15 Ağustos 1051 ğ — - n KÖ-LEE Kazanı ULUNAY I İ BN Tetika NaL SS GD AEERREN meği tercih ediyordum. Fakat Samiye İstanbuldan ayrılmak istemiyordu. İkinci mülâkatı- | mızda gene bu bahis açıldı.| Şimdilik burada — kalacağımı söyledim ve bana tahsis eyledi- ği maaşı bir sadaka şeklinden çıkarmak için, buradaki vekili- nin yanında — çalışmaklığıma müsaade etmesini rica ettim.| Bu suretle Mısırdaki muamele- ye şimdiden alışmış olacaktım. W Münasip gördüler. Her gün muntazaman yazıhaneye - gidi- yor, arapça gelen evrakım Türk- Bu üç müracaat misallerini insanların hakiki hüviyetlerini anlatmak için koyuyorum. Bunlardan başka daha ne mü racaatlar var. Meğer benim kö- şede bucakta kalmış ne kadar hısım, akrabam, eşim, dostum; arkadaşım, refikim varmış da hiç birinden haberim yokmuş. okudukça kefndi Tlte derim ki eğer servet sahibi ol- sam onların bana karşı serdet- tikleri bu uydurma temallükla- DAT K SS G eee Mrseien v gim z Hazlı | gi muamelâtı için devaire gidi- | dim edeceğim a yor, Mısıra gönderilecek - tali- çeşmede oluüran ev ta-/ Yatlı evrakı taahhüdlü olarak miri bahanesiyle istedifi Para- | ye a y yeriyor, lâyiha filân B yeroea B'lı',':" “S“Kî;“:ı; yazılmak icap ederse hazırlı -| inim. - yordum. Velhasıl resmi bir da- irede çalışır gibi uğraşıyor- dum, ve bundan çok memnun- dum; çünkü benim için iyi bir meşguliyetti. Muamele yalnız| burada kalmıyordu. Mısıra gön- | derilecek parayı da bazan ben #önderiyordum. Geçen cumar- tesi Mısırdaki daireye bin İngiliz lirası göndermek lâzım geldi; parayı akdrm; bankaya götürmek —üzere yazıhaneden çıktım. Sabahleyin hususi bir | lir biçâre “beyaz iplikle dkilen,, bu kocaman yalanı ne gibi bir zaruretle tertip etm'ştir. Belki bir kadın seviyor, belki de ku-| mara, belki içkiye müptelâdır. Benim bu gibi zâafları da hoş gören bir adam olduğumu bil-| 8e hiç bir zaman böyle sebepler | aramağa — lüzüm — kalmazdı. Sonra bevab Şaban ağanın müstakbel cenazesi namına ka-| rısının benden alelhesap istedi- B GönE, Hüi aamlürın f | Şin dar. öğedr mönra t Karalıktan — gözleri karardığı a E a ae d zaman ne yaptıklarını bilme- e ni günü t| L günün cumartesi diklerini isbat etmez mi? | ee g ee a gae Hele yirmi sene biribirimizi | görmediğimiz eski mektep ar-| kadaşımın o samimi ifadesi, o candan uslübu “şaheser,, değil midir? | Bunları - tatmin ediıuniyeq arzular gibi kaydediyorum. Ve tabiatiyle hepsini şair Coşku-| nun mecmua projesinin yanına gönderiyorum. cebimde kaldı; kendi kendime: “ehemmiyeti yok, dedim. Pazar- tesi sabahı götürürüm.,, Ahmedin anlatacağı vak'anın tamamını dinlemeğe hacet yok- tu. —Anladım enişte!.. dedim.. Üst tarafını anlatacağım diye | R | — Yok, dedi. Müsaade et | tamamlayayım, çünkü mesele, | valnız sana vaziyeti anlatmak -| tan ibaret değil; biraz da içimi dökmek istiyorum. Başıma ge- | len bu felâketli kimse bilmiyor. | Hattâ kardeşine bile söyle- medim; rica ederim dinle: ..... Öğleden sonra Beyoğluna çık-î tım, Misak Kumcıyan'a rast - geldim.. Beni zorla bir muha - lebici dükkânına götürdü; bi-| | rer tatlı yedik, oradan birlikte Eylül 19.... 