İHoparlor rekabeti Yeni Sabah Şehir Repör Yeni Sandık Burnu * Hhtiyar bir dostun sözleri ki Yenikapı — Odun musiki ihtiyar büyük Vulıdrlı*r ve yeni ş |h "Bezirgân züğürtledikçe eski (Gefterleri — karıştırır.” derler. 'Ne doğru söz. Hayatta bazı tip- ler de vardır. htiyarladıkça, İllendi gençlik dev irlerini - bütün| tari - boyunca bir daha tesadüf ledilr si imkânsız bir atılış dev-| ze dederler. M elâ; on senedenberi be-| yazl-çan saçlarını sünneti gerif- ten d ye, kıp kırmızı kınaya bo- yayan ve her gün binlik tesbi- hini Lir iki defa devreden ihti- yar ik hanım, zamane genç- lerinin eğlencelerine, muhabbet- | lerine, giyinişlerine bakar ba- kar da onlara içinden gelen de- rin bir merhamet hissile acır.Ya Abdülhamid devrini hatırlıyan ve gençliğini meşrutiyet gürü tüleri içinde geçiren ihtiyar bü- yük pederin genç torunları için duyduğu merhamet hissini bir düşünün. Ona sorarsanız bugü- nün sençleri ne eğleniyor, nede hayattan nasibedar — olabiliyor- lar. Bu tiplerden bir tanıdığım var- ır. Her ziyaretimde benim din- leme kabiliyetimden istifade e- derek belki de on wnbeş defa dinlediğim gençlik devri mace- ralarını yeniden ve her sefer artan bir heyecan ve hasretle anlatır. Geçen gün dedi ki: — Zavallı Sandık burnunu gördünüz mü ne hale gelmiş. Hski hususiyetinden hiç birşey kalmarş. Sizin modern dediğiniz züppelikleriniz nihayet o — ca- nım yere de kıymış, mahvetmiş bugünün gençlerine şaşıyorum. Oraya gidip oturuyorlar ve eğ- leniyorlar. Bizim zamanımızda neydi efendim. Oranın kendine mahsus bir raconu bir hususi- yeti vardı.” ve ihtiyar dostum Sonra bana eski Sandik burnu- nu tam iki saat anlattı ve tav- siye etti. & | '— Git gör çocuğum ve genç-| gençliğinize acı. ' ıthınnhlırı:lnıdııı dır. Geçen gün ziyaretine mv-ıkıtakşımwııdı — Duııı havası almak, biraz musiki dinlemek — istermisin? Kalk seni Yenikapıya götüre -| yim. Derdemez ihtiyar dostu - Mmun sözlerini — hatırladım ve memnunivetle kabul ettim. Gazi bülvarından — Yenikapı istasvonuna doğru — ilerledik. Tren hattının altındaki tünel - den geçtik. Ve kendimizi keres- te ve odun yığmları arasında bulduk. Bunların arkasında ve- ya arasımda oturacak, hava alı- nacak gazinoların — bulunac: kat'iyyen hatırıma gelmezdi. Fakat bu odun yığınları ara- sındaki evicaçlı toprak yollar- dan ve bozük kaldırımlardan ibaret dar, tozlu yollardan rüdük. Uzaktan gelen alafran- ga mı, alaturka mı olduğu bir türlü anlaşılamıvan — garip bir musiki sesi kulaklarımı doldur- du. Ve arkadaşım: — İşte Yenikapı gazinoları! Dedi birbirine bitişik, uzun bir saha üzerinde bir sıra yazino sıralanmıştı. Ozaman — mahiyeli bir türlü anlaşılamıyan — -arip musikinin sebebini anladım. Bu gazinoların hepsi — kuvvetli ho parlörlerini sanki - birbirine re- kabet olsun diye sonuna kadar açmışlar ve türlü türlü plâklar çalıyorlardı. Bu birbirlerine ka- rışan plâklardan hemen hemen filimlerde —dinlediğimiz zenci Tausikisini hatırlatan garib bir ABONE BEDELİ Türkiye — Ecnebi SENELİK — 1400 Keş. 2700 Krg, B AYLIK — 760 » 1460 » S AYLIK — 400 »— 800 » T AYLIK — 460 » 300 > TAKVİM HIZİR 101 GÜN :26 AY 8 1360 | 14. |1357 Receb | AöusTas 1941 | | | | 'ı D) Dnieperde tesis — Eski Sandıkburnu ve bugün- ğınları arasında