Hep Almunyu' mes'elesi AA Yesnya meselesi ve batıda kurulmak İstenen yeni l- dare gekli politika safhasını iş- galde devam ediyor.. Müttefikle- Tin (Bonn) Alman parlâmento meclisine yaptıkları malüm olan teklif Üzerine Alman partileri münakaşalara başlamışlar ve hâ Jâ bir karara varamamışlardır. Sosyalistler, sosyal demokratlar ve hıristiyan demokratlar bir tür lü ittifak edememektedirler. Sos yyal demokratların şefi Mösyö Şumaher yeni kurulacak Alman idaresine tam yeter bir salâ- hiyet verilmediği ve bir çok ka- yıtların irürlükte kalaca- ği noktası üzerinde ısrarla dur- maktadır. Bilindiği gibi bu zat Nazilerin çok zulmünü çekmiş ve bir elile bir ayağını kaybetmiş tanınmış bir şahsiyettir. Vatanı- nı seven bir Alman sıfatile Doğu ile Batı arasındaki ihti ve gö- Tüş farklarından yurdu için âza- mi menfaat sağlamak emelinde- dir. Maamafih müttefiklerden koparılacak şeylerin.hududu hak kında sarih bir fikre malik ol- madığı hissolunuyor. Sosyalist partisi ise haki lerden büsbü- ftün uzaklaşmış görünüyor. Bu parti Fransayı hattâ Amerikayı ihmal ederek sade İngilizlere da- yanarak birçok nimetler kopa- H kanaatindedir. İngiliz inin iktidarda olması bu fırkaya büyük iülmitler telkin Hıristiyan demokrat lar da sosyalistlerin şiddetli hü- cumlarına maruzdurlar. Bunla- ra; «Kötü Almanlar» lâkabı ta- kılmıştır. Bonn'daki manzara çe- gitli Alman parti ve İiderlerinin birbirlerine girdikleridir. Mütte- fiklerin yaptıkları tekliflerden fazla ümit ve hayale kapılmış 0!- dukları anlaşılıyor. Temamile hür ve müstakil bir Almanya kurulması buzünün imkânları 1- çinde görünmüyor. Binaenalevh hayalata kapılmanlak ve bugiln elde edilebilecekle iktifa etmek politikava daha uygun görünür. Maamafih hâdirelerin yakından takip edilmesi iktiza ettiği mu- hakkaktır. (Bonn) da çekişmeler olurken müttefiklerin di celerine kar- gı, Rusların da doğuda bir Al- man devleti kurmak teşebbüsüne girismiş oldukları — anlaşılıyor. Onlar dâ bir ay icinde, haziran bakıma kadar; yeni bir idareyi avak üstüne koymak - emelinde- dirler. İngiliz bahriyesine taarruz Çinde bir buçuk aydanberi ko- münistlerle milliyetçiler arasında cereyan eden konuşmalar kesil- miş ve tekrar söz top ve tüfeğe intikal etmiştir. Bu neticeden iki tarafın da sorumlu olduğu ileri sürülebilir. Milliyetçiler eski ida Te ve reğimle ilgili ve o idarenin başları olan şahısları himayede ve onları feda eylememekte, lü- zumsuz yere çok inat ve ısrar göstermişlerdir. Buna mukabil komünistler de milliyetçi hükü- metin hiç mukavemet kuvveti kalmamış gibi kayıtsız ve şartsız teslim olmasını istemekte temer- rüt etmiştir. Bu iki sert kanaat karşılaşınca tabildir ki sulh ola- mazdı. Bilhassa Amerika harici- yesinin kesin olarak, milliyetçi- İere ve Nankin hükümetine en ufak bir şekilde yardım etmek niyetinde olmadığını, geçen gür kaydettiğimiz gibi açıklaması ko münistleri uysallıktan büsbütun uzaklaşmağa teşvik etmiştir. ve patlamıştır. gimdi silâh tekzar Bu fırtınada ilk taarruza uğrı- yan biri iki İngiliz torpito ve mav nasıdır. Bu mavna ile İngilizle”e ait bazı maddeler naklediliyor- Müş. Taarruz neticesinde — (20) kadar İngiliz ölmüştür. Her ta- Yünan iç Iıarhı şiddetlendirilecek Bulgaristandan Yunanis- tana askeri nakliyat yapıldığı tesbit edildi Atina, 21 (Nafen) — Arnavut- luktan gelerek Yunanistana gir- miş ve Grammos dağındaki taar- ruzu yapmış olan 2250 çeteciden siddetli çarpışmalar sonunda yal- 'nız 350 kişi kalmış olduğu bildi- rilmektedir. Grammos dağı taar- ruzuna komünistler büyük bir e- hemmiyet vermişler ve birçok sl- yasi komiserler ile