'Dün eniştem Ahmet bey gel- di. Odadan içeriye telâşlı bir gehre ile girdi; büyük bir alâ- ka ile bana doğru ellerini uza- tarak: — Bonjur, kayinçom, — dedi, geçmiş olsun. Bizi hayli kor- kuttun. Nasılsın bakayım? Fena değil.. Günden güne iyileşiyorum.. Sen nasılsın? Sa- miye ne yapıyor? | — Hepimiz iyiyiz... | Eniştemin, zihninde söyleye-| cek bir şeyi olduğu zaman cüm- lerini kısalttığını, süküt - etti- ğini bildiğim için: — Ahmet bey, dedim.. Bir| yey söylemek istiyorsun.. | Güldü: î — Neden anladın? — Bunca senedir ahlâkını iğrenmesem ayıp. .Sen bir şey göylemek istersen konuşmaz ve düşünürsün. -Böyle — bir *hazır- lığın yoksa o zaman şaklaban - lığın tutar, bindereden su ge- tirirsin. Burün yutkunuyor - sun. Anlıyorum ki fikrinde bir şey var. | — Tam üstüne — vurdurdun Fazıl, dediğin gibi... Fakat söy-| lemeğe cesaret edemiyorum. — O kadar ehemmiyetli bir şey mi? — Senin için ehemmiyetli ol- mıyabilir; fakat — benim için öyle değil.. Âdeta hayat, memat meselesi!. — Beni korkutuyorsun nişte. — Sen korkarsan artık -ben ne olmalıyım? Tasavvur et.. — Anlat bakayım.. — Büyük bir eşeklik ettim.. Buna çocukluk filân demiyo - rura; yediğim haltı, hamakati ile meşhur olan mahud hayvan bile yapmaz.. — Ne yaptın? — Kumar oynadım. . — Bu hareketi yapmakla in- sanların o hamakati ile meşhur olan hayvanın sıfatını almaları lâzım — gelmez. Öyle olsaydı ekseriyet senenin büyük bir kısmını anırarak geçirirdi. e& — Onlar kumarı oynadıkları için bu türlü ifadeye mecbur . değil- lerdir. Fakat ben tam un kulak dede,, gibi hareket ettim. — Cok mu kaybettin? — Çoğun ehemmiyeti yok.. Benim olmıyan - bir parayı oy- nadım ve son meteliğini de ver- dim.. -— Anlamıyorum enişte.. raz tafsilât ver.. — Anlatayım: Biliyorsun ki prenses Dilfikâr bana bir maaş tahsis etmişti. Kendisine bu lütfundan dolayı teşekkür etti- ğim zamnan bu parayı burada a- hp oturmağı mı, yoksa — Misira giderek Şubradaki arazisinde bulunmağı mı tercih eylediğimi sordu. Ben de kendisi nasıl mü- nasip görürse öyle hareket e- insan gibi meramlarını Bi- deceğimi söyledim. Miısıra git-| (Kanun - i- Esasi) kahvesine gittik. Misak, Nâfiz isminde birisi ile bezik oynamağa baş- ladı; bana: “ortak olur msun?,, dedi. Kabul ettim. Ben evvelâ ufak oynuyorlar — zannediyor - dum. Meğer bir oyunu yüz lira- ya oynuyorlarmış... İlk partiyi kazandık; ikinciyi de kazândık. Üçüncü partiyi ikisine karşı- hk oynadılar; kaybettik. Hay- di bir de “kim verdi,, yapalım, dediler. Bunu da biz kaybettik. Ondan sonra şans döndü.. Üst| üste dört parti verince gözle-| rim faltaşı gibi açıldı. Tam dört yüz lira içeri girdim. Misak: “Şansımız — yok. - Birakalım! diyordu. “İstersen sen çekil!,, dedim. Ben oynarım.., Gece yarısı olduğu zaman altı yüz lira içeri girmiştim. Nâfiz paraları aldıktan sonra ertesi gün işi olduğunu bahane etti, kalktı gitti;. ben orada kaldım. Bana emanet edilen bu parayı yerine nasıl koymalı? O aralık yanıma bütün gizli ku- marhanelerin - tellâllığını eden Hamdi isminde biri vardır. O geldi — Ahmet