modern(!) gazinolar — curcuhası — Bobsitil delikanlılar, şairler. gürültü hasıl oluyordu. Bu gi Tültü okadar kuvvetli idi ki bu-| gün bu sahada normal sesi nuşmayı bile ümkânsızl: du. Sahilden denize do: tılmış kalaslar üzerinde tesis edilmiş — gazinolardan birinde güçlükle bir masa - bularak ©- turduk. Sahilde sıralanan bu on | iki gazinonun - hepsinde de bi yük bir kalabalık kaynaşıyor- du. Arkar ima — sordum — Her zaman böyle kalaba- lıkmıdır? ; — Her zaman, dedi. Bilhas- sa pazar günleri oturacak yer | bulamazsınız. Yuzık — burası ci-| var halkın hava alacağı yegü- | me penceredir. Sıcak — günlerde | burasının günü birliğine müda- | viraleri vardır. Sabahleyin ge -| lirler, öğle ve akşam yemekle-| rini evlerinden getirerek bura- da yenler. Ve bu hoparlör cur- | cunası içinde gürültüden bu -| malmayı, sıcaktan — bunalmaya | tercih ederek, oturur ve eğle -| e | Hakikaten arkadaşımın hak - | kı vardı. Bazı masalarda —tam | bir aile teşkilâtı —mevcuttu.| Evet ihtiyar kainpeder ve valde | lerile, genç kızlarile, gelinleri) işinden yeni kurtularak henü gelen damat beylerile, pavtak, | paytak yürüyerek Gdolaşabilen küçüklerile ve arada sırada an-| nesinin kusağından, tiz sesle, hoparlörlere n eydan okuyarak haykıran memeden henüz — ke- silmiş yavr'larile tam bir aile | teşkilâtı eski Kâğı'hane âlem- lerini hatırlatacak şekilde bir kayık bolluğu içinde :di. Aman Allahım, burası hakikaten eğ-| lenceli bir yerdi. Valnız kayık- ların içinde oturanlara hakarak bile insan iki saal eğlenebilir - di. | gaa r t 'lr-—l-——l ANKARAĞ ajlarız—— İ'*— HABERLERİ Talebenin sıhhati Ankara 13 (Hususi) — Maa- rif Vekâleti bütün mekteplerin sıhhat işlerile uğraşmak üzere bir sıhhat teşkilâtı vücude ge- tirmek için tetkikat yapmakta- dır. Bunun hakkında yakında bir kanun lâyihası hazırlanacak tır. Lâyihaya göre vilâyet ma> arif müdürlükleri emrinde tale- benin kesafetine göre kâfi mik tarda doktor bulundurulacak doktorlar kontrolleri altındaki mekteplerde talebenin sıhhat işlerile daimi surette meşgul o- lacaklardır. Talebenin kitap ihtiyacı Ankara 13 (Hususi) — Maa- rif Vekâleti yeni ders senesi| için kitap ihtiyacını tesbit et -| miş, ve kitaplar şimdiden ha-| . Yalnız ilk mektep | zırlanmış ikinci sınıf okuma kitabımn | basılması bir kaç güne kadar| bitecektir. Hububata el koyma kararı bazı vilâyetlere taşmil edildi Ankara, 13 (Hususi) — Hü- kümet bazı mıntakalarda buğ- | , arpa, çavdar, yulaf ve hlüta el koymuştu. Yarınki mi — gazetede neşredilecek | bir kararla Mmezkür el koyma keyfiyeti muhtelif daha bm; vilâyetlerimize de teşmil edil- | miştir. MAARİFTE Üniversite kampları Üniversite kamplarının her iki devresi de yatısız olarak A- yazağada yapılacaktır. Maarif | Vekilliğinin bir emrile Üniver- siteli kız talebenin Aatış talim- leri derslere başlandıktan sonra yapılmak üzere tehir olunmuş-| tur. HARP VAZiYETİ & Alman - Rus cephesi (Baş tarafı 1 inci sahifede) kanlı çarpışmalar devam edip gitmiştir. Merkezde, en büyük - kuvvet- yük zayiata yol açtı. Buradaki hareket hedefi de Moskovadır. Moskovanm - sukutu, şimal ve cenup orduları ayırır ve ayrı ayrı tepelenmelerine imkân ve- rebilir. Bu nazik vaziyeti gözde bulunduran Ruslar, her darbeyi canla başla