liderler taar- Tuzda hazır bulunmuşlardır. Yunan komünist şeflerinden İpsalantis ağır surette yaralan- mış ve Arnavutluğa götürülmüş- tür. Atinadan gelen haberlere gö re İpsalantis'in yerini almış olan lider de son çarpışmalar esnasın- da öldürülmüştür. Ölüler arasın- da bir de siyasi komiser bulun- maktadır. Bir habere göre, kominform peyk memleketlerde bulunan bü- tün Makedonyalıları seferber et- mekte ve Yunanistana gönderil- mek üzere hazırlanmaktadır. Birleşmiş Milletler Balkan tah- kik komisyonunda bulunan üyı ler kominforma dahil memleket- ler ile Yugoslavyanın Yunan ko- münistlerine askeri yardımda bu- lunduklarını kabul etmektedirler. Bazı delegeler de Bulgaristandan Yunanistana Aaskeri arabaların girmekte olduğunu gözleri ile gör- müş bulunduklarını bildirmişler- dir. Portekiz Cumhurbaşkanı 80 yaşında Lizbon, 21 (Nafen) — Porte- kizin seksen yaşındaki Cumhur- başkanı Carmona yemin etmek ü- zere parlâmentoya giderek . bin- lerce kişi tarafından alkışlanmış- tır. Amerikanın yeni Moskova büyük — elçisi Vaşington, 21 (Nafen) — Baş- kan Truman Birleşik Amerikanın Moskova büyük elçiliğine Gene- ral Bedel Smith'in yerine Amiral Kirk'i tâyin etmiştir. 54 traktör geliyor Ankara: 21 (Hususi) — — Mar- gah yardımı planından Tarım Ber Hati S Doa Ha lüa, ken ÜÜ l üümkd sarım lebiya Sakin ları peyderpey memleketimize gön delimleğe başlanımışır. Bunlar "e dan dlk parti olarak Sâ traktör ve 48 biçer döğer bu ayın 28 inde memleketliğine götmiği alunacak | bi | raftan terkedilen nasyomalistle- rin ne kadar dayanabilecekleri sorulmağa değer. İngilterenin bir galebesi İki yıl evvel Arnavutların Kor fo kanalına döktükleri mayinler yüzünden İngiliz - torpıtolarının berhava oldukları ve bu yüzdlen birçok İngiliz subay ve erinin te- lef olduğu hatırlardadır. Acna- vutluk hükümetiain ptotesto ara aldırış etmemesi üzerine İng.lte- re hükümeti Lâhey mahkemesine müracaata karar vermişti. Bu mahkeme neticesinde Büyük Bri tanya haklı çikmış ve Arnavut luğun sorumluluğu hukukan tes- bit edilmiştir.İngiltere gibi büyük bir devletin Arnavutluk gibi mü- fusu bir milyonu aşmıyan bir memlekete zorla hahkını - kabul ettirmiyerek mahkemeden - hü- küm alması, milletlerarası müna- sebetlerin dürüstlüğü — bakımın- dan, çok takdire değer bir vazi- yet yaratmıştır. DiPLOMAT | tir. 5 Charlton Atletic takımının 12 İgün Türkiyede kalacağı İtalyanı n sömür- geleri ne olacak ? Somali Gençlik Birliği sözcüsü, “İtalya Somaliyi idareye lâyık değildir, diyor Lake Success, 21 (A.P.) — Ge- nel Kurula bağlı 58 devletten mü- teşekkil siyaset komlsyonu, eski İtalyan sömürgeleri meselesinin müzakeresine bugün de devam etmiştir. Toplantıda söz alan Somali Gençlik Birliği sözcüsü Abdullah İssi: «İtalya barbarlığın anası- dır ve yeniden Somaliyi idare et- meğe lâyık değildir.» demiştir. Abdullah İssi, İtalya — tarafın- dan ileri sürülen vâsilik talepleri- 'nin bazı çevreler tarafından des- teklenmesinin Somalileri endişe- düşürdüğünü, İtalyanların sa- istismar etmek halkını, dece memleketi istediklerini ve Somali Chariton bir ay sonra ge!iyur İngilterenin meşhur futbol takımı şehrimizde on iki gün kalacak Londra, 21 (Nafen) — İngilte- renin tanınmış futbol takımların- dan Charlton Atletio 19 Mayısta İngiltereden uçakla hareket ede-| cek ve dört maç oynamak üzere Türkiyeye gidecektir, Bugün son müzakereler de sona ermiş ve Chariton Türkiyeye gideceğini resmen ilân etmiştir. Yolculuğa 15 oyuncunun iştirak edeceği de bildirilmiştir. Diğer taraftan ilâve edildiğine göre, Türk organizatörlerinin Ti- cası üzerine bir İngiliz hakemi