17 Hlaziran T9 ÇENİ —SABAT ANDP VAZIYER — oA a— - Ze n Süriye meselesi | ö qi eîâ—ğ?âî 1 e %fgw V 2 —ğ uJ_ - İ0i )/CE_EC i BN a ÇBaş tarafı 1 İncl sayfada) ÜBu 'harp başladığı sırada mandater Suriye - garnizonunu- 'da tikviyo etti. Esasen vade- Tilen istiklâl, “nakşı ber âb,, ol- İmaya mahkümdu. Suriyeden, Fransız payını | HAkdenize akitan bir petrol bo- /rasu da geçer, Fransız ordusu İye öonanması buna müftekirdir. Büyük Britanya için Filistin, iAkdenizin ve Süveyş can da: marının emniyeti - bakımından stratejik kıymeti haizdir. Suri- İye, dost ve müttefik ellerde bu- Tundukça, Büyük Britanyanın da yardımma mazhar olabili İtalyanın harbe müdahalesile İngiliz donanması, siklet mer- kezile doğu Akdenizde barınma ya mecbur kalmış, bu sebeple Filistin ve Suriyenin sevkulcey $ öhemmiyeti artmıştı. Libyaya ilerliyen — ordunun | geri atılması ve Mihver ordula- rının, Akdenizin kilidi mesabe- sinde bulunan, Giridi ele geçir- meleri üzerine havaları tehdide maruz kalan donanmanm faali- yet çerçevesi daralmış gibidir. Bir adanın müdafaasında yal niz donanmanın mühim bir rol ifa edemiyeceğini Girid hâdise- leri isbat etmiştir. Kıbrısın se- lâmeti de, yakın bir çok hava üslerinden kalkacak üstün hava filolarının iyardımma - bağlıdır. Bir başına Filistin bu önemli vazifeyi başaramıyacak, — Suri- | yenin yâd ellerde kalması yü- zünden doğu Akdeniz, dolayısile Süveyş tehlikeye düşebilecekti. | Suriye hava ükleri, Iraktaki ayaklanmaları — okşamak “için yola çıkan filolafa konak işi | görmüş ve konukların bu tran- | sit merkezlerinde yer tutacak- Jari güpesine Kuvvet. vermiş-| &. Basraya çikarılan Ve isyana vesile veren kuvvetler, orta şark emniyetile ilgili idiler,! Irak, Suriyenin hinterlandıdır. Bu “anda, Iraktan kaydırılan | müfrezelerin Halep ve Humus istikametinde ilerlediğini görü- | yoruz. Süriye mükavemet edebilir mi? Bu suâle aşağıdaki sebep- lerden dolayı müsbet cevap ver- mek kabil değildir. A) Vişinin Suriye ordtsı renksizdir, muhtelif din ve mil liyetlere mensup- ve - muhtelif ideolojilere tâbi — kütlelerden mütekkeptir. B) Bizzat ordunun — Fransız Mürettebatı da çok mütenevvi cereyanların esiridirler. Daha | ilk demlerde bir çok subay ve | | kabe heyetlerinin mahalli KENEETEAEAAATEEEGR N Mecliste Mi Çiftç% mallarının korunması lâyihası görüşülü lif mütalealar (Baş tarafı 1 Inci sayfada) halletmek, zarar vereni yine mümkün olduğu kadar süratle meydana çıkarmak ve zarar görenin zararını da ayni sürat- le ödetmek.,, Ziraat vekili sözlerine devam ederek bu esasları temin husu- | sunda kanun lâyihasında derpiş | olunmakta olan tedbirleri ve bu tedbirlerin tatbik şekilleri üze- rinde 'izahat vermiş ve sözlerini bitirirken bu kanunun bir kül halinde tatbiki takdirinde h&f yırlı neticeler vereceği ümidini izhar eylemiştir. Ziraat Vekilinin bu izahatını takiben bir çok hatipler birbiri- ni müteakıp kürsüye gelerek lâyiha üzerindeki noktai nazar- larını — bildirmişlerdir. Kemal