karşıladılar, bu yüz- den çok da kazandılar. Her iki mıntakanın fevkalâde ehemmiyeti, Rus ve Alman kuv vetlerinin oralarda — teksifini mecburi kılmıştır. Ve musaraa- laran cereyanı da bunu isbat et- miştir. Smolensk etrafında cereyan | eden sürekli ve şiddetli muha-| rebeler — sırasında, Bodyenini grupundan — bazi kuvvetlerin merkeze doğru kaydırılmış oldu ğuna da kuvvetle ihtimal veril - Mişti. Cenup — mıntakalarında —Al- man - Rumen - Slovak - hattâ son zamanlarda İtalyan kuvvet- leri tahşid edilmiştir. Bu mın - takada şimdiye kadar büyük muükavemetlere de maruz kalın- madığı malümdu. Ancak son günlerde burada verilen muha-| rebelende Rusların büyük - zayi- at karşısında bırakıldığı Alman | | tebliğinden anlaşılmıştır. Cenupta büyük bir siklet mer kezile harekete geçişi mecburi| kılan sebepler muhteliftir A) Müdafaa cephesinde ileri- ye doğru sevkulceyşi bir çıkıntı teşkil eden bu cephe kısmı, mü- tearrız lehine düzeltilmelidir. —| B) Ukrayna, Rusyanın anba- w rıdır. Kuvvetli bir garnizondur. Bir çok harp maddeleri, ham | maddeler buradan edinilebilir ve âti için bu verimli araziden | istifade mümkündür. Ukrayna-| hlara tatlı ümidler bağlanmak- tadır, | C) İklim, nisbeten müsaittir. Harekât, şimal mıntakalarıne nisbetle, uzun müddet devam et tirilebilir, edilecek bir müdafaa koltuğuna dayana- Perşembe rak harekâtın şarka ve Şimali Güneş — Öğle — İkindi şarkiye doğru İleriletilmesi im- 956 — 507 — 18658 Ezam İl| künları aranabilir, 508 — 12,19 — 16.69 Vasati E) Sağ kanadını denize isti. Akşam — Vetsl — İmsak || ad ettiren taarruz ordusu, Rus 1200 1443 8.01 — Ezanil| 'deniz üslerine ileriledikçe hâ- 1911 20.56 — 3214 — Vazatı || Kim olur. Kırıma doğru üç n | bim kıyı gehri tehlikeye di rülmek isteniyor. F) Kiyef - Odesa hattında muvaffakiyet, mearkezdeki ha- rekâtı kolaylaştırmak üzere ye- ni teşebbüsler icrasına imkân hazırlar. G) Bu mıntakadaki nehirler, sınıra müvazi gibidirler ve d mize yaklaştıkca mânilik kabili- yetleri artar. Fakat Alman or- dusu için nehirlerin de büyük bir engel teşkil etmediklerini hâdiseler göstermiştir. Cenupta muharebelerin Ode- sa, Nikolayef ve Kerçi istihdaf €tmek üzere Bug vadilerinde kızıştığını tebliğlerden anlamak tayız. Kiyef kapılarına varıldığı ilk haftalarda da sık sık bildiril Mmekle beraber, şehir henüz Rus ların elindedir. Rusların, Dni- yeperi müdafaa etmek maksa- dile çekilmekte devam ettikleri de söylenmektedir. Her halde bu mıntakada vaziyet, biraz kı- ritiktir. Bir çok tümenlerin esa- reti veya imhasile neticelendi- Bi teyid edilen çarpışmalar, kat'i meticeye ulaştırabilirdi. | Fakat, Alman tebliğleri, ber -| mutad, harekâtın plan dahilin de ve müsaid seyrinden bâhi tirler. Rus tebliğleri ise, bir hat, hattâ bir mıntaka tesbit| etmeksizin belli başlı şehirler istikametile vaziyeti tayin et- memektedirler. Rus muvaffa - kiyetleri ise, mevzil ve çok de- fa tâbiye sahalarına münhasır- | dır. Büyük zayiata uğratıldtk -| ları tebliğ edilen Rus hava or- dularından — muhtelif — filolar, Alman hinterlandına dördüncü bir akın daha yaptıkları gibi, | Romanyada, Çarnovuda köprü- | üne de taarruz etmek ftrsatla-| rı bulmuşlardır. Bu köprü - bü- | yük harpte de tahrip edilmişti. | Gündüz harekâtına