de Charlton ile birlikte Türkiyeye gidecek ve oyunları idare edecek- bildiril- mektedir. Charlton Türkiyede ya- pacağı maçlar ile futbol sezonunu kapatmış olacaktır. Bağcılara yardım Tekel Bakanlığı, fazla | para dağıtmağa başladı Ankara, 21 (Hususi) — Şarap yapılmak üzere üzüm bağı kura- cak olanlara yardım yapılacağı hakkında Gümrük ve Tekel Ba- kanlığından yetkili bir zat şun- ları söylemiştir: «İyi vasıfta şaraplık üzüm ye- tiştiren bölgelere Tekel idaresin- ce her yıl 200 bin lira yardım e- dilmektedir. Bu bölgelerde yeni- den bağ yetiştirmek istiyen her aileye 10 dönüm bağ yetiştirme- Be kâfi gelecek miktarda ve an- cak 961,5 faizle borç para veri- lecektir. Bu tevziata hâlen baş- lanmıştır. Bu borç paraları alan- lar, aldıkları yılı takip eden al- tıncı yılda borçlarını ödemeğe başlıyacaklardır. Bu borç öden- meğe başladıktan sonra 10 yıl I- çinde ödenecektir. 9645 i ilk yıl- da ve mütebaki de sonraki üç yılda verilen bu para ile bağcı- lığımızın yeni bir gelişme kaza- nacağı umulmaktadır. | Hitler 60 sene evvel dunyaya gelmişti Berlin, Z1 (Nafen) — Dün Hit- lerin dünyaya geldiği günün alt- mışıncı seneli de Si olmalıydı, 20 nci asırda, köle gibi kullana- caklarını beyan etmiştir. Somali sözcüsü şunları söyle- miştir: «İtalyanlar bize gayet fe- na muamele yapmışlardır. Mut solini'den sonra İtalyada yer al- mış değişiklikler varsa, bunlar| bizi ilgilendirmez.» Çin delegesi Dr. Wellington Koo, Somalinin ne tipte bir vesa- yet kabul edebileceğini Abdullah İssi'den sormuştur: — Tek devlet, muhtelif devletler veya birleşmiş milletler vesayetini? Abdullah İssi: «İtalyan — vesa- yeti olmasın da ne olursa olsun, kabul» demişti Nümune olacak bir karar Verilen müsaadeye rağmen İzmirli tüccarlar canlı hayvan ihrac etmemeğe karar verdiler İzmir, 21 (Telefonla) — İstan- bulda et durumunun gösterdiği |müşkülât karşısında bugün bir toplantı yapan Garbi Anadolu canlı hayvan ihracatçılar birliği, Ticaret Vekâletinin verdiği mü- saadeye rağmen 50 bin koyun ve 45 bin kuzuyu ihraç etmemeğe ka rar vermişlerdir. Bu koyun ve kuzular İstanbula sevkedilecek- tir, Amerikalı muhabiri öldürenler, idama mahküm edildiler Atina, 21 (A.P.) — Amerikalı radyo muhabiri George Polk'un katli hâdisesiyle ilgili olarak yar- gılanmakta olan sanıklar hakkın- da bugün mahkeme hükümleri tefhim edilmiştir. Polk'u tabanca ile ensesinden vurup öldürdüğü sabit görülen Adam Muzenides ve Evangelos idama mahküm olmuşlardır. Bu şahıslar giyaben yargılanmışlar- dır. Yunanlı gazeteci Gregori Stah topulos müebbet hapis cezasına çarptırılmıştır. Annesi - Bayan Stahtopulos ise beraet etmiştir. Yağmacılar ve haydutlar şehri Berlin, 21 (Nafen) — Berlinin güney batısında bulunan Neumuh le şehri yeniden haydutluğa baş- lamıştır. Bu şehir halkı 1914 - 18 harbinden sonra da yağmacılığa başlamış ve o vakit beş kişi idam edildikten sonra vaziyet düzeltil- mişti, Şimdi öğrenildiğine göre Neu- muhle sâkinleri yeniden köylere hücum etmeğe başlamışlar ve halkı soymuşlardır. Yakalananlar dan üçü idama, 22 si de ağır ha- pis cezalarına çarptırılmışlardır. İlâve edildiğine göre Neumuhle halkı 3 seneden beri haydutluk yapmaktaydı. Afrika paktı kurulmak isteniyor Kap, 21 (Nafen) — Güney Af- rika buşbakanı Dr, Malan'ın bir Afrika paktı» kurulmasını teklif ettiği bildirilmektedir. Önümüzde- ki hafta Kuzey Rodezya, Güney Rodezya, Nyasland, Tanganyl Kenya ve Ouganda delegelerinin iştirakiyle yapılacak olan toplan- YENİ SABAH - e SABAH SABAH! Efkârlı tedai Yeni Devlet tiyatr. sının, büyük bestekâr Ros- #ini'nin <Sevil Berberi> adın daki operasile