PAZARTESİ | gahibi 14 da MART Dod T 1949 Safa Kılıçlıoğlu ——— —— 1 Nuruosmaniyo Not 17 1 «YENİ SABAH> TANBUL lefoni 20705 11 inci Yıl, Yeni Sabah 3580 HÜRRİYET VE HAKKIN YILMAZ MÜDAFİİYIZ Akdeniz ve Atlantik birbirlerine bağlıdır Türkiye, dünya Si | “Rusyanın Akdeniz siyaseti düşünülürse bir Akdeniz Yeni faaliyet Devresi.. B ti Müllet Meclisi, bu- gün, çalışmalarına tekrar başlıyor. Büdceyi kabul için mü. zakerelerin son haftasında sar tettiği ağır ve kesif gayret, bir müddet istirahate hak kazandır. mıştı. Şimdi o dinlenme devresi sona ermiş bulunuyor. Önümüz. deki aylarda tezgâhta bir yığın kanun vardır. İşlenecek ve ince- lenecek olan mevzular çeşitli ve karışıktır. Büdce müzakereleri sırasında hükümet adamlarının da kabul ve tebarüz ettirdikleri gibi, ver- gi sistemimiz çok bozuktur, ran- dımanı az, tevzi gekli adaletsiz- dir. Muayyen - gelirlerden fazla alındığı halde kontrolden kaça- bilen iradlardan pek cüz'i mik- farlar tahsil - olunabilmektedir. Bu duruma son vermek mak- sadiyle yeni bir gelir vergisi pro- Jesi hazırlanmıştır. Hakikatte Halk Partili hükümetler bu lâyi- ha etrafımda çalışmağa başlıyalı gok zaman olmuştur. Hattâ ge- çen kabine de bir taslağı Meclise kadar getirmiş di amma orada hayli sert tenkidlere maruz kal- dığı için geri almak lâzım geldi Mi Şimdi bazı tâdillerden sonra bu lâyiha konuşulacaktır. —Clddi 've etraflı incelenmek Icabederse yalnız bu tasarı Meclisin yaza kadar olan çalışmalarını yutabi- lir. Halbuki bundan daha az mü- him olmuyan diğer bir. tasarıyı da hükümetin bu devrede çıkar- Tanakt istediği — anlaşiliyorı — Yenl #meklilik kanunu... Bu yeni tekaüt kanunu eski vaziyeti tamamiyle değiştiren gok şümullü ve belki de hükümet için birçok mali külfetleri lcabet- tiren bir. düşünce mahsulüdür. Emekliler arasındaki farkı kal- dıracak bir iki maddelik bir ka- nun lâyihası Meclise -getirilerek mek gibi bir çare varken bunu Ihtiyar etmeyip bütün emeklilik vaziyetini altüst eden bir proje- yi behemehal önümüzdeki aylar- da çıkarmağa çalışmak bileme- yiz ne dereceye kadar doğrudur. Çünkü gelir kanunu lâyihası, cari ve gündelik İşlerle birlikte Mec- lisin bütün çalışma gücünü işgal etmeğe kâfi gelebilir. Buna bir de bu gelir kanunu projesinden az ehemmiyetli olmıyan bir emek- Hilik projesi eklemek milletvekil- leri mesaisini çok ağırlaştırmak- tır kt bunun neticesinde her iki fasarının da derin incelemelere tâbi olmadan Meclisten çıkması tehlikesi vardır. Birçok kanun- larımızın, lüzumlu derecede, tet- kik edilmeden sür'atle çıkarıldı- Â için tatbikatta zorluklara uğ- ratıldığı hattâ bazan tatbikatın hemen yapılmadığı vakidir. Fa- râza gu meşhur toprak — kanunu —kd bünu müstâcelen Meclis- ten geçirmek için Saracoğlu Şük- rü, Başbakan sifatiyle, yapma- dığını koymamış idi— - çıkarılalı iki üç yıl olduğu halde ya hiç tatbik edilmedi yeyahut o kadar Mmüteferrik ve tek tük olarak tat- bik edilir gibi oldu kâ kanunun Meclisten geçmesi vaktindeki a- ecle ile bu netice karşılaştırılın- ca Insandı d ü anda o vakitki telâş ve he- Jecanın sebebi ne Idi diye bir hayret uyanır. ar haklanda - da, hayret ve teessürü İzhar etmemek için incelemcek in etraflı ve sükünetli olmaz g, zımdır. Umuümi heyette kanun, tümü hakkında olsun, maddeler Üzerinde olsun en geniş tartışma- lar yapılabilmeli, milletvekilleri uzun boylu izahat ve mütalâat serdedebilmelidir. Yoksa - böyle Mufassal kanunları geçirmek İçin *öz hürriyetini tahdid edecek, 5 veya 10 dakikaya indirecek usul- lerle sür'at rekoru kırmakta bü- Yük menfaat yoktur. Düşünülmek icabeder ki bizde Meclis tektir. İkinci bir. meclis, :ı"”ı heyeti yoktur ki Millet Mec sinden acele ve noksan geçecel kanunların pürüzleri ikinci bir fefa başka bir heyet ta tedkik maddesinden geçirilsin. * acele edilirse, İlânel bir merhale mevcut olma, dıkna göre, kanunların bir çok CDevamıı Ba, 2 - de) bir 'afından K— yasetinde, ön plânda Paktının ilk âkidleri, Türkiye, Yunanistan, İtalya, Fransa, İngiltere ve Amerika olacaktir.,, Bir te fsirci, Altantik paktını,Stalin yaratmıştır, diyor Lonâra, 13 (A.A.) — Seru- tator, «Bir Akdeniz Paktı> başlığı altında Sunday Times gazetesinde çıkan yazısında, Türkiye ve Yunanistan Dışiş- leri Bakanlarının, Bevin'e yap- tıkları ziyareti - hatırlattıktan ve Rusların Türkiyeye karşı Üç yıldanberi yaptığı sinir har- bi İle Yunanistan'a karşı yap- tığı gerçek —toplu ve savaş meydanlı— harbi anlattıktan Bonra «Batı Avrupanın silâh- lanması bu iki memleket zara- Fına olursa ” vahim bir şey o- lur.» demektedir. Gazete diyor kit Akdeniz ve Atlantik birbir- lerine o kadar bağlıdır ki bazı İngiltere Kırah George VI. N Akdeniz memleketleri ve me- gelâ İtalya için, pakt bu mem- leketleri içine alacak - veçhile genişletildiği takdirde coğraf- ya belki de pek ziyade yayıl- mış olmiyacaktır. Gerçekten, Kutup Denizinden Karadenize kadar medeniyetin bir tek sal- dırganına kargı bir tek cepheyi tutmakta olduğu söylenebilir. Bununla beraber umumiyet İtibariyle, biri Atlantik, diğeri de Akdeniz için olmak Üzere aynı safta ve birbirini tamam- layıcı, fakat her biri ayrı bir birlik olarak iki pakt mevcut olursa daha tabii ve belki de ameli bakımdan daha kullanışlı! (Devamı: Sa, 3 - Sü. & da) he Viyana, 13 Press>: Henüz teyid edilmiyen fakat yetkili Avusturya — kaynakların- dan alınan haberlere göre, ko- |minform memleketlerinin muh- temel olarak Yugoslavya ve Ma- reşal Tito'ya kargı kullanacaklar rı tedbirleri kararlaştırmak için. Avusturyadaki f(a.a.) — «Ünited La Haye, 13 (a.a.) — Benelux devletleri Bakanları tarafından bu sabahki konferans sonunda imzalanan protokolda göyle denilmektedir: Belçika, Hollanda ve Lüksen- burg hükümetleri üç memleket arasındaki iktisadi birlik için za- ruri olan şartların 1 Temmuz 950 de tahakkuk edebileceğine ve Be- lecek Temmuz ayının başında da |birlik için ilk adım teşkil edecek a Dışbakanı M, Sechumann | SCHUMAN | LONDRAYA GiDiYOR Londra, 13 .A.A, (Lp Fransız Dişişleri Bakanı man bu akşam Londrada be mektedir, Sehuman, Brüksel p tı devletleri istişare konseyinin müzakerelerine iştirâk edecek tir. Konsey, bilhassa Atlantik paktı ile Brüksel paktının birbiri üzerinde ne gibi tesiri olabilece- ğinl inceleyecektir. övyet işgal kuv İmadı; Peyklerin genel kurmay konferansı Sızan haberlerden anlaşıldığına göre peyk memleketler şefleri Macaristanda toplantı halindedir yetlerinin yüksek şahsiyetleriyle Sovyet peyklerinin askeri şefleri arasında Maceristanda — Debres- cen'de bir gizli Genelkurmay kon ferans yapılmaktadır. Bu arada, Rusyanın Avustur- adaki yüksek komitesi General Kurassöv'un Avusturyadan ayrıl dığı ve nereye gittiğinin belli ol- kaydediliyor. 