bey, dedi. Bu gaip | böyle çıkmaz. Pananinin evin-| de gayet kuvvetli bakara - va İstersen oraya gidelim; zararı ancak — yüklü oyunda çıkarır- Sın.... Arkasına takıldım. Dclam- baçlh sokaklardan bin türlü ihtiyat ile bitirim yerine gittik. | Daha odaya girmeden dış dam oyuncuların seslerini yorum. Yüz lira var... — Banko!.. — İki yüz lira var! Banko. — Dört yüz lira var.. — Banko! Böyle kuvv li oyunda bir €l tutarsa sade zararı çıka mak di üste de kâr edece- ğim muhakkak Odaya gire, yer verdiler girmez bane. bir Cebimden bir bin- lik kâğıt çıkardım, sarrafa boze durdum, oyuna aşladan. A-: man efendim o ne şansızlık! lir: Diyorum, hemen “banko!,| nıyorum. İki yüz lira oluyor; “banko!,, diyor - r. Gene kazanıyorum - “dört 1,, dedim mi? Sekizime çıkarıyorlar. Her defa-| üçüncü eli yakalamama imkân yok. İkinci elde bırakı- rım!,, diyorum; bu sefer bıra- kacağım ellerde düşüyorum ... diyorlar; ka; dokuz sında ç Roosvelt-Chur- chil mülâkatı (Baş tarafı 1 inci sayfada) mevkiine kadar olan kısmı da ray ferşiyatı ile bazı köprü nok- devlet memurları refakat et - mekte idi. İcar ve iare kanunu ile Ame- rika Birleşik devletleri ordu - larına ve tecavüze mukavemet için faal bir surette çarpışan memleketler ordularına harp le- vazımı teslimatı — meselesinin heyeti umumiyesi yeniden ted- kik olunmuştur. İngiltere levazım nazırı Lord Beaverbrook bu konferanslara iştirâk etmiştir. Lord Beaver - brook, Amerika Birleşik devlet- | lerinin salâhiyettar memurlari- | le en geniş teferrüatı müzakere için Vaşinstona gidecektir. Bu konferanslarda, ayni zamanda Sovyetler birliğine levazım tes- limatı meselesi de bahis mevzuu olacaktır. Amerika - Birleşik devletler reisi ve İngiliz Başvekili, ara- larında müteaddit görüşmeler yapmışlardır. Almanyada Hit- ler hükümetinin ve bu hükü - metle şerik diğer hükümetle - rin yolunu tuttukları fütuhat- la askeri tahakküm siyasetin - den dünya medeniyeti için do- ğan ve bunları karşılarken A- merika Birleşik devletleri ve İngilterenin kendi emniyetleri için aldıkları tedbirleri İüzum- lu kılan tehlikeleri tedkik et- mişlerdir. Roosevelt ve Churcehilli, aşa- ğıdaki Mmüşterek deklârasyon üzerinde mutabık kalmışlardır: Aralarında — buluşmuş - olan Amerika Birleşik devletleri rei- TELGRAF VE AJ si ve Birleşik krallık hüküme- tini temsil eden başvekil Chur -| chill, memleketlerini milli si- yasetinde, daha iyi bir dünya | isitkbali için ümitlerini - üzerine | istinat ettirdikleri bazı müşte-| rek prensipleri bildirmeği mü-| nasip görmektedirler: | 1 — İki memleket hiçbir arazi | değiştirmesi veya başka bir ge- / yaraaaaaana.na.'.cacncanun.:.u:. nişleme aramamaktadır. 2 — İki memleket, alâkadar | milletlerin serbestçe ifade ede- | cek arzularına tetabuk - etmi-| ven hiçbir arazi değişmesini | görmek arzu etmemektedir . 