açılmasına i- tiras eden dostlarımıa var. Neden daha muhteşem bir eserle temsillere başlanma- dıf diyorlar. İhtimal ki, bu eserin, ilk defa Romada sah- neye konduğu zaman — halk tarafından soğuk - karşılan- dığını hatırlamışlardır. Fakat müsterih olsunlar! Çünkü, bu operanın tahak- kuk etmiyen bir sünü vait lâfı dinlemiş bizlerden yüz- de yüz rağbet göreceği mu- hakkaktır. «Sevil Berberi> bu.. İnsa- na neler, hem neler hatır- latmaz? İstanbul-Roma hava seferleri Dün ilk uçağımız Romaya hareket etti Ankara 21 (ALA) — Havayolla- rı idareal tarafından Ankarg « İs- tanbul - Atina Roma hava — yolu nakliyatının tesisi — münasebetiyle bugün ilk olarak bu hava hattı Ü- zerinden bir uçağımız Roma'ya ha reket etmiştir. Havayollarımızın dış memleket. dere açtığı bu yeni hava hattının) ilk seforine Büyük Millet — Meclisi üÜyelerinden mürekkep bir — heyet. fle Ankara ve İstanbul basını ve Anadolu Afansı temsileileri — hava| yolları umum müdürü Osman Nu- Fi Baykal, havayolları fen heye -| ti relsi, idarenin telsis. mühendisi| iştirâk eylemektedir. Narhten sonra et fjiatları ne olacak Et fiatlarının Müliş Korunma ka nunu hükümleri içine alınmasın - dan sonra Belediye, ete marh koy- mak Üzere çalışmalara başlamış - tır. Narh fiatlarının ne — olacağı henüz bilinmemekle beraber, ko -| yuna 300, sığıra 220 kuruş flat ko| nacağı tahmin edilmektedir, Diğer tarftan, — Mersin hayvan ihracatçılarının, — büyük — şehirler| de et buhranı devam ettiği bir sı. rada hayvan ihracının doğru olma dığını ve ellerindeki mevcut bü - tün hayvanları istihlâk mıntaka -| larına sevke hazır bulundukları yo lunda 'Ticaret Bakanlığına çektik- leri telgraf, gehrimizde iyi kargı. lanmış ve Mersin hayvan ihracat çılarının bu hareketi, et piyasa - sında fiat yükselişlerine mani ol. mağa başlamıştır. Edremit kaymakamı mahküm oldu | Balıkesir, 21 (Telefonla) — 944 senesinde Edremid Hava Kuru- munun bir toplantısında Kurum muhasebecisi Mehmet Bilir'e ha- karet eden Kurum fahri başkanı ve eski Edremid kaymakamı Şe- rif aleyhine Mehmet Bilir tarafın- dan bir hakaret dâvası açılmıştı. Şehrimizde devam eden muha- keme bugün sona ermiş, malıke- me suçu sabit görerek eski kay- makamı iki gün hapse, yüz lira para cezasına mahküm etmiştir. Ceza tecil edilmiştir. MEVLÜD İBRAHİM ALİ (ERBERK) Ruhuna 23 Nisan 1949 tarihi- ne tesadüf eden cumartesi günü öğle namazını müteakip Teşviki- ye camiinde Mevlüd okunacağın- dan din ihvanının teşrifleri rica Fakat hiç bir Alman gazetesi bun | AZRIETİ ÖMER-! dan bahsetmemiştir. İ Yazan: KADIRCAN KAFLI Sayıca az, fakat değeri yük- sek olan ordusunun bir. kıs- mını Firat nehrinin sol kıyısında Küfeden 360 kilometre kuzeyde Enbar şehrine yerleştirdi; ken- disi de karargâhını orada kur- du. Artık Fırat ve Dicle arasın- daki bütün ülkeler Müslümanla- rın nüfuzu altına girmişti. Müsennâ oraya yakın Hana- fis denilen yerde büyük bir pa- nayır kurulduğunu haber aldı; ansızın orayı bastı ve bir çok ganimetler alarak döndü. Durmak bilmiyen bu cesur ve h reketli adam İran içlerinden gelip giden tacirlerle, seyyahlar la konuşuyor; düşmanın duru- mu hakkında haberler alıyordu; bazen de tacir ve ah kiya- fetinde adamlar gi or, İ- ranın içlerine, Dicle kıyısındaki zengin İran gehirlerine dair bil- giler ediniyordu. Bu aralık biri- Bi dedi ki Ey Hârisenin oğlu, Bağdat denilen bir kasaba vardır, orada her seno panayır kurulür; ora» ya her taraftan belki yüz bin insan gelir; bir hafta kalırlar, alış veriş yaparlar, Hintten, Çin den, Türkistandan ve Rumdan gelen tacirler hep orada birbir- lerini bulurlar; sayısız