçecek parti liderleriyle Su nayın en kısa ga- man içinde toplan hiyerarşik odüzene (oadam olsa, Meclisten istediği her kanun büyük bir kolaylıkla ve süratli şekilde malan sağlanacak uyulmadan gönde çıkar. Bunun için bütün C.H.P. milletvekillerinin bir kısa süre seferber edilmesi k rildiği ve Başbakan ve CH.P idarecilerinin, Meclisteki tabi müttefikleriyle birlikle bir harekat oo Hazırlıkar İsmet İnönünün u o/affı çizmeleri kâfidir. Halbuki CH.P milletvekilleri o memleketteki bugünün Giyer in başkan- nutulduğu oldu. Şartları içinde dahi Meclis umumi /eyetinin ve komisyonlarının en devamsız üye- Lığ Pazar Kendisine yönelti- len şimşekleri son derece sakin bir şe kilde dinleyen İnö elzem gördükleri nü, gülümseyerek, bir suretini de ken disine göndenmiş ol duğunu, ayrıca, e- ger CHP dışında bir hükümet şekli düşünülüyorsa, bu nun Hükümete gü ven oyu vermiyerek her zaman için sağ lanabileceğini o söy- ledi İnönünün bu açıklamasından son- ra Alt komisyonun hazırlamış oldu- gu raporun müzakeresine geçildi. An- cak görüşmeler, raporun metninden çok AP li delegelerin bunu imzalama- yış sebepleri ile ilgili oldu. Çağlayangil ve Erdem, Ait komisyonda söyledikle- rini burada yeniden tekrarladılar. Bu nun üzerine söz alan Sadi Koçaş, Çağlayangil ile Erdemin, çalışmala- rın başından bert her maddeyi kabul ettiklerini, ama sonunda "İmzalama- yız!" diye tutturduklarını, odokunul- mazlıkların kaldırılması ile ilgili ola- rak ileri sürülen itirazın doğru olma- AKİS, 27 KASIM 1964 taç bulunduğu Kanunları, leridir. Politika terbiyesine sahip memleketlerde iktidarların üç, beş oy farkla Büyük Kanunları dahi geçirebildikleri H.P. nin su veya bu kanunun bugünkü T.B.M.M, nden çıkanlamadığı yolun- daki sızlanmaları bir bahane aramadan, ciddi değildir H.P. Mecliste her zaman için 200 oya, sahiptir. Ele alınan meselelerin mahiyeti meselâ Y.T.P, nin mensuplarına iyi anlatılırsa, Y,T.P. liler dalma, Grup hararı olamasalar bile kâfi miktarda beyaz oyu vermek basiretini göstermektedir- ler. Hattâ A.P. lilerden. bir kısmının avlamada hazır bulunmamasını istemek ve ei dâva haklıysa bunu sağlamak da kabildir. Bu neden yapılmaz? Bu yapılmaz, çünkü C.H.P, nin Meclis çalışmaları iyi düzenlenmemiştir ve bastaki idareciler Gruplarının oylarına hâkim olsalar da devamlılığına hâkim, değildirler. Halbuki bilhassa bu dönemde Mecliste bütün müttefikleriyle birlikte bulunacak tam takım C.H.P, rejimin ve memleketin muh- tedbirleri hiç kimseye mi/met etmeden çıkartabilecektir. İnsaf edilsin, C.H.P, gibi bir partinin milletvekili eğer bugün görevini yap- makta kusur ederse ne saman görevini kusursuz yapacaktır? bunu da kabul etmediler. Bu inatçı ve uzlaşmaz tutum, salonda bulunan he men herkesin sabrını taşırdı. Tartış- malar ve özellikle Bilgiçe yöneltilen tehditler büsbütün şiddetlendi. Bu a- rada İnönünün, "Başbakan olarak benim bunları önliyecek tedbirim kal- madı. Elbirliği ile mektuptaki o şikâ- yetleri önlersek iyi olacaktır" sözleri de bir fayda vermedi. Tartışmalar u- zayıp gitti. Toplantıyı içinde bulunduğu bu keşmekeşten YIP Genel Başkanı Ek- rem Alicanın bir teklifle kurtarmak istedi. Alicana göre, hiç kimse, mek- göz önünde tutulursa günü “öğleden son ra yapılan toplantı ya bütün partiler iyice hazırlanarak geldiler. AP Mer- kez İdare muhtemel tenkidle re cevap hazırladı- lar. YIP ve CKMP Genel İdare Ku- rulları da toplanıp, edilecek (o politika- nın ana hatlarını çizdiler. Bu arada İnönü de Cumhurbaşkanı ile bir saat kadar görüştü ve kendisine son olay- ların ve toplantıların bir opanorama- sını çizdi. Toplantılardan önce AP lileri en çok düşündüren husus, Alt komisyon- ca hazırlanmış olan raporun imza- lanması meselesi idi. Cumhurbaşkanı böyle b'r teklifte bulunduğu takdirde ne cevap verilecekti? Bu, kongre are- fesinde en kuvvetli Genel Başkan a- dayı olan Saadettin Bilgiç'in bir Za- tısungur meharetiyle yükseldiği (o bu- günkü mevkiinden tepetaklak düş- 7