Hiç sermayesi olmadan Film şirketleri birkaç sınıf. tır. Banlar etas itibariyle, iki- ye ayrılabi 1 — Film yapan 2 — Film işleten şirketler. den de anlaşıldığı üze- te «film yapan şirket> doğru. dan doğrüya esere masraf eden “Nahsul, ü ortaya - ko- yandır. / Bunlar da — sinif sinif cins cinstir. En başta büyük germayeli — şirketler gelir, ki bunların büyük — proğramları vardır, müstakilen işlerler, kene di stüdyoları vardır, kuvvetli teşkilâta 'maliktirler Büyük bir film şirketi kur- mak kolay değildir. Öyle on, 'on beşbin Tira ile bir film şir> keti kurulamaz. Milyonlar ge- rektir. Unutmamalıdır ki - sa- dece bir stüdyo kurmak, mil- yonlarca fırank fedakârlık is- tiyen bir iştir. Bununla / beraber hiç ser- mayesiz <Film yapan şirket lerde vardır. Bunların bütün sermayesi, eyi bir yazıhanenin idamesine yetebilecek üç beş kuruştur. -Bu - sermayesizliğe rağmen düsyanın en büyük filmleri bazen bu şirketler la- rafından meydana - çıkarılır. Buna hayret etmemelidir. Bu şirketler parasızdır, fakat para bulmağı bilirler. Onlar kendi sermayesile — değil, bir İrcele Bi reğallar uyuşarlar, bir Senarlit ile an- laşırlar. Filmis' “Senargo.sunu bazırlarlar, bütçesini tesbit eder. Ü oe İenlE öş İ Si maga İi gekler. ÂŞ parani Beka ğ ladr. Şitketie eee balananlari vaçayı sükrlae; bsaehlarla, zan- Binlerle, borsacılarla müzake- elece girlikler, Bir filmin getirebileceği “Te- mettü” Jarı piyasada uyandı”. rabileceği âlakayı uzun boylu #nlatarak” sermayedarlara *Ba İ p BEME” Takilak Pa NN k gezaln iykdle l gemiz eözkünme: Şine kani olan olan taraf ta bu filmin *Sermayedar'” 1 olur Si ipe Haylamır. Beynalinilel piyaseda gördü. ğümüz birçok büyük filimlerin BaRüknrları köyletili Üle kalar, filimcililder bş llli olmıyan. MNN S g aa ll aa Börütader, Füielere Ö Verelerin ekmeriyetlei FİLMCİLİĞİN İÇYÜZÜ VEDAD ÜRFİ Yazan: SERMAYELİ ŞİRKETLER... PARASIZ ŞİRKETLER. im çevirebilen şirketler! — Rejisörlerin karşı- laştığı büyük itimat — Filmlerin işletilme ve dolüşlürlma Bakları dosyayı * Etüt , eder. Daha yapılmağa başlanmadan filmi şatın almak suretiyle re- jisöre sermayen olur. Bittabi aklı keserı rejisörün iyi Film yapacağına teşkil eder, Para #uma ayrı bir delildir. gibi o vakıllar henüz in kurulmamış olduğu bir memlekette bile 1926 s: nesinde ilkdefa - sinemacılığı para döken “Eli Derei,, isimli bir müsevi borsacı olmuştur. Sarmayeye sahip bulunma- yan birçok rejisörlerde bu vasıtalarla film yaparlar. Me- ket adlarına raslarsınız. Bunlar Uzaktan o rejisörün fen vasıtalarına sahip bulunduğunu sanırsınız, haki- kat halde elinde bir makinesi bile yoktur. Bir mücssese ve- ya. bir şahıs ile üyuştuktan sonra her istediğini temin eder. Bütün mesele, o rejisörün “İyi filda yapal e ilecek" ve “Dö külen parayı mahvetmiyecek” bir kabiliyette alduğuna sahiplerinin #mniyet edebilme- sine bağlıdır. Fransanın en bü- yük rejisörü "Abel Gans” cn büyük filmlerini şirket para” farile değil, para veren bir hu- sasi sermayedar yardımile yap: mışlır. Bir çok büyük rejisör- ere rasgelirsinizki hayalinde kur” duğü bir mevzuu filme çek- mek için haftalarca sermaye- dar adamlar ararlar bulmayan pek nadirdir. “Film işleten,, şirketler ya- pılan bir filmi bütün dünyaya sürebilmek için büyük teşki- lâta malik guruplardır. Filmi yapan girket, eseri bunlara ya götürü satar veya —Mmuayyen bir yüzdelik mukabilinde işle- tilmek Üzere teslim eder. “Film işletme,, şirketleri içinde çok zenginleri - vardı Bunlar, bir film yapılırken