mal top lanır; nâdir kumağlar; — bakı gümüş ve altın eşya, ' köleler, cariyeler getirirler. Panayır bir hafta sürer. Böyle bir panayır dünyada bir daha yoktur! baskın yapılsa on savaşta eli edilemiyecek kadar ganimet e do edilebilir. Müsennâ sordu — Buraya ne kadar uzaktır? — Çok değil, bir yer dedir; yalnız geceleri gidilirse iki gecede ferah ferah varılır Müsennâ di e daldı; bu işin kârlı ola karar v di; ticaretin bi nması İran devletini böğüründen kolundan veya bacağından mak gibi idi; diğer komutan sonra a yolsuz bir yerden Bitmek lâzım, Öyle ki baskını Tefrika No. 60 vaktinden önce kimse öğrenme melidir; yoksa panayır — halkı kaçarlar. Bana böyle bir yol bi- len adam bulabilir misiniz? Dedi. Komutanlar birbirleri- nin yüzlerine baktılar, birbirle- rine goruşturdular; istenildiği gibi bir kaç kılavuz aradılar ve bulmakta gecikmediler. Müsennâ hemen o akşam kıla vuzları yanına aldı; iki bin sü- varinin başında doğuya hareket etti, kırlardan, tarlalardan, ya- bani hurma bahçelerinden bir kasırga gibi geçti; derin ve yıl- dızlı İrak gökleri altında, par- lak bir ay ışığında durmadan gitti. Sabahleyin 1ssız bir çölde durdu; mola verdi. Fazla sıcak yoktu, kumların üstünde veya tek tük hurma ağaçları altında rini dinlendirdi; akşam güneş ufukta kızarırken yeni - den yola düzüldü. Gece yarısın dan biraz sonra Dicle kıyıları, Sık hurma ve meyva bahçeleri göründü; yeniden mola verdi ve sabahı bekledi. tıda bu «Afrika paktı» ndan bah- sedileceği söylenmektedir. Panayırın beşinci - günü idi; alış veriş son derece hararetliy di, Küçük kasabanın civarında- ki ovada, binlerle çadır kurul- muştu; binlerle'at, deve, katır, eşek vardı; sığır ve koyun sürü leri müşteri bekliyordu. üç kıta dan gelmiş olan türlü kıyafette tacirler mal satıyorlar, mal alı- orlardı. Ortalığı derin bir u- Bultu adeta inletiyordu; satıcıla , hayvanların lerin şamatalarına, bağrışmalarına karışıyordu. Öğleye doğru batıda bir toz bulutu yükseldi, sonra binlerce nal sesleri duyuldu; fakat hiç k.mse ne o bulutu gördü, ne de © veslerin farkına vardı hirsi içinde dalıp gitmişlerdi. Birdenbire adeta yer sarsıldı; hava uğuldadı, Müslüman süva- rileri yalın kılıç göründüler; gö rünmelerile panayırın ortasına dalmaları bir oldu. Orada, bir kovandaki arılır gibi kaynaşan rdi korkul Bi kefyeli, ya; bir kargaşı adi. rnuzlu, böyaz z yüzlü çöl arslanla rı bunların hepsini kılıçtan geci- rebilirlerdi at Müsennâ ıâ a Diy: ti, Yarım at bile geçmeden panayır yerin emir vermişi a- olunur, Erberk ailesi de yalnız eşya, hayvanlar ve pa zar yerlerine zincirle bağlı olan esirlerle cariyeler kalmıştı. Müsennâ emretti: Esirleri ve cariyeleri ser- best bırakınız; gelsinler, Müslüman olsunlar; isterlerse memleketlerine gitsin- ler! Öyle yaptılar. Çoğu Müslü - isterlerse bize manlara yalvarıyorlardı: Bizi götürünüz! Sizin kö- leleri azat ettiğinizi, insanlar a- rasında rütbe servet farkı gözet mediğinizi söylediler; bizi de kendi dininize kabul ediniz! Müslümanlar onlara: Enbar'a gidiniz; Fıratın kayı niz. Orada hür- 'na geçi riyetinizo kavuşursunuz! k eşyaları, hayvanları toplamıya koyuldular, Esirler - den bir kısmı onlara yardım e- diyorlardı. Müslümanlar etraftaki li ve e lar yip eğerler gerli hayvanları topladı- çıplak olanları da semerle- Eşya arasında Basranın İnci- Hindista kı leri, Çinin fağfurileri Tür kalkanları, Seylân Azerba: nın pamukluları, stanın kıtasından toplanıp Rus, i, dünyanın ü getirilmiş büyük Suriye'nin atlattığı | tehlike Eğer Suriye'de hükümet darbesi gecikseidi komünistlerinvaziyete hâkim olacakları söyleniyor (Hususi muhabirimiz Mehmet Ataker Şamdan bildiriyor) — Suriyede çok şiddetli sanslir do- layısile, ihtilâl hakkındaki haki- kf intibalarımı bildirememiştim. Günün hâvadislerini verebilmek için çok müşkilâta maruz kaldık. Bu müğşkilâtları, yüksek makam- ların gösterdiği azami kolaylık ve geniş bir anlayış zihniyetie rağ- men kraldan ziyade kral tarafta- mı olan küçük memurlar çıkarı - yordu. Başımdan geçen bir vakayı an- latayım: Devlet relsi Hüsnü Zaimin em- rile Humus, Huma, Halebi gezdik ten ve mahalli eşraf ve hükümet adamlarının albaya sadakatleri- 'ne şahit olduktan sonra Doziki- yeye gelmiştik. Geçtiğimiz her yerde olduğu gi bi burada da herkes eski rejim- den çekilen ıztırabı ve - inkılâba karşı duydukları memnuniyeti ifade ettikten sonra, bize de iste diğimiz suali sormamızı ve cevap vereceklerini söylediler. Hükümet teessüs etti, fakat sansür kaldırılmadı Suriye emniyet müdür muavini Abdülilah Reslan'ın refakatin- de yaptığımız bu hasbihaller sı- rasında bize de intibaımız. sorul- duğu zaman: — Halkın memnun olduğunu görüyoruz. Şahit olduğumuzu ay' nen yazacağız; şeklinde cevaplar veriyorduk. Lâzikeye toplantısında, Eşşa- ab partisi reisine gu suali sor -| düm: — Şükrü Kuvvetlinin sizin des teklemeniz sayesinde iktidara gel diğini ve gimdiye kadar partinin kendisini tuttuğunu — söylediniz. Acaba kendisinin âkıbeti ne olma hdır? Vatanına yapmış olduğu büyük hizmetlerden dolayı ser -| best mi bırakılmalı yoksa cezalan dırılmalı mıdır? Parti başkanının bu sualime ce-| vap vermiye hazırlandığı sırada emniyet müdür muavini müda- hale ederek: «— Bu sualiniz cevaplandırıla-i maz, Çünkü Şükrü Kuvvetli mu-| hakeme edileceğinden, kendisi - nin âkıbetini mahkeme tâyin ede- cektir.» dedi. Cevap verdim: &— Dediğiniz doğru. Fakat biz efkârı umumiyenin eski cumhur- başkanının âkıbeti hakkında ne düşündüğünü öğretmek İstemiş- tik. İstediğiniz suali sorabilirsi - niz; dediğinize ve şu suali sora- bilir şunu soramazsınız diye bir tahditte bulunmadığınıza göre bu şekilde müdahalenizi müsaade - nizle anlıyamadım, dedim ve İs- tanbula telefon edeceğimi behane ederek toplantıyı terkettim. Ar- kadaşlar da az sonra ayni şeyi yaptılar, Emniyet müdür muavini peşi- mizden geldi, ricada bulundu. Nihayet toplantı tekrar başlı dı. Bir çok parti başkanları, be- lediye reisi, savcı, mahalli gaze- teciler söz aldılar. Ve yine bize «Sual sorabilirsi- niz» denildi. Emniyet müdür muavinine hi- taben «— İstediğimiz suali sorabilme mize müsaade ediyor musunuz.» dedim. Kısa bir tereddütten sonra mu vafakat etti. Fakat orada bulu- nanlar esasen tesir altında kal mışlardı. Askeri idarenin hâkimi mutlak olduğu bir memlekette yüksek komutanların hazır bu- Tunduğu bir toplantıda hiç kim- senin hakiki fikrini açıkça söyle- mek cesaretini gösteremiyeceğine olan altınlar, gümüşler, elmas- lar, yakutlar, zümrütler ve tür- lü mücevherler vardı. - Hepsini akşama kadar develere, katırla- klediler. Güneş ba- tarken kızaran ufka doğru yola çıktılar. Arkada, bu beklenmi- yen hâdiseyi hayret ve dehşetle seyreden, bağıran, ağlayan, dö- vünen on binlerle tacir ve se, yah, on binlerle kadın ve çocuk acı acı haykırarak göz yaşları döktüler. Araplardan ziyade ken dilerini korumasını bilmiyen İ- ran hükümdarına lânetler yağ- dırdilar: Yerin dibine batsın! Sara- yı başına yıkılsın! Dediler; çöl arslanlarının b raktığı döküntüyü yağma için ra, atlara y birbirlerine girdiler; birbirleri: ni boğazladılar, hançerlediler Panayır yeri bütün gece çakal ulumalarını andıran çığlıklarla nledi; ertesi sabah hiç bir şey ve hiç bir yabancı