3 — İki memleket, bütün mil | letlerin idaresi altına girecek -| leri hükümet şeklini seçmek | hakkına hürmet etmekte ve| cebirle hükümranlık Ve kendi | kendini idare hakları nezedil - miş bulunan milletlere bu hak- ların iade edildiğini görmek ar-| zu eylemekteri. | 4 — İki memleket mevcut | taahhütlerini nazarı dikkatte tutmaklâ beraber, büyük veya | küçük, galip veya mağlüp bü- | tün devletlerin, ekonomik re-| fahları için ihtiyaçları bulunan dünya iptidai maddelerine ve ticarete müsavi şeraitte iştiri lerini teshile gayret edecektir. 5 —İki memleket, herkese daha iyi çalışma şeraiti, eko -| nomik terakki ve sosyal emni-| yet temini için ekonomik saha- | damilletler arasından tam işbir liği vücude getirmek arzusun - dadır. | 6 — İki memleket nazi te -| hakkümünün nihat tahribinden sonra, bütün milletler kendi hudutları dahilinde emniyette yaşamak vasıtalarını verecek ve | | dan bir sulhun teessüsünü gör- YENİ. SABAH —— — —N Milli Şefin Çoruma teşrifle- rinin yıldönümü tezahüratla kutlandı Çorum, — Milli — Şefimiz İnönünün Çoruma gelişleri- nin birinci yıldönümü di Çorumluların içten tezahüra- ti ile kutlanmıştır. Valimiz ile askeri ve mülki erkânın da iştirak etmişlerdir. Şehir sabahtan bayraklar, defne dalları ve taklarla süslenmiş- tir. Cephelerde değişik- lik olmadı (Baş tarafı 1 Inci sahifede) bahki neşredilen Sovyet tebli- 13 - 14 Ağustos gecesi, cep- henin hiçbir. bölgesinde mühim bir hâdise olmamıştır. Kara kuvvetlerimizle — işbir- liği yapan Sovyet hava kuv- yetleri, düşman zırhlı cüzütam ları, piyade kuvvetleri ve tay- vare — meydanlarına — darbeler indirmişlerdir. Ödesa üzerindeki tazyik Londra, 14 (a.a.) — Alman - Rus harp cephesinin bilhas - sa cenup kısmında muharebe- ler âzami şiddetle devam et- mektedir. —Alman tanklarının Karadeniz sahillerine yaklaş - makta olduğu fakat düşman piyadesinin bunları takip edecek kabiliyetet olmadığı tahmin e- diliyor. Sovyet tebliği yeni hiçhir hâ- dise kaydetmemekle — beraber bu askeri harekâtının en — şa- yanı 'dikkat veçhesi Odesaya Müteveccih tehdidin hâlâ de- Vam etmekte bulunmasıdır. bütün memleketlerde, — bütün insanlara kendi hayatlarını kor- ku ve ihtiyaçtan âri yaşayabi - lecekleri teminatını getirecek 0- mek arzusundadır. 7 — Böyle bir sulh, bütün in- sanlara, açık denizleri ve Okya-| nusları hailsiz geçmek imkânını | vermelidir. | 8 — İki memleket, bütün dün a milletlerinin, gerek maddi, gerek manevi sebepler — dola-| yısiyle, kuvveti istimalini terk - etmleri lâzım geldiği kanaatin- | dedir. | Kara, deniz ve hava silâhları, | kendi hudutları dışında yaşa-| yan millelter, tecavüzle tehdit | eden veya tehdit edebilecek ©- lan milletler tarafından istimal- de devam edildikçe hiçbir mü takbel sulh idame olunamıya cağından, iki memleket, daha geniş ve daimi bir umumi em- niyet sisteminin teessüsüne i tizaren, bu gibi milletlerin, silâh tan tecridinin esas şartı teşkil ettiği kanaatindedir. | Keza, iki memleket, sulhu se- ven milletler " üzerinde ezici| silâhlanma yükünü hafifletici | bütün diğer mümkün tedbir - lere yardım edecek ve bu ted-| ANS HA Demiryolu inşaatımız (Baş tarafı 1 inci sayfada) sanlarının — tamamlanmasından sonra, bu sene sonuna değru iş- letmeye açılacaktır. Elâzığ - Van - İran hattının geçen sene ihalesi yapılmamış olan Elâzığ - Palu arasındaki 