şir- ketlere veya re'sen çalışıyorsa rejisöre avans vermek suretile maddi yardımlarda bile bulu- nurlar, Daha garibini söyliye- yim: Bazan rejisör, — dosyasını hazırlar, projesini tesbit eder, 'Film işletme,, şirketine mü: racaat ederek: — Dosyayı - tetkik ediniz. ifade — umuyorsanız — filmin dünya da işletme bakkını şim- Muharriri: F. B. Umumi Harbin son günleriydi. Birgön, Talslm bahçesine bi kadaşımla - oturmuş açlık, sefalet noktar felâketleri - konuşuyor gibi görünen bu meme İekette ne aei manzaralar. vardı. Ne feci hadisat ile karşı karşıya Gözlerimize dalena en bedit e siyah malem . tülleri içinde cam çekigen bir yaralı gibi Adi, harp, n ağlatıcı, en düşün- llerini bu meme her yerde. bir fürücü fecaat mi leketle göstermi Tefrika No. 1 yara açmış, her yi makta (di Arka: ellim . hayat konuşurken düdaklarımız kurumu! Konuşmuya tekatimiz malı ki kimizde bir aralık m muş, düşünmiye dalnışık.. Bilmem ki hangi bohsım canlı bir emisalini göstermek üzere are kadaşım bana döğeü. eğilerek; — İşte, dedi, geçen gün size anlattığım — gahsiyetlerden - biri daba, Meşhür odun irali Ai Bey karşıda oturuyoru. Abdi. Bey, beş adim. ötemdeki bir masnın .6 eğilmiş küçük defterini ka ayor, etrafına oturan, dizilen adamlarına, emirler veriyor, gürül. Meyve vermiyer ihtiyar ağaçlar gençleşti lecek bir hale getiriliyor — Tecrübeler çok iyi neticeler verdi dünyanın her tarafında şube- . Bunlar bir filmin yüzlerce kopyesini dört bir tarafına salarlar. Bir film, Türkiyede ayaı saatte Japonyada, - Belu» işler. Bu işi idare etmek ko- lay değildir. Bazi filmler acen- talara maktü. satılır. ilm işletme şirket filmiS00 dolar mukabilinde İs- tanbuldaki filânca DA Ka başlamışi günden güne zaifla. veya şeraitine göre ve komşu memleketlerde işlet- me hakkını almış olur. büyük filmlerde vardırki bun* memleket” memleket götü- rü satmak, filmi kezin işine gelmez. Bu filmler bütün dünyada yüzdelikle film emeğe başlamış olan yemiş ağaçları bir nevi injeksiyon te: 've gerek yemiş vermesine faidel girket para kazanamayacağın. dan korkmaz" Sinema piyasa- sası o kadar geniştir.! İyi filme lerin kazancı en emin muvaf- Bu injeksiyon usul yalnız ye- amiş vermiyen ağaçlara değil aynı VEDAT ÜRE! infekte edilmekter Ağaçların earesinin bu vaç. Zamanın takvimi önce doktor Mokriçiei - taraf tatbik edilmiştir. için; tedafti mahiyette ilâ; . Bu süretle asmalar, hem bastalıktan kurtarılmış bem Bu mühtelif veülleri / aşağıda Ağaçların kuvvetlendirilmesi| ve gençleştirilmesi usulü resimde görüldüğü Gzere) bir bur ile bir delik delmeli, bu deliğe dahi ya ortası delinmiş bir man. tar yahüt ortası delinmiş yu Bugunku hava Yeşilköy hava rasad met- kezinden aldığımız dün hava tazyiki 763 milimetre ve en fazla sıcaklık 28, enaz 14 derece idi. Bugün hava gayet açık ola- cak ve rüzgâr mutedil olarak YA tahtanın ortasındaki n boru geçirilecek- ilâhara bu boruya bir Iâetik boru takılacak va bir karanorda bulunan muükavyi mayi bu boru- Jardan geçecektir yi ihtira eden kavanoz cın yanına ve oldukça yüksek bir Tati ile bu ellilik Filhakika Osmanlı. imparator- luğunu manen / kemiren, çürüten yakayi, milleti açlığı sörükliyen hâdisat arasında mübir — Evet, dedi, depoları, vemiti Üç gününü - burada gerek diğer büyük | — — Kimdir, nerelidir bu zat; Aradan belki iki sene geçmişe edilmiş ve İzmire Ai DN ai bamk a taolı gazieonan ada de oturüyordum. Gelip geçen yol. cular arasında pejmürde elbiseli, irsak yücutlü, karayağız çehreli sir adam gördüm. Bilmemki