kalmamış tı; küçük Bağdat kasabasının kerpiç evleri önünde tek tük ka| dın, çocuk ve erkek görülüyor du. Ancak öğleye doğru beş yüz kadar ağır zırhlı İran süva- risi göründü. Komutan batıya oğrü uzun uzün baktı; oralar da veya baskın yapıldığı nı hatırlatan bir iz ve işaret bi: la yoktu. (Devamı var), emindik ve nitekim öyle oldu. Za) man zaman emniyet müdür mua- vini müdahale ederek konuşma- ların inkişafına mani oldu. Akşam saat 17 de verdiği - miz. telgrafların - çekildiği - bize söylendiği halde saat 22 de em- niyet müdür muavininin yanına gittiğimiz tellerimizin hâlâ çekil mediği ve kelime kelime Arapça ya tercüme edilmekte olduğunu hayretle gördük. Telefon ediyorken Lâzkiye polis müdürü yanımızda bekliyor ve zaman zaman konuşmaları kesi- yordu. Suriye gazetecilerinin tebriki Otelde bizi ziyaret eden gazete- ciler: — Sizlere teşekküre geldik teb rik ederiz. Biz sizi kukla gibi dinliyecek ve sadece söylenenle- ri bildireceksiniz sanmıştık. Bu kadar cesurane hareket edeceği- nizi beklemiyorduk, dediler. Bununla beraber halk, albay Hüsnü Zaim'in hükümetinden memnundur. Hayat ucuzlamıya başlamıştır. Zaimin aldığı tedbir- ler kendini göstermiye başlamış- tır. Günler geçtikçe Suriyede ya- pılan hükümet darbesinin tam za manında yapıldığı anlaşılmakta - dır. Eğer bu hükümet değişikliği daha geç kalsaydı belki de komü | nistler vaziyete hâkim olacaktı. | Sovyetlerin bu hareketi iyi kar-| şılamamalarının sebebi budur. Simdi memleket hemen hemen tamamen sükünete kavuşmuş gi-| bidir. Askerler kışlalarına çekil- sinemalar, barlar açılmıştır. Gece yasağı devam etmekle be- raber fazla takyidat görülmemek tedir. Mısırda ve Şarki Elürdünde suikast teşebbüsleri önlendi Buna mukabil buraya gelen ha berlere göre Mısırda durum çok karışıktır. Kahirede polisle Müs- lüman kardeşler partisi mensup- ları arasında yeniden müsademe- ler olmuştur. Polis Radalfarazda bir komünist yuvasına baskın yapmış, pencerelerden polise ma- kineli tüfeklerle ateş edilmiş, po- nihayet komünistlerin yuva- sını ele geçirmiye muvaffak ol- muştur. Ele geçirilen bu evin bod rumlarında fazla miktarda cep- hane, silâh ve Moskova ile yapı- lan muhabere vesikaları ele geçi- rilmiştir. Elde edilen vesikalar - dan anlaşıldığına göre komünist lerin Mısırda hükümet darbesine hazırlandıkları anlaşılmıştır. Ha- len Mısırda bu işle alâkalı olduğu tahmin edilen 3000 kişi tevkif e- dilmiştir. Diğer taraftan Şarki “Ürdün kralı majeste Abdullaha yapıl - MYI"A , Hanedan meselesi Ş TÜ S İ Yavuz Abadan Ulusa yeni bir makale yazdı Ankara, 21 (Hususi) -— Mem- leket dışına çıkarılan Ozmeâli Hanedanı varislerine iade - edil- mesini Millet Partişi meclis gru- püu başkanı Osman Nuri Köni ta- rafından müdafaa eden emlâk me gelesi Ankarada günün mevzuu halindedir. Bu müdafaa tarzın- dan birçok münevver muhitlerin iztırap duyduğu meydandadır. Köni'nin eİnkılâp, adaletsiz ol mak demek değildir. Adalet ve Inkılâp ayni şeydir» yollu beya- natını ele alan ve bu münasebetle İnkılâp ve Adalet adlı bir ve- yar zan Ulus başmuharrirlerinden Prof. Dr. Yavuz Abadan da bu meseleyi bahis konusu etmekte ve Türk inkılâbının kesin zaferin den ceyrek yüz yıl sonra tered- düt ve münakaşa konusu olması gerçekten Üzüntüye değer, 431 sayılı kanunun ruh ve mânatı N- zerinde duran başyazar «Milli m- daletl geliştirme yolunda halkın hükümranlık hakkını kullanma- sina engel olan bir. müesseseyi 'ebediyen tarihe intikal ettirirken aslında millete nit olduğu, hak- sız surette Hanedanın tasarrufu- na geçmiş bulunan hakları da hakikt sahibine iade etmiştir» de mekte ve makalesini şöyle bitire mektedir: «B. M. Meclisinin ka- rarı inkılâpçılık ruhunun — millf yarlığımızda eski tazelik ve can- hlığını muhafaza ettiğini göster mesi bakımından takdir ve seving le karşılanmaza değer.