Fikirler ve Talipler Süleyman Demirel: Partilere do- guş şartlarının, geçmişlerinin, gelişine şekillerinin değil de liderinin (o hüvi- yetinin istikamet verdiğine inanan ta- kımın adayıdır. Bu takım, A.P. için- deki eski Demokratlardan başka umu- miyette liberal ekonominin ve aşırı ö- zel teşebbüs hakimiyetinin sağlanma- sını isteyenlerden teşekkül etmekte- dir. Bunların fikri, A.P.'nin başına aklı başında bir idareci zümre geldi ini partinin havasının değişeceği ve böylelikle bunun, memleketin sağlam kuvvetlerine güven vereceği, yani bir A.P. iktidarı için yeşil ışığın yanacağıdır. Adayın handikapı Teşkilât tarafından tanınmaması, yarışa geç başlamasıdır. Üstelik, A.P.'nin mi liderine, yok- sa liderin mi A.P. ye hata vereceği hususu çok tartış- maya müsait bir konudur. Ali Fuat Başgil: Cismindim ziyade ismi bilmen ve ancak Genel Başkan- luk ortada kaldığı takdirde düşünüle- bilecek kimsedir. Demirel ve (Bilgiç adayken A.P. de çok az kimse bir Ali Fuat Başgile partinin idaresini ver- meyi düşünebilir. Üstelik bu şahsın memleketin sağlam kuvvetlerinde ya- rattığı allerji de Türkiyenin siyasi şartları içinde kendisinin lehinde te- lâkki edilmeyecektir. Hele üstadın şe- fim kampanyasını Türkiyeden değil de isviçre gölleri kenarından yürütmeye kalkışması şansını sıfıra büsbütün ya- kınlaştırmıştır. Her gey göstermektedir ki bu adamcağız, tıpkı 1961 yıllarında olduğu gibi bu sefer de bir takım kimselerin elinde - oyuncak olmuştur ve kendi kendisini dahi idareden âcizdir. Böyle bir zatın eline A.P. gibi bir partinin dahi verilmeyeceğini herkes görmektedir. rının, Bilgiç ile Demire! arasındaki mâ cadeleden ve karşılıklı o yıpranmadan faydalanarak, "aradan sıyrılma" eme lini besledikleri de görülmektedir. tısından sonra yayınlanan bir bildiri, uzun zamandan beri unutulmuş olan "Bazı Bakanlar değişecekmiş..." söy- lentisinin Parlâmento koridorlarında Saadettin Bilgiç: Partilerde Teşki- lat denilen ve hemen ekseriyi ya mi- desinden, ya hislerinden bağlı, heri hâlde kafasının emrettiği şekilde hare. | ket etmeyen kimselere dayanarak biri siyasi teşekkülü ele geçiren klâsik aday tipidir. Demagoji ve kulis faaliyeti, ka- palı kapılar arkasında vaadlerde bu- lunmak büyük avantajıdır. Nabza gö- re şerbet vermeyi bildiği gibi, teşki- latçılık kabiliyetini de Ragıp Gümüş- pala öldükten sonra onun vekilliğini almakla göstermiştir. Siyasi partilerde | Genel Merkez© hâkim olmak büyük a- vantajdır. Bu avantaj şimdi bu adayın elindedir. Genel Balkanları şu veya bu çevre, yahut umumi efkâr değil de Büyük Kongreye katılan delegeler seçtiklerine göre avan- taj küçümsenecek bir avantaj değildir ve bu üstünlüğüyle Bilgiç şimdiye kadar çok kongrede kendisinin çok adamını delege diye seçtirtmiştir. Tekin Anburun: A.P. nin ancak bir eski asker, bir emekli orgeneral e- linde memleketin sağlam kuvvetlerine güven verebileceğini sananların adayı- dır. Bunlara bakılırsa iki eski askere, Gürsele ve İnönüye karşı ancak Tekin Arıburun gibi bir kimse ağırlığını his- settirebilir. (Böyle bir zata bilhassa Ordu "Haydi canım, sen de" diye. mez. Fakat bu düşünce tarzındaki ha- vai payı gittikçe daha fazla kimse ta- rafından hissedilmektedir. Üstelik, e- mekli Yar eski D.P. milletve- kili n fazla tesiri altında bulun- duğu da yakınlarınca bilmekle dir ve ihtirasları bilinen Perihan Arıburun kocası için avantajdan ziyade handikap teşkil etmektedir. Zaten Tekin Arıburun da bir kaç dene- meden sonra şansına doğru bir teşhis koymuştur ve orta- dan kaybolmasa bile kendi kendisini silmiştir. Belki Büyük Kongrede adaylığını bile koymaması hiç kimseyi şaşırt- mayacaktır. Her halde, A.P. nin başına Gümüşpalanın ge- tirildiği günlerle bugün arasında fark bulunduğundan Te- kin Arıburuna A.P. içinde bir müstakbeli Gümüşpala diye bakanların sayısı son derece azalmıştır. nerge verdiği ve bu önergenin, oBa- kanların da isteği üzerine, kabul edil- diğidir. İşte bu olay, muhayyilesi ge- niş ve gönlünde de Bakanlık koltuğu Bütün bu ihtimallerin ve seçim (yeniden revaç bulmasına sebep oldu. yatanları derhal harekete geçirmiş VB oyunlarının hangi sonuca (o varacağı Aslında, söylentide gerçek payı oortaya bir yakıştırma hikâye çıka- ise ancak Büyük Kongrede anlaşıla- (yok değildir. Yanlış olan, bunun, Grup o rılmıştır. Hikâyeye göre, "Adalet Ba- caktır. Hükümet Ufuktaki koltuklar Haftanın başlarında Salı sabahı ya- pılan CHP birleşik Grup toplan- AKİS, 27 KASIM 1964 toplantısından sonra çıkarılmış olan bildiriye bağlanmasıdır. (o Bildiride a. çıklanan husus CHP Edime milletve- kili Fahir Giritlioğlunun Adalet Ba- kanı Sedat Çumralı için gensoru ve İçişleri Bakanı Orhan Öztrak için de şenel görüşme açılmak üzere bir ö- kanı düşürülmek istenmekte, fakat İnö nü durup dururken Çumralıya "istifa et" diyememektedir. Çumralıyı istifa- ya mecbur etmek" için en iyi usul böy- le bir gensoru önergesidir. Üstelik du rumu garantiye almak için içişleri Ba kanı için de bir genel görüşme öner- 13