Turan (Isparta) mürakabe he - yetlerinin faaliyetleri şekline temas eylemiş ve bunların işlen mesinin mevzu kayd ve şartlar dahilinde güç olacağını söyliye rek demiştir ki: “Cezalarda kat'iyet, — suçları takipde sür'at, ancak bu iki| esastır ki bu kanun tatbikatını mümkün kılacaktır.,, Fazlı Güleç (Bursa) lâyiha- nın bir çok noktalara cevap ver mekle beraber bazı mühim ci- hetlerde süküt ettiğini, bu me- yanda bilhassa arazinin dar ol- duğu mmntakalardaki —meralar meselesine temas etmediğini söylemiş ve hiç bir karış mera- sı olmayan yerlerde üçer beşer yüzhayvandan müteşekkil sürü lerin bulunduğunu ve bu vazi - yetin bir çok ihtilâflara başlıca sebep 'teşkil eylediğini bunu ön- lemek için behemehal bir tedbir alınması düzumunu kaydeyle- miştir. Hatip mürakabe heyetlerine verilen kazai hakların tatbikat: fa aksayacağı kanaatini izhar eylemiş ve bu yola gidilmekten | ise bu vak'alarda da seri usulü mahkeme usulünün tatbiki mu- vaffak olacağı kanaatinde bu- lunduğunu bildirmiştir. Emin Arslan (Denizli) müra- be lediyelerle ticaret odaları tara- fından Beçilmelerinin doğru ol- mıyacağını bunların ziraatçiler ve köylüler tarafından intihap edilmesinin muvafık olacağı ka- naatini izhar ederek kanun maddelerinin buna göre düzel- tilmesini temenni eylemiş, Nev er Filistine geçmişlerdir ve İn- giliz ordusu saflarında yer al-| mışlardır, | C) Suriye müdafileri, mah- | sur bir kaledekilere benzemek- tedirler: Hariçle irtibatları ke- silmişti, ikmal — güçlüklerine maruzdurlar, Merkeze kuvvetli | bir rüh ve inanla bağlı değiller- dir, D) Suriye, büyük bir iktısadi sıkıntı — içindedir. Ordusunun | yerlilerden çok yerde dostlük | görmediği anlaşılmaktadır. E) Ordunun silâhı, — vasıtas eski ve eksik, muharebe metod- | ları klâsiktir. | F) Ordu kadrosunu üçte iki | itibarile yabancılar doldurmuş- | Böyle son kan damlasını akıtıncaya kadar savaşması bekleneme G) Müdafaa lardır bir ordunun ordusu, ayni sancak altında toplanan kardeş kuvvetlerle de karşılaşmıştır Bu sebeble, her gün safları sey- rekleşmekte ve müdafaa cephe- si sarsılmaktadır. Suriye, hariçten yardım gör memektedir, kendi yağile kav- | rulmak ıztirarındadır. Harekâ- | tın bataefle cereyan .ımı—hınıu; bir sebebi de lüzumsuzca kan dökmemek düşüncesidir. Bunun : la beraber, bu teenninin bir s0- nu olduğunda şüphe yoktur; ya- kında kat'i harekâta intizar e dilebilir. | Taztruz ordusu, Sayda, Şam | önlerine Diğer - iki Kol da Halep ve:Humus istika W metlerinde iİlerilemektedir. Beyrut üvarine yürüyen kol, | gelmiştir zaâ Ayas (Bursa) dahiliye eı cümeni mazbatasında — ileri rülen esaslara temas ederek çiftçi malının korunma mesele- sinin bu Mmazbatada izah edil- diği gibi bir dahili emniyet ve asayiş meselesi olduğunu — ve bu bakımdan alınacak tedbir - lerin zaten mevcut bulunan em-| niyet ve asayiş teşkilâtının için | de yapılacak bazı tadillerle bu | maksadın temin — olunabileceği mütaleasında bulunmuştur. Refik İnce (Manisa| kendin- den önce söz almış olan hatip- lerin işaret ve kaydettikleri hu- susatın mevzu müzakere lâyi - hanın daha esaslı bir tetkike ih tiyaç göstermekte olduğuna bir delil olarak sandığını " söylemiş ve lâyihanın bazı tahrir ve ifa- de eksikliklerini işaret ile teşkil —a kesik araziden ve bir çok hattı içtimaları kateden yoldan geç- mek mecburiyetindedir. Bu yol, kolaylıkla tahrip ve müdafaa edilmektedir. Şamda kat'i bir müdafaa ha- Zırlığı göze çarpmaktadır. 'Di- | ğer taraftan, müzakerelerin de devam ettiği haber verilmekte dir. | Bu tevakkuf ve tcenni devre- lerinde şimalde ilerliyen kuv- vetlerin çemberi tamamlıyacak larını sanıyoruz. Bu vaziyet karşısında Suri- yenin uzun müddet müda: a dilebilmesi ihtimali yok gibidir. Uzun bir intizar, nisbeten bü- yük 'taarruz kuvyetlerini — oya- lar ve zararlar doğurur. O se- beple, kat'i ameliyenin — icrası için Çök zaman geçmiyeceğini zannediyoruz. | kası şube ve ajanları marifetiyle Üne K tkm ilürken muhte- | ileri sürüldü | edilecek heyetlere lüzum gör - mediğini bu heyetlere ait vazi-| felerin köy ihtiyar heyetlerile kazalarda belediyeler tarafın- dan yapılabileceğini Böylemiş- tir. Galip Pekel (Tokat) köylü mallarının esasen bugünkü mev zuatla korunmakta bulunduğu- nu işaret ve izah ettikten sonra muhteii* encümen tarafından | teklif edilmiş olan esasların tat | bikten :onra muhtelit encümen tarafından teklif edilmiş olan| esasların tatbikatta ikilik doğu racağını, Dahiliye ile Ziraat ve- kâletini karşı karşıya getirece- ğini bundan maada yeniden bir takım teskilâta yol açacağını söylemiştir. Feritun Fikri (Bingöl) Refik İncenin lâyihada bazı tahrir ve ifade eksiklikleri bulunduğu yolundaki mütaleasma karşılık vererek böyle bir şey mevcut ol- madığını bu projenin kademe kademe tekemmül ettiğini izah | eylemiş ve diğer hatipler tara - fından İleri sürülen mütaleaları da 'tahlil etmiş ve demiştir ki: Orta yerde bir ıztırap vardır bir yara vardır. O halde bir çare bulmak lâzımdır. İşte bu kanun © çareyi bulmak yolunda bir hamledir. Reşid Tangut (Maraş) lâyi - hanın uzun tetkiklerden — sonra| umumi heyete geldiğini ve bu- nun tetbikat sahasında iyi ve noksan taraflarının anlaşılabile ceğini kayd ile bu kanunla çift| Çiye kendi malını kendisi arzu etmişse bile korumak vazifesi verilmekte olduğunu — söylemiş ve kanunlün bir ân evvel çika - Tilması temennisinde bulunmuş- tur. Muhtelit, encümen mazbata muharriri Şinasi Devrin söz al- mış olan hatiplerin ileri sürdük- leri Mütülealara cevap Vermiş| ve müzakerenin kifayeti etrafın | da verilen bir takrir ile lâyiha- nın heyeti umumiyesi üzerinde- ki müzakere kâfi görülerek mad delere geçilmiştir. Meclis Çarşamba günü topla- nacaktır. Afyon mahsulü mu- bayaa ediliyor Avkara, 16 (a.a.) — Toprak | Mahsulleri Ofisinden tebliğ edil- miştir: 1—1941 senesi afyon mah-| sülü geçen senelerde — olduğu| gibi, haşhaş ekimine müsaade edilen sahalarda müesses Tür- kiye Cümhuriyeti Ziraat Ban- müstahsilden mübayaa edile -| cektir. 