iştirak | etmek kudretini kösteren Sov -| yet tayyareleri, tabiatile, savaş-| ları kabul etmektedirler. Bu du- rumun her iki tarafa da paha- lıya mal olacağına inanmak ge- rektir. Ancak, zayiat miktar ve nisbetleri hakkında hakiki bir fikir edinmek imkânsızdır. Bir şeyi katiyetle ifade etmek kabildir. Rusların müdafaa az- mi!? Vaziyeti aydınlatmak isti - yenler, muvaffakiyeti mesafe ölçüsile çerçevelemek ıztırarın - dadırlar. Bu ölçüyü cenuptaki boğuş- maların âkibeti dahi verebile - cektir; fakat, kat'i netice he- nüz uzak gibi görünüyor!. YENİ SABAH ŞEFH İR HABE Vali şehirin bütün yollarını tetkiketti Bir çok yolların tamir ve Tayfalar kurtarıldılar yeniden inşası kararlaştı Vali ve Belediye Reisi Lüt-| fi Kırdar dün beraberinde kay- makam ve başmühendis okluğu halde i köprüsünden Aksa- a doğru açılmakta olan Gazi na gitmişler ve tedki - katta bulunmuşlardır. Bulvarın güzergâhındaki yerlerin istim - | lâkine bir sene evvel başlan mıştı, Gazi köprüsünden Şeh- zadebaşına kadar olan — kısmın 110 metreye kadar olan mahal- lindeki istimlâkler hemen he- men bitmiş gibidir. Tamamen istimlâki biten 500 metre yer- deki yolun yapılması da - ihale edilmiştir. Mütebaki kısımlar- daki tektük binaların istimlâki de tamamlanmak üzeredir. Bü- tün bu işler bir iki aya kadar tamamen bitecek, yol da ihaleye konacaktır. Bu Bsuretle 100 metre genişliğindeki Gazi bul-| varının Gazi köprüsünden Sa-| raçhaneye kadar kısmı muhak- [ kak açılacaktır. Gazi bulvarı | İstanbul ciheti ile Beyoğlunu | birbirine — çok — yaklaştıracak, | ve İstanbulun imarına da hiz-| met etmiş olacaktır. | Müteakiben vali Lütfi Kır-| dar Beyoğlu tarafına geçerek, Beyoğlu kaymakamı ile bera - ber Beyoğlu kazası dahilinde hali inşada olan mühim yolları gözden geçirmişler, bilhassa Harbiye - Taksim yolu ile As- kerocağı yolunu Taksim mey- danına bağlayan Mete caddesi- ni ve Dağcılık - klübünden Taş- kışlaya giden ve Taşkışladan Dolmabahçeye inen yolun inşa- atı ile hali inşada bulunan, Maç- kayı Beşiktaşa bağlayan ve A- karetlerden geçen Spor cadde- sinin parke inşaatı ile Maçka- yı —Dolmabahçeye — bağlıyan Yoruldum caddesini tedkik et-| mişler ve çalışmaya daha fazla | hiz verilmesi için direktifler | vermişlerdir. Ayrıca “dünkü tedkikler es-| nasında Kasımpaşayı - Şişliye ve Taksim - Harbiye yoluna bağlayan Doğum yolu da ted-| kik edilmiş ve yalnız toprak | tesviyesi yapılmış olan bu yo- lun katran kaplama şose olarak inşası münasip görülmüştür. Keşif evrakının hazırlan - masına başlanan bu yolun in- şası 45 bin liraya malolacak- tır ki inşaatı müteakibp demir tekerlekli arabalar Taksim - Şişli yolundan geçmeyip bura- BELEDİYEDE Belediyenin getirteceği otobüsler 'Tramvay malzemesi ile oto- büs işine bitmiş nazarile bakıl- maktadır. Mübayaa için icap &- den müsade Takas Limitet şir- ketine gelmiş ve mübayaa — pa- rası Merkez bankasına - yatırıl- mıştır. Bu paranın 500 bin lira- sı otobüs 20 bini arözözler ve 90 bin lirası diğer malzemeye tahsis edilmiştir. Bir muhtekir mahküm oldu syonu karşısında | Sirkeci mezecilik yapan Mehmet Süvari | — ile çırağı Haydar, bitigiklerin deki fırında ekmek kalmama - sından istifade ederek dükkân- larına gelen müşterilere ekmeği 13 kuruş