'Benelux devletleri iktisadi işbirliği |La Haye'de bir protokoi imzalandı| bir sistemin kurulabileceğine i- nanmaktadır, Bu konferans esnasında aşağı- dak hususlara temas eden birçok karar sureti kabul olunmuştur: 1. — Emtianın istihsal, tevzi ve istihlâkinin serbest bırakılma- B1 politikasının ahenkleştirilmesi he devam olunması ve para yar- dımlarının ilgası, 2. — Bakanlar komitesi vaaı- tasiyle dış ticaret ve para Biya- setinin ayarlanması, dıg memle- ketlere tatbik edilecek mali hü- kümler için müşterek bir usulün kabulü, Bu karar suretinde be- lirtildiğine göre birlik, ancak Marshall yardımı devam ettiği ve (Devamı Sa, 3 - Sü. « ae) Istanbul vapuru nasıl gider Bu kadar gürültü, patırdı, Ankaradan gelen müfettiş- ler ne iş yaptılar. Bütün bunlar, iki üç hariciyeci için miydi? Allah eksikliğini göstermesin 1 İstanbul vapuru da olmasa |gümrük idaresi, gümrük idares: olduğunu anlıyamıyacak, Güm rük müfettiş ve memurları da İgörevlerinin tadını - çıkaramıya caklar. Bu sefinenin her geliği daresi ileni gelenler â yeni bir heyecan ka, dir zamanlar heli nağı gik Bir larında. bil, ak a, akla gelen bütün kaçak geylerin elrit oynadıkları bu meşhur va- (Devamı: Sa, 3 - Sü. 7 de) ra, kaçak eşya, hulâsa komünistlerin din adamlarına yaptığı zulm Ingiltere, Bulgaristana yeni bir nota verdi Löndra, 13 (a.a.) — «Lps>t İngiltere hükümeti, 15 Bulgar rahibinin muhakemesini protesto etmek üzere Bulgar hükümetine bir nota göndermiştir. Bu nota- da, bahls konusu dâvanın, Doğu Avrupada hürriyetlerin mevcut olmadığını ve Bulgaristanın, ba- rış andlaşmasının yüklediği ta- ahhütlere riayet etmeğe niyeti bulunmadığını isbat ettiği belir- tiliyor. Nota, İngilizlerin tahrikiyle casusluğa giriştikleri hakkında suçlular tarafından sözde yapı- lan beyanatı reddetmekte ve şun ları ilâve etmektedir: İngiliz konsolos muavininin o (Devamı: Sa, 3 - Bü. 4 de) Nehru, komünistleri takbih ediyor Yeni Delhi; 13 (a.a.) — «Re- üter>: Başbakan Nehru umumt — bir toplantıda bayanatta bulunarak komünistlere giddetle hücum et- miş ve onları, «Hindistanın dı- gında bulunan menfaatlere> hiz- met ederek, memleketin güvenli- ğini bile bile tehlikeye koymakla suçlandırmıştır. B.M.M. bugün açılıyor Bi lan, Salı günkü grup içtimamda Sadak konuşacak “Ankara, 13 (Hususi) — Büyük Millet Meclisi yarın, tekrar mü- zakerelere başlıyacaktır. -Büdee müzakerelerinin hitamından son- ra Meclisin, iki hafta müddetle muvakkat bir istirahat tatili ver- diği malümdur. Önümüzdeki gün- lerde de Mecliste hararetli — ve tartışmalı müzakereler olacağı tahmin olunmaktadır. Diğer taraftan salı günü top- lanacak olan C.H.P, Meclis Gru- pu, Avrupa seyahatinden