2 — Mübayaaya 15 haziranda başlanacak ve 15 eylülde niha- yet verilecektir. — Bu müddet Zarfında — afyonlarını Ziraat Bankası şube ve ajanlarına sat-| mıiyanların, müddetin hitamın - dan sonra, vukubulacak müra- caatları ve serdedecekleri ma- zeretler kat'iyen kabul edilmi - yecektir. 3 — Asgari bir kiloya kadıır ı:,ıl a arzedilen afyonlar müba- uhlı(kk[ır Amerıkada Alman Kosoloslukları kapatıldı (Bap tarafı 1 inclde) | mazdan acı acı şikâyet etmiş ve demiştir ki Eğer bir Alman korsanı bir Amerikan harp gemisinin takibine uğrarsa ya bir İngiliz harp gemisinin gelmesini bel liyecek yahüt da kendini takip eden bu Amerikan gemisinden kurtulmak için onu batıracak tır. Bu takdirde de B. Roosevelt Amerikayı harbe sokmak için güzel bir bahane bulmuş olacak tır. | tarafından hurdahaş edilmiş bu | Teketi beşeriyeti kutlanmağa cıgnlx., KI İngiiizE— ara Amerâka'ıfa hitap etti (Baş tarafı 1 Inci saytada) ettiği bir nutukta Amerikanın kendi şahsına gösterdiği itimat' tan bahsederek ezcümle şöyle demiştir: — Gözlerimizin önünde efsa-| nevi bir tarih tekevvün ediyor.| Bunun nasıl biteceğini bileme- | yiz. Fakat Atlas denizinin her iki kıyısında hepimiz tekrar ediyoruz, hepimiz hissediyoruz | ki bugün bizim istikbalimizle daha bir çok nesillerin istikbali mücadele mevzuudur. Beşer ca- miasının müstakbel karakteri- nin alacağımız kararlar ve ya - ratacağımız menkibelerle taay- yün edeceğine eminim. Böyle ulvi mesuliyetlerle kar gilaşmağa davet edildiğimiz için | Mütcessir olmamalıyız. Bilâksi geçireceğimiz imtihanlardan gu rur duyarak bu ulvi saatte doğ- muş bulunduğumuz için sevin- meliyiz. Henüz muzaffer gibi görünen müthiş bir hastalık Avrupa ve Asya üzerine gölgesini salmış bulunuyor. Kanunlar ve adetler kırılmış, adalet yuvasından ko- vulmuş, zayıfların hakları çiğ nenmiş ve B. Rooseveltin o ka- dar müteheyyiç bir lisanla bah- settiği aziz hürriyet — istihfafla | zincire vurulmuş, insanlığın bü tün azameti, dehası, başarıcılı- ğı, bir program - tahtında maki- neleştirilmiş, barbarlıkla teşki lâtlandırılmış bir tethiş sistemi lunmaktadır. Bir seneden fazla oluyor ki biz İngilizler, sizin muhabbet ve hürmetinizle şahlanmış ola- rak ve yenilmez irademizle dai- ma artan kütle halindeki yar - dımımızın verdiği ümitten kuv- vet alarak mukavemet ediyo- Tuz. Bu İngiliz adalarında biz, ba- yağı ve zalimane bir cesarete mahküm edilen bir düzüne ka- dar devlet ve milletin en aziz hak ve ümitlerinin sadik bekçi- leri olarak duruyoruz. 