bu 'adam ne için büyle birdenbire na- 'zarı dilkeatimi çekmiş nun altında henüz çarşıdan #atın alınmış yeni bir süpi O zamanlar Abdi Beyle konü gabilmek bir mazhariyet sayılırdı. Hele ondan küçük bir tavalye ko- parabilmek büyük bir piyango ik- Tamiyesi kazanmak demekti. Beyin her yere yayılan işitenler pek çoktur, fa İç yüzü nasıldır? Burası bilinmez. Onü bir kere de gördüm; iskele gazinosunda ceke- göliba yoğurt kâzeni, kolayca ağaca nufüz nca sokül- muş olan manlar veya tahta ti panın burgunun delmiş olduğu de- liğin nihayetine kadar Mayi bu boşlukta/ kalır. ve ağaca oradan daha faideli blr u- ea Git şeylerdir. Kolayca - iatimal olunur ve yapılır. bir kavanoz içine konule ik, Alelâde dibi delik Mukavvi mayilerin tertibi Yemiş ağaçlarına tatbik edilek cek bu usül için kullanılacak kavvi mayilere gelincez Ye ilk tecrübelerde evveli dan gerbet diye anılar sar kullanıldı. belere bağlı bulunmaktadır Elde edilen neticeler Framsanın - cenubunda 'mya da yemlş hahçelerin: münferit ağaçlara. tatbik -edilen bu usul çok iyi eticeler vermişi Haz . Bağlarda dahi bu usul tatbik. edilmiştir. fevkalüde iyidi 25—30 yaşlarındağ bul elma ağacı pek ziyade zayıflamış 'za iyi su dolduruldu yanına — tarif eylediğir de tazyıkım semeresi Tandı. Ağaç bu mayiden 75 san- tillre emmi 50 gram Sülfat gerbet konuldu. her gün bir parça emdi, 14 gün üçünü emmişti dÖ potas konmuş gerbet parlar gibi oldu, sönerek ke çehreler, gözlerimin önünde belir- Mek İster gibi ” canlandılar. Ben bu yadamı” tanıyacaklam. Pos bir yıklı, kalın kaş olan bu karaya: Bu sima içimde Bir düğüm gibi bağlandıkaldı, bu adam kimdi? Günler geçi. Birgün yi gazinoda - oturuyordum. — Bakt İlerlden gu- * Belon « semtinc doğra, üçer, beçer. kişilik parti. eli Ki an bazile kıvmu da boş masalara/ dağı © yün perşembo İdi. Kafileden ayrılarak y oturan bir Aşinaya sordum — Haşrola, kalabalık bir hab de nereden bu geliş? ip yeniden meyve verebi- Tam 20 gün zarfında bu ihtik yar elmn ağacı üç buçuk İitra mugaddi. mayi emmiş bulunuyordu. Ağaç yavaş yavaş tamurenk- a) yaprak vermeğe başladı 6 ay sonra da Callar 20425 santim boyunda uzamıştı. İkinci tecrübe Bu elma ağacından daha fena bir vaziyette bulunan başka bir elma ağacı bu tedaviye tabi tatul- du. Mayün tazyıkı bir buçuk met- re idi. İki gün “zarfında ağaç üç buçuk litre su çekmişti ve 4Z saat zarfında ağaç bütün suyu almıştı. İki gün sonra tekrar su verildi. kondu. On iki gün zarfında bu dahi birti, Tekrar — nitrat dö potash u verildi. Elma ağacının kurum canlanmamıştı. Fakat küçük dak Jar yeşillenmeğe başladı. Yaprak- Jarın rengi koyu yeşil idi. Bu Iyi ye alâmet idi. Bir müddet sonra- ağaç dirildi. ika yemiş ağaçlarına dahi Bu vrdl tatbik edildi. ve iyi netik eler alındı. 3 İnjeksiyen - usüliyle sünt gida vermek va böylelikle tedavl etmek küvveden Hile çıkmış ene yilır. o.T. Bolivyalılar yine püskürtülmüş Asompsiyon 1 (A A) — Altıncı Bolivya tümeni, 20 aaat, durmadan Paraguay dürgü -mevzi.lerine hücumeetmişler Bolivyalılar geriye - püskürtül. müşlerdi. Bunlardan yüzlercesi ölmüştür. — Avakat Nejet Mübirle n kahin — Kim Avukat Nejat Münir? dan — An İşte oadamı. idi « gaçen günkü hu tağunda süpürge demişimi daşıma döndüm; — B * kayınpeder Evvelce İstane bulda. oturuyormuş, yimdi Burada yerleştiler.. Yalı falan — İzmi? — Abdi Bey Apil Bey, Apti Beyl Karma karişık slan muhayyelemde bi Apti Boy döndü dolaştı. Bir tür di bulup hatılıyamadım. Bu alma, bu isim bana yabancı değil ammas — Devamı var—