dönen Neçmeddin Saz ,Diğisleri Bakanı dak'ın dış hâdiseler etrafında ge- niş izahatta bulunacağı anlaşıl- maktadır. Sayısı : 10 Kuruş, miş olan Kıral George, ça rahatsız geçirmiştir. İngiliz Kralı hasta.. Londra, 13 (A.A.) — Pazar günü bildirildiğine göre, cumartesi günü güç bir sinir ameliyatı geçir- geceyi sükin, fakat olduk- Hikmet Bayur, dünkü toplantıya iştirâk edenler arasında.. (Foto: Yenl Sabah) “Biz muztarip milletiz,, Kasımpaşada dün yapılan törende H. Bayurun nutku Parti Milletvekillerinden Enver Kök, Sadık Aldoğan ve genel idare kurulundan Fuad Arna da heyecanlı hitabelerde bulundular Bayur, bu akşam Ankara'ya avdet edecek Millet Partisi Kasımpaşa buca- & İokalinin — açılışı — münasebetiyle dün saat 15 do Kasımpaşada bir, toplantı yapılmıştır. Toplantıda; Millet Partisi genel başkanı Hikmet Bayur, Milletvekil lerinden Suphi Batur, Sadık Aldo- gan, Enver Kök, merkez idare ku- rulundan Fuat Arna ile kalabalık bir halk kitlesi hazır - bulunmuş- tur, Atatürk ve Kenan Önerin ruhu- nu taziz için yapılan üçer dakikâ hik-htiram vakfesinden #onra-dk sözü, Millet Partisi Kadıköy ilçe başkanı İzzet Mühürdaroğlu aâldı. Türk işçisinin bugün içinde bulun T elflvizıdâıyret İngilterenin Akabadaki edeceği haberi, garnizonu takviye Yahudi hükümeti çevrelerinde hayret uyandırdı Telâviv, 13 (a.a.) — <Afp) İngilizlerin Akabadaki İngiliz garnizonunu takviye etmek niye- tinde oldukları haberi Telaviv hükümetine yakın çevrelerde hay retle kargılanmıştır. - Londranın Çatalcadaki infilâk Insan kaybı ve hasar mevcut değil Dün bir akşam gazetesi, Çatal- cada büyük bir infilâkın bulduğunu yazmıştır. vuku- Mezkür infilâk hâdisesine (Devamıı Sa, 3 - Sü, 4 de) takındığı bu yeni tavır, burada haksız görülmektedir. Filhakika Cuma günü Rados'ta İsraille Ür- dün arasında varılan anlaşma bü tün çevrelerde iyi karşılanmıştır. Bu anlaşmanın son günlerde ger- ginliği zaltacağı ve mütareke mü zakerelerini daha ileri götürece- ği sanılmakta idi. Bilhassa Arab lejyonu birliklerinin, Dışişleri Bn kani Sharett tarafından işaret e- dilen hâdiselerin tekrarından çe- kinecekleri Ümit edilmekte idi. Öte yandan belirtildiğine göre, Güney Necef bölgesinde toplanan İsrail kuvvetleri, her türlü sız- ma hareketlerine karşı koymağa hazır olmakla beraber, - taarruz niyetleri beslememektedirler. Sanıldığına göre Moskova, A- kabadaki İngiliz garnizonunun takviyesi meselesini, İsrail hü- biz | kümeti istemese de güvenlik kon seyine vermek niyetindedir. görüyorsunuz. — Yazısı 3'üncü sayfadadır — Milli takım, dün, Fenerbahçe stadyumunda Fenerbahçe takımı ile bir egzersiz maçı yaparak 3-1 galip gelmiştir. Resimde F. B. forvedinin bir gol fırsatını nasıl kaçırdığını (Fotol: Bürhan » Yeni Sabat ) duğu durüma ve fedakârlığına te-i Tas eden hatip İşçi Sendikalarının işçilere karşı müsmir olmadığım söyledi. Diğer hatipler de aşağı yu karı ayni mevzua temas ettiler. Enver Kök'ün sözleri Daba sonra — Sinöop —milletvekili Enver Kök söz aldı. Merhum Ke- nan Önerin kendisine — sağladığı Mmanevi yardımı anlatarak şunları söyledi: — Meclisteki — vaziyetimiz çok