'Ne olur- Sa olsün sonuna kadar mukave- met edeceğiz. Daha bir kaç se- ne evvel, bugün ortadan kaldırıl miş bulunan büyük, küçük bir Ççök milletlerin müttehit bir ha- mecbur kaldığı bu müthiş imti- handan kurtarabilirdi. Fakat ©| devirde ne doğru görüş, ne de birlik vardı. Milletler birer bi- yer zorba kuvvetin kendilerini yakalayıp yere sermesine veya-| hut dahilde yapılan mahirane | entrikalarla zehirlenmesine te- vekkül gösterdiler. B. Churchill nutkunu şu söz- lerle bitirmiştir: — Şimdi ihtiyar arslan, yav rularile beraber öldürücü silâh- lar taşıyan ve nevmidi ile kudur muşçasına saldıran avcılara tek başına mukavemet etmektedir. Düşman facianın bir kere da ha tekerrür edeceğini ümit edi- yor. Fakat hayır bu, tarihin so nu değildir. Yıldızlar bile mahrrkelerinde beşeriyetin halâsını istiyorlar. Milletlerin ileri yürüyüşü o ka- dar kolayca durdurulmaz. Nuru hürriyet o kadar kolay söne - mez. Fakat vakit azdır. Geçen ’n Bay ı-uuı resi geçirmeğe devam etmekte | ve şehre sulh yolu ile girilmesi | için yapılan müzakerelerin neti. cesini beklemektedir. Fakat ay- | ni zamanda şehrin muhasara al tına alınması da devam eyle -| mektedir. Şam'ın düşmesinin şimdi çek yakın olduğu hakkın- da Hür Fransız kaynaklarından verilen haberden bahseden sa- bah gazeteleri, Şam'ın bu 24 sa: | at zarfında düşeceğini söylemek tedir. Teehhürün sebebi, Fran- | sanın Sofya elçisi B. Blondel ile | görüşmek ve Şamın teslimi için | müttefiklerin ileri sürdüğü şatr | kendisine bildirmek - üzere| Türkiyeye gitmiş olan general Delhomme'un pek yakında vu- ku bulacak arzusunun beklen - mesidir. Suriyede bir Fransız - Alman işbirliği mi? Berlin, 16 (a.a.) — Yarı res- mi bir kaynaktan - bildiriliyor: Dün Âlman bomba tayya - relerinin Suriye sahili açıkların- da oldukça kuvvetli bir İngiliz filosuna — yaptıkları taarruzun Fransız kuvvetleriyle işbirliği - nin bir ifadesi olarak telâkki edilip edilmeyeceğine dair ga- zetecilerin sualine Berlinin si- yasi mahfillerinde şu cevap ve- Tilmiştir: “Bu taarruz İngiltereye karşı yapılmakta olan “mücadelenin safhasıdır. Alman hava kuvvet- lerinin askeri hedefine gelince bu tâli bir meseledir. — Alman hariciye nezaretinde beyan o- lunduğuna göre Alman - Fran- sız askeri işbirliğinin teferrüatı | hakkında hiçbir. şey bilinme -« mektedir.,, Fransızlar taarruza mı T Vichy, 16 (a.a.) — Fransız deniz tayyarelerinin müdahale- si sayesinde İngiliz donanma- sı Suriye sahillerinden uzaklaş- tırilmıştir. Şamdaki Fransız kuüvvetleri üç muhtelif istika - mette taarruza — geçmişlerdir. Doğru olmıyan bir haber Vichy, 16 (aa.) — DIN.B.: ajansı bildiriyor: Ofi ajansının Beyrittan bi dirdiğine göre Tngilizlerin Ha-| lebi çevirerek Akdenize indik - leri hakkındaki haberler haki - kata tetabuk etmemektedir. Bu haberler daha önce 18 ve 15 haziranda da tekzip edilmişti. O günlerden beri ise Firat mın- takasında düşman hücuma geç Mmemiştir. | İngiliz ve Fransım Yiloları arasında Beyrüt, 16 (aa.) — “Ofi a- jansı bildiriyor: Bu sabah şafakla — beraber harp gemilerimiz. Beyrut açık- larında iki kruvazör ve torpido- dan mürekkep bir İngiliz kuv vetine karşı harbe tutuşmuş - lardır. Hiçbir. hüdise olmamış- tır. Rumanya harbemi | her ay, katetmek mecburiyetin- de olduğumuz yolu uzatmakta ve tehlikelerini arttırmaktadır.