yerine 15 kuruşa sa- tarken cürmü meşhud haklinde yakalanmışlardır. | Suçlular hemen sevkedildik - leri ikinci asliye ceza mahke - mesince 50 şer lira para cezası- na ve dükkânın da 15 gün kapa- tılmasına mahküm edilmi | | ı Kısa Haberler | & Sandivlç tmali için imaliyetçi -| ler belediyeden francala unu istemke te idiler. Belediye bu gibi yerlere ekmek unü — venecektir. Bu suretle | sandoviçler daha ucuza satılacaktır.. * Üsküdar meydanının asfaltla- ma ve diğer bin Tira bedeli keşif ile münakasaya konmuştur. —| * Hayvan borsası komiseri — ba|| sabah mezbahaya gidenek canlı hay- | van satışlarını kontrol etmiştir | Dün mezbahada 2628 karaman ve| 2215 kuzu satılmıştır İ * Belediye 13 eded çöp mavnası tane orta boy kayık aulmağa riştir. karar dan geçecek, ayni zamanda Ka-| sımpaşa halkına yeni bir yol kazandırılmış olacaktır. Bundan sonra vali, şa - Hahcıoğlu yoluna gitmiş- ler ve & zden geçirmiş- lerdir. dskiden aya, Şişli ve Hürriyet â inden gidilmekte idi. Bu yeni yol mesafeyi 12 kilomet- re kısaltmış olacaktır. Dönüş - te Şişhane - Azapkapı arasın- daki istimlâkler mahallinde de tedkikler — yapılmıştır. istimlâk edilecek bir kaç bina kalmıştır. Ayni zamanda Şiş-| haneden Kasımpaşaya inen yo| lun da tevsian inşasına karar ve rilmiştir. Lütfi kü tetdikleri, çalışmalar çok faydalı olmuştur. için Kasımpa- | Mezbaha ve Silâh- | Burada | Kırdarın dün- | RLE ir motör rihtima çar- parak battı Şile limanma kayıtlı Yusuf kaptana ait motör, evvelki gün odun yükiyle Arnavutköyün - dan geçerken motörü bozulmuş- ve suların cereyaniyle Elektrik idanesinin rıhtamına bağlı bu- dunan — ikablo vapurumun . ha - latına çarparak batmıştır Denize düşen Yusuf kaptan ile Hüseyin ve Mehmed adında- ki tayfalar kurtarılmıştır İki imalâthane yandı | —Dün akşam üzeri, Rızapaşa yokuşundaki Şark hanında bir yangın çıkmış ve Serkis ile Ar- tin adında iki kişinin 31 ve 32 | numaralı yorgan imalâthaneleri | tamamen yandıktan sonra sön- dürülmüştür. Yangının ne suretle tahkik edilmektedir. Mısır çarşısı- na su tesisatı Maesırçarşısının dahilinde ta- mir, kanalizasyon ve su tesi - satı yapılacaktır. Çarşının cep he şekilleri değiştirilmiyecek dükkânların — dahili duvarları ' yeni bir projeye göre yavıla - caktır. Çarşının başlangıcından itibaren sıra ile şu dükkânlar olacaktır. Manav, sebzeci, balıkçı, ta- vukçu, kasap, yağcı, peynirci, bakkal, Metresinin yüzünü kesmiş Sabri adında 18 yaşında bir genç, bir müddettenberi metresi yaşadığı Zehra adında bir genç kızın kıskançlık yüzünden ji letle burnunu dibinden kesmiş, yakalanarak ikinci ağır ceza Mahkemesine verilmiştir. Sabri dün ikinci ağır ceza mahkemesince 1 sene 9 ay müd deLle hapse mahküm edilmiş - Mıhkı’ım -oldu Halil adında 18 yaşında bir çocuk, dün akşam üzeri, Top- kapı tramvayında Cafer adında birisinin içinde 32.5 lira bulu- nan çantasını çarpmış, paraları koynuna koyup çantayı yere a-| tarken yakalanmıştır. Cafer asliye altıncı ceza Ka kemesi hapse mahküm ve hemen tev - kif olunmuştur. Bir ihtilâs davası Bu kanun ile askeri hizmet 18 aya çıkarılmıştır. Fatih malmüdürlüğünde ma- | aş tevzi memuru bulunduğu sı- | ralarda, ölen bazı maaş sahip-| lerini yaşıyormuş gib göste - ren ve mühürlerini taklid