YURTTA OLUP BİTENLER di lehlerinde kullanabilmek için, onla- ra "hayır" diyememekte, fakat duru- mun muğlâklaşması için gayret göster- mektedirler. Bu durumda il başkanla- rının Bilgiç ve Demirel taraftarlarının düzenledikleri liste komisyonuna tav- siyelerde bulunmaktan fazla olarak bir ön seçim yapmaları ihtimali pek kuv- vetli görünmemektedir. Yahut il baş- kanları, Demirel ve Bilgiçin ortak bir liste ile Kongreye gitmelerine de mu- halefet edeceklerdir. Ancak bu, sürp- riz olarak 'kabul edilmektedir. Onikiye beş kala Bugüne kadar Bilgiçin en ateşli ta- raftarlarından biri olarak bilinen Cevad Önder, AKİS muhabirinin sorusuna, kararlı bir ifade ile: "— Her ikisi de arkadaşımdır. Fa kat ben Saadettin Bilgiçi destekliyo- rum" diye cevap vermiş ve sonra şun- ları eklemiştir: ". le sanıyorum ki, Ankaraya kararlı gelecekler!" Fakat Ankarada hissedilen o hava, Demirelin son birkaç gün içinde Bil- giçe iyice yaklaştığıdır. Birkaç hafta öncesine kadar büyük nisbetlere varan fark, Türkiyede belki de bugüne ka- dar rastlanmamış ölçüde bir propagan da kampanyası ile desteklenen Demi- rel tarafından büyük ölçüde kapatıl- mıştır. Demirel ve taraftarları sadece propaganda ile yetinmemişler, daha delegeler Bir A.P. mitingi Görünen köy "Hangi adayı destekliyorsunuz?" soru- sun a şu cevabı verdi: — Her ikisi de arkadaşım. Kongre hangisini seçerse, birlikte (çalışmak gerekir. Kongre mutlaka partiye fay- da verecek bir seçim yapacaktır." Bilgiçin en müfrit taraftarlarından birinin bu şekilde yuvarlak ve ihtiyatlı Kongre arefe- böyle bir ihtiyata kadar kendilerine güvenmektedirler. Meselâ Faruk Sükan, AKİS'çinin aynı 12 önce Bilgiçe sözvermiş delegeler ve il- ler üzerinde de oldukça etkili bir ça- lışma yapmışlardır. Delegelerin Anka- rada geçirdikleri birkaç gün ise taraf- lar için son fırsatı teşkil etmektedir. Bu birkaç gün içinde karşılıklı it- ham ve iddialardan başka en önemli ve tesirli silâh, bir adayın nasıl olsa ka- zanacağı fikrini yaymaktır. Bu, delege- ler üzerinde, partinin gelecekteki lideri ne yakın olmak endişesini yaratabilmek te ve etkili olmaktadır. Bugüne kadar bu silâh Bilgiç lehine işlerken son bir kaç gündür Demirel taraftarları da, ke sif bir propaganda ile kendilerini kuv- vetli göstererek, aynı silâhı kendileri için kullanmaya başlamışlardır. En ciddi iki rakip olan Saadettin Bilgiç ile Süleyman Demirelin Kon- reye ne derece kuvvetli olarak gir- diklerini ifade eden en güzel söz, haf- tanın ortalarında bir bağımsız millet- vekili tarafından söylendi: Bilgiç, Demirelin sıcak nefesini ensesinde duymaya başladı! Bu sıcak nefes, uzun bir yarışın so- nuna gelmiş olan Bilgiç için gerçekten hoş değildir. Bilgiç bu yüzden bütün siyasi gücünü ve zekâsını zorlamakta, durumu değiştirmek için -ne olursa olsun!- tedbir aramaktadır. o Dolaşan bir söylentiye göre, bu tedbir Tahsin Demiray vasıtası ile Başgili ikna et- mek ve Başgilin, Kongreye, Bilgiç le- hinde feragat ettiğini açıklayan bir telgraf göndermesini sağlamaktır. Bir başka habere göre, Bilgiç, Kongrede" Demirele karşı, bugünlerde tekrar kent disine yanaşmış olan Gökhan Evliya- oğlunu silâh olarak kullanacak ve ra- kibini, kendisinin şahsen karışmıyaca- ğı bir polemikle yıkacaktır. Politik tec rübesi fazla (bulunmayan ve geçen hafta Hukuk Fakültesindeki bir açık oturumda da sezildiği gibi, herhangi bir hücuma uğradığı takdirde fazlaca heyecanlanabilecek (o yaratılışta olan Demirelin bu karışık kongre taktikle- rinden ne kadar sağlam ise, onun bir diğer şanssızlığım teşkil etmektedir. Bu propaganda, Demirel milletvekili olmadığı (o için, seçimden önce. gerekirse, Anayasaya göre baş- bakan olamıyacağının delegelere bık- madan tekrar tekrar (söylenmesi ile yapılmaktadır. Öte yandan, birdenbire ümidi ar- tan ve -nedense?- çalışmalarını hız- landıran Tekin Arıburun bu şekilde devam ederse Demirelin o taraftan a- lacağı oy sayısında bir azalma olacak- tır. Yüksel Palas otelinde tutulan iki odada Şevket Bulatoğlu. Reşat Özar- da, İhsan Sabri Çağlayangil ve birkaç milletvekili son birkaç gün içinde ga- rip bir iyimserlikle hington Restoranda Mehmet ile Bilgiç arasında, listeye (okendileri- ni mutedil diye tanıtanların alınma- ması yolunda varılan anlaşmanın da sebep olabileceği o belirtilmektedir. Fa- kat en esaslı sebep olarak. Sunayın mektubu ile ortaya çıkan. Ordunun ger- Gin durumu gösterilmektedir. — Arıbu- run taraftarlarının bu durumu kendi adayları için bir öncelik sebebi o say- dıkları anlaşılmaktadır. Bu arada Arıburun ve arkadaşla- AKİS, 27 KASIM 1964