| Müttehit olursak dayanacak, parçalanırsak yenileceğiz, Bir - lik olmazsak dünyayı yeniden zulmet kaplıyacaktır. Birleşmiş olarak hareket edersek dünyayı kurtarmağa ve ona yol göster- meğe muvaffak olacağız. cağı Japonyadan yükselen yeni bir tehdit (Baş tarafı 1 Inci sayfada) masında hayati derecede alâka- dar — bulunan devletleri bir a-| raya toplayan bir muahededir Bu itibarlı pakt, Hodbinane mütaler veya hesaplar ih- tiva etmemektedir. Eğer Ame- rika Birleşik devletleri Avrupa harbine girecek olurlarsa — ja- ponya da haysiyet ve şerefini korumak için harbe girmeğe hazır - bulunmalıdır. Japon manevraları nghay, 16 a.) Cenup istikametinde Japon harp gemi- lerinin tahaşşüdü — hakkındaki| haberlere dair öğrenildiğine gö- re, bir kaç Japon harp gemisi | Şekiang açıklarında — mahdut| nigbette manevralar yapmakta- dır. Manevralara pek çok Ja - pon tayyareleri iştirak eylemek | tedir. hazırlanıyor göre telim için askere alınan - | lardan hiç kimse tecil edilmiye- cektir. Başka bir tebliğe göre et motörlü nakil vasıta - anın Bükreş elçisi -izahat larmı — toplamaktadır. — Sov: vermek üzere Moskovaya — git-| aftan Sovyet Rusya arasında bir harp a dair dolaşan Tiva - 'alnız Moskova tarafın - ir. Bu tekzip is yapmamış- yetler dan tekzip ediln | Berlinde hiç bir a! tır. | Cripps yakında Moskovaya dönecek Londra, 16 (a.a.) — Reüter ajansı bildiriyor İngilterede bulunan İngilte - Te Moskova büyük elçisi Sir Stafford Cripps'in vazifesine dönmekten imtina et- tiği hakkındaki haber resmi mahfillerde teyit edilmemekte - dir Reuter ajansının — diplomatik muhabirinin bildirdiğine Cripps, Edenle ve sair hükümet erkâniyle — görüşmelerini bitir- dikten Sonra Moskovaya döne- cektir. Rumanyada ısıklar tekrar karartıldı Bükreş, 16 (a Radyo vasıtasiyle neşredilen bir tebliğ- de bu akşam saat 7 den itibaren takmar peçeleme — ve karartma göre, İngiliz ' önünde taaarruzu (Baş tarafı 1 inci sayfada) | Bu esnada başka kollar, Şam kapılarında bir tevakkuf dev -| (Baş tarafı 1 Incide) cum yapılmış ve Klişe Mendi- reğinde bilhassa şiddetli bir in- filâk olmuş ve çikan yangınla - rın ziyası 150 kilometre uzak-| tan görülmüştür. Gece de Bar.*' diadaki düşman kampına ve Derue tayyare meydanına hü- cum edilmiştir. Tayyare mey - danımda büyük bir yangın çık- mıştir. Gazala'da dün tahrip edildiği | bildirilen iki tayyareden başka | yerde bulunan ve hüviyeti ta- yin edilemiyen dokuz tayyare - nin daha imha edildiği ve So - fafi'de dün düşürüldüğü bil - dirilen tayyareden maada Mes- | serchmit. tipinde iki tayyarenin daha imha edildiği gimdi öğre- | nilmiştir. Resmi Harp tebliğleri (Baş tarafı 1 inci sayfada) 2.000 İtalyan askeri teslim ol - muştur. Göller muharebesinden sonra general Pralormo, tüme- ninin bakiyesile dağlara kaçmış| ve'o zamandanberi Habeş va- tanperverleri tarafından müte - madiyen hırpalanmışlardır. Ni- hayet yardımsız kalan general teslim olmustur. Daha şimalde — imparatorluk kuvvetleri başlıca İtalyan te- cemmüüne karşı harekete de- vam etmektedir. Timma mıntakasında Habeş yatanperverleri düşman kuvve-| tine karşı şiddetle harp etmek - tedir. Fakat Jimmanın zaptında ne askeri ne de siyasi bir fayda yoktur. Assab mintakasında, mühim | Maccaeo t*tayyare meydanını 13 Haziranda işgal ettik. Irakta, kaydedilecek mühim bir şey yoktur. Suriyede, Vichy kıtalarının şiddetli mukavemetine rağmen müttefik kuvvetler sağ cenahin da -Kisve'yi ve-sahilde Saydayı!