çetindir. Sırası gelmişken — size bütçe müzakerelerinden biraz ol- #un bahsedeyim. Bir sinema geridi gibi göz önüd den geçirilip kabul edilen bütçe, genç ihtiyar çoluk, çocuk bildistişi na bütün vatandaşlarımızın omuzu 'na 100 er Iiralık bir külfet tahmil etmektedir, Bütçede gelir fash mıfırdır, Bu iflâs etmiş bir tacirin durumunu (Devamı: Sa. 3 - Sü, 2 de) Güreşçi lerimiz İsviçredeki ilk iki karşılaşmada İsviçreye giden güreşçilerimizdn Yücel (58 kiloda) da parlak zaferler kazandı Mersinli Ahmet (ağırda), AN — Yazısı 5 incide — Takvim den Bir Yaprak Edebiyatsız Edebiyat rkadaşımız. Kadircan Kaflı, A ilninda yazdılı “erdeni: yatsız edebiyat> başlıklı bir. fıkra İle Türk edebiyatını biraz külfeti buluyor. Önce, eskl edebiyatımız dediği Türk edebiyatı eski evlerimi- 20 ve oskl kıyafetlerimize bonzermiş. Biz Türkler evlerimizin rahat ve kullanışlı olmasından ziyade - süslü olmasına ehommiyet veriyormuşuz. Elbiselerimiz do bol Ve ağırmışı.e Lüzumsuz süslerle dolu Imiş; hares ket hürriyetimizi tahdid ediyormuş. Bizi çalışkanlıktan ziyade tenbolli- Be, tovazudan ziyade gurura zorlur yormuş. © halde nasil bu evleri o süsten kurtarmak, nesil elbiselerimizi. bol ve ağır olmaktan ziyade dar ve has fif yapmak İcabodiyorsa/ edebiyatı: mizı da edebiyatsız hale koymak lâ- zim geliyormuş; bu - İtibarla nasil konuşuyorsak öyle edebiyatımız ol- matıymış. Ayıp değil a.. Zira evlerimizin süstü zamanlar amadım. rında memleket bir bolluk ve — re- fah devresi yaşıyordu. Kâhya ka- dınlar, cariyeler, zoncl - halâyıklar, ağalar, uşaklar, yamaklar... İlâh. vardı. O zamanlar böyle musluğu çevirince banyoyu doldurup ayaj mızin vo daha bilmem noremizin to: mas eylediği su Ho ağzımızı burnü- muzu yıkamazdık. Evlerimizde âde- ta külhanlı hamamlarımız vardı. Tenbel do değlidik. — Fothottiği miz yerlori camiler, türbeler, âbldas der, hanlar, hamamlar, kapalı çarx gılar, gebliler, İmaretler, gadırvanı darla süslerdik; © bol ve ağır e& biseler Üzerine kılıcımızı takıp, küs heylânin sırtına atlayınca Viyanas ya kadar gider; oradan döner — çölk derl geçer, İmparatorluklar — kurars dik. Bir millet konuşurken edebiyat yaparsa bu, onun ruhundaki ince- Temenin bir. tozahürüdür. Endü: medeniyetini kuran — Müslümanlare da hastaları ziyaret eden doktorlar reçetelerini manzum yazarlarmış. Lisan, yalnız İfham vasitası dex Bildir. Biraz da lükstür, san'attır, zevktir. Bu momleket — konuşma - İlsaniş yazı Jlsanı diye ayrı dll konuşma- miştir) yalnız yazı yazdığı zamarı onun anlaşılması kolay, cümleleri muntazam olmasına dikkat etmişi tir, Sonra konuşma Ilsanından ede- biyat yapmağa kalkarsak onu öz Türkçe diyo mahveylediğimiz güzel dilimizin bugünkü — perişan - halina döndürürüz. Çünkü herkes bir tür- lü konuşur; hopsino göre edebiyat olamaz. Bu muhtelif konuşma tar« zinin bir. muayyen şekll vardır. Ki © da Jisanı dürüst yazmaktır. Hers kes onu öğrenir; sonra ona kendin den bir sanat zevkl verir. Kaldı KI bizde nasıl türkçe diye bir şey kalmadı İso edebiyat diye do bir şey kalmamıştır. Kadircan Kaflı'nın Istediği eder biyat ancak «hoyhatl> İle kafiye olurl.. ULUNAY