70 kilometrelik çok ârızalı ve bir çok büyük köprü ve tünelle- ri ihtiva eden kismi üzerinde çalışmalara devam — edilmekte- dir. Palu ile Çapakçur arasındaki bu sene ihtlesi yapılan 54 kilo- metrelik kısımda da inşaata başlanmak üzeredir. Böylece Çapakçur karşısında- ki Bingöl istasyonuna kadar kilometrelik olan bu kısım bü- yük bir faaliyet sahası olacak- tır. 1942 yılı başında Çapakçur karşısı ile Muş arasındaki 100 kilometrelik kısmın da her tür- lü etüdleri ikmal edilmiş olaca- ğından önümüzdeki ilk baharda bu kısımlar üzerinde de inşaata başlanacaktır. Muş ile Van hududu arasın - daki kısmın etüdü bitirilmiş ve zemine tatbik edilmiş bulundu- ğundan vaziyetin müsaadesi ha- linde bu kısımda da yakında faaliyete geçilecek ve bu su - retle Elâzığ - Van - İran hattı - Kotorda İran hatlarile birleş - miş olacaktır. Diğer taraftan bir buçuk se- nedenberi inşaatı devam etmek 'te olan Zonguldak - Kozlu hattı, | dört buçuk kilometrelik gibi kı- sa bir hatolmasına rağmen, bü- yük tünelleri ihtiva etmesi ve bir çok sınai imalâtı icap ettir- mesi hasebile bu kısım üzerinde inşaat hâlâ devam eylemektedir. Pek yakında ikmal edilmesi- ne intizar edilmekte olan bu hat ile Kozlu kömür havzalarına varılmış olcaktır. İçinde bulunulan — müşkül şartlara rağmen yaptırılmasına karar verilmiş olan bi ü kül şartalra rağmen yaptırıl - masına karar verilmiş olan bü- tün yolelarımız üzerinde inşaat ERLER Amerikada büyük deniz manevraları Fortlewis - Washington, 14 (a.a.) — Amerika birleşik dev- letlerinin garp sahilinde, tarih- te misli görülmemiş büyüklükte manevralar dün başlamıştır. Manevraların temi şudur: Los Angeles sahil muhafaza gemilerinden birisi, açıklarda bir istilâ filosunun ilerilemekte olduğunu görmüş ve buna karşı harekete geçilmiştir. Fakat da- ha evvel, iki gündür bir sinir harbi başlamış ve mütearrızlar, bu lerini dağıtmak maksadile, mü- teaddid şaşırtıcı hücumlar yap- mış bulunuyorlar. İngiliz kralı donan, mayı teftiş etti (Baş tarafı 1 Incl sahifede) Kıralın ker geminin mümes- sillerini görebilmesi için, ami - ral gemisine diğer gemilerin mürettebatından müfrezeler gel miştir. Kral, Britanya - filosile beraber harbeden — müttefik memleketlerin tayfalarile bilhas sa alâkadar olmuş ve bunların birile Fransızca konuşmuştur. Son gün kral bir Ameri torpido muhribini ve 240.000 kilometrelik bir seyahat yapan diğer bir torpido muhribini gez- mişti normal zamanlarda olduğu gibi faaliyette devam ederken nafia vekâleti diğer taraftan da inşa- sı mutasavver hatların etüdleri- ni yaptırmakla meşgul olmak - tadır. Burada Bozöyük - Bursa hattının etüdleri bitirilmiş - ve üzergâh tesbit edilmiştir. * Bursa ile Balıkesir - Bandır- ma hattının -Okçu gölü- arasın- daki kısmının etüdleri de ya - pılmaktadır. Adapazarı - Bolu - İsmetpaşa hattının etüdleri de bu yıl ik- mal edilecektir. ki gün müdafilerin kuvvet-| eee Sayfa : 8 Haliç vapurları H cekmiş. Bu habere memnun - olmaya- cak bir hemşehri tasavvur ede- mem. Belçikalı bilmem ne şir- keti derken, yerine belediye ka- im olmuştu. Fakat gittikçe