| ” muvaffakiyetle işgal etmişler- dir. Hedef Alman girişine mâni olmak ve daha mühim Alman kuvvetlerinin muvasalâtına te- kaddüm etmek olan bir hare -| kette lüzumsuz kan dökülmesi- ni önlemek için bütün gayretler sarfedilmiş olmasına rağmen merkez -mıntakamızda şiddetli muhabere inkişaf «etmektedir. Alman resmi tebliği Berlin, 16 (a.a.) — Alman or- duları başkumandanlığının teb- liği: “Alman hava kuvvetlerinin İn- | giliz ticaret — gemilerine karşı | yaklaşmak ve dünya nimetler Bayfa Askerlik bahisleri Harp Cehennemi (Baş tarafı 8 üncüde) ve yakın emareler bir sağnağın kopacağını gösteriyor. Kııdıltı iğimiz veçhile emni- yetli, samimi ve şahıslarına iti- Mat edilir dosltar #olay bulun- Miyor ki sözleri mesmu ve taş vassut ve müdahaleleri makbul olsun. Maalesef sözde ve teminatta, asaletsizlik yüzünden dünyanın şirazesi bozulmuştur. Maamafih fenalıkları ve cü- Tümleri şuyu bulmuşken töv - bekâr olmuş ve ıslâhı hal etmiş insanlar da vardır. Muharip devletler de müteka- bil emniyeti son 'defa tecrübe efseler, birbirlerine samimiyetle yaklaşsalar, anlaşsalar ve yek- diğerlerine inansalar acaba ha- yırlı bir netice çıkar mı? Fikir prensipleri, yeni nizam- lar ve haysiyet umdeleri 'mi bu tekarrübe mânidir? Bir tecrübenin bin nasihattan ve uzun münakaşalardan daha hayırlı olacağıma ve çıkmaz s0- | koklara sapmaktan ve devamlı harplerden müraccah buluna- cağıma göre muhariplerce kar- şılıklı emniyet dairesinde — bir hareket — tecrübesi yapilmak Tümkün değil midir? İnsanların —müniferid hayat tarzları bile yekdiğerine uymaz- ken milletlerin ve hükümetle- rin ideal prensipleri — ve sosyal hayat ve nizamlarında mutaba- kat aramak çok güçfür. Lâkim muhal değildir. (Harbin Sonunu) yalnız silât kuvveti getirecekse hiç güphe yoktur ki dünyaya kara sefa- let de beraber gelecektir. Yer içtimai mahrumiyet ve 1s- tırap levhalariyle dolacaktır. Milletlerin kalblerinde kin ve gayz bir an € iyecektir. Sefalet havasını teneffüs e- denlerin ciğergâharımndan ah ve eninden başka hoş bir sada tık- mıyacaktır. Harbin — sonüna ne tekrar sulh ve süküm içinde kavuşmak için ne yapıp yapıp (umumi emniyet) in tesisine var kuvvetleriyle çalışmak ve millet lerin hürriyetlerini iadeye uğ- raşmak ve ilâhi kudret önürde zebun olduğumuzu bilerek küf- ranı nimetten vazgecmek: ve mumiyetle temiz kardeş pol kası takip eylemek artık düaya ııkı'ııleri için bir vecibe hükmü (Baş tarafı 1 inci sayfad> lü hastabakıcılar ilk suali cevap vermeğe - başladilar, -i lerinden bir tanesi: — Ben, dedi, buraya kaydo- lunurken- başlıca iki sey