> Cemal Hüsnü - Dışişleri Bakanlığı dâvasıra başlandı Ankara: Zi (Hususi) — Haki büyük elçilerden Cemal — Hüsnü Taray kanunsuz emekliye ayrıl - dığını iddla ederek Danıştay'a mü racaat etmiştir. Dâvaya dün baş. lanmıştır. Cemal Hüsnü — <aray kendisi izinli olduğu ve nerede bu lunduğu Bakanlık tarafından bi « lindiği halde müstafi addetmele « rinin doğru olmadığını iddia et « miştir. & & Yok Ticaret Bakanlığından almış olu düğumuz 2744 numaralı — İhracat Ruhsatnamesini kaybettik, Yeni « sini alacağımızdan eskisinin hük « mü yoktur. Asaf Umar, Necip Özel ve Ca « zım Özer Kollektif Şirketi Sirkeci, Sirkeok Köprülü Han No./28. ys————— - Dr. Kemal Nuri .mre Haseki hastanesi cit ve züh- revi hastalıklar Mütehassısı Beyoğlu — Asmalimescit No 17/3 Tel: 42324 saat 16419 geçeceği yola konan saatli bir bomba daha evvel meydana çıka- rılarak kralın hayatı kurtarılmış tır. Suikast teşebbüsünün koml- nistler tarafından yapıldığı tah- mak istenilen bir suikast teşebbü sü meydana çıkarılmıştır. Kralın min edilmektedir. Bu mesele ile alâkalı 20 kişi yakalanmıştır. Büyükadanın İlâ Sayın Halkıma an İstanbul Sular İdaresinden Büyükadada Şebeke borusu mevcut olmayan sokaklarda bu « Tunan bina sarnıçlarına, hortum lerince temin ve tedarik edilme ne kadar su verilecektir. Bu şe! 1/Haziran/949 tarihine — kadar Büyükadada şubemize müracaa' nden sonraki vaki olacak Buna göre hareket — edilmesi kına ilân olunur. Bilecik Daimt Komisyğn ve salr vasıtalar bina — sahip. k gartiyle 16.Haziran 949 tarihie kilde Su alabilmek için en geg idaremiz merkezine ve — yanut t edilmesi lâzımdır. 1.haziran 949 müracaatlar la'af edilmiyocektir. lüzümu Büyükadanın sayın hal. — 5818 — bBaşkanlığından 1 — Açık arttırmaya konul: mobilinin satışıdır, 2 — Otomobilin evsafı, 193' marka, döşemesi meşin üzerine Kişiliktir. Lâstiklerin ikisi iyi vi ko ve pompası mevcut olup oto: $ — Arttırma günü, 11.5,94! decik hükümet konağındaki daim! tır. 4 — Muhammen bedeli 1801 Uiradır. 5 — İsteklilerin bu işe ait ve Ankarada İller Bankası Tica: de Bilecikte her gün görebilirler, isteklilerin tayin olunan gü buziyle birlikte dalmt komisyon nur, 1 — İstanbul Ziraat Okulu siz hârici elbise açık eksiltme deli 3125 lira, geçici teminatı 2: 2 — Eksiltme 9/5/949 paz, sek Okullar Saymanlığında yap: Saymanlıkta her gün görülebili: 3 — İsteklilerin gerekli bel, saat imeler e komisyona Istanbul Sular I(Lıı'(- İdare ihtiyacı İçin mühtelif alınacaktır. Şartnan ma serv İsteklderin teklif bedellerin birlikte kapah Zarflarını -25/4/9 e8i satı lunda İdare merkezinde satınal an iş: Valilik eski hizmet — oto 7 model 85 büyük motör Ford yeni kumaş Kılıf geçrilmiş dört * Üçü de kullanılcak halde kri- mobil çalışır vaziyettedir. 9 çarşamba günü asat 15 de Bi, 1 Komisyon #alonunda yapılacak- 0 lira ve geçici teminatı da 138 şartnameyi dalmi — komisyonda ret Müdürlüğünde ve otomobilk n ve saatte geçici teminat mak da hazır bulunmaları ilân — olü- — 5336 — Harici Elbise Yaptırılacaktır tanbul Ziraat Okulu Satınalma Komisyonunda» öğrencileri için 125 edet yelek. ile yaptırılacaktır. Tahmini be « 38 İlradır. artesi günü saat 10,30 da Yük « ilacaktır. — Şartname — mezkür D geleriyle birlikte ve belli gün 5398 inden b'atdn. 3z0dü aet civata' mat sinden ahnabilir. in 967,5 nisbetinde teminatlarile 19 günü aaat 11 e kadar Beyoğ. ma> servisine vermeleri. — (5065)