ça- murla dolan Halicin sarımtrak sularında o iskele senin, bu is- kele benim ıklıya puflaya sefer yapmağa çalışmalarına rağmen bir türlü rağbet görmüyorlardı. Bu alâkasızlığa otobüs rekabe- tinin de sebep olduğu rivayet ediliyordu. Fakat asıl sebep işin denizci gözü ve denizci elile ida- | re edilmemesi olduğunda şüphe yoktur. Vâkıa belediye elinden geleni yapıyordu, nitekim ma- | hud ecnebi sermayeli şirketten | daha canlı bir varlık gösterme- ğe de muvaffak oldu. Lâkin ne de olsa belediye belediyedir, şeh rin temizliğinden, yolların inti- zamından anlar, bir Seyrisefain şirketinin idaresini yadırgarsa şaşmamak icap eder. Bu itibar- la işi ehline bırakmakla yine ileriyi görüşlüğünü isbat etmiş- tir diyebiliriz. * Haliç vapurları işi İstanbu- lun eski bir derdidir. İkinci Ab- dülhamid devrinde Haliçte işli- yen başı kıçı düz yandan çarklı tontonlar ya hazinei hassanın, yahud da Zekiye Sultanın göz Malı olduklarından yolsuzlukla- | rma, murdarlıklarına rağmen kimse dil uzatamaz, ağzını aça- mazdı. Üstad Ahmed Rasim merhum fıkralarından birinde o zama- nın köhne teknelerinden şöyle bahseder: “Eskiden Haliç va- purlarına kayıkçılar - gülerler- di: | — Yetişebilirsen çiğne!.. diye | eğlenirlerdi. Gerçekten de öyle idi. Meşru- tiyetin ilânile beraber Haliç vapurları idaresi de terakkiye ve tekâmüle doğru büyük adım- | dar attı; yeni vapurlar getirtti. Fakat her nedense bu idare bir zaman Şirketi Hayriyenin | esbak İdarei Mahsusa, sabık Seyrisefain ve Akay, lâhik Dev- | det Denizyolları idarelerinin in- | tizamma bir türli aliç vapurlarını artık De nizyolları idaresi işlete« Sayın halkımıza Türkiye kömür satış ve tevzi müessesesinden Kömür fiyatları muayyendir. Fazla bedel vermeyiniz. Tozlu, ıslak ve ek- sik kömür almamağa dikkat ediniz. Kok kömürü satış fiyatlarımız: Ankarada “Karabük, sömikok, gazhane koku ,, e. Ea Depoda-müşteri vasıtasına teslim tonu 26.5 Vagonla-D, D. yolları hamule sene- ,, 25,8l dinde yazılı tartı üzerinden İstanbulda Depoda-müşteri vasttasına teslim İzmirde Depoda-müşteri vasıtasın> Diğer şehirler için 23,5| S TWEn S ETNDER 2 Liralık bir biletle talihinizi İzmi : Fuarına gönderiniz 30 Ağusos Zafer Piyangosu birleri teşvik eyliyecektir. r W | İzmir Fuarında çekiliyor — | bilir. Zafer ğ piyangosu İki kirs zanmanız — kabildir. — Bundan yeler de fazladır. — İki tane ırk tane 2.000 lira, kırk tane kazatımanız — ihtimal — dahilinde Şimdiden bir bilet ahnız ki, Okulumuz namzed kayıt zamanı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir r İzmir Fuarına gidemiyorsanız, iki liralık deriniz, Talihiniz 80 Ağustosta İzmii o gün İzmi ik tam biletle 40.000 lira gibi biletle tali- Fuarmda zafere arında çekiliyor. muazzam bir servet ka- başka orta büyüklükteki ikra 10.000 - lira, dört tam 1.000 liradan, bir tanesini sizin dir. büyük ikramiyeyi — kazanacak asına gitmeden evvel size gelmiş olsun. Siyasal bilgiler okulu | direktörlüğünden | ve seçme sınavının başlayacağı tarih 29/1X/941 pazartesi saat 8.80 Türkçe komposizisyon ve edebiyat. — | 20/1X/941 pazartesi