dü- şündüm. İlk olarak düşün güm, Şüphesiz iktidarım mü - saade ettiği kadar vatanıma hizmet etmek ikinci olarak da yeni ve faydalı bir bil- gi elde ederek malümatımı faz- lalaştırmaktır. Bir başkası — Biz dedi, her zaman erkek- mücadelesinde yeni muvaffa - kıyetler elde edilmiştir. Atlân- tikte Cebelüttarıkın garp isti- kametinde bombardıman yareleri kuvvetil 'bir hima: ftında giden bir kafileye hücı ederek ceman 21.000 tonilâto - lük 5 gemi batırmışlardır. Şimali Afrikada düşman pek büyük kuvvetlerle Sollum miın -| takasında taarruza — gecmiştir. Hareket akim kalmış, düşmanın teşebbüsleri İtalyan teşi karşısında mizin yardımı ile kırilmıştır. Elde edilen malümata göre 60 İngiliz tankı imha — edilmiştir. Muharebe devam etmektedir. Hariciyede tayinler Ankara, 16 (Hususi) — Ba- tum konsolosu Atıf, Triyeste konsolosu Hasan, Roma büyük elçiliği başkâtibi Haydar, Gü- mülcüne kançıları İbrahim, Fili be muavin konsolosu Zekâi, u Ali ithem, Hakkı Milâno muavin konsol: Rıza, Batum kançıları İsm nakledilmi; ı iyeste konsolosluğuna Ta- lât Rauf, Batuma Cemual Toy Roma üçüncü kâtipliğ Gümülcüne muavin kon- luğuna Celâl, Filibeye Ah med, Milâno konsolosluğuna Dâniş, Batuma Emin, Üskübe Kâmi tayin edilmişlerdir tedbirleri ilân edilmiş- tir. Tebliğde bu tedbirlerin ni: çin alınmakta oldukları hakkın- da izahat verilmemektedir. Sovyet Rusyada müanevralar Londra, 16 (aia.) — İsviçre radyosunun bildirdiğine — göre Sovyetler birliğinin — muhtelif yerlerinde tankların ve para şüteülerin de iştirak ettiği bü- yük manevralar yapılmaktadır. lerimizle boy ölçmeğe uğraşı- yoruz. Vatan — müdafaasında Onları masıl — yalnız. birakırı Babalarımız, ağabeylerimiz neşte, karda, her zaman ve her yerde hudutlarımızı - beklerken biz de kendimize en çok yal işi seçmekte nasıl tereddüd & deriz. — Peki dedim, bir harp esna- sında en ileri hatta, bir çadırda bulunmanız lâzım gelecek, bu- nun için 'ne düşünüyorsunuz? — Bu şekilde çalışmağa mec- bur olursak o zaman duyaca- ğımız his, en büyük bir iftihar hissidir. Bir diğeri grurla atıldı: — Biz şimdiden amelivatlar- | da bile bulunduk. Hattâ iki gün evvel otopside bulunduk. Bu suretle sinir imtihanını muvaf- fakıyetle verdik. Sonra buraya yazıldıktan sonra hayatı daha başka türlü görmeğe başladık. — Nasıl? — Ne bileyim, eskiden daha mı - tecrübesizdik, her neden hayat bizlere daha başka türlü tahaneniz hakkında orsunuz? ahaneyi tam umduğu- muz gibi bulduk. Çok kıymetli kadın ve erkek hocalarımız. bi- ze karşı fevkalâde nazik hare- ket ediyor ve ellerinden geldik - leri kadar çok şey öğretmeğe çalışıyorlar. Onlara cidden çok müteşekkiriz. enç hastabakıcılar — gönül verdikleri çok güzel meslekle - rine yarın da ayni saatlerde, ni heves ve arzu ile devam et- mek üzere evlerine gitmek için yanımdan uzaklaştıkları vakit her zamanki fedakâr ve temiz Türk kızlarının yeni yollarda ne büyük şevkle çalıştıklarını yakından görmüş olmaktan bü Yük bir iftihar duyuyorum.