ede- | rek bin küsur lira ihtilâsta bu- lunan Hüseyin Aksoyun £ ay müddetle hase konulması karar altına alınmıştır. tarafından dün 2 ay, Cezalandırı- lan fırıncılar çıktığı | 14 Ağusı»s ısu Define ve Tılsımi Yazan * ULUNAY Güçlükle okuduğum imzasın- dan isminin “Memduha,, — oldu« ğunu anladığım bir. okuyucu- muz, bulunamıyan (define) ye ait bir mektup göndermiş; Mektup sahibi: “Bu mektubu- mu çok acayip bulacaksınız. Belki de okuyup alay edecek, güleceksiniz “Bu paralar, dedikten sonra: yazdığınıza göre bir (martı) ile gömülmüş; gö- mülen paralar - (tılsım) - bazıl- Tmayınca gözle görülmez; o hale de bu (define) nin tılsımı (mar- tı) dır. r bir martı kuşu tutulup yerde kesilecek ©o- bu bakın — n: görürsünüz. diyor ve ilâve e- diyor- Ama siz buna inan- mazsınız.,, Zannederim — tilsiım bahsinin en kuvvetli — kel faslı da bu son cümledir. sım itibariyle ben (Septik) bir adamım; fakat — böyle şeylere inananlar vardır.Meselâ bu T tubu okuduktan Sonra madam Hayganoş çizmeleri çekip, ya- yını okunu alıp “av ilâhesi Di- yan,, gibi martı avlamağa gi- derse hiç hayret etmem. Fakat şu define sahibi de ne muüzip adammış! — (tlsm) 1 martı ile yapacağına işe. yarar, dişe dokanır bir başka sukuşu ile meselâ bir ördek ve yahut bir kazla yapsa idi daha iyi ol- maz mi idi? Bahusus (Kaz) Dün belediye müfettişleri fı- rınları teftiş etmişler, müsadere edilmiş, Ayvansaray- da Yahya İşbaşının fırınında a- | melenin ekmekler üzerinde yat- tığı, Kadıköyde Yorginin fırı- nında amelenin muayene cüzda- nı olmadığı görülerek ceza v rilmiş, ayrıca Beyazıtta Şevki | nin ve Gedikpaşada Lambonun pişkin olmıyan ekmek çıkardık- | ları görülerek beşer çuval ek- | sik un verilerek cezalandırı! - malarına karar verilmiştir. e T Bir ihtikâr hadisesi adliyeye intikal etti Çakmakçılarda, büyük Yeni handa 42 numaralı manifatura- Cılık yapan Ali Cavid, dükkâ - nına müracaat eden bir çok kim selere kaput bezi kalmadığını söylemiş, keza şikâyet üzerine dükkânında yapılan aramada | | bir hayli malı bulunarak yaka - lanmıştır. Ali Cavid geç vakit Müddeiu- mumiliğe teslim edilmiştir. b Şi gi z İplik ihtikârı davası Bir müddet evvel, Bursa Me- rinos fabrikasımın iplik istihsa- lâtının büyük bir kısmını üze - rine alarak ve perakende satış müsaadesini de istihsal ederek perakendecilere mal satmak su- retile ihtikâr yapan Niko ve Yuvan Sakarakçı oğlu kardeş - ler yakalanarak ikinci asliye | ceza mahkemesine verilmişler ve duruşmaları sonunda da yüz | de 20, 50 ve 60 derecesinde ih- tikâr yaptıkları sabit görüle - rek beşer ay onar gün hapse ve 67 gün de mağazalarının sedde- dilmesine, 750 lira da para ce- zası ödemeğe mahküm edilmiş - lerdi Xarar bilâhare Temyiz mah- kemesince bozulmuş - oldı dan muhakemeye yeniden baş lanmış ve dün mahkeme mü; deiumuminin de çhile yni kararda ısrar etmi | e tir. te — Yaşa bakm amışlar ' ı ırda odun toplayan 60 lık bir kadına orla tecavüz eden iki kişi birer bu- çuk sene hapse mahküm edildiler Hüseyin oğlu Ahmed, Ali oğlu Ahmet ve Mehmed adında evvel, oğlu Osman üç arkadaş, Beykozda gezintiye çıkmış- lar ve kırlara doğru açıtmışlardır. bir. müddet Üç ankadaş biraz sonra ıssız bir çayırda yanında 8 yaşında torunu Ayşe ile birlikte yakacak çalı çır- Pi