devletler 8.30 hay Hat 14.30 Riy, n bahislerden.» bilmesi lâzım gel 1/X/841 çarşamba hi 1/X/941 çarşamba saat 14.30 Fel: larının bilmesi lâzım gelen bahisler 2/X/941 perşembe saat 8.30 pa (Arkası var) | | Namzed kaydı 20 Ağustos - 27 Eylül tarihleri arasında yapılacaktır, ı l aat 14.30 Türkiye kı aat 8.30 Türkiye mşu memleketler ve büyük ve nebat fizyolojisi e «lise edebiyat kolu — mezunlarının tarihi ve Rönesanstan sonra Ayru- | | efe ve içtimaiyat #lise fen kolu mezun | deni dil. (5265 — 6863) F, O, B, Zonguldak Sömikok Karabük koku Karabük koku-D. D. içinde teslim Semt depolarından Kömür alanların belediyece mu: saddak fiyat listesini talep etme leri tavsiye olunur. DİKKAT Kömür alım ve satımından şikâ yetiniz olursa aşağıdaki adresle- re müracaatınız reca olunur. ANKARADA ; Türkiye kömür satış ve tevzi müessesesi merkezi Ata- türk bulvarı No, 129 - 181, Yenişehir - Ankara 1İSTANBULDA Türkiye kömür satış vetevzi müessesesi İstanbul şubesi yeni Yolcu salonu kat 3. Galata - İstanbul İZMİRDE Türk kömür satış ve tevzi müessesesi İzmir şubesi Cümhuriyet bulvarı No. 104 A, İzmir NOT : İsim ve adresleri sarih olarak bildirilmeyen şikâyetler dikkate alınamaz. (5446 - 7063) Denizyolları idaresi Haliç va- purlarını ele alır almaz ilk iş | olmak üzere bilet üeretlerini in- dirdi ve bunu yapmakla da işin tam ehli olduğunu isbat etmiş oldu. Haydi sun. 1 A. C. SARAÇOĞLU bakalım hayırlısı ol- *WMrı;(;v işgal | olundu (Baş tarafı Birinci sayfada) Bu surtetle Sovyetler birliği demir - istihsalâtının yüzde 6L ini kaybetmiş ve harp malzeme- si imalâtı bakımından çok e- | hemmiyetli bir darbeye maruz | kalmış” bulunmaktadır. Bir Sovyet Destroyeri batırıldı | — Berlin, 14 (aa.) —D: N, B: | Alman uike bombardıman | tayyareleri, Finlandiya körfe - zinin medhalinde bir Sovyet | destroyerini batırmışlardır. Berlin, 14 (a.a.) — Bugünkü Alman tebliği hakkında D. N. B. ajansı askeri bir kaynaktan aşağıdaki tafsilâtı almıştır: Cenubi Ukraynada mağlüp e- dilen düşmanın fasılasız takibi şimdi semerelerini vermeğe baş lamıştır. Odesanın şarkında Ka radeniz sahiline varılmıştır. Bu | mühim limanın artık şimalden | ve sarktan muvasalası kesilmiş tir. | VAşağı Buğa kadar varmış o- Jan Alman kıtaları Karadenizin İkinci mühim bir limanı olan Nikolayefi de sarmış bulunmak- tadırlar Firar halindeki Sovyetleri götürmek üzere Odesa açıkla - rında getirilmiş olan nakliye gemileri Alman - tayyarelerinin müteaddit taarruzuna uğramış- | tar. Bu suretle yeni bir Dunker- | güe vüküa gelmektedir. Bu ta- arruzlar esnasında beşer bin | tonluk iki nakliye gemisi imha edilmiş, diğer 5 adet büyük ge- |emide hasara uğratılmıştır. Berlin, 14 (a.a.) — Alman or- | duları baş kumandanlığının fev- kalâde tebliği: | “Düşman kuvvetlerini takip | ederek inkıtasız bir surette ile rilemekte olan Alman, Rumen, Macar ve İtalyan teşekkülleri | nin tazyiki altında garbi Ukray na müdafaasını tamamen yıkıl- ması gecikmiyecektir. Ödesa Rumen - kıtaları ve Nikolayef şark ve garptan Alman ve Ma- car teşekkülleri tarafından sa- rılmıştır.