toplayan 68 yaşında Saniye a- dında bir kadına tesadüf etmiş- lerdir. Üç arkadaş, kadının 58 yaşında olmasını bir ân bile düşünmiye- rek göz işareti İle anlaşmışlar birdenbire Baniyenin üzerime atil- mışlardır. Saniye ihtiyar olduğundan tecavizlere mümancat edememiş ve ancak tonunu, üç yabancının büyük annesini yakalıyarak bir hendeğin sürüklediklerini görünce feryadı basmış, ciyak ci- yak bağırmağa başlamıştır. Çocu- içine ğün Yeryadı biraz sonra devriye gezen Jandarmalar tarafından du yulmuş ve birinci Ahmed ile ©s- || man tecavüzlerini tamamlayıp sı- rek kendilerini cürmü meşhud halinde yakalamışlardır. ra diğer Ahmede gelince yetiş Azgın adamların tecavüzleri bitab bir hale gelen ihtiyar kadın | tedavi altına alınmış ie ve suçlular birinci ağır cefa mahkomesine tev l mülümizlerdir. Mahkeme, dün, mütecavizlerin, || Gizli slarak gördüğü muhakomasl al bitirdi ve kararını alenen tet- l bilm eti | Ahmed İle Osmanın ihtiyar ka. İ| dıma zorla tecavüiz ettikleri sabit J| görütdüğünden 2 ger aene müd- İ| detle hapse maliküm edildiler. Di l ğer Ahmnccla decavüz etmediği an- Tazıldığından. kendisinin “-bamctian karar verildi. K Ayvan-| saray ve Balatta 348 ekmek| öyle hayal peşinde koşanlar için hem güzel bir “senbol,, 0- lur, hem de çukurun başında kurban edildikten sonra define gene &le geçmezse mahrumiyet acısını - nar gibi fırında kızar- tılarak sofraya konmak suret le - bir dereceye kadar telâfi ederdi. Çocukluğumzda buna benzer masallar dinlerdik: Şehirlenden birinde bir medrese varmış, hücrelerinden birinde kim gece- yi geçirirse ertesi sabah ölüsü çıkarmış. Bir gün — cesur bir seyyah medresede misafir kal- mak istemiş. “Yer yok! demiş- ler. Bir tek hücre var, © da u- gursuzdur, kim orada gecelerse sabaha cenazesi çıkar., Bu ihtara rağmen yolcu (netame) li hücreye girmiş; akşam ol- muş, yatağını sermiş; tam ge- ce yarısı korkunç bir ses gür- lemiş: — Çıkayım mı? Cesur adam aldırmamış. - Bi- raz sonra bir daha: — Çıkayım mı? Yolcu öfkelenmiş; tehdide karşı: Çık bakalım da görelim! Deyince Şbirdenbire duvar varılmış, odanın ortasına gü- rül gürül altın akmağa baş- lamış. Meğer duvarda gömü- Tü olan definenin tılsımı e- saret, miş! Ondan evvelkiler bu korkunç - se ince reklerine iner, o meçhul isi ölürlermiş. her tehdidinde kor- dadımızın e- bir Bu masalı dinleri “çıkayım mu?, an annemisin, kur teklerine sukulurduk. çocuklar “çıkı piyangonun bi gibi telâkki ederler ve korku ile değil meş'e ile bağrırlar: “Hiç sorulur mu? Bir an evvel çık Buna benzer bir “tılsım,, salı da şudur Çobanın biri kırda rını - otlat kaşıntı hi ma- te bulunduğu haşerenin hava almak üzere tenezzühe — çıktığını anlamı: €l yurdamiyle mai: tırnaği, maz, müthiş bi taş parçalanmış, altından kor gibi altınlar taşan bir n latılan — yer tandır, boz: a minderleri, yrı bir (dekı ihtiyaç gömülü olduğunu far- zettiğimiz - definelerin tılsımla- rımin kanla olduğunu kabul. e- dersek şimdi Avrupanın her ye- rinden yanardağ gibi altın fış- karması icap eder! “Tılsimlı define,, min en doğ rusunu (Şeyh Balip) şu beytile tasvir etmiştir By dil, ev döl, vine nür osan Sem! Gerçi virüne isen gem -i imutakamsın sen. Doğru değil mı? Uönülden güzel tılsımlı define otur mu ki ULUNAY